CNN’in yayınladığı makalede şöylesi bir iddia yer alıyor:
“İslamî
aşırıcılığa ‘hastalık’ diyen Suudi Arabistan, terörizmle mücadele etmek için 34
Müslüman ülkeden oluşan bir koalisyonun kurulduğunu duyurdu.
Suudi
Prens Vekili ve Savunma Bakanı Muhammed bin Selman’ın ifadesiyle bu duyuru, ‘bu
hastalığa karşı mücadele konusunda hassas olan İslam dünyasının sürece dâhil
olma talebinin üzerine gerçekleştirildi.’[…]”
Yeni koalisyonun kara kuvvetlerini içerip
içermediği sorusuna Suudilerin üst düzey diplomatı Paris’te “her şey masada”
diyor.
Gerçekte ise onlarca yıldır Suudiler Batı
parasının, silâhının, desteğinin, direktiflerinin aktığı aslî kanal. Tüm bu
faaliyetler Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Batı-Suudiler ortaklığının jeopolitik
hırslarına hizmet ediyor.
Batı’nın geleneksel güçlerindeki güçsüzlükle
gezegen üzerinde kudret tesis etme becerisi arasında belirli bir ilişki söz
konusu. Bu gerçek bölgeye giren, gelenek dışı terörist güçlerin yükselişiyle
bağlantılı.
Batı IŞİD konusunda cahilmiş gibi davranıyor, gelişmelere
şaşırıyor, örgütü izah edemiyor. Rusya’nın müdahalesinden sonra IŞİD’in varlığı
riske giriyor.
IŞİD’in yükselişi Batı ve bölgedeki ortaklarının
önceden planladığı bir sürecin ürünü. 2012 tarihli İstihbarat Teşkilâtı raporu
da bunu kabul ediyor:
“Eğer
durum açmaza girerse Doğu Suriye’de (Haseke ve Deyrizor) kendisini bu şekilde
deklare etmiş olsun ya da olmasın, Selefi beyliği kurulması ihtimali söz
konusu. Suriye rejimini tecrit etmeyi amaçlayan, muhalefete destek veren
güçlerin istediği de tam olarak bu. Söz konusu talep, Şii yayılmasının (Irak ve
İran) stratejik derinliği ile alakalı.”
Bu “destek veren güçler”e açıklık getirmek gerek.
Bunlar rapora göre “Selefi bir beylik” kurma peşinde:
“Batı,
Körfez ülkeleri ve Türkiye muhalefeti; Rusya, Çin ve İran ise rejimi
destekliyor.”
Raporda şu da söyleniyor: Suudilerin “koalisyon”u
çözümün değil, tüm terörizmin kaynağıdır. Genişletilmiş Ortadoğu’da militan
aşırıcılık denilen pis suyu arıtmak için bir koalisyon hâlihazırda mevcut
zaten: Rusya, Çin, İran ve elbette Suriye.
Ardında
Süregiden Terörizmin Saklandığı Perde
Suudilerin devreye soktuğu anlatının bir parçası
olan koalisyon küresel terörizmin aslî kaynağı. Buna ek olarak Suudiler
sınırları dışında askerî operasyonlar düzenliyorlar. Suudi güçleri komşu
Yemen’de savaşıyor. Libya’dan Suriye’ye dek uzanan bölgede Körfez ülkeleri ve
Suudilere ait askerler gizli veya yarı-gizli olarak faaliyet yürütüyor.
Terörizmle mücadele için bir koalisyon kurmak
Suudilerin ağzına bir sakız daha veriyor. Böylece bölgeye yerleştirdikleri
terörist vekil güçlerin desteklenmesinde doğrudan rol oynadıkları gerçeğini gizleme
imkânı buluyorlar. IŞİD’le savaşmayan ama onu Suriye’ye müdahale için bir
bahane olarak kullanan ABD gibi Suudi Arabistan da benzer bir imkân için
herkesin destek vereceği bir hikâye uyduruyor.
Terörizmin dünya genelinde mağlup edilmesiyle
ilgilenenler sorunun çözümünden dışlanıyorlar ve ilk planda bu terörizmin
yaratılmasından sorumlu tutuluyorlar. Suudilerin koalisyon kurduklarına dair
duyuruları şüpheyle karşılanıyor, hatta bir dizi sebepten ötürü alaya alınıyor.
Ayrıca böylesi bir mücadeleyle ilgili olanların bölgeyi söz konusu pis sudan
arıtma konusunda samimi bir istek ve irade ortaya koymaları gerekiyor.
ABD Savunma İstihbarat
Teşkilâtı’nın raporu sayesinde mücadeleye öncülük eden ülkelerin listesini de
edinme imkânı buluyoruz.
Tony Cartalucci
30 Aralık 2015
30 Aralık 2015
0 Yorum:
Yorum Gönder