29 Ocak 2016

,

Haiti: Yeter Artık!


Haiti: Yeter Artık! Devrim Yapın!
Sokaktaki Haitililere yabancı ve yerli askerlerin sıktıkları mermilerin ve gaz kapsüllerinin üzerine neden yürüdüklerini sorun, bu yabancı işgaline bir son vermek istediklerini söyleyeceklerdir. Haitililer bir de ailelerini geçindiremediklerini, yaşayamadıklarını, çocuklarını okula gönderemediklerini, yiyecek bir tek lokma, içecek bir damla temiz su bulamadıklarını anlatacaklardır size. Büyük ihtimalle seçim denilen kelimeyi kimsenin ağzından işitmeyeceksiniz. Evet, 9 Ağustos ve 25 Ekim 2015’te yapılan hileli seçimler halka yapılmış büyük bir hakaretti ama bu insanlar daha büyük bir bela ile uğraşıyorlar yıllardır. On yılı aşkın bir süredir dünyanın ilk siyah cumhuriyeti yabancılarca idare ediliyor. Başlarında sömürgeci güçlerle uşaklarının teşkil ettiği bir koalisyon var ve gözlerini kırpmadan soykırım yapacak bir güç bu. Haiti’nin o kendisini ferasetli zanneden politikacıları halkın önünde olduklarını sanıyorlar ama halkın iradesinin ne yönde olduğunu görmek için sürekli arkalarına dönüp bakıyorlar.
Haiti’de devam eden devrim kendisini yeni bir biçim altında ortaya koyuyor. O zalim uluslararası toplum Haiti konusunda gemiyi ilk terk eden fareler gibi mi yoksa son ana dek ağzından köpükler saçan kuduz köpek gibi mi davranacağına henüz karar vermiş değil. Bir C17 kargo uçağı günlerdir Port-au-Prince uluslararası havalimanında bekliyor. Haiti muhalefetini kaçırmakla tehdit ediyor, ayrıca bu uçak adadan kaçan sömürgecileri taşımak için bekliyor. Kana susamış eski paramiliter çete mensubu Guy Philippe ülkeye geri döndü. Halkı korkutmak gibi bir amacı var. Oysa herkes onun kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp bir daha kaçacağını söylüyor. Oportünist STK’lar vergiden muaf ücretlerini korumaya çalışıyorlar. Bugünlerde ağız değiştirip Michel Martelly ve vekili Jovenel Moise’e saldırıyorlar, bu isimlerden bahsederken mişli zaman kipi kullanıyorlar. Oysa kimse bu sözlere kanmıyor.
Zira yıllardır Haiti’de insanların toprakları, kuzeyde, sahilde, diğer adalarda ellerinden alınıyor.
Yıllardır çiftçiler, balıkçılar ve çiftlik işçileri kibrit kutusu büyüklüğündeki kulübelere doluşturuluyor. Bunlara saatlik 45 sent ödeniyor.
Yıllardır eğitimli orta sınıf Haitililer kölece çalışacakları zor işler için Brezilya’ya gidiyorlar.
Yıllardır kimliği bilinmeyen çeteler motosikletleriyle Haitili liderleri ve aydınları sistematik bir biçimde katlediyor.
Yıllardır Haitililer kendilerini temsil eden bir hükümetten yoksun oldukları için dünya üzerinde birer parya olarak yaşıyorlar.
Çünkü yıllardır Haiti’nin o köle ruhlu siyasetçileri yabancı işgalcilere sadakatlerini arsızca ayan beyan sergiledikleri için hiç rahatsız olmuyorlar ama öte yandan kendi ülkesindeki yurttaşlarını horgörüyorlar.
Yıllardır bu hain siyasetçiler sadece kârlarından kesinti olur mu diye endişe ediyorlar, öte yandan uluslararası toplumun Haitililere savaş açmasına seyirci kalıyorlar.
Haiti’deki şehir suyu sistemlerinin söküldüğü günlerde Birleşmiş Milletler Haitililere kolera bulaştırıyor, üstelik bir değil iki kez. İlkinde kolera 2010’da Nepal’den, ikincisinde 2015 yılında Bangladeş’ten getiriliyor. Melez domuzların kökü kurutulurken, Clinton’ın sübvanse ettiği Arkansas pirinci Haiti piyasasına akın ediyor. Darı üretimi de sıfırlanıyor. 2015 Kasım’ında darı ekilen tarlalara mantar bulaştırılıyor. Bu sayede kıtlığa sebep olunuyor. Bu insanlar daha ne kadar bu yükü çekecek? Olan bitenin seçimlerle bir alakası yok.
Haiti birçokları için iştah açıcı bir lokma gibi duruyor. Burası Florida’ya yakın, Batista’nın Küba’sına benziyor, tropikal iklime sahip, günah ve çürüme gırla. Oysa Haiti Hillary Clinton’ın aday olduğu bu seçim yılında boğazına kadar uluslararası topluma batmış durumda. Tarihî moment bugün aslında. Eğer Haiti Clinton seçimini atlatırsa, kendisine büyük bir iyilik etmiş olur. Bu Davud-Golyat savaşında Davud üzerine bahis oynamak hissi bir yaklaşım olur. 1803’te olduğu gibi bağımsızlık ve ölüm arasında tercihte bulunmak kolay bir yol, zira Haitililerin kaybedecekleri bir şey yok. Eğer paralı askerler gelirse onların efendileri için hayatlarını ne kadar büyük bir şevkle riske atıp atamayacakları da sınanmış olacak. Haitililerse kendi yolunda yürüyecekler. Tek bir sömürgecinin bile Haiti’yi ele geçirmesine, Haitilileri yeniden köleleştirmesine izin verilmeyecek. Daha fazla kargo uçağı getirin, çünkü insanî yardım düşkünü çokça emperyalist kısa bir süre sonra kaçacak yer arayacak.
Dady Chery
25 Ocak 2016

0 Yorum: