17 Nisan 2020

, ,

Devrimciler Örgütü Üzerine


Örgütümüz nerede olursa olsun, yoldaşlarımız bir şeyler yapmalıdır.
Bizim devrimci örgütümüz eyleme giriştikçe büyür, bir yerlerden gönderilen siyasi asistanların yardımıyla değil.
Buna karşılık eylem, ancak kendisine altyapı hazırlanmasıyla mümkündür. Eylem meselesi, öncülük etmek için ulusal bir koordinasyona sahip olma meselesi değildir, çünkü öyle bir durumda yukarıdan aşağıya doğru örgütsel bir yapı inşa yaratmamız gerekir. Böyle bir örgütlenme yolu ise devrim yapmak için önce parti ya da örgüt yaratanların yoludur.
Bizim yolumuz ise farklıdır. Bizim için öncelikle temel olan, eylem ve stratejidir. Örgütse bunun bir sonucudur ve devrimci eylemle eşzamanlı olarak doğar. Örgüt, aşağıdan yukarıya doğru gelişir, yukarıdan aşağıya doğru değil.
Bütün devrimci altyapı, stratejik anlayışa dayalıdır ve devrimci stratejiye bağlı olan eylemden doğar. Gerilla teknik açıdan geliştirilmezse, devrimci altyapı da oluşmaz.
Silah, patlayıcı, mühimmat kullanma, sabotaj, mayın döşeme, patlayıcı yerleştirme, köprü patlatma noktasında Brezilya devriminin stratejik vizyonuna sahip olan teknisyenlere ihtiyacımız var.
Teknik hazırlığı olan gerillalarla birlikte, doğru bir devrimci altyapı inşa edebiliriz.
Bizim için en önemli şey, geliştirilmesi gereken kadrolardır. Bu kadrolar yoksa, kararlı devrimciler bulunmuyorsa, devrimin ateş gücü zerre değer ifade etmeyecektir. Her kararı insan alır. Öyle olmasaydı, her şeye silahlar karar veriyor olsaydı, sadece silahlara ihtiyacımız olurdu, onları kullanacak insanlara değil.
Örgütümüzde strateji ön plandadır. Örgütümüzde komuta, gerilla eylemlerini belirleyen ve stratejik görevler üstlenen herkesin katılım gösterdiği stratejik merkezdedir.
Brezilya devriminin küresel boyutu hâlihazırda oluşmuştur, artık önemli olan, onu pratiğe dökmektedir. Yerel plan, küresel plandan türer ve bu plan, stratejik merkezden geçici ya da uzun bir kopukluk dönemi olsa bile taktik eylemlerle neticelendirilmelidir.
Mücadelemizin ilk aşamasında en büyük kaynaklar, kadro yaratılmasına ve stratejik eylemlere ayrılmıştır, devrimci eylemi terk ederek bir örgüt yaratmaya değil. Bu, devrim sorununu mükemmel ve tam bir örgütün kendisine bırakmaz, aksine, eylemi öne çıkartır. Örgütsel yapı, hiçbir zaman eylemden ve devrimden önce gelmez. Öncüyü öncü yapan, eylemdir.
Bazı yoldaşlar, örgütümüzün tamamlanmış, bir mükemmelliğe erişmiş olduğunu sanıyor. Böyle bir düşünce yanlıştır. Örgütümüz, eylemiyle büyüyüp gelişmektedir.
Örgütümüzün her bir bileşenine düşen bir görev vardır. Tecrübe herkesindir.
Örgütümüzde liderler seçimlerle belirlenmezler. Liderler, eylemle ve eylemlere şahsi olarak katılımlarıyla uyandırdıkları güvenle doğarlar.
Hepimiz gerillayız, teröristiz ve soyguncuyuz. Devrim yapma görevini yerine getirmek için diğer devrimcilerin oylarına ihtiyaç duyan kişiler değiliz. Demokratik merkeziyetçilik, bizimki gibi devrimci örgütlerde işlemez.
Bizim örgütümüzde olan şey, devrimci demokrasidir. Devrimci demokrasi ise devrimci eylemin ve devrimci eyleme katılanların sahip olduğu işleve olan güvenin bir sonucudur.
Bazı yoldaşlar, devrimci örgütün önceden kurulduğunu ve sadece devrimin meyvesini vermesinden önce çalıştığını düşünüyorlar.
Hayır. Devrim zayıfken örgüt de zayıftır ve kusurludur. Eylemler arttıkça, örgüt de büyür. Örgüt sıfırdan inşa edilir.
Devrim muzaffer olduğunda, örgüt yeni sorunlarla karşı karşıya kalır ve yeni duruma uygun olarak yeniden formüle edilir. Öncü, devrim sırasında ve zafer kazanıldığında ortaya çıkar.
Devrimden önce bir parti inşa etmenin örgütsel ilkeleri başka bir şeydir, devrimci eylemiyle kaim olan bizimki gibi örgütlerin ilkeleri başka bir şeydir. Bu ilkeler dört adettir:
1. Her devrimcinin görevi, devrim yapmaktır.
2. Devrimci eylemler için kimseden icazet almayız.
3. Sadece devrime bağlıyız.
4. Sadece devrimci araçlarla hareket ederiz.
Bir kere öncüllerimiz inşa ettikten ve demokratik merkeziyetçiliğe ait olmayan, yönlendirildiğimiz ilkeleri benimseyip devrimci eylem inisiyatifini ele aldığımızda, gerisi teferruattır. Sonuçlarla yüz yüze gelmeye cesareti olmayanlar, bir hayal kırıklığına uğrayarak kendisini devrim yolunun kenarında bulacaklardır.
Henüz sahip olmadığımız bir güce sahip olduğumuzu düşünmek, tehlikelidir. Eylemimiz makul bir hacme sahip olmadığında ve devrimci hareketteki eşitsizlik bölge bölgeye farklılık arz ettiğinde ve büyük olduğunda, örgüt bir bütün olarak küçük eylem hacmine ve hareketin eşitsizliğine uygun olarak hareket etmek zorundadır.
Örgütü başarıya, hareketteki büyüme, eylem hacmindeki artış, bölgelerde devrimci hareketin yüzleştiği eşitsizliğin giderilmesine dönük çabalar götürecektir.
Carlos Marighella
Ulusal Kurtuluş Hareketi
Ağustos 1969

0 Yorum: