10 Mayıs 2020

,

Düzensiz İsyancı Çetelerin İdeolojisi Üzerine



Kızıl Ordu'da serseri ve amaçsız kişilerin oranı yüksek olduğundan, Çin’de, bilhassa güney eyaletlerinde bu kesimin geniş bir kitlesi bulunduğundan, ordu içerisinde başıboş isyancı çetelerin politik ideolojisi kendisine epey yer bulmuştur. Bu ideoloji kendisini şu şekillerde ortaya koymaktadır:

(1) Bazı insanlar, politik nüfuzumuzu düzensiz gerilla eylemleri ile artırmak istiyorlar ama bu noktada üs bölgeleri inşa edip halkın politik iktidarını kurmak gibi yoğun çaba gerektiren görevlere sırtlarını dönüyorlar.

(2) Kızıl Ordu’nun büyütülmesi noktasında bazı insanlar, “adam tutma, at satın alma” ya da “asker kaçaklarını örgütleme ve isyancıları orduya katma” gibi adımlar atıyorlar[1] ama yerelliklerdeki kızıl muhafızları büyütme, askeri birlikleri güçlendirme, böylelikle Kızıl Ordu’nun temel güçlerini geliştirme yoluna gitmiyorlar.

(3) Bazı insanlar, çetin mücadeleleri kitlelerle birlikte verme konusunda gerekli sabrı göstermiyorlar, sadece diledikleri gibi yiyip içmek için büyük şehirlere gitmek istiyorlar. Düzensiz isyancıların ideolojisi, bu türden karşılıklar üretiyor ve bu ideolojinin söz konusu tezahürleri Kızıl Ordu’nun gerekli görevleri yerine getirmesine mani oluyor, sonuçta da bu hatanın kökünün kazınması, Kızıl Ordu’nun teşkilât yapısı içerisinde süren ideolojik mücadelenin önemli bir hedefi hâline geliyor. Huang Chao[2] veya Li Chuang[3] tipi düzensiz isyancı çetelerin çalışma tarzlarına mevcut şartlarda izin verilemeyeceğini herkesin anlaması gerekiyor.

Bu hatayı düzeltmek için şu türden yöntemlere başvurulabilir:

1. Verilen eğitimler yoğunlaştırılmalı, yanlış fikirler eleştirilmeli, düzensiz isyancı çetelerin ideolojisi tasfiye edilmelidir.

2. Kızıl Ordu bünyesindeki temel seksiyonlarda eğitimler yoğunlaştırılmalı, son dönemde tutsak alınan kişilere daha yoğun eğitim verilerek, bu serseriliğe has görüşe karşı konulmalıdır.

3. Kızıl Ordu saflarında mücadele konusunda tecrübeli olan işçi ve köylülerden istifade edilmeli, böylelikle ordunun terkibi ve yapısı değiştirilmelidir.

4. Militan işçilerden ve köylülerden oluşan kitlenin içerisinden Kızıl Ordu’ya ait yeni birlikler oluşturulmalıdır.

Darbecilik Kalıntıları Üzerine

Kızıl Ordu içerisindeki parti teşkilâtı darbeciliğe karşı mücadele yürütmüşse de bu mücadele kâfi gelmemiştir. Bu sebeple darbecilik ideolojisinin kalıntıları, ordu içerisinde hâlen daha mevcuttur. Bu ideoloji, kendisini şu şekillerde ortaya koymaktadır:

(1) Öznel ve nesnel koşullara bakmadan, körü körüne eyleme geçilmesi;

(2) Partinin şehirler konusunda geliştirdiği politikanın yetersiz ve tereddütlü bir biçimde uygulanması;

(3) Özellikle yenilgi dönemlerinde askerî disiplinin iyice gevşemesi;

(4) Bazı birliklerin ev kundaklama eylemlerine girişmesi;

(5) Darbecilik ideolojisinin birer yansıması olarak asker kaçaklarının vurulması ve işkence. Toplumsal kökenleri bağlamında darbecilik, lümpen proleter ideolojisiyle küçük burjuva ideolojisinin birleşiminin bir sonucudur.

Bu hatanın düzeltilmesi için şu yöntemlere başvurulabilir:

1. Darbecilik, ideolojik düzlemde tasfiye edilmelidir;

2. Kurallar, yönetmelikler ve politikalar aracılığıyla darbeci davranışlar düzeltilmelidir.

Mao Zedung
Aralık 1929

[Kaynak: Selected Works, Foreign Language Press, Pekin 1965, Cilt 1, s. 114-115.]

Dipnotlar:
[1] Burada güçleri artırmak için Çin tarihinde isyancıların başvurdukları yöntemlere atıfta bulunuluyor. Bu yöntemler uygulanılırken nitelikten çok insan sayısına odaklanılıyor, her türden insan ayrım gözetmeksizin saflara katılıyor.

[2] Huang Chao, Tang Hanedanlığı’nın sonlarına doğru yaşanan köylü ayaklanmalarının lideridir. Milattan sonra 875’te memleketi Tsaochow’da (bugün Şantung şehrinde bulunan Hotse Kasabası) başlattığı isyanda Huang silâhlı köylülerle birlikte imparatorluk güçlerine karşı girdiği muharebelerde zaferler elde ediyor. On yıl içerisinde Yellow, Yangtse, Huai ve İnci nehri vadisindeki şehirlerin büyük kısmını ele geçiriyor ve güçleriyle birlikte Kwangsi’ye kadar ilerliyor. En sonunda Tungkuan geçidini açıp başkent Çangan’ı (bugün Şensi’de bulunan Sian’ı) alıyor ve Çi İmparatoru oluyor. İçteki kavgalar ve Tang güçler bünyesinde yer alan ama Han kabilesine mensup olmayan müttefikleri Huang’ı Çangan’ı terk etmeye zorluyor. Bunun üzerine Huang doğup büyüdüğü bölgeye çekiliyor ve burada intihar ediyor. On yıl süren savaşı, Çin tarihinde köylülerin yürüttüğü en ünlü savaşlardan birisidir. Hanedanlık tarihçilerinin aktarımına göre “arkasında daha çok ağır vergilerin ve haracın çilesini çeken insanlar” toplanıyor. Takviye edilmiş üs bölgeleri inşa etmek yerine daha çok seyyar, düzensiz savaş yürüttüğü için Huang’a bağlı güçlere “düzensiz isyancı çeteleri” deniliyor.

[3] Li Chuang, Chuang Kralı Li Tzu-cheng’in kısaltması. Chuang, Kuzey Şensi’de bulunan Miçih kasabasında dünyaya geldi. Ming Hanedanlığı’nın yıkılmasına yol açacak köylü isyanına önderlik etti. İsyan ilk olarak 1628’de Kuzey Şensi’de başladı. Li, Kao Yng-hsiang’ın önderliğinde hareket eden güçlere katıldı, Honan ve Anhwei genelinde askeri faaliyet içerisinde bulundu, sonra da gerisin geri Şensi’ye döndü. Kao’nun 1636’da ölmesi üzerine yerini Li aldı. Chuang Kralı unvanını alan Li, Şensi, Şeçuan, Hunan ve Hupe şehirlerine saldırılar düzenledi. En sonunda 1644’te başkent Pekin’i ele geçirdi. Bunun üzerine son Ming imparatoru intihar etti. Kitlelerde karşılık bulan en önemli şiarı, “Chuang Kralı’na destek olan, tahıl için tek kuruş vergi ödeme” idi. Askerleri arasında disiplini sağlamak içinse şu sloganı üretmişti: “Her cinayetinizle babamı öldürmüş, her tecavüzünüzde anamı iğfal etmişsiniz demektir.” Böylelikle kitlelerin desteğini kazandı böylelikle hareketi ülkede taş üstünde taş bırakmayan köylü isyanlarının temel gücü hâline geldi. O da Huang gibi, takviye edilmiş üs bölgeleri inşa etmediği için Ming generali Wu San-kuei’nin Çing askerleriyle işbirliği içinde gerçekleştirdiği ortak saldırı sonucu mağlup edildi.

0 Yorum: