19 Mayıs 2020

,

Liberal


Daha ötede, nehre doğru, West End Bulvarı ile Riverside Yolu yakınında bir orta sınıf mahallesi vardı. Burada binalar, genelde eski ama gösterişli ve gayet iyi bakılmış yapılardı.

Ve tabii ki bu binalarda ekseriyetle beyazlar yaşıyordu, ne var ki burada bir iki Siyah’a, nasıl olduysa bir biçimde mahalleye iliştirilmiş bazı evli Siyah-Beyaz çiftlere de rastlayabiliyordunuz. Muhtemelen mahalle, “liberaller”in kalesiydi.

Bense “liberal”in ne olduğunu hiç mi hiç idrak edemiyordum. Duyduğum kadarıyla “liberaller”, her türden makul konuyla alakalı makul görüşler dile getiren kişilerdi.

Ronald Reagan gibi faşist ırkçı kapitalist köpekleri, yani şu aşırı sağcıları biliyordum. Bunlar bir biçimde karşınıza dikiliyor, nereden geldiklerini size hatırlatıyorlardı.

Diğer uçta ise adalete, eşitliğe ve insan haklarına bağlı olan sol duruyordu. Liberal ise bu iki nokta arasında duranlara deniliyordu.

Kanaatimce “liberal”, sözlükteki en anlamsız kelime.

Tarihin de gösterdiği biçimiyle orta sınıfa mensup beyaz insanlar, bir eli yağda bir eli balda yaşadığı, Avrupa’ya tatile gittiği, çocuklarını özel okullara gönderip beyaz derili olmanın imtiyazıyla elde ettiği imkânların semeresini yediği sürece “liberal” olmaya devam ediyorlar.

Ama hayat zorlaşınca, paralar suyunu çekince yüzlerindeki o liberal maskesini çekip çıkartıyorlar ve işte o an karşınızda bir Adolf Hitler buluveriyorsunuz. Bu liberaller, hiçbir imkânı ve imtiyazı olmayanlara kendi imkân ve imtiyazlarını muhafaza ettikleri sürece acıyabiliyorlar.

Assata Shakur

[Kaynak: An Autobiography, Lawrence Hill & Co., 2001, s. 132-133.]

0 Yorum: