Michel Garin (L’Express)
Temmuz 1970
Aşağıda,
yapımcılığını Fetih örgütünün üstlendiği, Filistin devrimiyle ilgili filmiyle
ilgili olarak yönetmen Jean-Luc Godard’la yapılan röportaja yer veriliyor. Sonrasında
bir dizi değişikliğe maruz kalan film için çekilen sahneler, 1976 tarihli, Anne-Marie
Miéville ile birlikte çekilen Ici et Ailleurs [“Burada ve Orada”]
isimli belgesele eklendi. Bu röportaj, Godard’ın filmle ilgili ilk
niyetlerine ışık tutuyor.
* * *
Amman’da
bir film çekme fikri nereden aklınıza geldi?
Film
çekme işini Filistin Devrimi Merkez Komitesi verdi. Bu, Arapların finanse
ettiği, Araplara ait bir film. Bu filmi çekme fikri, aklıma bazı Filistinlerle
ve Fransızlarla kurduğum temasların ardından geldi.
Bu
filmi nasıl tarif edersiniz?
Bir
Fransız olarak çekeceğim bu filmi Cezayir savaşı sırasında çekilmemiş,
Araplarla ilgili bir film olarak tarif ederim. Bu, Fransızların uzun zamandır
sömürgesi olan Arap dünyasıyla ilgili bir film. Bilindiği üzere, Fransa’da
işgücünün önemli bir kısmını Araplar ve Afrikalılar oluşturuyor. Burada bulunmamızda
amaç, bu film aracılığıyla insanlara dersler vermek değil, bizim önümüzde olan
insanlardan bir şeyler almak. Ben, burada sahip olduğum teknik bilgiyi Filistin
devrimine ait fikirleri dile dökmek için kullanmaya çalışıyorum.
Filmin
adı ne olacak?
Filistin
Devriminde Düşüncenin ve Mücadelenin Yöntemleri.[1]
Politik bir film olacak, daha doğru bir ifadeyle, filmin dağıtımıyla ilgili
ihtiyaçlar uyarınca seslendirilecek, ama esas olarak Arapça çekilecek politik
bir rapor bu.
Politik
film mi?
Duyguları
harekete geçiren görüntülerin arayışında değiliz. Amerikan televizyonlarında,
CBS’te ve ORTF’te yığınla böylesi görüntü var zaten. Biz, burada Filistin devriminin
politik analizini yapmaya çalışıyoruz. Neticede bugüne dek politik görüntüleri,
imajları nasıl sunacağımıza dair bir eğitim almadık. Bunu nasıl yapacağımızı
daha yeni idrak etmeye başladık. Bu filmin iki amacı var:
1.
Şu veya bu yöntemle kendi ülkesinde emperyalizme karşı mücadele eden halka
yardım etmek;
2.
Yeni bir sinema türü geliştirmek. Bir tür politik broşür sunmak.
“Politik
broşür” derken neyi kastediyorsunuz, açıklar mısınız?
Bizim
amacımız, görüntüleri değil, görüntüler arasındaki ilişkileri göstermek. Bu ilişkiler,
Filistin devriminin birleşik komutasının geliştirdiği politik hatla uyumlu
olduğu için film de politik bir nitelik kazanıyor. Filistin devrimi için zamana
ihtiyaç var. Filistinliler, uzun soluklu halk savaşı yürütüyorlar. Demek ki
onunla ilgili filmin çekilmesi için de bir zamana ihtiyaç var.
Ne
tür güçlüklerle karşılaştınız?
Asıl
güçlük, filmin politik bir beğeninin değil de politik tartışmanın sonucu
olmasından kaynaklandı. Filistin direnişinin üyeleri, filmin çekim sürecine
iştirak ettiler. Bu, onların ifa ettikleri görevlerinin bir boyutu idi. Film konusunda
düzenli tartışmalar yürütüldü.
Filmde
Filistinli liderleri görecek miyiz?
Bazılarını
göreceğiz.
Farklı
hareketler arasındaki ayrışma noktalarından bahsedecek misiniz?
Onlardan
bahsedeceğiz ama farklı hareketleri emperyalist basın gibi birbirine rakip ve
hasım unsurlarmış gibi sunmayacağız.
Son
dönemde Ürdünlülerle Filistinliler arasında yaşanan kriz filmin hazırlık
sürecini etkiledi mi?[2]
Bazı
hususların netleşmesini sağladı. Biz, Filistin devriminde düşünce ve mücadele
yöntemlerini inceliyoruz. Bu devrimin özgünlüğü, Ortadoğu’daki rejimlerde,
bunun yanında, bu rejimlerin Amerikalı ve Rus hamileri arasında korkuya sebep
oluyor.
Bazıları,
sizi sadece en güçlü örgüt olan Fetih’le çalıştığınız için eleştirdi.
Son
dönemde burjuva basını diğer örgütlere dair yığınla laf etti. Kimse, Fetih’e
dair bir şey söylemedi.
Sinema
açısından baktığımızda bu filmin ilginç yanı ne?
Sinema,
emperyalizmin oldukça güçlü olduğu bir alan. Bugüne dek sinema, politik ifade
aracı olarak hep ihmal edildi. Biz, sinemayı kullanma imkânına sahip olduğumuz
durumda onu kullanmamız gerektiğine inanıyoruz.
Dipnotlar:
[1] Sonrasında film Jusqu’à la victoire (“Zafere Kadar”) ismini aldı. Tamamlanamayan
film için çekilen sahneler Anne-Marie Miéville birlikte çekilen Ici et
ailleurs (1976) filmine dâhil edildi.
[2] Röportajı yapan kişi burada Altı Gün Savaşı sonrası FKÖ ile Ürdün Krallığı arasında yaşanan çatışmalara atıfta bulunuyor. Bu röportajın yayınlanmasından iki ay sonra bu çatışma süreci Kara Eylül’de zirvesine ulaştı. Ürdün Silâhlı Kuvvetleri Kral Hüseyin liderliğinde Ürdün’de yaşayan binlerce Filistinliyi katletti.
0 Yorum:
Yorum Gönder