09 Mayıs 2020

,

Bireycilik Üzerine


Kızıl Ordu parti teşkilâtı içinde bireyciliğe yönelik eğilim, kendisini şu şekillerde ortaya koymaktadır:

1. İntikam. Bir asker yoldaş tarafından parti içerisinde eleştirildikten sonra bazı yoldaşlar, parti dışında bu eleştirinin intikamını almak için fırsat kolluyorlar, o yoldaşı dövmek veya onu taciz etmek için yol arıyorlar. Bazen de bu kişiler parti içerisinde intikam almaya çalışıyorlar. “Toplantıda beni eleştirdin, ben de bir sonraki toplantıda bir fırsatını bulup senden öcümü alacağım” diyorlar.

Bu türden intikamcı tutumlar, kişisel kanaatlerden kaynaklanırlar ve sonuçta bir bütün olarak sınıfın ve partinin çıkarlarını ihmal ederler. Bu tür değerlendirmelerin hedefi düşman sınıf değil, bizim saflarımızdaki kişilerdir. İntikamcı tutum, teşkilâtı yıpratır, teşkilâtın dövüşme becerisini azaltır.

2. “Küçük grup” zihniyeti. Bazı yoldaşlar, sadece kendi küçük grubunun çıkarlarını dikkate alıyorlar ve genelin çıkarını görmezden geliyorlar. Her ne kadar yüzeyden bakıldığında grupçu kişiler, kendi kişisel çıkarları uyarınca hareket etmiyorlarmış gibi görünseler de bu tür yaklaşımlar, esasen dar bireyciliği örnekler ve teşkilât içi bağları kopartan, bölücü sonuçlara yol açar. “Küçük grup” zihniyeti, eskiden Kızıl Ordu’da bünyesinde yaygın görülen bir husustu. Bugün eleştiriler sonucu kimi ilerlemeler sağlansa da izleri hâlen daha mevcuttur, dolayısıyla bu zihniyetin aşılması için ileride bazı adımlar atılmalıdır.

3. “Memur” zihniyeti. Bazı yoldaşlar, üyesi oldukları partinin ve Kızıl Ordu’nun devrimin görevlerini ifa etmek için gerekli birer araç olduğunu anlamıyorlar. Bu yoldaşlar, kendilerinin devrimi yapacak kişiler olduklarını görmüyorlar, tek işlerinin devrime değil üstlerine olan sorumluluklarını yerine getirmek olduğunu düşünüyorlar.

Bu edilgenliği öne çıkartan, devrimle ilgili “memur” zihniyeti, aynı zamanda bireyciliğin tezahürüdür. Devrim için kayıtsız şartsız çalışan çok sayıda eylemciye sahip olmamamızın sebebini burada aramak gerekmektedir. Bu zihniyetten kurtulamazsak eylemci sayımız artmayacak, devrimin ağır yükü az sayıda insanın omuzlarına binecek, mücadele ciddi anlamda zarar görecektir.

4. Zevk arayışı. Kızıl Ordu’da bireyciliğini zevk arayışıyla ifade eden kimi insanlara rastlıyoruz. Bunlar, hep birliklerinin büyük şehirlere yürümesini umut ediyorlar. Bu şehirlere gitmek istemelerinin sebebi ise çalışmak değil eğlenmek istemeleri. Bu kişilerin en son istediği şey, hayatın zor olduğu kızıl bölgelerde çalışmak.

5. Edilgenlik. Bazı yoldaşlar edilgenleşiyorlar ve istedikleri olmayınca çalışmayı bırakıyorlar. Bunun eğitim eksikliğinden kaynaklandığını ama aynı zamanda onun disiplin uygulamaları, görevlendirmeler, işlerin idaresi konusunda liderlerin uygunsuz tavır ve yaklaşımlarının bir sonucu olduğunu görmek gerekiyor.

6. Ordudan ayrılma isteği. Kızıl Ordu’dan yerelliklerdeki çalışmalara transfer olmak isteyen kişilerin sayısı giderek artıyor. Bunun sebebini sadece kişilerde değil şu türden meselelerde aramak gerekiyor:

(1) Kızıl Ordu’da hayatın kişilerin karşısına çıkarttığı maddi güçlükler;

(2) Uzun süredir mücadelenin içinde olmanın yol açtığı tükenmişlik hissi;

(3) Disiplin uygulamaları, görevlendirmeler, işlerin idaresi konusunda liderlerin uygunsuz tavır ve yaklaşımları.

Bu hatanın düzeltilmesinde başvurulacak ana yöntem, eğitim çalışmalarının pekiştirilmesi böylelikle bireyciliğin ideolojik düzlemde tasfiye edilmesidir. Bunun devamında işler doğru düzgün idare edilmeli, görevlendirmeler gerektiği şekilde yapılmalı, disiplin uygun biçimde uygulanmalıdır. Buna ek olarak Kızıl Ordu’da maddi hayatın iyileştirilmesi için yollar bulunmalı, maddi koşulların iyileştirilmesi için dinlenme ve rehabilitasyon süreçlerinden her fırsatta istifade edilmelidir. Yürüttüğümüz eğitim çalışmalarında herkese bireyciliğin toplumsal kökenini anlatmalı, onun parti içerisindeki burjuva ve küçük burjuva fikirlerin bir yansıması olduğunu öğretmeliyiz.

Mao Zedung
Aralık 1929

[Kaynak: Selected Works, Foreign Language Press, Pekin 1965, Cilt 1, s. 112-113.]

0 Yorum: