16 Aralık 2024

,

Tarihin Çağrısı



Son bir haftadır Suriye üzerinden yürütülen propaganda ve özgürlük çarpıtması, emperyalizmin gerçek yüzünü bir kez daha gösteriyor.

Suriye’de savaşın başladığı ilk yıllarda rejimin Sünni geleneğin ibadetini yasakladığı, hatta camileri havaya uçurduğu haberleri veriliyordu. Demek ki cami inşa edilip ibadet yapılıyormuş. Şimdi de Mahir Esat’ın uyuşturucu imal ettiği, hapishanelerde ağır işkencelerin hüküm sürdüğü, insanlık dışı düzenin hâkim olduğu Suriye resmi çiziliyor. Gerçekten korkunç (!) Böyle bir ülkenin örneği yok.

Bu şok edici ve kan dondurucu haberler karşısında zarif dünyamız sarsıldı çünkü ülkemizde uyuşturucu kullanımı sıfır, cezaevlerinde sadece basit suçlardan kalan birkaç bin insan var, ev kirası çok düşük olduğundan hiçbir ev sahibi ve kiracı arasında anlaşmazlık ve kavga çıkmıyor, grevli toplu sözleşme var, alfabenin her harfinden cezaevi yok, kentsel dönüşüm adı altında müteahhitler halka saldırmıyor ve konduların elektriği ve suyu kesilmiyor, insanlar soğukta dışarıda yatıp sabahında ölmüyor... Suriye’de gerçekten de korkunç bir düzen vardı ve bitti!

Bu propaganda sürerken İsrail ordusu Şam’a 15 km mesafede, Golan işgal edildi, hava saldırılarıyla Suriye’nin askerî altyapısı ve lojistiği imha edildi. “Özgürlük savaşçısı” HTŞ ve lideri ise bu duruma ses çıkarmadığı gibi İran’ın ve Lübnan Hizbullah’ının düşmanları olduğunu söylüyor.

Her şey pürüzsüz ilerlemiyor, Lazkiye bölgesinde HTŞ 15 militanını kayıp veriyor. Bu bölgede HTŞ ile yerel güçler çatışıyor, bölge Nusayri halkının ağırlıkta olduğu bir yer. Aynı zamanda Rus üslerini barındırıyor. Alevi-Sünni çatışması gibi gösterilen şey, özünde Suriyeli-Çete çatışmasıdır.

Nusayrilik, HTŞ için sadece bir gerekçedir çünkü o, şuan Filistin direnişinde yer alan bileşenlerin Lübnan-Suriye sınırındaki kampını boşaltmaya çalışıyor ve orada da çatışma çıkıyor. Lazkiye ve Nusayriler üzerinden “Arap Alevi halkının ayrı bir devleti olsun yoksa HTŞ soykırım yapacak” minvalindeki paylaşımlar sosyal medyada dolaşıma girdi. Bu, tam olarak Iraklaşmaktır.

Üçe bölünmüş Suriye en çok da emperyalizmi rahatlatır. Bu noktada böyle bir federalizme gidilirse Rusya’nın üslerini korumak için bir anlaşmaya vardığı sonucu çıkar. Bölgeye çetelerin saldırmasındaki bir neden de Irak örneğindeki gibi mezhep çatışmasını emperyalizm adına hızlandırmaktır.

Üçüncü bölge ise Suriye’nin kuzeyi. Oradaki yönetim, protestocu halka Münbiç’te ateş açıp sekiz insanı katletti, daha birkaç yıl önce. Şimdi Münbiç’te tutunamıyor, Arap aşiretlerinden destek alamıyor. Hâlen emperyalizmden medet umuyor. 30 km geriye çekilip kuzeyden ve güneyden kıskaca alındığı koşullarda süreç nasıl bir aşamaya geçer, bunu tarih gösterecek. Bu denge de emperyalizm tarafından belirlenecek.

Ve ülkemiz... Enflasyon oranının son altı ayda yüzde on üçü bulmadığı gösterilip işçi emekçilere Ocak’ta düşük oranlı zamlar yapılacak. Asgari ücret de kamu emekçilerinin maaşları da yüzde on değil yüzde yüz de yükselse gerçek hayatta karşılık bulmuyor. Örnek olarak, bırakalım serbest piyasayı ve zincir marketleri, en başta İBB, daha Ocak zammı belli olmadan İspark ücretlerine yüzde 115 zam yaptı. O çok umut bağlanan belediye başkanı da CHP de bu. Konser ve etkinlik için gidecek bütçeyi halktan çıkarıyor.

Ortada bir gösteri ekonomisi dönüyor. Gösterinin tüm giderleri CHP belediyeleri tarafından halkın cebinden çıkarılıyor. Belediyenin tarikatlara para aktarmasıyla seküler sanatçılara para aktarması arasında biçim farkı bulunsa da öz aynıdır.

Ocak’tan itibaren işçi ve emekçileri daha zor koşullar bekliyor. O koşulları ortadan kaldıracak, mücadeleyi sahiplenip ileriye taşıyacak bir hat da çevre de yok. O yüzden İştirakî’ye ulaşıp yan yana gelme imkânlarını oluşturmak zorundayız. Çelişkilerin bu denli yoğunlaştığı aşamada ve yerde tarihin çağrısına karşılık vermeliyiz.

S. Adalı
15 Aralık 2024

0 Yorum: