22 Mayıs 2020

İlerici Enternasyonal


İlerici Enternasyonal, Küresel Çevreci Yeni Mutabakat

ve Sol Birliğin Sınırları

 

Dünyanın tüm ilericilerinin birleşmesinin vakti gelmiştir.”[1]

[İlerici Enternasyonal, Mayıs 2020]

Kimse, ‘birlik’ şiarının kendisini yoldan çıkartmasına izin vermemelidir. Birlik lafını en fazla diline dolayanlar, çoğunlukla en çok nifak tohumu ekenlerdir. […] Bu birlik meraklıları, ya ne idüğü belirsiz bir içki yaparken her şeyi tek bir tencerede kaynatacak kadar sınırlı bir zekâya sahip kişiler olarak, posayı süzme vakti geldiğinde doğru bir muhalefet inşa edeceğim diye tüm farklılıkları bir kez daha çöpe atan alıklardır ya da bilerek ya da bilmeyerek harekete hile katmak isteyen kişilerdir.”[2]

[Frederick Engels, Haziran 1873]

 

11 Mayıs 2020 günü Bernie Sanders ve Yanis Varufaki, İlerici Enternasyonal adını taşıyan yeni bir politik projenin kurulacağını açıkladı.[3] Varufaki, devrimi protestolardan çok, şirketleri demode hâline getiren üç boyutlu baskının yapacağına, devrimin bu tür gelişmelerin mucizevi bir sonucu olarak gerçekleşeceğine inanıyor ve gerçek değişime bakan bir lider olarak, insanların bayrak sallayıp dışarı çıktıkları gösterilerin kendisine güven vermediğini söylüyor.

Varufaki şöhretini, Yunanistan’ın yoksullaşmasıyla sonuçlanan, bankaların kurtarılması konusunda AB ile yürüttüğü, sonucunda ülkenin felâkete sürüklendiği müzakerelere borçlu.[4]

Öte yandan, Sanders ise hem sözüyle hem de eylemiyle komünizme karşı olduğunu açıktan ortaya koyan, her fırsatta ABD emperyalizmine bağlılık yemini eden[5], İsrail yanlısı olduğunu[6] söyleyen bir isim. Dolayısıyla ben, bu tür kişilerin başını çektiği bir hareketin küresel niyetleri konusunda ciddi kuşkularım bulunduğunu belirtmeliyim.

İlk duyduğumda İE’nin dünya genelinde tatbik edilecek bir Yeşil Yeni Mutabakat için solcu “incir yaprağı” olarak iş göreceğini düşündüm. Bu yeni enternasyonal, muhtemelen “ilerici” değişimle ilgili boş vaatlerle, doğası gereği reforma tabi tutulamaz olan mevcut sistemi ayakta tutmak adına iyi niyetli radikallerden birer payanda olarak istifade edecek ve dünya genelinde örgütlenmiş bir Amerikalı Demokratik Sosyalistler partisi gibi hareket edecek.

Bu faaliyet dâhilinde enternasyonal, ne kapitalizme ve emperyalizme itiraz edecek, ne de onların tekerine çomak sokmaya çalışacak. Birleşik Krallık’ta çıkan, görünüşte solcu olan, ama muhtemel bir Corbyn hükümetini bile fazla radikal bulacak bir yayın olarak The New Statesman, bu enternasyonale dair olumlu haberler yapınca endişem ikiye katlandı.[7] Ama öte yandan, benim de saygı duyduğum kimi insanların ve örgütlerin isimleri de İE ile birlikte anılınca, örgütü sadece bünyesindeki ünlü kişiler üzerinden yargılamak istemedim ve belirli bir yargıya ulaşmadan önce enternasyonale daha yakından bakmaya karar verdim. Ama bu inceleme, endişelerimi gidermek şöyle dursun, onların daha da artmasına sebep oldu.

Küresel Yeşil Yeni Mutabakat: “İlerici” Emperyalizm

Kendi varlığını, “Dünya genelinde ilerici güçleri birleştirmeyi, örgütlemeyi ve harekete geçirmeyi görev bellemiş küresel bir girişim” olarak tarif eden İE, faşizme ve serbest piyasa köktenciliğine karşı mücadelede ortak bir cephe oluşturmak amacıyla Sanders Enstitüsü[8] ile Varufaki’nin başını çektiği Avrupa Hareketinde Demokrasi[9] tarafından Aralık 2018’de yapılmış ortak çağrının bir sonucu.

Örgütün genel koordinatörü ve yürütme kurulu[10] üyesi olan David Adler, DiEM25 için çalışan bir siyaset direktörü. Adler, daha önce de Tony Blair Küresel Değişim Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak çalışmış.[11]

Adler ve Varufaki, Aralık 2018’de Guardian için yazdıkları bir makalede yeni enternasyonalin amaçlarını açık bir biçimde ortaya koymuş.[12] İnsanın yüzünde tebessüme sebep olacak cinsten, tarih dışı ve samimiyetsiz bir dizi laf ettikten sonra ikili, yazıda “dikkate değer” gördükleri Bretton Woods Konferansı’nı “Batı emperyalizminin altın çağı” olarak övüyor, bir zamanlar erdemli bir kuruluş olarak çalıştığını düşündükleri Dünya Bankası’nın ve IMF’in yetmişlerde yoldan çıktığını iddia ediyor. Övgüler yağdırdıkları Bretton Woods Konferansı ise ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan dünya ekonomisini dolara bağımlı kıldığı süreci resmiyete kavuşturmasını sağlayan mekanizmaları ve kurumları meydana getiren yapı. Aynı konferans, Batı Avrupa’daki komünist partileri yok etti, Afrika, Asya ve Latin Amerika genelinde yeni sömürgecilik dönemini başlattı.

Ardından Adler ve Varufaki, okurlarını İlerici Enternasyonal’e ikna etmeye çalışıyor ve “onun dünya genelinde insanları dünya düzenini ve ona şekil veren kurumları dönüştürmek için harekete geçirecek bir hareket olduğunu” söylüyor. Daha da özelde ikili, IMF’e ticaret ve sermaye arasındaki dengesizlikleri giderecek uluslararası bir para aklama birliği olarak iş görmesini, Dünya Bankası’nın çevreci yeni mutabakatı yönetmesini, yeniden canlandırılacak olan Birleşmiş Milletler’in ekolojik geçiş sürecinin pürüzsüz işlemesi için bağlayıcı anlaşmalar hazırlamasını istiyor.

Adler’ın ifadesiyle, “Ortaya koydukları vizyon, 1944 yılında Bretton Woods’da oluşturulan temeller üzerine kurulu”, amacı ise “Bretton Woods Konferansı’nın radikal ruhunu kurtarıp bu ‘büyüleyici’ kurumları küresel Yeşil Yeni Mutabakat’ın hizmetine sunmak.”[13]

IMF’in ve Dünya Bankası’nın kendi yol açtıkları sorunları çözme noktasında yeniden devreye sokulmasını öngören anlayış, en iyi hâliyle çocukça bir anlayıştır. Audre Lorde’un o ünlü ifadesiyle: “Ustanın elindeki aletler ustanın evini asla söküp parçalayamaz.” En kötü hâliyle bu anlayışı dillendirenlerin amacı, güneyin yoksul ülkelerini elli yıldan fazla bir zamandır daha da yoksullaştırmış olan kurumlara soldan destek bulmaktır. Bu kurumlar, ABD’nin öncülük ettiği kapitalist hegemonyanın sürdürülmesi dışında başka bir amaca ve gerekçeye sahip değildirler.

David Adler’ın son patronu Tony Blair’in yaklaşık on yıldır benzer bir telden, bu Yeşil Yeni Mutabakat’ı talep etmesi, asla tesadüf değil.[14] AB’nin Floransa’daki üniversitesinde hâlihazırda siyaset alanında araştırma görevlisi olarak çalışan Adler, yeni Bretton Woods’un politik çerçevesi konusunda yazılar yazıyor.

Ocak 2020’de Avrupa genelinde yürürlüğe girecek Yeşil Yeni Mutabakat’ın neye benzeyeceğini izah ettiği çalışmasında[15] Adler, esasında sömürüye dayalı bir emperyalist süreci tarif ediyor. Bu süreçse Almanya’daki emeklilerin Avrupa’nın güneyinde alınan tasarruf tedbirlerinin ağır darbesini yemiş toplumların yaptıkları çevre yatırımlarından kâr temin etmelerini öngörüyor. Bu röportajında Adler, “Fransa ve Almanya’daki emekliler için bu yatırımlardan önemli kazançlar elde edilebileceğini, aynı zamanda Yunanistan’daki işçilere iş bulunabileceğini” söylüyor.

Aslında Adler, kurtarma paketleri sonrası Yunan devletinde ve AB’nin diğer güçsüz devletlerinde arta kalan serveti Fransa ve Almanya’ya akıtacak bir mekanizmadan söz ediyor. Dolayısıyla buradan, İlerici Enternasyonal’in küresel Yeşil Yeni Mutabakat anlayışının eşitlikçi olmadığını, emperyalist merkezdeki yatırımcıların güneyin yoksul ülkelerine yapılacak görünüşte çevreci kalkınma projelerinden muazzam kazançlar elde edeceği bir sistemi öngörüyor. Başka bir ifadeyle bu yeni enternasyonal, emperyalist sömürüyü ona “ilericilik” cilâsı vurarak devam ettirme girişiminden başka bir şey değil.

Adler ve Varufaki’nin önceden dile getirdiği amaç ve talepler, hem İE’nin kuruluş bildirgesinde hem de yayınlanan videoda yer almıyor. Bu ihmal üzerinden bir şeyler söylemek için henüz erken. Bu amaçlar ve talepler yerine tarafsızlık ve müphemlik üzerine kurulu bir dile başvuruluyor. Bu dil bize, Batı’da gördüğümüz STK aktivistlerinin dilini anımsatıyor. Bunlar, muhtevadan ve özden yoksun basmakalıp laflar etmekten gayrı bir şey yapmıyorlar.

Ayrıca, girişimin ardındaki kişiler dikkate alındığında, yeni enternasyonalin ABD emperyalizminin İran, Küba, Venezuela, Suriye gibi ülkelere karşı gerçekleştirdiği saldırılara son vermesi ile ilgili talepler dillendirmemesine de hiç şaşmamak gerek. Hatta bırakalım ABD emperyalizminin insanlığın bekası için en önemli tehdit olduğunu kabul etmesini, örgüt, ona karşı tek bir laf bile etmiyor.

Aynı şekilde, yeni enternasyonal, sömürgeciliğin ve yeni sömürgeciliğin mağdurlarına tazminat ödemesi talebinde de bulunmuyor, ayrıca Filistin gibi yerlerde bu türden yıkıcı güçlere karşı sürdürülen silâhlı direniş hakkına destek verildiği hususunda bir açıklama da yapmıyor.

İlerici Enternasyonal’deki bu muğlaklık, esasen önceki ilerici enternasyonalist ittifakların aldığı konumlarla açıktan çelişiyor. Örneğin 1967 tarihli Afrikalı ve Asyalı Yazarlar Konferansı’nın kaleme aldığı genel deklarasyon[16], insanlığın en kötü düşmanları olan Siyonizmin, yeni sömürgeciliğin ve ABD emperyalizminin açıktan kınanması, ABD’nin Vietnam’a yaptığı saldırıların ve barbarlıkla icra ettiği bombardımanların derhal son bulması gibi özel talepler içeriyordu.

Emperyalist Propaganda İçin Bir Kanal

İlerici Enternasyonal’in internet sitesine baktığımızda, sınırlı miktarda malzeme buluyoruz. Claire Wordley’nin bir makalesini görmek bizi hiç şaşırtmıyor.[17] Wordley, Evo Morales’in Amazon ormanlarındaki yangınlardan sorumlu olduğunu söyleyen bir isim. 2019’da Bolivya’da ABD desteğiyle gerçekleşen darbenin zeminini bu tür suçlamalarla oluşturdular.

FAIR isimli sitede Lucas Koerner’in yaptığı habere göre Wordley, “Morales hükümetini Brezilya’daki Bolsonaro hükümetiyle kıyasladı ve Morales’in partisi Sosyalizm İçin Hareket’in politikalarının Morales’in nefret ettiğini söylediği kapitalistlerin politikaları kadar maden şirketleri lehine ve zararlı olduğunu iddia etti. Daha da kahredici olanı ise Wordley’nin Morales hükümetinin yangını söndürmek için kullandığı yöntemleri kötülemek adına, Batı’nın desteğini arkasına almış olan ve casus olarak rejim değişikliği için çalışan Jhanisse Vaca-Daza’nın sözlerini aktarıyor olmasıydı.”[18]

Darbenin zembereği boşaldığında Wordley, birkaç kez bu yaşananın darbe olmadığını, darbe demek için “ABD merkezli” olması gerektiğini söyledi.

Wordley’nin emperyalizm yanlısı düşüncelerini aktarma fırsatı veren yayınlardan biri de İlerici Enternasyonal’in medya ortağı Novara Media. Küçük bir medya kuruluşu olan Novara, birçok solcu İngiliz örgütü gibi[19] radikal laflar eden, ama ne komünist ne de anti-emperyalist olan oportünistlerin organı.[20] Komünist ve anti-emperyalist olmama hâli, ABD merkezli Jacobin dergisi gibi İE’nin diğer medya ortaklarının da ana özelliği.

Diğer endişe verici mesele ise İE’nin Lausan Kolektifi ile kurduğu yakın ilişki. Hong Kong’da faaliyet yürüten bu örgüt, geçen yıl meydana gelen ABD yanlısı şiddet eylemlerinde yer aldı. Ayrıca, Çin emperyalizmi olarak adlandırdığı şeye karşı çalışma yürütüyor.[21]

Çin’in emperyalist bir güç olduğu tespitine İE’nin başka bir yayınında da rastlıyoruz. Burada tarihçi Mike Davis, Çin’e ağzına geleni söylüyor. ABD dışişleri bakanlığının kullandığı dile benzer bir dil kullanan Davis, Çin’i “kitlelere baskı uygulama suçunu işleyen otoriter bir rejim” olarak tarif ediyor. Davis, ayrıca Çin’in yaptığı uluslararası yardımları ABD emperyalizmiyle kıyaslıyor ve o yardımları alanların teşekkür etmek zorunda kaldıkları Çin’in geçmişte ABD’nin olduğu kadar zalim olduğunu söylüyor.

İlerici Enternasyonal’in diğer bir medya ortağı olan Nueva Sociedad ise başka bir makaleye yer veriyor.[22] Çin’e birkaç yerde saldıran bu makalede de Çin’in virüs salgınına verdiği cevapla ilgili (şu çalışmada çürütülen[23]) yalan yanlış bir dizi iddia aktarılıyor, hatta yazıda Çin’in krizle başa çıkma yöntemlerini öven Batılılar bir biçimde azarlanıyor. Bu tarz yazılar, kullandıkları dil ile Batılı hükümetlerin krizi yönetememeleri gerçeğine kimsenin odaklanmamasını, bilhassa ABD ve İngiltere’nin hatalarına bakılmamasını sağlıyor, öte yandan, ileride Çin’e karşı gerçekleştirilecek emperyalist saldırı konusunda ihtiyaç duyulacak gerekçeleri temin ediyor.

İlerici Enternasyonal’deki anti-komünist yönelim, CIA’in fonladığı Kültürel Özgürlük Kongresi’ndeki yönelime benziyor.[24] Bu yönelimin bir delili de tek bir komünist partinin veya örgütün enternasyonalde kendisine yer bulmaması.

Enternasyonal için kalem oynatan başka bir yazarın, Albena Azmanova’nın profiline baktığımızda, onun kendi memleketi Bulgaristan’da komünist rejimi yıkan muhalif hareketlerde aktif olarak yer aldığını görüyoruz.[25]

Bu aleni anti-komünist eğilim, gizliliği artırıcı teknolojilerin yaygınlaşmasını ve kriptografiyi savunan [Şifrecipank] Harry Halpin’in enternasyonalde konsey üyesi olmasında kendisini ortaya koyuyor.[26] Bir güvenlik teknolojisi şirketinin icra kurulu başkanı, aynı zamanda alternatif para birimi savunucusu olan Halpin[27], ABD hükümetinin kullandığı anti-komünist propaganda aygıtı Özgür Asya Radyosu’na[28] bir milyon dolar aktardı (ona ayrıca Avrupa Komisyonu da yardım etti.) Mesela enternasyonalin sitesinde yer verilen bir makalede ABD imparatorluğundan hiç bahsedilmezken, “Sovyet İmparatorluğu”ndan dem vuruluyor.[29]

Enternasyonalin sitesindeki yazılar ve örgütün kurduğu ilişkiler, bu tür endişe verici bağlantılara dair çok sayıda örnek sunuyor, lâkin burada meseleyi özetlemek için belirli örneklere odaklandım. Başkaları, örgüt ve bağlantıları konusunda belirli sonuçlara ulaşmak için daha kapsamlı çalışmalar yürütebilir.

Sol Birliğin Sınırları

İyi niyetliymiş gibi görünen İE türünden bir girişimi eleştiren ya da sorgulayan herkes, muhtemelen solun birliğini dağıtma suçunu işleyen “sekter bir huysuz” olarak damgalanacaktır. Gelgelelim, şurası açık ki İE’nin talep ettiği birlik, onu desteklediği vakit herhangi bir “ilerici”nin aforoz edilmesini gerekli kılacak gücün, emperyalizmin destekçilerini bile kucaklayacak kadar geniş meşreplidir.

Lenin’in de tespit ettiği biçimiyle, “Birleşme öncesinde ve birleşebilmek için, öncelikle sağlam ve kesin sınırlar çizmeliyiz. Aksi takdirde birliğimiz bir hayalden öteye geçemez, var olan karmaşayı gizler ve bu karmaşadan köklü bir biçimde kurtulmayı da engeller.”[30]

Eylül’de İzlanda’da kuruluş konferansını gerçekleştirecek olan hareketin başındaki konsey, birbirleriyle alakası olmayan bir yığın ismi yan yana getirmektedir. Ne var ki bu insanların arasında Venezuela ve Küba gibi devletlerin hükümetleri ya da ABD’nin baskılarına ve saldırılarına rağmen enternasyonalizmi ve ulusötesi dayanışmayı somutta ifa eden anti-emperyalist güçlerin temsilcileri bulunmamaktadır. Aslında İE’nin internet sitesinden örgütün konseyini veya yürütme kurulunu nasıl seçtiği, üyelerinin bu süreçte ne tür roller oynadığı net olarak anlaşılmaktadır.

1982 tarihli Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor isimli çalışmasında Marksist felsefeci Marshall Berman, “krizlerin burjuvaziyi her zamankinden daha yoğun ve daha büyük bir ustalıkla yenilik yapmaya, genişlemeye ve birleşmeye mecbur ettiğini” söyler. Anlaşılan o ki İlerici Enternasyonal, bu gerçeğin tezahür ettiği bir olgudur.

Son virüs salgını, kapitalist sistemdeki eşitsizlikleri ve sürdürülemezliği tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Yönetici sınıf, statükonun bu hâliyle sürdürülemeyeceğini artık daha net görmektedir. Tıpkı otuzlarda, ABD’deki kapitalizmi kurtarıp kriz döneminde halk desteğini arkasına almış devrimci komünist bir hareketin büyümesine mani olmanın bir aracı olarak gündeme gelen ilk Yeni Mutabakat gibi bu enternasyonal bağlamında da benzer bir çaba, bu sefer tüm dünya genelinde ortaya konulmaktadır.

Büyük olasılıkla bu yeni enternasyonal, dünyayı geri dönülmez bir noktaya doğru sürükleyen kurumları ve ideolojileri destekleyen, ama kendilerini solcu olarak tanımlayan kişileri toplama gayretinden başka bir şey değildir. Anladığımız kadarıyla örgüt, Adler’ın hazırladığı AB siyaset belgesine solcuların desteğini almak için icat edilmiş bir araçtan ibarettir. Örgüte göre bu siyaset belgesi, devrimci değişimin habercisidir.

1951’de kaleme aldığı, sağlam öngörüler üzerine kurulu çalışmasında Amerikalı komünist William Z Foster, “sosyal demokratların oluşturdukları üçüncü gücün, dünyaya kapitalizmin çürümüş et gibi dağılacağına, kapitalizmin asla ‘ilerici’ olamayacağına, tüm ümitsiz hâliyle gerici olduğuna dair bir bakış açısı katmaktan başka bir şey yapamayacağını” söyler. İşte yeni enternasyonalin geliştirdiği estetik, tüm o cilâlı hâliyle, bu hakikatten mahrumdur. Bu yeni enternasyonal bizim, insanlığın yüzleştiği varoluşsal krize verilecek cevapların o krize yol açan ve insanların sırtından geçinen kurumlarda aranması gerektiğine inanmamızı istemektedir.

CIA bilgilerini dışarı sızdıran Philip Agee, 1974’te yazdığı yazıda şunları söylüyordu:

“Artık bugün ülke içinde ve dışında yaşanan adaletsizliklere kimse kayıtsız kalamaz. Bugün yoksulluğun ve zenginliğin ulaştığı uç sınır gösteriyor ki uzlaştırılması mümkün olmayan sınıfsal çelişkileri ancak sosyalist devrim çözüme kavuşturabilir. Bugün hepimiz bilinçli bir tercihle karşı karşıyayız: ya tüm o güvenlik ve baskı aygıtlarıyla rahat ve imtiyazlı azınlığın sistemini destekleyeceğiz ya da hem ülke içerisinde hem de uluslararası planda herkes için gerçek fırsat eşitliği imkânından faydalanması ve yardımların tüm topluma adil bir biçimde dağıtılması için mücadele edeceğiz. Şimdi asıl zor olan, iki tarafın olduğunu görmemek, bu iki tarafı idrak etmemek, ister beğenelim ister beğenmeyelim, bu taraflardan birine her gün katkıda bulunduğumuzu anlamamaktır.”

İlerici Enternasyonal, bu iki taraf arasındaki çizgiyi silikleştirmek gibi bir göreve sahip. Ona katılan herkes, bu tür bir örgütle ilişki kurmanın davalarına ne tür bir etkisi olacağını sorgulamalı. Bu insanlar, kendileriyle aynı temel ilkeleri paylaşmayan bir örgüte inanılmasını sağlayıp, ona itibar kazandırıyor olabilirler mi?

İE, saman alevi gibi sönüp gitme niyetinde değil, burası açık. Adler’ın kaleme aldığı beyannamede dile getirildiği biçimiyle örgütün niyeti, “enternasyonalizm için kalıcı bir altyapı inşa etmek.” “Geçici kampanyalara ve dilekçelere bel bağlamak yerine İE, ilerici güçleri birbirine bağlama ve onların her yerde güç hâline geleceği sürece destek sunma amacını güdüyor.” Bu tür planlar, ister istemez akla Engels’in burjuva sosyalistlerle ilgili şu değerlendirmesini getiriyor:

“[Burjuva sosyalistleri] toplumu yeniden organize etme bahanesiyle, mevcut toplumun temellerini korumak için geliştirdikleri gösterişli reform sistemleri ile öne çıkarlar. Komünistler, bu burjuva sosyalistleriyle kesintisiz mücadele etmelidirler, çünkü bunlar, komünistlerin düşmanları için çalışırlar ve komünistlerin altüst etmeyi amaçladıkları toplumu korurlar.”[32]

O hâlde bugün emperyalizme ve kapitalizme samimiyetle karşı çıkan herkes, şu soruyu sormalıdır: ulvi, kalıcı ve küresel istekleri bulunan, ama aslında ikiyüzlü olan bu türden bir hareketin kurulmasına nasıl cevap geliştirilmelidir? İlk adım, dünya genelinde açığa çıkan devrimci duyguları, onları yanlışa yönlendirme ve zayıflatma amacı güden göz boyama amaçlı çabalar karşısında korumak olmalıdır.

Louis Allday
20 Mayıs 2020
Kaynak

Dipnotlar:
[1] Progressive International “Who We Are”, İE.

[2] Frederick Engels, “Engels to August Bebel”, 20 Haziran 1873, MIA.

[3] Jessica Corbett, “Sanders and Varoufakis”, 26 Ekim 2018, CD.

[4] Eric Toussaint, “Greek Crisis”, 27 Ağustos 2017, MR.

[5] Joseph Massad, “Bernie Sanders”, 11 Mart 2020, MEE.

[6] Steve Salaita, “Postmortem”, 15 Nisan 2020, SS.

[7] Jeremy Cliffe, “Covid-19”, 13 Mayıs 2020, NS.

[8] Sanders Institute, SI.

[9] Democracy in Europe Movement 2025, Diem25.

[10] Cabinet, PI.

[11] David Adler, TB.

[12] Yanis Varoufakis ve David Adler, “Liberal Order”, 1 Aralık 2018, Guardian.

[13] David Adler, “New Bretton Woods”, 5 Şubat 2019, YV.

[14] Tony Blair ve Nicholas Stern, “Real Green New Deal”, 22 Eylül 2009, Guardian.

[15] Alexander Damiano Ricci, “Transnational Politics”, 13 Ocak 2020, Babel.

[16] Kyle Haddad-Fonda, “Afro-Asian Writers’ Conferences”, 2 Ağustos 2017, BP.

[17] Carola Rackete ve Claire Wordley, “Biodiversity Now!”, 14 Mayıs 2020, PI.

[18] Lucas Koerner, “Global North’s Left Media”, 10 Aralık 2019, Fair.

[19] Louis Allday, “Social Imperialism”, 6 Ağustos 2018, MR.

[20] Gareth Dale, “Climate, Communism and the Age of Affluence?”, 29 Mayıs 2019, Ecologist.

[21] David Adler, “Progressive International”, 11 Mayıs 2020, Lausan.

[22] Mariano Schuster, “Left and Right”, 10 Mayıs 2020, PI.

[23] David Mastracci, “Don’t Blame China”, 7 Nisan 2020, Passage.

[24] “Congress for Cultural Freedom”, SE.

[25] Albena Azmanova ve James K. Galbraith, “Disaster Capitalism”, 14 Mayıs 2020, PI.

[26] “Cypherpunk”, 24 Ocak 2020, Coindesk.

[27] Yasha Levine, “Internet Privacy”, 3 Mart 2016, SV.

[28] Yasha Levine, “BBG”, 1 Mart 2015, Pando.

[29] Volodya Vagner, “Miners in Georgia”, 11 Mayıs 2020, PI.

[30] V. I. Lenin, “Iskra”, Eylül 1900, MIA.

[31] David Adler, “Announcing PI”, 11 Mayıs 2020, OD.

[32] Frederick Engels, “The Principles of Communism”, Ekim-Kasım 1847, MIA.

0 Yorum: