Newton vs. Cleaver:
Kara Panter Partisi’nde İki Farklı Çizgi
“Eldridge
Cleaver: ‘Gerçek şu ki, partide bir bölünme var. Sağ kanat, liderliğin
dizginlerini eline aldı ve Panter’e kendi damgasını vurdu. Öncü parti, çocuklar
için ücretsiz kahvaltı kulübüne dönüştü.’
Cleaver
bu sözlerinde ciddi miydi? Yoksa bu söyledikleri, onun çok bilinen büyük
metaforlarından biri, hatta en tuhafı mıydı? Benim de içinde olduğum ötekiler,
bu sözleri işitince önce şaşkınlıktan bir donup kaldılar, ardından ellerindeki
kalemler, soğuktan, tuttukları not defterlerinin üzerinde yapıştı.
Cleaver,
‘ben partinin sol kanadını temsil ediyorum. Uluslararası Kanat’ın karargâhı Cezayir’dedir.
Biz, Ulusal Kanat’taki reformist David Hilliard ve onun kurduğu nepotist hiyerarşide
gerici kardeşi June ve aptal karısı Pat tarafından temsil edilen sağ kanadın
tasfiye edilmesinin zamanı geldiğini söylüyoruz’ dedi.
Zihnim
neredeyse kilitlenmiş, cevap bile veremez olmuştum. Duyduklarımıza inanmak asla
mümkün değildi.
Çünkü
Cleaver bombayı patlatmıştı: ‘Babil sakin. Domuzlar rahat. Neden? Çünkü öncü,
silah çekmesi gereken yerde çocuklara kahvaltı hazırlıyor!’ […]”[1]
Kara Panter Partisi’nin iyi ve kötü yanlarını
adamakıllı incelerken sürekli aynı hata yapılıyor. Birleşik Devletler
tarihindeki en devrimci parti olan Kara Panter Partisi ve bu partinin üyelerinin
yapmış oldukları teorik çalışmalar, günümüzün pratiğini hâlen daha etkilemeye
devam ediyor. Enterkomünalizm teorisi, her ne kadar daha çok idealist olarak
tanımlanabilecek olsa da, bu teorinin yararlı ve kusurlu yanları mevcut.
Neoliberalizm ve otomasyon çağında Huey P. Newton,
o epey saygı uyandıran, dikkate değer analizinde, geleneksel “işçi sınıfının”
lümpenleşmekte olduğu ve dolayısıyla da lümpen-proletaryanın ya da
yarı-proletaryanın, aynı Çin’deki köylülerin devrimin temel gücü olduğu gibi,
birinci dünyadaki devrimde temel güç olacağını söylüyordu. Birleşik Devletler’deki
mevcut düzene baktığımızda bu analizin doğru olduğunu görüyoruz. Kaybedecek çok
az şeyi olanlar ya da hiçbir şeyi olmayanlar, Yeni Afrikalı yarı-proleterler ve
lümpen proleterlerdir. “Lümpen İçin Bir Çift Söz” adlı yazımda şunu demişim:
“Lümpen
proleterler ikili bir karaktere sahiptirler. Sokağa ilk çıkacak olan onlardır,
çünkü işyerlerinde mücadeleye etmeye kabil değiller. Geçici işçiler
sendikalaşamazlar ya da kendilerini dinlemeyen, kendilerine zulmeden hükümetten
derman arayamazlar. Siyah lümpen proleterler oy kullanmazlar, paralı
siyasetçilerin dediklerine kulak asmazlar. Cleaver, (kendisini pek sevmem ama
sonuçta burada teori konuşuyoruz) Kara
Panter Partisi’nin İdeolojisi’nde sokaklardaki devrimi lümpenlerin
yaptığını söylüyor. KPP ‘işçi sınıfı’nı ‘proletaryanın sağ kanadı’ olarak
görüyordu, lümpenleri ise ‘sol kanat’. Çünkü, genel olarak anladığımız şekliyle
o dönemki (ve bu dönemki) ‘işçi sınıfı’, proletaryanın içinde legal solculuğu,
sendika mücadelelerini (ekonomizm) ve gerici, dinî figürleri destekleyen ve
aynı zamanda lümpen ayaklanmalarını hor gören kesimdir. Bu, tamamen legal bir
varlığa bağlı olan işçi sınıfına bir saldırı değildir. Fakat bu gösteriyor ki işçi
sınıfı bir sınıf olarak mücadele içinde genelde lümpenlerin sağına düşüyor. ‘İşçi
sınıfı’na mensup bir siyah, genelde yaşlı, sendikalaşmış (ki bu noktada en
büyüğü Uluslararası Hizmet Sektörü Çalışanları Sendikası’dır), kiliseye giden,
toplumsal olarak muhafazakar kimsedir. Biz onları tabii ki seviyoruz, çünkü
onlar bizim ailemizdir, onlar kitlelerdir ve onların örgütlenmesi gerekir.
Lümpenler ise, bu ‘işçi sınıfı’nın onların biçimsel de olsa yakaladığı istikrar
için yaptığı işleri yapmaktan, öyle bir istikrarı yakalamaktan mahrum torunları
ve çocuklarıdır. Bu kimseler [işçi sınıfı] protestolara katılabilir, fakat
polise karşı militan mücadeleye girişmezler, camı çerçeveyi indirmezler, hatta
çoğunlukla insanların böyle şeyleri yapmalarını engellemeye çalışırlar ve
onlara evlerine dönmelerini söylerler.”[2]
Ama öte yandan lümpen-proletaryayı örgütlemek,
fetişleştirmek, onun dikkat çekmesini sağlamak, hem teoride hem de pratikte
görünmez kimi tuzaklara düşülmesine neden olur. Bu, en güzel şekilde Eldridge
Cleaver’ın KPP içindeki köküne kadar lümpen bir aşırı-sol çizgiyi
somutlaştırmasında görülür. Tabii ki bugün Marksist-Leninist-Maoist bir parti,
kadınları sürekli seks objesi ve çocuk makinesi olarak gören, tecavüzcü ve
mağrur, pişmanlık nedir bilmeyen birisini kabul etmezdi. Fakat o zamanlar
1960’ların sonuydu ve KPP’nin hedefi, Huey Newton’ın “sokaktaki kardeşler”
dediği kitleye erişmek, onları disipline etmek ve örgütlemekti. Cleaver o aşırı
maçoluğuyla, o dönemdeki erkek ağırlıklı, ataerkil Yeni Afrika sokak kültürünün
siyasi çizgisinin mükemmel bir temsilcisiydi.
Cleaver, partiye bir yazar olarak prestiji ve
ileride partinin propaganda ve bağış kampanyalarında kullanabileceği, radikal
sömürgeci New Left çevresiyle olan
ilişkileri dolayısıyla alınmıştı.
Cleaver, Lin Piao ile karşılaştırılabilir. Lin
Piao, kendisini “yükseklerde uçan ilahi bir at” olarak görüyordu. Daha sonra
aşırı-solculuktan aşırı-sağcılığa savruldu. Cleaver meselesinde ise kendisi,
ülke çapında kendi şahsi hizbi ve bağlantıları için uğraştı. 1970’lerde ABD’de
silahlı mücadele sürdürmeye kadar giden pek çok Yeni Afrikalı şahıs ve grup,
tarihlerinin izini KPP’deki Cleaver kanadına kadar sürebilir.
Cleaver, Oakland’daki merkez tarafından öncülük
edilen ve başlatılan Ufuktaki Devrim İçin
Hayatta Kalma ismini taşıyan programları ekonomist ve yumuşak olarak
eleştiriyordu. Cleaver, mücadelenin öncü üslerini yaratan bu türden eylemleri
zaman kaybı olarak gören ve hemen silaha sarılarak polisleri ve devletin diğer
unsurlarını indirmenin zamanı olduğunu söyleyen bir konumdaydı.
Cleaver’ın hizbi, Hilliard Biraderler’in, Elaine
Brown’ın, Bobby Seale’ın ve diğerlerinin elindeki liderliği sağcı olarak
görüyordu ve onları tasfiye ederek partide “hemen şimdi silahlı mücadele”
çizgisini zorla hâkim kılmak istiyordu.
Ama parti, zaten silahlı mücadele içindeydi.
Hatırlayın; Parti ilk itibarını Oakland’da polislere karşı gerçekleştirdiği
silahlı devriyelerle ve Sacramento’daki Kaliforniya Eyalet Meclisi’ndeki
silahlı gösteriyle kazanmıştı. Panterlerle polisler arasında sık sık silahlı
çatışmalar oluyordu. Bunlardan en kayda değer olanı, Los Angeles’ta, özel birim
(SWAT) tarafından özellikle KPP’ye ve kadrolarına karşı geliştirilen taktiğin
ilk olarak sergilenmesiydi. New York’ta, Oakland’da, Los Angeles’ta ya da New
Orleans’ta; tüm KPP şubelerinde kadrolar Panter evlerini tahkim ediyor, silah
ve mühimmat stokları biriktiriyor, aynı zamanda askerî eğitime girişiyorlardı. Madalyalı
Vietnam Gazisi Geronimo Pratt bu işte liderliği üstlenmişti. Birçok Panter, partiye
Vietnam’dan geldikleri gibi alınmıştı. Partinin tüm varlığı silah etrafında,
silahın sergilenmesi ve kullanımı etrafında dönüyordu. Parti literatüründeki
her sayfada silahlar ve silahlı Parti üyeleri vardı. Fred Hampton, Bobby
Hutton, John Huggins, Bunchy Carter ve sayısız diğer üyeler, ya polis
tarafından ya da polisle bağlantısı olan rakip örgütler tarafından
öldürülmüşlerdi.
Esasında Cleaver’ın aşırı sert silahlı mücadele
çizgisi, ateşe benzin dökmekti. Huey Newton, doğru bir şekilde, devletin
baskıcı aygıtının ve iktidarının Panterleri hedef aldığının farkına varmıştı.
Partiyi kendilerinin, kendi çıkarlarının temsilcisi olarak gören kitleler ise,
Cleaver’ın istediği gibi bir geniş çapta silahlı mücadele yürütme konumunda
olmadığı için böyle bir hamleden zararlı çıkardı. Newton 1971’de şöyle
yazıyordu:
‘’Bir
devrimin doğru ele alınışı, halka ‘ya o ya o’ ültimatomu vermek değildir.
Aksine, halkın desteğini, onların ihtiyaçlarını gidererek kazanmalıyız. Daha
sonra polis ya da zulmün bir kurumu programı yok etmeye kalktığında, halk daha
yüksek bir bilinç ve eylem seviyesine ulaşacaktır. Sonrasında ise örgütlü yapı,
halkı birçok şekilde bununla başa çıkmaya hazırlandıkları bir noktaya
yönlendirebilir. 1966 yılında halk bizimle olumlu ilişki kurduğunda
yürüttüğümüz strateji buydu. Bu sebeple Kara Panter Partisi, Eldridge Cleaver
ile bir çelişkiye düştü ve Cleaver Parti’den ayrıldı, çünkü biz herkesi sokağa
döküp bir devrim yapma niyetinde değildik. Halk şu an o noktada değil. Bu
çelişki ve çatışma bazılarına talihsiz bir olay olarak görünebilir, fakat bu,
diyalektik sürecin bir parçasıdır. Bu çelişkinin sonucu, bizi yanlış
analizlerden ve yanlış vurgulardan kurtardı. Artık halkın ihtiyaçlarını pek çok
şekilde destekleyecek, halkın gerçek sesi olacak bir topluluk yapısını inşa
etmeye doğru ilerleme noktasında elimizi kolumuzu bağlayan hiçbir şey yok”[3]
Esasında Huey, hapisten çıktıktan sonra daha fazla
Parti üyesinin ölümünü ve içeri atılmasını durdurmak için Eldridge Cleaver ve
onun hizbi tarafından tezgâhlanan aşırı-sol çizgiye müdahale etti, bu çizgiyi
doğru yola sokmaya çalıştı ve Oakland merkezli Parti liderliğini yeniden ele
geçirdi. Egomanyak Eldridge Cleaver ise partiyi böldü. Daha sonra aşırı
sağcılığa savruldu, Cumhuriyetçi ve Mormon oldu, 1960’lı ve 70’li yıllarda
savunduğu her şeyden vazgeçti.
Pek kim haklıydı? Yeni Afrika halkı silahlı
mücadele yürütmeye hazır olmadığı için Huey Newton haklıydı. Cleaver’ın verdiği
reçete, gerici intihardı. Cleaver’ın istediği şey, savaşmaktan başka işi
olmayanlardan müteşekkil gizli bir örgüttü, halkın günlük maddi ihtiyaçlarının
ise canı cehennemeydi.
“Öncünün
rolü, eğitim programlarıyla ve diğer aktivitelerle kitlelerin bilincini
yükseltmektir. […] Öncü parti, başlarda asla yeraltında faal olamaz. Bu durum,
onun etkileme imkânlarını daraltacak, eğitim ile ilgili hedefleri bağlamında
elini kolunu bağlayacaktır. Halk sizi bilmiyor ve size saygı duymuyorsa, ona
bir şey öğretemezsiniz. […] Kendisine “devrimciyim” diyen birçok insan, şu
hatalı görüş üzerinden faaliyet yürütmektedir: öncü parti, gizli bir teşkilât
olmalı ve bu teşkilât iktidar tarafından hiç bilinmemeli, kitleler, ara sıra
geceleri evlerine getirilip bırakılan mektuplar dışında, ondan haberdar
olmamalıdırlar. Yeraltında faal olan partilerin yeraltında gerçekleştirilecek
bir mitingi ilân edecek bildiriler dağıtması pek mümkün değildir.”[4]
Bu, zamanlarının çoğunu aşırı-süper-gizli öncüleri
donatmak için harcayan ve kendi şehirlerinde ve internette, çoğunlukla
kendilerinin tutuklanmasına yarayan aptalca ve maceracı eylemlerle bir avuç
solcu tarafından bilinmek isteyen devrimcilere güzel bir ihtardır. Böyle
kişiler, en yoksul, en düşkün kitlelerin günlük hayatlarından firar etmiş
kaçkınlardır, polisin fazla mesai yapmasından başka bir şeye yaramazlar.
Yasal ve yasadışı çalışma elbette yürütülmelidir.
Fakat sadece bir tanesi üzerine yoğunlaşmak, bir diğerini ihmal etmek demektir.
Bu tür bir yaklaşım, kitle tabanı oluşturma çabalarını yarım yamalak yürütecektir.
Sonuçta da parti, kitlelerden, dayanışma amaçlı ittifaklardan ve kapsamı daha
geniş olan mücadeleden kopacaktır.
Huey Newton ve partinin Oakland kanadı, Çocuklar
İçin Kahvaltı, Ücretsiz Ayakkabı ve Kıyafet gibi çeşitli programları hayata geçirirken
doğru bir iş yapıyordu. Bu işler kendi şahsi rızaları ya da devrimci bir
soyluluk/lütuf olarak gerçekleştirilmemişti. Devrimciler, Mao’nun kitlelerin
durumuyla alakadar olmamız ve çalışma yöntemlerine dikkat etmemiz yönündeki
ilgili öğretisine kulak vermeliydi.
“Kongreye
ciddiyetle şunu öneririm ki, toprak ve emekten yakıt, pirinç, yemeklik yağ ve
tuz gibi sorunlara dek birçok konuda kitlelerin esenliğine yoğunlaşmalıyız.
Kadınlar saban ve tırmık kullanmayı öğrenmek istiyor. Onlara bunu öğretecek
kimi bulabiliriz? Çocuklar okula gitmek istiyor. İlkokul yaptık mı? Şuradaki ahşap
köprü çok dar, insanlar geçerken düşebilir. Tamir etmeyecek miyiz? Birçok kişi
çıbandan ve diğer hastalıklardan muzdarip. Biz bu konuda ne yapıyoruz? Kitlelerin
durumunu ilgilendiren her şey gündemimizde olmalıdır. Bunları tartışmalıyız,
karar vermeli, kararı uygulamalı ve sonucunu gözden geçirmeliyiz. Kitleleri, sovyetlerin
onların çıkarlarını temsil ettiğini, hayatımızın tümüyle onların hayatlarına
bağlı olduğunu anlamalarını sağlamalıyız. Buradan hareketle onların sovyetleri desteklemelerine,
onların önüne koyduğu yüce görevleri anlamalarına, devrimci hareketi ülke
geneline yayıp devrimci savaşın görevlerini üstlenmelerine, böylelikle sovyetlerin
politik çağrılarına cevap vermelerine ve zafere dek mücadele etmelerine
yardımcı olmalıyız. Örneğin artık Changkang’daki kitleler şunu söylüyorlar: “Sovyetler,
Kızıl Ordu ve Komünist Parti çok iyi! Her şeyi bizim adımıza düşünüyorlar.”[5]
Eğer sen ve örgütün, halkın günlük ihtiyaçlarını
karşılayamıyorsanız, ev sahiplerine, patronlara ve diğer sömürücülere karşı halka
rehberlik edemiyorsanız, genel anlamda onu umursadığını göstermiyorsanız, o da
kalkıp eline silah almaz, o silahı da sağa sola ateş etmez. Buradaki
değerlendirmede güven ve devrimci bir topluluk yaratma meselesine idealist bir
açıdan yaklaşılmaktadır.
Huey bunun farkına vardı, onun liderliğindeki
parti kanadı, Cleaver çizgisinin etkisine girip kendilerini objektif olarak
toplumdan yabancılaştıran maceracı çizgileri düzeltti ve özeleştirisini verdi.
Yine de bazı hatalar yapıldı. Huey bir fahişenin
ölümünden sorumlu tutulup Küba’ya kaçtığında Elaine Brown’ın liderliğine giren
Oakland kanadı, Kaliforniya Demokratik Partisi’nin bir uzantısı hâline geldi.
Brown, Oakland’daki KPP’de tam olarak sağcı çizgi diyebileceğimiz bir çizgiyi
uyguladı. KPP’yi Demokrat Parti adayları için seferber etti ve ekonomizm
çukuruna yuvarlandı.
Ekonomizmden, ücretlerdeki artışın ve burjuva
siyasetçilerin bahşettiği “kazanımlar”ın devrimci mücadele olarak tasvir edilmesini
kastediyorum. Kazanımlar, halkın militan örgütü tarafından elde edilmeli, arka
odalarda oy pazarlıklarında değil, görevi siyasi iktidarı alarak burjuvaziyi
ezmek olan öncünün amacına ters olarak Parti’nin nüfuzunu kullanıp konum alarak
değil.
Brown’ın çizgisi sağa kayan bir çizgiydi, çünkü bu
çizgi, Körfez Bölgesi’ndeki kitleler için birtakım temel kazanımlar elde
etmişse de bu kazanımlar esasen burjuva seçimlerine katılım karşılığında
sağlanmıştı. Devrimcilerin burjuvazi taviz versin diye yaltaklanmasına gerek
yok, biz bunları ellerimizle koparıp alırız.
Ayrıca Brown’ın liderliğinde hareket eden Oakland
kanadı, sahip olduğu mühimmatı San Francisco Körfezi’ne döktü. Bu da sağcı bir
eylemdi. Devrimciler hiçbir zaman silahlarını bırakmaz.
1980’lerin başında varlığı son bulan Kara Panter
Partisi’nin kendisi bir kabuktu, o son günlerinde altmışlarda bir olduğu kitlelerin
ya da George Jackson ve Fred Hampton gibi şehitlerinin tanıyamayacağı bir
hâldeydi.
Peki başka ne yapılabilirdi? Bugünlerde aşırı-solculuktan
çok korkup sağa kaymanın ve kendimizi burjuva siyasetinin sınırları içinde
bulmanın tehlikeli bir şey olduğunu görüyoruz. Sağcılık, ABD’de ve diğer
emperyalist ülkelerde hâlen daha baş tehlike olarak duruyor karşımızda, çünkü
dünyanın emeğinin meyvesi büyük ölçüde burada bulunuyor, burada herkes tüm
bunları biz yaptık deyip dökülen kırıntıları kabul ederek işin kolayına
kaçıyor.
Halka hizmet/ufuktaki devrim için hayatta kalma
programları, ancak mücadelenin sınavından geçmiş, hakkındaki hükmü o
mücadelenin verdiği gerçek komünistler tarafından yönlendirilirse ve
sapmacılığın, oportünizmin tehlikelerine karşı uyanık tutmak için düzenli
siyasi eğitim tertiplenirse yararlıdır.
Demokrat Partililer ve tüm burjuva siyaseti, adi
birer zehir olarak görülmelidir. Bunu söyleyen çizginin popüler hâle getirilmesi
ve yayılması gerekmektedir. Kiracı örgütleri sınıf mücadelesinin bir aracı,
silahı olarak görülmeli, sürekli olarak daha militan bir çehreye doğru
bileylenmelidir. Silahlar hiçbir zaman bir nehre atılmamalı, ama aynı zamanda
fetiş hâline getirilip onlara tapılmamalıdır. Ayrıca silahlar, özellikle de
yoldaşlara karşı öyle olur olmaz yerde sallanmamalıdır.
Nihayetinde, demokratik
merkeziyetçilik ve Parti programları her daim yukarıda tutulmalı, birey ise
kendi istediği şeyi yapan “rock starları”nın yıldızının parlamasına mani olmak
adına kolektife tabi olmalıdır. Çünkü birey genelde ayrışma ve şahsi itibar
talep eder.
BRG
10 Ağustos 2019
Dipnotlar
[1] Elaine Brown, A Taste of Power: A Black Woman’s Story, Anchor Books, 1992, s.
220-221.
[2] BRG, “A Word for the Lumpen”, 23 Ekim 2017, Medium.
[3] Huey P. Newton, To Die For the People: The Writings of Huey P. Newton, Vintage
Books, 1972, s. 52-53. “On the Defection of Eldridge Cleaver from the Black
Panther Party and the Defection of the Black Panther Party from the Black
Community” 17 Nisan 1971.
[4] Huey P. Newton, a.g.e., s. 16.
[5] Mao’s
Road to Power: Revolutionary Writings, 1912-1949, Yayına Hazırlayan: Stuart
R. Schram, East Gate Book, 1997, Cilt 4, s. 718-719.
0 Yorum:
Yorum Gönder