Bugün
Suriye’deki gelişmeler hakkında insanlar tek bir perspektife hapsedilmek
isteniyor. Eğer bugün “Esedci, Şebbiha, Nusayri, Şii, İrancı” vb. itham ve
damgamalar kullanılıyorsa bunun sebebi, hiç kimse bu perspektifin dışına
çıkmasın diyedir. Soru soran, sorgulayan; çelişkili, şaibeli ve müphem
noktaları vurgulayan herkes bu damgaları yememek için sussun diyedir.
Peki,
bu kişiler susunca gerçekler değişecek mi? ABD ve uluslararası sistemin “terör
örgütü” ilan ettiği bir yapıyı niçin şimdi “ılımlı” olarak sunmaya çalıştıkları
bir soru işareti olmaktan çıkacak mı? İsrail’in bu gelişmelerden neden bu kadar
memnun olduğu sorusu anlamını yitirecek mi? Suriye’nin geleceğinin
belirsizliklerle dolu olması gerçeği yok mu olacak? Yahya Sinvar’ın Esed
Suriyesi ile müttefik olduklarını söylemiş olması gerçek olmaktan çıkacak mı?
Bu kişiler susunca Suriye’nin geleceğinde ABD ve NATO’nun artı kapitalist
sermayenin söz sahibi olmak için kolları sıvamış olması gerçek olmaktan çıkacak
mı?
Bugüne
kadar yaptığım paylaşımlardan dolayı pek çok kişi hakaret, iftira, tehdit ve
şikayette bulundu. Bunların çoğunun samimi olduğuna inanıyorum. Ama bazılarının
da bunu “bile-isteye” yaptığını düşünüyorum.
Örneğin
pek çok kez “Şii” olduğumu söylediler. Bugüne kadar buna bir cevap vermedim.
Çünkü önemli olan, Şii ya da Sünni olmak değil, Siyonist varlığa karşı
direnişten yana olup olmamaktır (merak edenler için yine de söyleyeyim; Sünni
ve Hanefiyim).
Tekrar
vurgulamak istiyorum: Bölgemizdeki gelişmeleri Filistin direnişini eksene
alarak anlamaya ve yorumlamaya çalışıyorum.
Eğer
İsrail’le savaşın bayrağını Suriye taşırsa, Gazze’nin yanında durduğumuz gibi
onun yanında da dururuz. İsrail Suriye’yi vurursa bunun karşısına dikiliriz,
Lübnan’ı vurduğunda dikildiğimiz gibi. Bu konuda kimsenin dinine, diline,
mezhebine ve etnisitesine bakmıyorum.
Bugünse
Suriye meselesinde gördüğüm şu: Direniş ekseni büyük yara almıştır. Filistin
direnişi büyük yara almıştır.
Geleceğimiz
soru işaretleriyle doludur ve İsrail mutludur.
Tabii
ki elimizden geldiğince takibe devam edeceğiz. Bu tabloyu tersine çevirebilecek
her türlü gelişmeyi de selamlayacağız; kimden ve nereden geldiğine bakmaksızın.
Mücahit Gültekin
15 Aralık 2024
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder