Mao’nun bahsini ettiği, “burjuvazi üzerinde tüm
yönleri kapsayan bir diktatörlük tesis etmek, “tüm iktidar halka” demenin başka
bir yoludur.
Ama bunu kendimizi kitlelerin yerine ikame edersek
yapamayız. Muktedir olabilmesi için halkın tarihsel-diyalektik materyalizmle
kuşanması ve tüm toplumu dönüştürmek için verdiği gündelik mücadelelerde
örgütlenmesi gerekir. Mücadelenin her bir aşamasında halk, bu devrimci dünya
görüşünü akılda tutmalıdır.
Revizyonizm, sınıf işbirliğinin ve idealizmin
sıcak ve rahat yalanlarının soğuk ama özgürleştiren hakikate tercih
edilmesidir. Revizyonizm ilkesiz tavizlerdir, ipini kopartmış liberalizmdir,
sadece kendine hizmet eden yalandır, işler zorlaştığında korkup geri
çekilmektir.
Revizyonizm, doğru yol mücadeleye ve fedakârlığa
ihtiyaç duyduğunda hep makul bir seçenek sunar, düşman şekere bandırılmış
mermiler yağdırdığında, para dolu çuvalların ağzını açtığında o, hemen kolaya
kaçar. Gerekli adımı atmak yerine ehveni şeri seçer. Revizyonizm poz keser,
herkesi aldatır. Kızıl bayrağı etkisiz kılmak için kızıl bayrak çeker göndere.
Marksizmin devrimci özünü ortadan kaldırmak için Marx’ı putlaştırır.
Revizyonizm, devrimci proletaryanın kılığına bürünmüş burjuva ideolojisidir.
Onunla her gün mücadele edilmelidir.
Liberalizm, can düşmanımızdır. Sol neoliberalizm,
devrimci proleter sosyalizmle çelişir. Devrimci enterkomünalizm anlamında Pantercilik,
bu dönemde uygulanabilir bir ideolojidir.
Geçmişte kapitalist emperyalizmin zinciri en zayıf
halkadan kırılıyordu. Bugünse karşımızda iliklerine kadar çürüyen bir sistem
durmaktadır. Sınıf atlamaya ve orta sınıfın genişlemesine destek vermek şöyle
dursun bu sistem, orta sınıfı ezmekte, yoksulluğu yaygınlaştırmaktadır. Yoksulu
soyup soğana çevirmek ve her şeyi zenginlere peşkeş çekmek suretiyle bu sistem, ancak Panter
iktidarının doldurabileceği bir boşluk meydana getirmektedir. Huey Newton bu meseleyi şu şekilde ifade etmektedir:
“Bu
akşam Kara Panter Partisi’nin programı üzerinde durmak ve mevcut ideolojik
konumumuza nasıl ulaştığımızı, On Maddelik Program’ın uygulanmasını neden
gerekli gördüğümüzü açıklamak istiyorum. On Maddelik Program, kendi içinde ne
devrimcidir ne de reformist. O, hayatta kalmak için hazırlanmış bir programdır.
Biz halk olarak soykırım tehdidiyle karşı karşıyayız, çünkü ırkçılık ve faşizm, ülkemizde ve tüm dünyada gemi azıya almış durumda. Bundan da Kuzey Amerika’daki
yönetici sınıflar sorumlu. Niyetimiz, topyekûn dönüşümü gerçekleştirmek için bu
durumu değiştirmek. Ama o topyekûn dönüşüm gerçekleştirilene dek bizim
varlığımızı sürdürmemiz gerekiyor. Varlığımızı sürdürmek için de bizim hayatta
kalmamız şart. Bunun için bizim On Maddelik Program gibi bir hayatı idame
kitine ihtiyacımız var. Bu program, işlevsel ve yaratıcı zihinlere sahip,
sağlıklı çocuklar yetiştirmek için gerekli. O çocuklar doğru beslenmezlerse
böylesi bir zihne sahip olamazlar. Çocuklar için kahvaltı programı
hazırlamamızın sebebi bu. Ayrıca toplum sağlığı programlarımız da var. Otobüsle
taşıma ile ilgili program da yürürlükte. Bunun adı Tutsak Aileleri ve Yakınları
Otobüsü. Amerika genelinde hapishaneleri işleten faşist rejimin kalleşliği
gizlice yapmayı sevdiğini gördük. Dolayısıyla tutsakların yakınlarını,
ailelerini ve dostlarını hapishanelere götürebilirsek faşistlerin
kalleşliklerini ifşa edebileceğimizi düşündük. Bu da hayatta kalma programının
bir parçası.
Hayatta
kalma programlarımızı zulme verdiğimiz cevap dâhilinde ele almalıyız. Öte
yandan onun devrimci bir program olduğunu iddia edemeyiz. Devrimleri,
sertliğini muhafaza eden, kuvvetli isimler yaparlar. Ortada bir halk yoksa devrim
de olmaz, çünkü devrimleri halklar yaparlar.
İleride
düzenleyeceğimiz Devrimci Halkın Anayasa Kongresi’nde belirlediğimiz ana konu, ‘Halka
Hizmet Üzerinden Hayatta Kalmak’tır. Kongremizde tüm hayatta kalma programımızı
takdim edeceğiz. Bu program, bir uçak düştüğünde kullanılacak ilk yardım kiti
gibi işleyecek, onun sayesinde denizin ortasında bir sala kavuşacaksınız.
Sahile çıkana dek veya kendinizi mutlu ve sağlıklı hissedeceğiniz vahaya varana
kadar bazı şeylere ihtiyaç duyacaksınız. Sahile çıkmak için gerekli şeylere
sahip değilseniz varolma ihtimaliniz de olamaz. Bugün iktidar bizi ‘bir gün
sonrayı veya devrimi göremeyeceksiniz’ diye korkutmaktadır. Kara Panter Partisi,
halkın tümden yıkıma uğramasını asla kabul etmeyecektir. Nitekim bu amaç
doğrultusunda bir ayrım çizgisi çektik, dolayısıyla artık her türden faşizme,
saldırıya, zorbalığa ve cinayete hoşgörüyle yaklaşmayacağız. Oturup onların
bizi öldürmelerine izin vermeyeceğiz. Herkes kendisini koruma yükümlülüğüne
sahiptir. Eğer kişi kendisini korumuyorsa onu intiharla suçlamak gerekir: bu,
gerici bir intihardır çünkü onun ölümüne gerici koşullar sebep olmuştur. Hiçbir
şey yapmazsak durumu kabulleniyoruz, bizi öldürmelerine izin veriyoruz
demektir. Bunu kabul etmeyeceğiz. Eğer elimizde az sayıda seçenek varsa oturup
Almanya’da Yahudiler gibi ölümü beklemeyeceğiz. O noktada Varşova’daki
Yahudiler gibi öleceğiz!
Nerede cesaret varsa, insanlar nerede kendilerine saygı duyup
onurlarını koruyorsa orada koşulları değiştirip zafere ulaşmamız mümkün
demektir. Buna devrimci coşku denir, zaferi güvence altına almak için bize
böylesi bir mücadele gereklidir. Öleceksek devrimci intiharla ölelim. O tip bir
intihar, ‘madem öleceğiz, madem bu dünyadan göçüp gideceğiz, kimse beni
süpürgeyle süpürüp atamayacak. Sopayla kovalanmayı tercih ederim çünkü
süpürgeyle süpürülüp atılmak beni küçültür, kendime dönük saygımı zedeler. Sopayla
kovsalar en azından onurumu korur, köpek gibi değil insan gibi ölürüm’ der.
[Huey Newton/Boston Koleji
Konuşması -1970]
“Halka Hizmet Et” ismini taşıyan hayatı idame etme
amaçlı programları devrimci ajitasyonla, eğitimle ve örgütlenme pratiğiyle
birleştirmek suretiyle kapitalist emperyalizmin, ırkçılığın (kimi durumlarda
kastçılığın) ve polis devletinin baskıları karşısında tüm dünyada birleşik bir
cephe inşa etmeyi öne alan yaklaşım bağlamında biz, ezilen toplulukları
kültürel, toplumsal ve politik devrimin zeminine dönüştürebiliriz.
Ezilen kesimleri, tüm proletaryayı ve tüm halk
kitlelerini harekete geçirecek unsur olarak seferber edebilir, böylelikle
onları ayağa kaldırıp tarihin dizginlerini elimize alabiliriz. Tüm dünya, toplulukların
tamamının birleştiği tek bir toplum hâline gelmiştir, dolayısıyla devrimci
enterkomünalizm, dünya komünizmine geçiş konusunda başvurulacak, makul bir
adımdır.
Neoliberalizm saçmalıktır, çünkü burjuvazinin
gerçekle bir ilişkisi kalmamıştır. Sonuçta burjuvazi çöküştedir, iktidarı artık
elinde tutamayacak durumdadır.
Forbes dergisine göre, dünya nüfusu içerisindeki en zayıf
kesiminin yarısının elindeki servete beş zengin sahiptir. Dünyadaki zenginliğin yarısı,
bugün nüfusun sadece yüzde biri kadarlık bir kısmının elindedir. Servet, on
kadar aileye aittir. Bu süreç yetmişlerle başlayan neoliberal dönemde iyice yoğunlaşmıştır. Washington Adil Büyüme Merkezi’nin de ifade ettiği biçimiyle, “Eskiden
Amerikalılarda yaşam standardı her kuşakta ikiye katlanırdı ama 1980’den beri
bu durum geçerli değil. İşçilerin yarısının altında, yarısının kısmen üstünde
olduğu yaşam standardı ortalamasındaki gelişim, 1980 civarı durdu.” Öte yandan
en zengin yüzde birin servetindeki ortalama yıllık artış, 1980’den beri yüzde
üçe ulaştı. Gelir dağılımındaki uçurum, giderek derinleşiyor.
Trump’ın “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapma” vaadi,
su üstünde durmak için çırpınıp duran orta sınıfta karşılık buldu, ama öte
yandan zenginlerin gemisi daha da yükselmeye devam ediyor. Kendi yatlarında
parti yapanların oranı yüzde 0,01. Zenginler daha da zenginleşiyor, orta sınıf
bata çıka ilerliyor, yoksullar ise daha da yoksullaşıyor. Huey Newton’ın ta
1970 yılında bugüne ışık tutan kehanetinde dile getirdiği biçimiyle:
“Eğer
şuan ülkeyi yönetenler iktidarda kalmaya devam ederlerse, görebildiğim
kadarıyla, kapitalistler halkla zerre ilgilenmedikleri için teknolojiye dayalı
mekanizmalarını geliştirmeyi sürdürecekler. Bu nedenle ben, onların halk daha
fazlasını talep edene, nihayetinde onların kellesini isteyene dek mümkün olduğu
ölçüde daha fazla para kazanma mantığına uygun hareket etmelerini bekliyorum.
Eğer hemen devrim olmazsa, ‘hemen’ diyorum çünkü teknoloji
sahasında atılım üstüne atılım yaşanıyor (hatta Ay'a bile gidiliyor) ve eğer
yönetenler iktidarda kalmayı sürdürürlerse, proleter sınıf işsiz kalacak ve zaten
işsiz olan lümpenler sınıfına dâhil olacak. Yönetenler yüzünden her bir işçi
risk altında. Lümpen proleterlerin devrim yapma potansiyeline sahip olduğunu ve
yakın gelecekte halkın çoğunluğunu teşkil edeceğini tam da bu sebeple
söylüyoruz.”
[Huey Newton/Boston Koleji
Konuşması -1970]
1970’ten beri lümpen proletarya (“eksik işçiler”)
hükümet eliyle yürütülen, insanları kitleler hâlinde hapse tıkma stratejisinin
ana hedefi olarak iş gördü. Bu süreçte ABD’de mahkûmların sayısı sekiz kat
arttı.
Dünya ölçeğinde 7,6 milyar insanın 3 milyarı, günlük
2,5 doların altında seyreden bir gelirle hayatta kalmaya çalışıyor. İki milyar
insanın bir banka hesabı yok, finansal hizmetlerden faydalanmıyor. Yarısından fazlası,
günlük üç doların altında ücret alıyor. Dolayısıyla dünya nüfusunun büyük bir
kısmını “eksik” olarak nitelemek gerekiyor.
ABD’de yoksulluk sınırı yıllık 12.060 dolar. Bakmakla
yükümlü olduğunuz birileri varsa veya Alaska ya da Hawaii’de yaşıyorsanız “yoksulluk
sınırı” biraz daha yükseliyor. Gelgelelim ülkedeki hiçbir eyalette asgari ücret
alan insanların maaşlarıyla bir ev alabilmesi mümkün değil. Bu “eksik”lerin
para kazanmak için akçeli işlere bulaşması kimseyi şaşırtmasın.
Lümpendeki zihniyet, esasen burjuva zihniyetinin
yoksula has versiyonu. Öte yandan devrimci bir lümpen, devrimci ve proleter bir
dünya görüşünü benimsemek zorunda.
Tam da bu sebeple Yeni Afrikalı Kara Panterler
Partisi Hapishane Şubesi (NABPP-PC) ile Birleşik Panter Hareketi’nin (UPM) stratejisi,
“zulmün kölelik hapishanelerini kurtuluş okullarına dönüştürmek olmalı.”
Hem devrimci hem çete üyesi olmak, ölümüne
devrimci veya devrimci milliyetçi olmak demek değildir. Ama gene de on maddelik
programımızı tümüyle desteklediği sürece herkes Birleşik Panter Hareketi’ne
katılabilir. Fakat partiye katılmak demek, her işe aday olmak, partinin
ideolojik-politik çizgisini savunup temsil etmek demektir.
Panterciliği aydınlatan ışık,
Marksizm-Leninizm-Maoizmdir (MLM), ilk Kara Panter Partisi’nin ve onun
müttefiki olan oluşumların teoride ve pratikte yaptıkları katkılardır. İlk KPP’nin
katkılarını aldık, anladık, inceledik, pratiğe döktük, elde edilen sonuçları
yeniden idrak ettik, kavrayışımızı derinleştirdik ve çizgimizi daha da ileriye
taşıdık.
Teorik açıdan silâhlarımızın sağlam olduğuna, bu
aşamada anlayışımızın daha fazla pratik içine girdikçe derinleşip
genişleyeceğine eminiz. Mao’nun da ifade ettiği biçimiyle: “İdeolojik ve politik
çizginin doğruluğu veya yanlışlığı her şeyi tayin eder. Partinin çizgisi doğru
olduğunda her şey yolunda gider. Politik çizginin takipçisi yoksa bulacaktır. Politik
güce sahip değilse o güce kavuşacaktır.”
Mücadele ve zafer için cüret et.
Tüm iktidar halka!
Tom Watts
16 Ocak 2018
16 Ocak 2018
0 Yorum:
Yorum Gönder