05 Şubat 2016

,

Papaz


“İşkenceci, konuşturmak için sadece cellat yöntemine -yani bedensel ve psikolojik işkence yöntemlerine- başvurmaz. Cellat yönteminin bir tamamlayıcısı olan Papaz yöntemine de başvurur. Bu yöntemde, bazı işkenceciler ‘iyi insan’, ‘ilerici polis’ pozlarına bürünerek sohbet, ikna, satın alma, vaatte bulunma, ayrıcalık verme gibi hile taktiklerini kullanırlar. Burada da amaç aynıdır: Kişiyi çözmek, onun ideallerine ve örgütüne ihanet etmesini sağlamak.”

Yaşar Ayaşlı Adressiz Sorgular’da söylüyor bunları. Papaz ve cellat ayrımı üzerinde duruyor.

İşkence veya başka her türlü saldırıyı özel-kişisel varlığa saldırı olarak almamak gerekiyor. Saldırının devlet nezdinde toplumsal-tarihsel karşılıkları bulunuyor. Devleti kendisi gibi özel-kişisel bir şey zannedenler, yanılıyorlar. Bunlar, tersten, devlete hizmet ediyorlar.

Dolayısıyla, işkencede kullanılan bu cellat-papaz yönteminin topluma teşmil edilecek bir yanı bulunuyor. AKP şahsında Bülent Arınç ve tüm Fethullah dinamiği, bugün bu papaz rolünü oynuyor. Zahirde tespit edilen ayrışma ve klikleşme, alttaki gerçekleri örtbas ediyor. Egemenlerin sesi-nefesi-ruhu, işyerlerine, tarlalara, kampüslere sızacak bir kanal buluyor.

Özellikle Gezi’den beri “devlette iki klik var, bunlardan birinin yanına hizalanalım, barış ellerini tutalım, bunlar İslam’ın ittifak kurulacak en uç kesimi, onlarla anlaşalım” diyenler, papazlık yaptıklarının farkında değiller ya da belki de farkındalar.

Ama şunun net bilincindeler: ifrat tefrit içindir. Yani bu papazların, örneğin, soyut devrimcilik veya silâh veya kitle gibi konularda ifrata kaçmalarının sebebi, en azla yetinmeyi makulleştirmek, tefrite meyyal hâllerini meşrulaştırmak istemeleridir. Faşizm böyle sızıyor, böyle muhkem kılıyor kendisini.

Oysa Mao’nun sözüne atfen “soyut devrimcilik de gübreden değersizdir.” Somuttan neşet etmemiş bir irade, batıldır.

Bu koşullarda papazların herkesi bireysel varoluşa ikna etme girişimleri, başarılıdır. Bir işkence yöntemi toplumsallaşmış, genele teşmil edilmiştir. AKP gerçeği içerisinde yol bulmak isteyenler, Doğu Perinçek isimli ecdatları gibi, belirli pozisyonlar almaktadırlar. Onun dışında edilen allı pullu lafların anlamı yoktur.

Perinçek, Erdoğan’ın, onun öğrencileri de Bülent Arınç’ın yanında saf tutmaktadırlar. Tüm devrimcilik edebiyatı, bir ifrat hâli olarak, bu saf tutmanın kılıfıdır, bahanesidir.

İmralı Notları ile gündeme düşen ses, buzdolabının kapısının açılırken çıkardığı sestir. Küçük burjuvalara ise gene kitleleri söz-yetki-karar iradesinden uzak tutma işi verilmiştir. Postmarksistler, postdevrimciler, Marksizm ve devrimcilik pozları kesecek, tüm imkânları tahakküm altına almak isteyecek, bunların kitleler için taşıdığı anlamlar silinip atılacak, özel varoluşa mahkûm edilecek, Marksizm ve devrimcilik, tüm imkânları ile birlikte bu topraklarda sökülüp atılacaktır. Papazların görevi, cellatların şiddetini makul bir kıvama çekmektir. Mazlum halkların beyazlar içerisindeki fil avcılarına ihtiyacı yoktur.

Eren Balkır
5 Şubat 2016

0 Yorum: