Deccal başlıklı yazımızda, Suriye’de
rejimi deviren emperyalizmin çetelerinin Suriye halkı olmadığını, otuz farklı pasaporta
sahip yabancı savaşçılardan oluştuklarını, sınırda insan yakıp videosunu
çektiklerini yazmıştık.
Yazı
yayınlandıktan sonra yazıya yöneltilen tepkiler arasında “politik sığlık” gibi
anti demokratik olduğumuza yönelik ifadeler yer aldı.
Evet,
sınırda insan yakanlar, yazı yayındayken Hafız Esad’ın mezarını ateşe verdiler.
Sorun Hafız Esad diktatör müdür değil midir tartışması değil. Sorun şu ki ölüm,
tüm hesaplaşmayı kapatan bir gerçektir.
Her
kimin olursa olsun hiçbir insanın mezarı ateşe verilmez. Mezara saygı, insana,
canlıya, yaşama saygının özünü oluşturur. Mezar, bir anıt gibi sembol olmasın
isteniyorsa ilgili bölgenin statüsü değiştirilir ya da anıt olmayacak bir
bölgeye taşınır. Mezarla hesaplaşma, faşizmin ahlakındandır.
Sivas’ta
insan yaktıranla Hafız Esad’ın mezarını yaktıran el aynı eldir, emperyalizmdir.
Ülke
solu, bu sahneler üzerinden laiklik tartışmasını açacaktır ama asıl sorun,
emperyalizm sorunudur.
Azak
Taburları ile HTŞ arasında hiçbir fark olmadığı için sorun laisizm sorunu
değildir. Laisizm sorunu bugün için emperyalizmin kimlik yarıcı gerekçesidir.
Nevşin
Mengü Suriye’den poz veriyor, onu Yeni Şafak haber yapıyor. Mengü, mezar
yakan çetelere karşı önyargı olduğunu, sadece rejime ait figürleri temsil eden
heykelleri yıktıklarını fakat heykel sanatıyla dertlerinin olmadığını söylüyor.
Liberalinden
milliyetçisine, sözde muhafazakârına, özgürlükçüsüne kadar hepsi demokrat oldu.
Nevşin ile Uras aynı reklâmın figüranlarıdır.
Şu
an İsrail, Golan Anlaşması’nın çöktüğünü iddia edip Suriye sınırını karadan
geçti. Şam’a yaklaştığı iddia ediliyor. Golan ise demokrasi havarisi diye
sunulan Cevlani’nin memleketi.
İsrail,
Suriye’nin bütün askeri altyapısını 300 hava saldırısı sonucunda yüzde 90
oranında çökertti. Yani bağımsız bir devlet kurulamayacağı buradan belli, çünkü
devralınacak bir ordu da teçhizat da bulunmuyor.
HTŞ’ye
açılan yol, Suriye diye bir yerin bırakılmaması içindir.
Cevlani,
İsrail ve Batı’yla sorunlarının olmadığını, asıl sorunlarının İran ve Hizbullah
olduğunu söylüyor. Yani Filistin direnişinin taraftarlarıyla dertleri var. Daha
net ifade edersek sorun Alevi, Sünni, Şii, Nusayri, Hristiyan olmakla ilgili
değil, sorun Filistin direnişini yalnızlaştırarak bitirmek, o yüzden laisizmi
ya da Sünni karşılığını HTŞ üzerinden geliştirmek emperyalizme destek olmaktır.
Hamas,
Sünni bir geleneğin temsilcisi fakat HTŞ’nin durumu ve yaklaşımı ortada. Mezar
yakanlarla, ülkesini Siyonizme ve emperyalizme işgal ettirenlerle,
mezhepçilikle halkları ayrıştıranlarla hiçbir Müslüman’ın, hiçbir sosyalistin,
insanca yaşamı savunan hiçbir kesimin bağı olamaz. Onlara ne destek ne de selam
verebilir.
HTŞ,
Netenyahu’nun tedavi ettirerek savaştırdığı bir yapıdır. Yazdan beri Suriye
ordusu güneye İsrail sınırına yığınak yaparken, şu an Suriye işgal ve ilhak
ediliyorsa, bunun sorumlusu, emperyalizme hizmet edenlerdir.
S. Adalı
12
Aralık 2024
0 Yorum:
Yorum Gönder