“İklim krizi” sahtekarlığı, sahte pandemiden çok daha kapsamlı bir saldırı. Bu yalanla birlikte, beslenme, konut edinme, ulaşım hakkımız elimizden alınacak.
Tarım ve hayvancılığın tüm yerel üretimi ortadan
aşamalı olarak kalkacak ve büyük sermayenin sentetik ürünlerine mahkûm
edileceğiz.
CHP’nin açıkladığı program da Özal’la başlayan,
Erdoğan’la süregiden küreselleşmenin bir sonraki aşaması. Programın amacı da
işçi sınıfının köleleştirilmesidir. Dolayısıyla seçim, küreselciler arasında
bir yarışmaya dönmüş durumda.
Türkiye’deki sosyal demokratların küresel faşizme biat
ettiğini açıklayan sunumdan sonra, sosyalistlerin “iklim krizi” safsatasına
karşı alacakları tavır daha da önem kazanıyor.
Sahte pandemi önlemlerine destek vermek, sizi küresel
faşizmin piyonu hâline getirir, sahte iklim krizine karşı alınacak önlemleri desteklemek
de. Bu önlemlere üstün körü bir bakış bile faşist içeriği, işçi sınıfına
amansız bir saldırının öncüleri olduğunu görmek için yeterli.
Tüm bu yalan, Maltusçuluğun dile getirdiği, “kaynakların
kıtlığı” kurgusunu temel alıyor. Oysa tam da tarihin bu döneminde insanlık,
refahı için gerekli tüm kaynaklara fazlasıyla sahip. Tarım, dikkatli bir planlamayla
8 milyar değil, 80 milyar insanı besleyebilir.
İklim krizine yol açtığı söylenen karbondioksit
salınımı, sadece enerji kaynaklarımızın bizden çalınması için bariz bir yalan.
Bir enerji ve gıda bolluğu içindeyken aç, açıkta
bırakılmak isteniyoruz.
Murat Karadeniz
5 Aralık 2022
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder