03 Nisan 2020

Trinquier ve Galula

Bir ülkeyi çökerttiğinizde iyi bir mücadele vermiş olmazsınız. Bu, sadece sizin süreci iyi yönettiğiniz anlamına gelir. Çöküş, esasen düz anlamıyla, eksik yönetim demektir.”[1]

[Bernard Fall -1965]

Devrimci savaş, bir tür ihzar müzekkeresiyle yürütülemez.”[2]

[Albay Charles Lacheroy -1957]


“Kontrgerilla Faaliyetlerinin Clausewitz’i” olarak anılan David Galula, ABD’de geliştirilmiş olan kontrgerilla doktrini üzerinde olağanüstü bir etkiye sahiptir. Altmışlarda kaleme aldığı yazılar, 2008’e dek tercüme edilmemiştir. Galula’nın geliştirdiği kontrgerilla teorisi, Fransızların Cezayir devrimini bastırmaya yönelik faaliyetlerine dayanmaktadır.[3]

David Galula’nın iki kitabı var. Bu kitapların ilkini RAND Corporation yayımlamış, ikincisi ise Harvard Üniversitesi’nin desteğiyle basılmış. İki kitap da ayaklanmalara dair kapsamlı bir analizi ve kontrgerilla faaliyetleri ile ilgili reçeteler sunuyor. Galula’nın ilk kitabı, Cezayir’in Kabile bölgesinde gerillaya karşı sürdürülen savaşla ilgili somut deneyimlere odaklanırken, ikincisi savaştan öğrenilen kontrgerilla ilkelerini ortaya koyuyor.[4]

ABD, Galula’nın bu analizlerini Irak’ta yürüttüğü kontrgerilla faaliyetleri esnasında kullandı. Galula, ayaklanmaları iç dinamiklere dayanan olaylar olarak görüyor. Komünist ya da burjuva milliyetçi bir nitelik arz etmesi muhtemel olan bu ayaklanmalar, davaya bağlı çekirdek kadro üzerinden ilerliyorlar. Galula’ya göre bu hareketler, asayişi sağlama konusunda herhangi bir sorumluluğa sahip olmadıkları için kitleleri sürece dâhil etme imkânı buluyorlar. Ayrıca “bugüne dek görülmüş en tutkulu ırk olan Müslümanlardan oluşan milyonların arzu ve isteklerine seslenebiliyorlar”[5]

Galula’nın yazdığı kadarıyla kontrgerilla faaliyetleri dâhilinde hukuk sistemi, çok fazla muhalif ve gerilla yakalamaya imkân veren olağanüstü hâl tedbirlerine indirgenemez.[6] Bu sorunu, önleyici tedbirler kadar, isyancıların içine sızma ve onları gözetleme de çözebilir, bu nedenle “hukuk sisteminin mevcut sisteme uyarlanması, bürokrasinin güçlendirilmesi, polisin ve silâhlı kuvvetlerin tahkim edilmesi, eğer kontrgerilla liderliği kararlı ve uyanık ise, isyana dönük gayretlerin cesaretini kırar”.[7]

İlerleyen süreçte yerli uzmanların (veya yerlileşmiş Fransız uzmanların) yetiştirilmesine ihtiyaç duyulacaktır. Bu insanların korunması önemli bir meseledir. Bu koruma ise Cezayir genelinde askerlerin çekirge sürüsü gibi her yanı kuşatması ile mümkündür.[8]

Izgaralama veya kent ve kırsal bölgelerin tedrici olarak fethedilmesi, Fransız ordusunun ana taktiği hâline gelir. Burada amaç, isyancıların silâh gücünü kırıp halkı pasifize etmektir.[9] Pasifize etme sürecinde devreye ülke içinden müttefikler sokulur. Bu müttefikler, “Fransızlardan yana olan Müslümanları belirler, halkın çoğunluğu bu kişiler eliyle harekete geçirilir, hep birlikte isyancılar ve militan destekçileri yok edilir.”[10]

Yerel müttefiklere ek olarak ülkedeki Fransız askerinin varlığı kalıcılaştırılır, nüfus sayımı yapılır, gerekli ölçümler gerçekleştirilir, halk izlenir, sürekli gözetime tabi tutulur, uzlaşmaya gitmeyenler tutuklanır veya bunlara para cezaları kesilir, zorla çalıştırılır, ücretli olarak belirli yerlerde istihdam edilir.

Galula, Fransız paraşütçü birliğinin Cezayir Savaşı’nda Kazbah şehrini gerilladan temizleme faaliyetlerini büyük bir hayranlıkla anar, bu noktada “bana kararlı yüz asker verin, Paris gibi bir şehirde bile terör estiririm” der[11] ama bir yandan da koruma ve güvenlik tedbirleri üzerinden tarafsızmış gibi görünen sivil halkın ikna edilmesi suretiyle halkın rızasını alma meselesine de odaklanır. Galula, bu değerlendirmenin ardından kontrgerilla faaliyetlerinin “yasalar”ını belirler:

“İlk yasa. Hedef halktır. Halk, aynı zamanda savaşın gerçek sahasıdır.

İkinci yasa. Halk kendiliğinden destek sunmaz, her hâlükârda bu destek örgütlenmelidir. Halkın desteği, ancak kontrgerilla faaliyetlerinden yana olan halk içindeki azınlığın çabaları ile elde edilebilir.

Üçüncü yasa. Bu azınlık, ancak kontrgerilla faaliyeti yürüten gücün nihayetinde zafer elde edeceği görüldüğü noktada ortaya çıkar, çoğunluk, ancak bu aşamada azınlığın peşinden gider.

Dördüncü yasa. Halkın tavrını savaş sahasında çatışan davaların doğal vasıfları değil, şu iki temel soruya verilen cevap belirler: Hangi taraf kazanacak? Hangi taraf halkı en fazla tehdit ediyor ve hangisi halka en fazla korumayı sağlayacak?”[12]

Bu çıkarımlar, siyasetin özü konusunda çok az şey söyler ama öte yandan da politik sorunlara verilecek çözümlere odaklanırlar. Bugün ABD’de geliştirilmiş olan kontrgerilla doktrini, Galula’nın bu çıkarımları üzerine kuruludur.

İlginçtir, Galula esasen Fransa’da pek bilinen bir isim değildir. Fransa’daki devrimci savaş okulunu pratikte General Marcel Bigeard ve General Jacques Massu, teoride ise Albay Colonel Charles Lacheroy (ki kendisi sonrasında yarı faşist Gizli Ordu Teşkilâtı’nın üyesi olmuştur), General Jacques Hogard ve Albay Roger Trinquier temsil eder.[13]

Bu subayların içinde bilhassa Trinquier, ABD’nin Vietnam ve Latin Amerika’daki kontrgerilla pratiği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Trinquier’nin Modern Savaş isimli eseri İngilizceye çevrilmiş ve ABD’deki harp akademilerinde ve askerî okullarda okutulmuştur. Üstelik bu süreçte Trinquier, söz konusu kurumların başındaki eğitimcilerle sürekli yazışma imkânı bulmuştur.[14]

Roger Trinquier, Çinhindi’nde subay olarak faaliyet yürütmüş, ABD’nin Vietnam’da kendince yürüttüğü savaş esnasında taklit ettiği bir yöntem olarak Thai ve Meo dağlılarından Fransa adına savaşacak milisler örgütlemiştir. Altmışlarda Trinquier’yi ABD Kara Kuvvetleri’nin gündemine taşıyan, ondaki bu vasıflardır.[15]

Yukarıda ismi geçen komutanları romanının başkahramanı yapan Jean Larteguy’un Senturyonlar romanının yanında ilgili isimler ayrıca, perde gerisinde de olsa, Gilo Pontecorvo’nun ünlü filmi Cezayir Savaşı’nda da karşımıza çıkarlar.

Savaş sonrasında Trinquier, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin on bir eyaletinden biri olan Katanga Eyaleti’nin başındaki Moise Tshombe’nin yardımına koşar ve ona bağlı orduyu teşkilâtlandırır. Doksanlarda Fransa’da savaş arşivleri üzerindeki gizlilik kaldırılıp Cezayir Savaşı’nın tarihinin en azından akademide gözden geçirilmesi mümkün hâle gelince Trinquier, bu sefer bir dizi filmde ve kitapta arz-ı endam eder: Bunlardan biri Paul Aussaresses’in Kazbah Savaşı isimli hatıratı, diğeri Marie-Monique Robin’in Fransız kontrgerilla faaliyetlerinin Latin Amerika’daki cuntalar üzerindeki etkisini ele alan Ölüm Mangaları isimli belgesel filmi ve kitabıdır.[16]

Fransız Okulu’nu (ve Trinquier’yi) Galula’dan asıl ayıran husus şudur: Okul ve Trinquier, daha çok ayaklanmanın dış kaynaklı sebeplerine odaklanır ve gerekli olan her araca başvurma yöntemine başvurur. Bu yöntemse hukukun ilgasını ve savaş kurallarına uyulmaması gibi hususları kapsar.[17]

Galula ise kontrgerilla mücadelesi esnasında imaja ve temsiliyete odaklanırken, Trinquier orduyu kaba güç kullanma aracı olarak görür ve savaşırken uygulanan zulümler veya kanunlara uyulmaması konusunda zerre rahatsız olmaz:

“Nizami orduya karşı çıkan bir partizan ve gayrinizami güç, üzerinde üniforma olmaksızın yürüttüğü savaşta savaşın kurallarını ihlal eder (böylece risklerden kaçınma imkânı bulur), ama bir yandan da aynı kuralların sağladığı korumadan mahrum kalır. Bu anlamda eğer silâhlı biri tutsak alınırsa hemen oracıkta vurulabilir.”[18]

Roger Trinquier açısından kentteki isyanın bastırılmasında asıl önemli husus, propaganda ve polis faaliyetidir. Trinquier, bu çalışmaları alt bölümlere ayırır. Bu alt bölümler, halkın kitlesel olarak sorguya tabi tutulması, mahallelerin giriş çıkışa kapatılması, sokağa çıkma yasağı, gece tutuklamaları, hapishanelerin muhaliflerin tutulduğu yerler olarak kullanılması ve güç kullanımı konusunda eleştirilmeyecek olan şehir yönetiminin asla sorgulanmaması gibi unsurları içerir.[19]

1958’e Kazbah’taki isyanın bastırılması sonrasında Trinquier, Morice hattının kapatılması ve buraya karakolların/nöbet kulelerinin yerleştirilmesi çalışmalarına dâhil olur. Bu çalışmalar sonucunda Cezayir, dikenli tellerle ve gözetleme kuleleriyle kuşatma altına alınır. Böylece Ulusal Kurtuluş Cephesi mensubu gerillaların Cezayir sınırlarından geçmesine mani olunur.

Kazbah’daki isyanın bastırılmasında Trinquier, sadece Çinhindi’de kontrgerilla savaşı ile ilgili olarak elde ettiği deneyimden faydalanmakla kalmaz, ayrıca kentlerin pasifize edilmesine dair tarihsel taktiklere de başvurur. Napolyon’un Ren Vadisi’ni fethederken kullandığı yöntemleri kullanan Trinquier, Kentleri Koruma Aygıtı denilen kurumun başı olarak, “işe her bir evi numaralandırıp ev sakinlerini saymak ve tanımlamakla” başlar, ardından her bir evde yaşayan insanların isimlerini toplar, komşulardan alınan bilgilerle bu kişilere dair bilgiler çapraz kontrole tabi tutulur, ardından köylerde kullanılan aynı ızgaralama yöntemleri şehrin farklı mahallelerine tatbik edilir.[20]

Trinquier, Fransa’ya bağlı olup eskiden askerlik yapmış olan Müslümanları ızgaranın her bir karesinde muhbir olarak konuşlandırır. Artık muhbir, işbirliği ettiği için suikast girişimlerinin somut hedefidir.[21] Kapsamlı gözetleme faaliyetleri üzerinden Kazbah’taki erkeklerin yaklaşık yüzde otuzu-kırkı tutuklanır, gece tutuklanan bu insanlar sorgulanır, böylelikle sokağa çıkma yasağı kaldırılana dek sorguda alınan isimler yakalanma imkânı elde edilir. Tutuklananlar çoğunlukla işkenceye tabi tutulur, zira Trinquier’nin ifadesiyle, “masumların (FLN operasyonlarının mağdurlarının) hakları, suçlu olanların haklarını geçersiz kılar.”[22]

Cezayir’de görev yapmış birçok Fransız subayı gibi Trinquier de Fransa’nın yenilgisine tanıklık etmiştir. Sonuçta Viet Minh Çinhindi’nde, ulusal kurtuluş mücadelesi Cezayir’de Fransa’yı yenmiştir. Fransa bu süreçte FLN’yi ve Viet Minh’i büyük komünist fesadının parçası olarak görmüştür. Hatta Cezayir’deki köylü savaşçılara “Viet” denilmiş, komünist dünya görüşündeki cazibeyi alt edecek bir fikir, hatta bir ideoloji peşine düşülmüştür.[23]

Peter Paret, bu ideoloji arayışını sağlam bir analize tabi tutuyor. Ona göre Larteguy’un Senturyonlar isimli romanında bu ideoloji çıkıyor karşımıza. Romanda bir Fransız subayı şunu söylüyor: “Tanrı’ya inanmam ama Hristiyan medeniyetine bağlıyım.”[24]

Paret çalışmasında, Fransız ordusunun görev ve etik anlayışı, aynı zamanda taktikleri açısından devrimci bir değişim sürecinden geçtiğini söylüyor. İşte bu süreç, medeniyet savaşı üzerine kurulu bir anlayış temelinde ilerliyor.[25]

Bu devrimci savaş anlayışına bağlı olan isimler, halk içinde savaş yürütmenin önemi üzerinde duruyorlar, ama aynı zamanda merkez ülkelerdeki yüksek siyaset mertebesinde askerî güçlerin sorgulanmadan desteklenmesini istiyorlar. Belirli bir açıdan sırtlarından bıçaklandıklarını söyleyip duranlar, tam da bu talep üzerinde duruyorlar. Bir yandan bu kişiler, savaş sahasında ordunun zafer kazandığı koşullarda siyasetçilerin bu zaferi korkaklık veya namertlik yüzünden heba ettiklerini söylüyorlar.[26]

Trinquier, Modern Savaş kitabında şunu yazıyor: “asıl sorumluluğu savaşmak olan ordu, milletin kayıtsız şartsız, müşfik ve sadakat üzerine kurulu desteğini almak zorundadır.”[27] Bu tespit, bir yandan da ABD’nin ilerleyen süreçte Vietnam’da yürüttüğü savaşa dair değerlendirmelerde de karşımıza çıkıyor. Bu değerlendirmelerde sahada alınan kontrgerilla tedbirlerinin savaşın zaferle sonuçlanmasını beraberinde getireceğinden, bir yandan da ülke içerisinde ABD silâhlı kuvvetlerine verilen desteğin medya ve korkak siyaset sınıfının eliyle aşındığından bahsedilmektedir.[28]

Lale Halili

[Kaynak: Time in the Shadows: Confinement in Counterinsurgencies, Stanford University Press, 2013, s. 34-39.]

Dipnotlar:
[1] Bernard B. Fall, “The Theory and Practice of Insurgency and Counterinsurgency”, Naval War College Review, Nisan 1965, vurgu özgün metne ait.

[2] Lacheroy’dan aktaran: Etienne Durand, “France”, Understanding Counterinsurgency: Doctrine, Operations and Challenges, Yayına Hz.: Thomas Rid ve Thomas Keaney, Londra: Routledge, s. 20.

[3] Max Boot, “Key to a Successful Surge”, Los Angels Times, 7 Şubat 2007; David Petraeus ve John Nagl, Contre-insurrection: Theories et Pratique, 2008, s. xix; de Durand, “France,”s. 23; Bertrand Valeyre ve Alexandre Guerin, Du Galula à Petraeus: L’heritage français dans la pensee americaine de la contre-insurrection. Paris: Centre de Doctrine d’Emploi des Forces, 2009.

[4] David Galula, Pacification in Algeria: 1956-1958. Santa Monica: RAND Cooperation, 2006. İlk baskı tarihi 1963; David Galula, Counterinsurgency Warfare: Theory and Practice. Wesport, CT: Praeger International, 2006. İlk baskı tarihi 1964.

[5] Galula, Pacification, s. 30–40, 5, 8.

[6] Galula, Pacification, s. 20–21.

[7] Galula, Counterinsurgency, s. 46.

[8] Galula, Pacification, s. 24–45.

[9] Galula, Pacification, s. 32.

[10] Galula, Pacification, s. 69, 168.

[11] Galula, Pacification, s. 143.

[12] Galula, Pacification, s. 246–247; ayrıca bkz. Galula, Counterinsurgency, s. 52–55.

[13] Marie-Catherine Villatoux, “Hogard et Nemo: Deux theoriciens de la guerre revolutionnaire”, Revue Historique des Armees, 2003, sayı 232, s. 20-28; George Armstrong Kelly, Lost Soldiers: The French Army and Empire in Crisis 1947-1962, Cambridge, MA: MIT Press, 1965.

[14] Peter Paret, French Revolutionary Warfare from Indochina to Algeria: The Analysis of a Political and Military Doctrine, 1964, Londra: Pall Mall Press; General Paul Aussaresses, The Battle of Casbah: Terrorism and Counter-Terrorism in Algeria, 1955-1957, Çev. Robert L. Miller, New York: Enigma Books, 2002; de Durand, “France”; Marie-Monique Robin, Escadrons de la Mort: L’ecole françoise, Paris: La Decouverte, 2004, s 237–256, özellikle 254. dipnot.

[15] Trinquier ve onun kurduğu Meo ve Thai milisleri konusunda bkz. Martin Windrow, The Last Valley: Dien Bien Phu and the French Defeat in Vietnam, Londra: Weidenfield and Nicholson, 2004, s. 218–220.

[16] Aussaresses, Casbah; Robin, Escadrons; ayrıca bkz. Raphaelle Branche, La Torture et l’armee: Pendant la guerre d’Algerie, 1954-1962, Paris: Galimard, 2001; Mohammed Harbi ve Benjamin Stora, La Guerre d’Algérie, Paris: Hachette Litteratures, 2004.

[17] ABD Kara Kuvvetleri Kontrgerilla Sahra Talimnamesi, s. 392.

[18] Roger Trinquier, Modern Warfare: A French View of Counterinsurgency, 1964, Londra: Pall Mall Press, s. 17–18; Valeyre ve Guerin, Du Galula à Petraeus, s. 17.

[19] Trinquier, Modern Warfare, s. 43–51.

[20] Aussaresses, Casbah, s. 92–93.

[21] Alastair Horne, Savage War of Peace: Algeria 1954-1962, New York: NYRB Classics, 2006, 198. İlk baskı tarihi: 1977.

[22] Horne, Savage Wars, s. 199; Branche, La Torture, s. 167.

[23] Paret, French Revolutionary Warfare.

[24] Paret, French Revolutionary Warfare, s. 26–29.

[25] Paret, French Revolutionary Warfare, s. 26.

[26] Bkz. Bernard Fall’un Trinquier’in Modern Warfare isimli çalışmasına yazdığı önsöz, s. xv.

[27] Trinquier, Modern Warfare, s. 28.

[28] Lewis Sorley, A Better War: The Unexamined Victories and Final Tragedy of America’s Last Years in Vietnam, Orlando, FL: Houghton Mifflin, 1999.

0 Yorum: