Ahlakî Emperyalizm: Fabiusçu Sömürgeler Bürosu
1940-1958 arası dönemde faaliyet yürüten Fabiusçu
Sömürgeler Bürosu, esasen Fabiusçular Derneği’ne bağlı özerk bir kurumdu. Büro,
sosyalist olduğunu iddia ettiği bakış açısı üzerinden sömürgelerle ve
imparatorlukla ilgili araştırmalar yürüttü, bu iki başlıkla bağlantılı
çalışmalara destek sundu.
Esasen bir düşünce kuruluşu olarak faaliyet
yürüten büronun önemli isimlerinden olan Creech Jones, 1945-51 arası dönemde
iktidarda olan Clement Attlee hükümetinde sömürgeler bakanı olarak görev yaptı.
Tarihçilere göre ilgili dönemde büro, hükümet
üzerinde ciddi bir etkiye sahipti. Süreç içerisinde İşçi Partisi hükümetinin
politikalarına yön verdi.
Fabiusçu Sömürgeler Bürosu, Britanya İmparatorluğu’na
karşı çıkmak şöyle dursun, imparatorluğu insanî bir çaba olarak destekliyor,
sadece onu “daha ahlakî bir emperyalizm”e doğru yönlendirmek istiyordu.
Sömürge olduğu dönemde Kenya’nın ikinci büyük
şehri olan Mombasa ile ilgili çalışmasında Fabiusçu Sömürgeler Bürosu’na kısaca
değinen tarihçi Frederick Cooper, büronun “imparatorluğun vicdanı” olduğunu
söylüyor.[1]
Son güne dek büro, imparatorlukla alakalı
sorumluluklarından kaçmamayı, onu reforma tabi tutup daha asil amaçlar
doğrultusunda biçimlendirmeyi” kendisine görev belledi.[2] Creech Jones
sömürgeler bakanı olduğu vakit bürodan ayrılsa da büronun bu görüşü Attlee
hükümetinin yaklaşımlarını biçimlendirmeye devam etti, üstelik Creech Jones, büronun
yayınlarına katkısını bir biçimde sürdürdü.
Esasen büro, İşçi Partisi içerisindeki sağcılara
ait bir projeydi. Bu sağ kesimin asıl muradı ise kendisine genel siyaset
alanında epey geç yer bulan imparatorluk siyasetini Britanya İmparatorluğu’nun
üzerindeki güneş batmadan önce biçimlendirebilmekti.
İşçi Partisi’nin sağ kanadı ve büro, sol veya
liberal kimi isimlerde görülen anti-emperyalizme itiraz ediyorlar, bu insanları
bilgisiz görüyorlar ve emperyalizm eleştirilerinin mesnetsiz olduğunu
söylüyorlardı.
Öte yandan büro, kendi yaklaşımlarının
sömürgelerdeki koşullara dair kapsamlı araştırmalara dayandığını iddia etmekteydi.
Buradan da emperyalizme karşı durmak yerine ılımlı bir dizi politik reformun
yapılabileceği iddiasında bulunuyor, bu temelde Britanya İmparatorluğu’nun
sömürgelerini elinde tutmasına gereken kılıfı sunuyordu.
Bugün Fabiusçular Derneği, kendi tarihinin bu
dönemini görmezden geliyor. Fabiusçu Sömürgeler Bürosu’ndan hiç bahsetmiyor
veya bazen de amaçlarının esasen derinlikli ve detaylı bir yaklaşım üzerinden
anti-emperyalist amaçlara hizmet ettiğini söylüyor.[3]
Aslında büronun aklında emperyalizmin sona ereceği
güne dair bir tarih yoktu.[4] Büro, Britanya İmpratorluğu’nun yönetilmesi
konusunda olgulara ve bilime dayalı gelişkin bir yaklaşım ortaya koymak için
uğraşıyordu. Bu doğrultuda imparatorluğun çapaklarını almak, sivri yanlarını
törpülemek, itiraz edilen kimi dayatmalarını geçersiz kılmak, buradan da
imparatorluğu işbirliği üzerine kurulu, herkesi kucaklayan bir uluslararası
düzene doğru yönlendirmek istiyordu. Hâsılı büro, esas olarak daha ahlakî bir
emperyalizm için ter döktü.
Büro, temelde insanlık konusunda ahlakî endişeler
taşıyanlarla ortak bir konumu paylaşıyor ve zaten vakıf oldukları teknokrat
geleneğinin düşüncelerini benimsiyordu. Britanya İmparatorluğu ve
sömürgelerdeki uygulamalarını sadece sol ve liberal anti-emperyalistler değil,
ayrıca imparatorluk projesinin ahlakî açıdan sürdürülemez olduğunu gören orta
yolcular ve muhafazakârlar da sonlandırmıştı.
1941’de, daha işin başında, Fabiusçu Sömürgeler
Bürosu, Britanya’nın Afrika’daki sömürgelerinden Kuzey Rodezya’da madencilik
geliştirilmesi konusunda detaylı ve niceliksel verilere dayanan bir rapor
hazırladı. Yürütülen faaliyetlerin mali açıdan iflasa sürüklenmesi ile ilgili bir
yığın çizelgeyi ve tabloyu kapsamlı değerlendirmelerle birlikte takdim ettikten
sonra rapor şu cümleyle son buluyordu: “Bu süreçte halkın refahı değil, ülkenin
mali açıdan sahip olduğu zenginlik arttı.”[6]
Büro, esasen belirli ölçüde
sosyal demokrat emperyalizmden başka bir şey vaaz etmiyordu. Beynelmilel refah
devleti olarak bir imparatorluk tesis edilmesini ve kabul edilebilir ölçülerde
maliyetle birlikte “geri kalmış” halklara politik baskı uygulanmasını
öneriyordu. Geleneksel emperyalizm düşüncesi ile (orta yolcu) sosyalizmi
sentezlemek yerine büro İşçi Partisi’ne, kökleri John Stuart Mill’e dek uzanan
liberal paternalist düşünceyi aşılamaktaydı.[7] Mill’e göre İngiliz hükümeti,
medeni olmayan halkları kademeli olarak ilerlettiği için o halkları kendi
iradeleri hilafına yönetmek İngilizlerin hakkıydı.[8] Büro, konum itibarıyla
imparatorluğu meşrulaştıran, ekonomik planlama yoluyla sömürgelerin
kalkınmasını öngören, “sosyalist” olduğunu iddia ettiği bir ajandayı esas
alıyordu.
Alex Kumar
Mart
2019
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder