17 Nisan 2020

Dünya Kime Miras?


Tahmin edileceği üzere, Bernie Sanders (bir kez daha) Demokrat Parti’nin başkan adaylığı yarışından çekildi ve böylelikle merkez sağcı adaya (bir kez daha) onay vermiş oldu. Peki neden? Çünkü Bernie hep böyle biriydi.

Daha önce de Demokrat Parti içerisinde yerleşimci sol popülist isimlerin faaliyet yürüttüğüne şahit olmuştuk. Bu kişiler, her daim parti içindeki sağcıların baskısı altında hareket ederler, çünkü Demokrat Parti sağcı bir partidir.

Bernie, tam da kendisinden bekleneni yaptı. Muhtemelen yakında da mezara gömülüp üzerine toprak atılır. Burada asıl devrimci hareket içerisinde yer alan ve bizi kulağımızdan tutup sağa doğru çekiştiren oportünistler eleştirilmeli. Bunların o güzel hayalleri suya düştüğü vakit sürüne sürüne yanımıza geliyorlar ve bizim kendilerini bağrımıza basmamızı istiyorlar. Artık yeter!

Zerre sonuç üretmeyen bir seçim sürecine vakit, kâğıt, para, insanî güç ve benzeri kaynaklar kaçıncı kez harcandı, bu yolda heba edildi. Bir düşünün, o milyonlarca dolar, kısıtlı bütçelerle faaliyet yürütmek zorunda olan, sömürgeleştirilmiş halkın gerçek devrimcilerinin ellerine teslim edilseydi neler olurdu! Bir düşünün, Bernie’nin harekete geçirdiği teşkilât, gerçekten önemli olan meseleler düzleminde işçi sınıfı ve sömürge topluluklar içinde çalışabilseydi, neler olurdu! Onca kaynak, bu tür işlere değil de parti inşası için teksif edilseydi, neler olabileceğini bir hayal edin. Aylarını Bernie için harcamış, bugün de gerçek devrimci hareket içinde mevki peşinde koşanların tasfiye edilmesi gerekiyor. Çünkü bu rezilliğin bir kez daha tekrarlanmaması şart.

Komünist olduğunu iddia edenler, bu yanlışa neden düşüyorlar?

Sömürge halk, Bernie’yi size anlatmıştı aslında. Onun gibileri daha önce de gördük, hepsi de bir süre sonra rezil birine dönüşmüştü.[1] Bunlar seçilse tek tek hepimizin kıçından şırıngayla kan çeker. Kaybetseler hemen koşup kendi gibi olanların yanına hizalanırlar. Bu bok çukuruna dönüşmüş ülkede elimizdeki her şeyin şiddet veya şiddet tehdidiyle yüzleşerek kazandığımızı hepimiz biliyoruz.

Ama nasıl oluyorsa Marx, Lenin okuyan ve kendilerini bu devrimci isimlerin öğrencisi addeden insanlar, burjuva seçimleriyle meşgul olmaya devam ediyorlar.

Şimdi de seçim sürecine dâhil olup zaman ve kaynakları heba etmek için “üçüncü partiler”e çağrılar yapıyorlar. Neden yapıyorlar bu çağrıları? Çünkü ABD’de aday olacak solcu isimlerin kendilerinden ibaret olduklarını biliyorlar. Gerçekçi olalım: üçüncü partilerden gelen bu adayların iktidar koltuğuna oturması mümkün değil.

Bir kamyona binmişsiniz ama ölü taklidi yapıyorsunuz. “Mesajımızı halka iletelim” diyorsunuz ama attığınız taş tek bir ördeği ürkütmüyor. Oysa halk kendisine zulmedeni, ne yapması gerektiğini zaten biliyor.

Asıl lazım gelen, gerekli komünist tepkiyi örgütleyebilecek bir komünist öncü. Bu tepki silâhlı mücadeleyi ifade ediyor. Sandıktan komünizm çıkmaz. Dilinizde ne olursa olsun sandıkta bir şey bulamazsınız. Vaktinizi heba ediyorsunuz. Bu ahmakça çizgiyi gerçek ve ilkeli devrimcilere dayatmaya çalışıyorsunuz ama ileride başlarınızı duvarlara vuracağınızı bilmiyorsunuz.

Kitlelerin de bu saçmalıklara ayıracak vakti yok. Kendinizi ve oluşumunuzu allayıp pulluyorsunuz. Artık buraya kadar. Kökünüzde kibir var.

Assata Shakur’u okuyup onun sözlerini alıntılıyorsunuz, sonra kalkıp onurlu işçilerin kapısını çalıyor, Yeşil Parti için insanlardan oy istiyorsunuz. Du Bois’in kitaplarını okuyorsunuz, sonra gidip Bernie için milletin kapısını çalıyorsunuz. Siyahlar bu pratiğinizle ilgili sayısız eleştiri kalem aldı ama tabii ki her şeyi hepimizden daha iyi biliyorsunuz. Ama yaptıklarınızın sonucunu gördünüz. Sonuçta biz haklı çıktık. 2016’da olduğu gibi 2020’de de haklı olan biziz.

Neden? Çünkü biz tüm bu pisliği bir kez daha gördük. Beş yüz yıldır bu pisliğin içindeyiz. Altmışlara kadar bize oy kullandırtmıyorlardı. Oy kullandık, her şey daha da kötüye gitti. Mahallelerimiz uyuşturucu deposu, okullarımız çöküyor, her yer çöplüğe dönmüş. Detroit’te devrimci sendika hareketinin kontrolünde olan fabrikalar bir bir kapandı, kepenk indirdi. Hepimiz hapishanelere tıkıldık. Şimdi de bu salgın ağır bir darbe indirdi. Sonuçta biz, “vazgeçilmez” (daha doğrusu “tek kullanımlık”) işçileriz!

Geçen markette çalışan bir kız kardeşim, eldiven, dezenfektan veya maske olmadan çalıştığı için virüse yakalanıp öldü. En son eline 20 dolar biraz da bozukluk geçmişti. O insanlara yardım etmek istemişti. Siyah otobüs şoförleri, Siyah temizlik işçileri, Siyah hemşireler, bakım işçileri, market emekçileri, kamyon şoförleri, gıda işleme işçileri… Örgütlensek, disiplinli hareket etsek, bir olsak bu ülkeye diz çöktürebileceğimizin farkında mıyız?

Bunu Bernie “hareket”i değil siyah ve melez işçiler yapacak. Dünya onlara miras. Bu kurulacak yeni dünyayı paylaşmak istiyorsanız, aptallık etmeyip en kısa sürede bir olmanın hayrınıza olduğunu görün.

Devrim yoluna çıkan her şeyi yok eder, Bernie dövizleri ve o dövizleri taşıyanlar asla istisna değildir.

Black Like Mao
16 Nisan 2020
Kaynak

Dipnot:
[1] Juan Cruz Ferre, “Second Time as Farce”, 10 Nisan 2020, LV.

0 Yorum: