24 Şubat 2016

, ,

Kwame Nkrumah


Nkrumah: Darbeden Elli Yıl Sonra
24 Şubat 1966’da Gana bağımsızlık hareketi lideri ve yirminci yüzyıl Afrika devrimi mücadelesinin baş mimarı Dr. Kwame Nkrumah’a karşı bir darbe gerçekleştirildi. 1949’da kurduğu Halk Kongre Partisi eskiden İngilizlerin sömürgesi olan Altın Sahil’i 1957’de ulusal bağımsızlığına kavuşturmuştu.
Darbe esnasında Vietnam’daki ABD müdahalesine son vermek için görevlendirilmiş bir barış misyonunda yer almaktadır. Cumhurbaşkanı Nkrumah, Çin Halk Cumhuriyeti başbakanı Chou En-lai’ye danışmak için Pekin’e uğrar, oradan da Hanoi’ye gitmeyi planlamaktadır. Nkrumah Chou ile bir araya gelir ve orada Chou’ya Gana’da askerî darbe olduğu söylenir. Chou ilk başta inanmaz ama sonrasında Çinli lider devrimci mücadelede bu türden yenilgilerin yaşanabileceğini söyler.
Darbeyi alt rütbe askerler ve polisler gerçekleştirmiştir. Bu noktada CIA ve ABD dışişleri bakanlığından yardım alırlar ve onlarla koordineli bir çalışma yürütülür. Halk Kongre Partisi [HKP] üyeleri öldürülür, tutuklanır, sürgüne gönderilir, öte yandan parti basını, ulusal radyo ve televizyon istasyonları ele geçirilir. CIA ve iktidarı ele geçiren ordu-polis kliği HKP bürolarına saldırması için karşı-devrimci kalabalıkları cesaretlendirir. Nkrumah’ın ve diğer sosyalist liderlerin kitapları yakılır.
Kendilerini “Ulusal Kurtuluş Konseyi” [UKK] olarak adlandıran darbe liderleri ülkeye sığınmış, Gana’dan politik ve askerî eğitim alan ulusal kurtuluş hareketlerine mensup kadroları sınır dışı eder. Gana devriminin ve Afrika devrimlerinin diğer dost müttefikleri hükümetteki, eğitim sektöründeki ve medyadaki görevlerinden uzaklaştırılır.
Genel kanaate göre CIA ilk başta sürece epey müdahil olmuştur. Lyndon Johnson yönetiminde dışişleri bakanlığı dosyalarının üzerindeki gizliliğin kaldırılmasından sonra bu gerçek tüm çıplaklığı ile görülür. Afrika’dan sorumlu dışişleri müsteşarı G. Mennen Williams Nkrumah’ın Yeni Sömürgecilik: Emperyalizmin Son Aşaması isimli kitabın yayınlanması ardından 1965 sonunda Washington’daki Gana büyükelçiliğine bir protesto mektubu göndermiştir. Kitapta Washington ve Wall Street’in Afrika’daki hâlen devam eden azgelişmişlikte oynadığı merkezî rol üzerinde durulmaktadır.
Nkrumah ve Afro-Amerikan Tarihi
Nkrumah 1909’da Gana’nın Nzima bölgesinde doğar. Yüksek eğitimi için 1935’te ABD’ye gider. Pensilvanya Lincoln Üniversitesi’nde 1854’te kölelik döneminde kurulan Siyah Tarihi Koleji’nde okur.
Üniversite sosyal bilimler, felsefe ve teoloji eğitimi alan Nkrumah için ideal bir ortam sunar. Afrikalı Öğrenciler Derneği’nin yürüttüğü çalışmalar üzerinden Afro-Amerikan mücadelesine dâhil olur. Derneğin birkaç yıl başkanlığını yapar. Aralarında Dr. W. E. B. Du Bois, Dr. William A. Hunton ve Paul Robeson’ın bulunduğu Afrika Çalışmaları Konseyi’nde yer alır.
Üniversite günlerinde Nkrumah berbat işlerde çalışır, yoksulluk çeker. Ruhsatlı presbiteryen papazı olur. Bu sayede Afro-Amerikan kiliselerinde konuşma imkânı bulur.
1945’te ABD’den ayrıldıktan sonra İngiltere’ye yerleşir. İki yıl kaldığı bu ülkede Manchester’da Beşinci Panafrika Kongresi’ni örgütler. Toplantının başkanı Du Bois’tir. Diğer Afrikalı kurtuluş hareketleri de bu kongrede yer alır. Kongreye katılan isimlerden bazıları şu şekildedir: yirmilerin sonu ve otuzların sonunda Komintern ile çalışma yürütmüş olan Trinidadlı George Padmore; solcu Marcus Garvey’in eşi Ashwood Garvey; Kenyalı Jomo Kenyatta ve sendikalar ve çiftçi örgütleri temsilcileri, ayrıca kimi öğrenciler.
1947 sonunda Gana’ya dönen Nkrumah 1949’da Halk Kongre Partisi’ni kurar. İngiliz emperyalizmine karşı halkı örgütlediği suçuyla iki kez hapse atılır. Şubat 1951’de sömürgecilerin kontrolünde gerçekleşen reform seçiminde partisinin aldığı destek sayesinde Nkrumah hapisten çıkar ve ülke Mart 1957’de bağımsızlığına kavuşana dek yürürlükte kalacak geçici düzenlemenin parçası olan hükümet işleri lideri olarak atanır.
Bağımsızlık dönemi boyunca Gana Afro-Amerikalı siyasetçiler, sanatçılar, uzmanlar ve işadamları için bir sığınak hâline gelir. Bunların bir kısmı Nkrumah’ın hükümetini destekler, zira bu kesimler 1961 sonrası CIA ve dışişleri bakanlığının baskılarına maruz kalmışlardır.
Yüzlerce Afro-Amerikalı Gana’ya yerleşir. Bu isimler arasında yazar, dansçı ve Afrika kurtuluş hareketlerinin destekçisi Maya Angelou, Mayıs 1964’te Gana’yı ziyaretinde Malcolm X’e mihmandarlık yapan işçi ve eğitimci St. Louis’li Alice Windom ve Gana’yı terk ettikten sonra Çin’de Robert Williams ve Mabel Williams ile çalışmış komünist parti üyesi ve sendikacı Vicki Holmes Garvin bulunmaktadır.
Robert Williams’a yapılan saldırılar esnasında ABD’yi terk eden romancı ve deneme yazarı Julius Mayfield Gana’da çıkan African Review gazetesinde gazeteci ve yazı işleri müdürü olarak çalışır. Gazete HKP hükümetini destekleyen, panafrikanist bir gazetedir. Gana vatandaşlığı verilen W. E. B. Du Bois Encyclopedia Africana’nın direktörü yapılır. Du Bois’in eşi Shirley Graham Du Bois politik örgütçü, komünist parti üyesi, velut bir yazar ve yapımcıdır. Nkrumah onu Gana Ulusal Televizyonu’nun başına getirir.
Şubat 1966’daki darbenin ardından birçok ilerici Afro-Amerikan zorla ülkeden çıkartılır. Bu, iktidara gelen Ulusal Kurtuluş Konseyi’nin emperyalizm yanlısı niteliği ile ilgili bir gelişmedir. Dr. Du Bois Ağustos 1963’te vefat eder. Gana hükümetinde önemli bir sima olarak çalışmakta olan Shirley Graham Du Bois ev hapsine alınır. Gana’yı terk ettikten sonra Mısır’a ve oradan da Çin’e gider. 1976’da burada vefat eder.
50 Yıl Sonra: ABD Afrika’yı Hâlâ İstikrarsızlaştırıyor
Afrika’ya dönük müdahalelere karşı yürütülen anti-emperyalist mücadele 1966 yılında olduğu gibi bugünde geçerliliğini muhafaza ediyor. Nkrumah’ı deviren darbeden elli yıl sonra CIA ve dışişleri bakanlığı hâlâ Afrika devletlerini ve ilerici hareketleri istikrarsızlaştırmak için elinden geleni yapıyor. ABD Afrika Komutanlığı [AFRICOM] kıtanın muhtelif bölgelerine havaalanları, insansız hava aracı istasyonları ve askerî üsler inşa ediyor.
Nkrumah’ı deviren darbeyi tasarlayan ABD emperyalizmi. Burada amaç Afrika devriminin ilerleyişini durdurmak ve Afro-Amerikalıların mücadelesinin uluslararasılaşmasına mani olmaktı. Ancak altmışların sonundan doksanlara kadar tüm dünya genelinde dayanışma yönünde atılan adımlar arttı. Güney Afrika ve Namibya’daki beyaz azınlığı idaresine ait kalıntılar temizlendi.
Burada şu tespiti yapmak önemli: Nkrumah’ı otuzlardan 1966 darbesine, oradan da Romanya’da 1972’de ölene dek etkileyen ana unsur politik Afro-Amerikan örgütleridir.
Genç Afro-Amerikalı eylemciler ABD’deki, Karayipler’deki, Latin Amerika’daki, Avrupa’daki ve Afrika’daki kurtuluş mücadelesiyle nerelerde kesiştiğini incelemelidirler. II. Dünya Savaşı sonrası dönemden yirmi birinci yüzyılın başına dek ulusal kurtuluş, panafrikan birliği ve sosyalist perspektif açısından muazzam kazanımlar elde edilmiştir.
Bugün ABD’deki gösterilerde polis karşıtı gösterilere ve Afro-Amerikalılara karşı uygulanan şiddetin protesto edildiği eylemlere vurgu yapılmalı ama Afrika’da süren mücadeleleri de görmezden gelmemek gerek. Bu gelişmeye dikkat edilmezse Afro-Amerikalı hareketi tüm Afrika’da kendisi gibi düşünen güçlerin oluşturduğu müttefiklerden kopacaktır. Ayrıca enternasyonalizme yapacağı vurgu ile birlikte Afro-Amerikalı mücadelesi tüm dünya genelinde müttefikler elde etmek suretiyle bastırılması güç bir potansiyele kavuşacaktır.
Abayomi Azikiwe
21 Şubat 2016

0 Yorum: