Beşar
Esad rejiminin yıkılışı ardından:
Suriye
halkının, emperyalist güçlere ve Siyonist düşmana karşı özgür, birleşik,
demokratik ve adil bir Suriye çerçevesinde kendi kaderini belirlemesini
destekliyoruz.
8
Aralık Pazar günü dünya, Türkiye, Amerika ve Siyonizm tarafından desteklenen
eli kanlı terörist gruplar olan Heyet Tahrirü’ş Şam ve Milli Ordu güçlerinin,
Siyonist varlık ile Lübnan direnişi arasında ateşkesin imzalandığı gün olan 27
Kasım 2024’te Türkiye’nin kuzeybatı sınırından Suriye’nin en önemli şehirlerine
(Halep, Hama, Humus ve Şam) doğru kapsamlı bir saldırı başlattıktan sonra Şam’a
girmesiyle, şafak vakti Suriye rejiminin yıkıldığına ve Beşar Esad’ın “bilinmeyen
bir yere” kaçtığına dair haberlerle uyandı.
Saldırı
gerçekleştirildi ve şehirlere fazla direniş gösterilmeden birbiri ardına
girildi, ordu, her seferinde “yeniden konuşlanma” veya “kan dökülmesinden
duyulan endişe” bahanesiyle geri çekilmeye devam etti. Daha sonra Rusya, İran
ve Türkiye arasındaki Doha toplantısında onaylandığı anlaşılan, Beşar Esad’ın
terk edildiği, hükümetine, ordusuna, güvenliğine, parlamentosuna ve rejiminin
tüm kurumlarına, Türkiye’nin Rusya’ya bazı hayati çıkarlarının tehlikeye
atılmayacağına dair verdiği garantiler karşılığında, iktidarı yeni işgalcilere
“barışçıl” bir şekilde devretmesi için yeşil ışık yakıldığı önceden yapılan
anlaşmaların sözkonusu olduğu teyit edildi.
Tunus
İşçi Partisi, yarım yüzyılı aşkın bir süredir Esad ailesi rejimi altında en
büyük adaletsizliklere maruz kalan Suriye halkına desteğini yenilerken ve
onların haklı ve meşru demokratik özlemlerine olan desteğini ifade ederken,
Suriye halkını işgalcileri uyarmaya çağırır.
-
Suriye halkı yeni işgalcilere karşı dikkatli olmalıdır, çünkü onlar kurtarıcı
değil, sömürgeci güçlerin, Siyonist varlığın ve Erdoğan Türkiye’sinin
hizmetkârlarıdır, Suriye’nin birliğini parçalamayı, Suriye’de ve bölgede nüfuz
alanlarını paylaşmayı, özellikle de direnişi yenmeyi ve Filistin davasını
toprağa gömmeyi amaçlayan projelerinin hizmetkârlarıdır. Kurtuluşa ulaşmak için
Esad ailesinin despot rejiminden kurtulmak yeterli değildir, ancak Suriye’nin
yeni işgalcilerin elinde bir öncekinden daha iğrenç olabilecek yeni bir despot
rejimin pençesine düşmemesi için onun yerine kimin geçeceğini göz önünde
bulundurmak gerekir.
-
Kardeş Suriye halkı, partiler, örgütler ve sendikalar da dâhil olmak üzere tüm
demokratik güçler, özgürlük, demokrasi ve sosyal adaleti sağlayan, tüm
işgalcileri Suriye’den kovarak, ABD, Türk ve Rus askeri üslerini Suriye’den
söküp atarak, işgal altındaki Suriye topraklarının özgürleştirilmesine bağlı
kalarak, terörist grupların Şam’a gelişinden bu yana genişleyen Siyonist
saldırganlığı yenerek, Filistin davasını zafere eriştirecek, Filistin ve Lübnan’daki
direnişi destekleyerek ve kucaklayarak ulusal egemenliği yücelten bir ulusal
kurtuluş programı etrafında toplanmalıdır. Ayrıca parti, Suriye’nin bir kriz
durumunda olduğuna dair inancını bir kez daha teyit eder.
-
Suriye’nin zorbalığa ve diktatörlüğe son veren, tam ve etkin vatandaşlık
çerçevesinde özgürlük ve eşitliğe giden yolu açan, yüzyıllardır sömürgeciliğin
ve bölge rejimlerinin elinde bir şantaj kartı olan Kürt sorununa demokratik bir
çözümü garanti eden bir rejime ihtiyacı olduğuna dair inancını teyit eder.
-
Parti, bölgedeki tüm özgürlük ve ilerleme güçlerini, Suriye’de yaşananların
ülkelerimiz ve halklarımız üzerindeki yansımalarının ciddiyetinin farkına
varmaya, bu kritik anda Suriye halkının yanında sağlam bir şekilde durmaya ve
dar hesaplardan kaçınmaya çağırır. Türkiye’deki devrimci ve ilerici güçlere,
Erdoğan’ın yayılmacı emellerine karşı çıkmaları ve Suriye’yi terk etmesi,
topraklarının egemenliğine saygı göstermesi, terörist grupları desteklemeyi ve
gaspçı ve faşist Siyonist varlıkla işbirliği yapmayı bırakması için baskı
yapmaları çağrısında bulunur.
-
Arap halklarını ve onların devrimci, ilerici ve yurtsever güçlerini, mevcut
durumun Filistin halkı, davası ve direnişi ile Lübnan halkı ve direnişi için
taşıdığı tehlikenin farkına varmaya çağırır. Yaşanan tüm komplo, darbeler ve
saldırılar, “Yüzyılın Anlaşması” ve Trump'ın “İbrahim Anlaşmaları” çerçevesinde
gaspçı varlıkla normalleşmeye dayalı “yeni bir dönem” açmak için gömülmek ve
sona erdirilmek istenen Filistin meselesine odaklanmaktadır.
-
Arap halklarını Esad ailesinin zalim rejiminin yıkılmasından büyük bir ders
çıkarmaya çağırır. Zalimler vatan inşa edemez, halkları ilerletemez, bilâkis,
onları parçalara ayırır, yok eder, aşağılar, geri kalmışlığa mahkûm eder,
yabancı sömürgeci güçlerin içlerine sızmasına ve onlara hükmetmesine olanak
tanıyan zayıflıklar bulaştırır. Arap halkları, şimdi ve burada kaderlerini
kendi ellerine almaya ve sağlam demokratik ve halkçı temeller üzerinde kurtuluş
ve birliklerini gerçekleştirme yolunda ilerlemeye çağrılmaktadır.
Halklarımız,
özgürlüğü, bağımsızlığı, demokrasiyi, ilerlemeyi ve sosyal adaleti hak
etmektedir; bu hakları kazanacak olan ancak onların kendileridir ve bunlar,
yabancı güçler ya da onların içerideki vekilleri tarafından verilemez.
-
Arap bölgemizdeki, özellikle de Körfez’deki sömürü ve ihanet rejimlerinin sahip
olduğu görünürdeki istikrarın, dünyanın en geri kalmış, acımasız, zalim ve
bireylerin, kadınların ve azınlıkların haklarını ihlal eden bu rejimlerin
siyasi, ekonomik, sosyal veya kültürel sağlamlığının değil, geçici koşulların
bir sonucu olduğunu, ancak bugün sömürü ve ihanetlerinden, bol fonlarından ve
dış korumalarından, aynı zamanda toplumlarındaki gecikmiş siyasi uyanışlarını
yaşadıklarını ve bunun uzun sürmeyeceğini teyit etmektedir. Er ya da geç,
kurtuluş rüzgârları, onları ve onların sömürgeci ve Siyonist koruyucularını
savurup atacaktır.
-
Emperyalizme, sömürgeciliğe ve Siyonizme düşman olan dünyadaki tüm devrimci ve
ilerici demokratik güçleri Suriye halkının yanında durmaya ve ulusal,
demokratik ve halkçı bir rejim inşa etme ve tüm yabancı güçleri, orduları,
paralı askerleri ve askeri üsleri topraklarından kovma hayallerini
gerçekleştirmeleri için onları desteklemeye çağırır. Ayrıca onları, ABD
emperyalizmi tarafından sürekli olarak körüklenen bölgedeki gerilimlerin bir
sonucu olarak dünya barışına yönelik yıkıcı bir küresel savaş tehdidinin
farkında olmaya çağırır.
-
Ayrıca Tunus halkını ve ilerici güçlerini, Suriye’de ve tüm bölgede
yaşananların siyasi ve güvenlik yansımalarına karşı daha uyanık ve hazırlıklı
olmaya çağırır ki bu da kardeş Suriye halkını desteklemeyi, Filistin davasını
destekleme çabalarını iki katına çıkarmayı, böylece düşman kampın Filistin
halkını davasını tamamen tasfiye etmek için yalıtamamasını ve Suriye’deki
otoriter rejimin, sahte seçimlerdeki yüzde 90’lık orana ve baskı aygıtının
büyüklüğüne rağmen gerçek halk desteğinden yoksun olduğu için birkaç gün içinde
çöktüğü deneyiminden dersler çıkarmayı gerektirir.
Tunus İşçi Partisi
10 Aralık 2024
Kaynak
Çeviri: Enternasyonal Marksist-Leninist Arşiv
0 Yorum:
Yorum Gönder