28 Nisan 2020

,

Mutlak Eşitlikçilik Üzerine



Vaktiyle mutlak eşitlikçilik, Kızıl Ordu içerisinde epey ciddi bir sorun hâline gelmişti. Bu konuda birkaç örnek verilebilir.

Yaralı askerlere ayrılacak istihkak konusunda kimileri hafif ve ağır yaralılar arasında ayrım yapılmasına karşı çıktı ve istihkakların eşit dağıtılması yönünde bir talep dillendirdi. Bazen subaylar at bindiğinde bu, görevlerinin ifası için gerekli bir şey değil de eşitsizlik alameti olarak değerlendirildi.

Örneğin bir ara erzakın eşit dağıtılması talep edildi, bazı özel durumlarda daha fazla kesinti yapılmasına itirazlar gelişti. Pirincin taşınması konusunda yaşa veya fiziksel duruma bakılmaksızın, herkesin sırtında aynı miktarda yük taşıması gerektiği söylendi. Konaklama yerleri konusunda eşitliğin tesis edilmesi istendi, hatta karargâh daha büyük odaları kullanıyor diye saldırıya uğradı.

Meşakkatli görevlerin eşitlik temelinde tahsis edilmesi istendi, bazıları bir başkasından biraz daha fazla iş yapmak istemez oldu. Hatta bu konuda öyle ileri gidildi ki iki yaralıya tek bir sedye düştüğü durumlarda yaralıların biri diğerine sırasını vermediği için ikisi de taşınamadı.

Bu örneklerde de görüldüğü üzere mutlak eşitlikçilik, Kızıl Ordu’daki erler ve subaylar arasında hâlen daha görülen oldukça ciddi bir meseledir.

Tıpkı politik meseleler noktasında karşımıza çıkan aşırı demokrasi meselesi gibi mutlak eşitlikçilik de zanaatkâr ve küçük köylü ekonomisinin bir ürünüdür. Aralarındaki tek fark ise birinin maddi konularla, diğerininse politik konularla ilgili olarak ortaya çıkmasıdır.

Bu meseleyi düzeltme konusunda başvurulacak yöntemse şudur:

Kapitalizmin ilga edilmesinden önce mutlak eşitliğin köylülere ve küçük mülk sahiplerine ait bir yanılsama olduğunu, sosyalizm koşullarında bile mutlak eşitliğin bulunmadığını, zira maddi eşyanın ve ihtiyaçların sosyalizmde hem “herkesten yeteneğine göre herkese emeğine göre” ilkesine göre hem de iş sürecinin ihtiyaçlarının karşılanması temelinde dağıtılacağını tespit etmeliyiz.

Kızıl Ordu’da maddi eşya ve maddi ihtiyaçlar, subaylara ve erlere eşit ücret verilmesinde olduğu gibi, az çok eşit bir biçimde dağıtılmalıdır. Böylesi bir dağıtıma mücadelenin mevcut şartları ihtiyaç duymaktadır. Ama öte yandan aklın sınırlarını zorlayan mutlak eşitlikçiliğe karşı çıkılmalıdır, çünkü o, mücadelenin bir ihtiyacı değildir, hatta aksine, mücadeleye köstek olmaktadır.

Mao Zedung
Aralık 1929

[Kaynak: Selected Works, Foreign Language Press, Pekin 1965, Cilt 1, s. 110-111.]

0 Yorum: