Son
bir haftadır Suriye üzerinden yürütülen propaganda ve özgürlük çarpıtması, emperyalizmin
gerçek yüzünü bir kez daha gösteriyor.
Suriye’de
savaşın başladığı ilk yıllarda rejimin Sünni geleneğin ibadetini yasakladığı,
hatta camileri havaya uçurduğu haberleri veriliyordu. Demek ki cami inşa edilip
ibadet yapılıyormuş. Şimdi de Mahir Esat’ın uyuşturucu imal ettiği,
hapishanelerde ağır işkencelerin hüküm sürdüğü, insanlık dışı düzenin hâkim
olduğu Suriye resmi çiziliyor. Gerçekten korkunç (!) Böyle bir ülkenin örneği
yok.
Bu
şok edici ve kan dondurucu haberler karşısında zarif dünyamız sarsıldı çünkü
ülkemizde uyuşturucu kullanımı sıfır, cezaevlerinde sadece basit suçlardan
kalan birkaç bin insan var, ev kirası çok düşük olduğundan hiçbir ev sahibi ve
kiracı arasında anlaşmazlık ve kavga çıkmıyor, grevli toplu sözleşme var,
alfabenin her harfinden cezaevi yok, kentsel dönüşüm adı altında müteahhitler
halka saldırmıyor ve konduların elektriği ve suyu kesilmiyor, insanlar soğukta
dışarıda yatıp sabahında ölmüyor... Suriye’de gerçekten de korkunç bir düzen
vardı ve bitti!
Bu
propaganda sürerken İsrail ordusu Şam’a 15 km mesafede, Golan işgal edildi,
hava saldırılarıyla Suriye’nin askerî altyapısı ve lojistiği imha edildi. “Özgürlük
savaşçısı” HTŞ ve lideri ise bu duruma ses çıkarmadığı gibi İran’ın ve Lübnan
Hizbullah’ının düşmanları olduğunu söylüyor.
Her
şey pürüzsüz ilerlemiyor, Lazkiye bölgesinde HTŞ 15 militanını kayıp veriyor.
Bu bölgede HTŞ ile yerel güçler çatışıyor, bölge Nusayri halkının ağırlıkta
olduğu bir yer. Aynı zamanda Rus üslerini barındırıyor. Alevi-Sünni çatışması
gibi gösterilen şey, özünde Suriyeli-Çete çatışmasıdır.
Nusayrilik,
HTŞ için sadece bir gerekçedir çünkü o, şuan Filistin direnişinde yer alan
bileşenlerin Lübnan-Suriye sınırındaki kampını boşaltmaya çalışıyor ve orada da
çatışma çıkıyor. Lazkiye ve Nusayriler üzerinden “Arap Alevi halkının ayrı bir
devleti olsun yoksa HTŞ soykırım yapacak” minvalindeki paylaşımlar sosyal
medyada dolaşıma girdi. Bu, tam olarak Iraklaşmaktır.
Üçe
bölünmüş Suriye en çok da emperyalizmi rahatlatır. Bu noktada böyle bir
federalizme gidilirse Rusya’nın üslerini korumak için bir anlaşmaya vardığı
sonucu çıkar. Bölgeye çetelerin saldırmasındaki bir neden de Irak örneğindeki
gibi mezhep çatışmasını emperyalizm adına hızlandırmaktır.
Üçüncü
bölge ise Suriye’nin kuzeyi. Oradaki yönetim, protestocu halka Münbiç’te ateş
açıp sekiz insanı katletti, daha birkaç yıl önce. Şimdi Münbiç’te tutunamıyor,
Arap aşiretlerinden destek alamıyor. Hâlen emperyalizmden medet umuyor. 30 km
geriye çekilip kuzeyden ve güneyden kıskaca alındığı koşullarda süreç nasıl bir
aşamaya geçer, bunu tarih gösterecek. Bu denge de emperyalizm tarafından
belirlenecek.
Ve
ülkemiz... Enflasyon oranının son altı ayda yüzde on üçü bulmadığı gösterilip
işçi emekçilere Ocak’ta düşük oranlı zamlar yapılacak. Asgari ücret de kamu
emekçilerinin maaşları da yüzde on değil yüzde yüz de yükselse gerçek hayatta
karşılık bulmuyor. Örnek olarak, bırakalım serbest piyasayı ve zincir
marketleri, en başta İBB, daha Ocak zammı belli olmadan İspark ücretlerine
yüzde 115 zam yaptı. O çok umut bağlanan belediye başkanı da CHP de bu. Konser
ve etkinlik için gidecek bütçeyi halktan çıkarıyor.
Ortada
bir gösteri ekonomisi dönüyor. Gösterinin tüm giderleri CHP belediyeleri
tarafından halkın cebinden çıkarılıyor. Belediyenin tarikatlara para
aktarmasıyla seküler sanatçılara para aktarması arasında biçim farkı bulunsa da
öz aynıdır.
Ocak’tan
itibaren işçi ve emekçileri daha zor koşullar bekliyor. O koşulları ortadan
kaldıracak, mücadeleyi sahiplenip ileriye taşıyacak bir hat da çevre de yok. O
yüzden İştirakî’ye ulaşıp yan yana gelme imkânlarını oluşturmak zorundayız.
Çelişkilerin bu denli yoğunlaştığı aşamada ve yerde tarihin çağrısına karşılık
vermeliyiz.
S. Adalı
15
Aralık 2024
0 Yorum:
Yorum Gönder