8 Aralık’ta IMF Baş Sözcüsü Gerry Rice, şunları
söyledi:
“IMF
Yürütme Kurulu bugün toplandı, para politikasını değiştirmesi sebebiyle resmî
kredi sağlayıcılarına olan borçlara artık hoşgörü gösterilmeyecek. Birkaç gün
içerisinde bu politik değişikliğin kapsamı ve gerekçesine dair detayları
paylaşacağız.”
Faaliyetlerine gerçek manada başladığı 1947
yılından beri Dünya Bankası, ta ilk başkanı John J. McCloy’dan Robert McNamara,
oradan Robert Zoellick ve neokon Paul Wolfowitz’e kadar ABD Savunma
Bakanlığı’nın bir şubesi olarak hareket etti. Başından beri ABD ihracatını,
özellikle tarım ürünlerinin ihracatını destekledi, bunu da Üçüncü Dünya
ülkelerini kendi halkını beslemek yerine büyük çiftliklerde üretim yapmaya
yönelterek yaptı. (Bu ülkeler, ABD hububatını ithal etmek zorundaydı.) Ama banka, ABD ihracatına dönük teşvikini ve dolar bölgesiyle ilgili desteğini
enternasyonalist bir kılıfa bürüdü ve ABD için hayırlı olanın dünya için de hayırlı olacağını söyleyip durdu.
IMF, bugün ABD’nin yürüttüğü Soğuk Savaş’ın
yörüngesine girmiş durumda. Salı günü son elli yıl için dünya genelindeki
finans sistemini bütünleştiren mevcut koşulları ortadan kaldıracak radikal bir
karar aldı. Geçmişte IMF, başını ABD, Almanya ve Japonya’nın çektiği kredi
sağlayıcı ülkelerin katılımını mümkün kılmak suretiyle, hükümetler için kurtarma paketleri
hazırlama konusunda öncülük etme imkânına sahipti. Eğer bir ülke, herhangi bir
devlete finansal açıdan borçlu ise IMF’den kredi alamıyor, dolayısıyla diğer
hükümetleri içeren paketlerden istifade edemiyordu.
Doların hâkimiyetine girmiş küresel finans sistemi, son elli yıldır bu şekilde işliyor. Bu sistemden ABD doları ile kredi
sağlayanlar istifade ediyorlar.
Ama Salı günü IMF, Yeni Soğuk Savaş’a dâhil oldu. Ödeme
imkânı bulunmayan ülkelere borç para vermeye mani olan kendi kurallarına karşın
IMF, Ukrayna’ya borç para verdi (Bu kurala 2001’den beri “Artık Arjantinler
Olmasın” kuralı deniyor). Bahar’da Ukrayna’ya kredi veren IMF Başkanı Christine
Lagarde, barış umudunu yinelemeyi de ihmal etmedi. Ama Cumhurbaşkanı Poroşenko, bu açıklamadan kısa bir süre sonra aldığı parayı Doğu’daki Donbass kentinde
Rusça konuşan halkla yürüttüğü iç savaşı tırmandırmak için kullanacağını
söyledi.
IMF ihracatının önemli bir kısmının yapıldığı bir
bölge burası. Rusya’yı da içeren bu pazar, bugün öngörülebilir bir geleceğe dek
kaybedilmiş durumda. Bu, uzun bir fasılaya işaret ediyor, zira ülkenin başında
2014 kışında gerçekleşen sağcı darbenin ardından devreye sokulan ABD destekli
cunta var. Ukrayna, sadece özel sektördeki tahvil sahiplerine değil, Rus
hükümetine de ödeme yapmayı reddetti.
Bu husus, Ukrayna’nın IMF yardımlarından
yararlanamamasına sebep olmalıydı oysa. Ukrayna’nın Yeni Soğuk Savaş dâhilinde
Rusya ile girdiği savaşa para aktarmayı reddetmek, barış için önemli bir adım
olabilir, ülkenin her yanına sirayet etmiş yozlaşmayı kökünden söküp
atabilirdi.
Bunun yerine IMF, Ukrayna’nın siyasetine arka
çıkıyor, kısa süre önce Kırım’ın elektriğini kesmeyi de içeren son saldırıların
başındaki kleptokrasiyi ve sağcıları destekliyor. IMF’nin üzerinde ısrarla
durduğu tek husus, ülkenin refahının muhafaza edilmesi. Ukrayna para birimi
grivna, bu yıllar dâhilinde üçte bir değer kaybetti, emekli maaşları (büyük
ölçüde enflasyon sebebiyle) kırpıldı, yolsuzluk ise yoğunluğunu hiç
kaybetmeksizin varlığını korudu.
Tüm bunlara rağmen IMF, yolsuzluğun gerçek manada
ortadan kaldırılmasına mani olmak amacıyla, meclisi ve adalet kurumlarını
kontrolünde tutan oligarklara dönük ödemelere ve ülkenin bu oligarklara
bağımlılığını bir biçimde finanse edecek yeni kredileri artırmaya devam
edeceğini duyurdu.
Altı aydan fazla bir süredir ABD Maliye Bakanlığı
ile Soğuk Savaş yanlıları arasında yarı gizli bir tartışma sürüyor. Tartışma, Ukrayna’nın Ruslara ait devlet fonuna olan üç milyar dolarlık borcunun üzerine
nasıl yatılacağı ile ilgili. Bazıları, bunu “mide bulandırıcı borç” olarak
nitelendiriyor ve ABD destekli diktatörler aleyhine sonuçlar doğurabileceğini
söylüyor.
Neticede IMF, Ukrayna’ya gerekli parayı verdi.
IMF bunu yaparak, yeni politikasını da ilân etmiş
oldu: “Biz, sadece ABD’nin müttefiklerine ABD doları cinsinden borç veririz.”
Bu, Rusya’ya karşı yürütülen Soğuk Savaş derinleştikçe, dolar bloğu içinde,
dünya genelinde tüm yönleriyle gelişmiş bir krizin başgösterdiği anlamına
geliyor. Krizin bir tarafında dolar bloğu ve onun uydusundaki avro ile diğer
ABD yanlısı para birimleri diğer tarafında ise ABD’nin finansal ve askerî
yörüngesinde olmayan BRICS ve öteki ülkeler duruyor.
Rusya ne yapmalı? Bu meseleyle ilgili olarak Çin
ve diğer BRICS ülkeleri ne yapmalı? IMF ve ABD’deki neokonlar, dünyaya şu mesajı
gönderdiler: dolar bölgesi ve onun uydu ülkeleri dışındaki ülkelere borç
vermeyeceksiniz.
O hâlde doların hükmetmediği bu ülkeler, neden IMF
veya Dünya Bankası içerisinde yer alıyorlar? IMF, dünyayı BRICS ve
ABD-Avrupa’nın neoliberal finans sistemi arasında ikiye bölüyor.
Rusya IMF’den çekilmeli mi? Peki ya diğer ülkeler?
Bunun ters görüntüsü şu
olabilir: yeni Asya Kalkınma Bankası ruble-yuan bölgesine giren ülkelerin
borçlarını ABD doları ya da avro cinsinden ödemek zorunda olmadıklarını ilân
edebilir. Bu da zımnî olarak IMF’deki kopuşun başlayacağı yerdir.
Michael Hudson
9 Aralık 2015
9 Aralık 2015
0 Yorum:
Yorum Gönder