06 Aralık 2022

, ,

Muz Katliamı


5-6 Aralık 1928 tarihinde ABD desteğini arkasına alan Kolombiya rejimi, grevdeki muz işçilerinin üzerine ateş açtı. Saldırı sonucu üç bin insan öldürüldü. Cesetleri toplu mezarlara gömüldü.

Katliam, ABD’nin sahibi olduğu Birleşik Meyve Şirketi ve ABD hükümeti tarafından gerçekleştirildi.

Grevdeki işçiler, haftada altı gün, günde sekiz saat çalışma, barınma imkânlarının iyileştirilmesi ve yiyecek kuponları yerine para verilmesi gibi talepler dillendiriyorlardı.

ABD ve Kolombiya hükümetleri, grevcileri itibarsızlaştırmak ve saldırılarına kılıf bulmak amacıyla onları “komünist” olarak damgaladılar.

Şimdilerde Chiquita olarak anılan Birleşik Meyve Şirketi ve ABD hükümeti, Kolombiya cumhurbaşkanı Miguel Abadía Méndez’den grevleri sonlandırmasını istedi. Bu süreçte ABD, grev sona ermezse Kolombiya’yı işgal edeceğini ve ticareti sonlandıracağını söyledi. Hatta ABD, operasyon esnasında ülkeye bir savaş gemisi gönderdi ve gemi, sonrasında açık denize demir attı.

Bu talimat üzerine Kolombiya hükümeti, grevi sona erdirmek için yüzlerce askerini görevlendirdi. Ana meydanın yakınındaki alçak binaların çatısına makineli tüfekler yerleştirildi. Birleşik Meyve Şirketi, o noktada grevdeki işçileri müzakere için Ciénaga şehrinin meydanına çağırdı.

İşçiler toplanınca, bir asker eline tutuşturulmuş olan kararnameyi okudu. Kararname, grevci işçilerin kanuna karşı geldiklerini söylüyor, meydanda toplanan işçilerin birkaç dakika içinde meydanı terk edip işlerine geri dönmesini istiyordu. Sonra aniden askerler, içlerinde çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu kalabalığa saldırdılar.

ABD dışişleri bakanlığına ait telgraflar, bu saldırı sürecinde ve grevlerin sona erdirilmesine dönük harekât dâhilinde ABD’nin Kolombiya hükümetiyle koordineli bir çalışma içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Hatta telgraflarda, binin üzerinde grevci işçinin öldürüldüğü bilgisi karşısında duyulan sevince dair ifadelere de rastlanıyor.

Birleşik Meyve Şirketi’nin ortak olduğu tek suç değil bu. 1954’te şirket, seçimle işbaşına gelen Jacobo Arbenz’in darbeyle devrilmesinde de önemli bir rol oynadı.

18 Haziran 1954 günü ABD hükümeti cumhurbaşkanı Jacobo Árbenz’i devirdi ve yerine Birleşik Meyve Şirketi’nin kârlarını korumak amacıyla bir askerî diktatörlük tesis etti.

Jacobo Árbenz, 1950’de yapılan seçimde zafer kazanıp başa geçti. İlk icraatları dâhilinde işçilere haklarını verdi, toprak reformu projesini hazırladı. Bu proje, toplam nüfusun altıda birine denk düşen 500.000 topraksız köylüye toprak verilmesini öngörüyordu.

Árbenz’in politikaları, büyük çoğunluğunu yerlilerin oluşturduğu köylü ailelerin yaşam standartlarını artırdı. Bu gelişme, Birleşik Meyve Şirketi’ni öfkelendirdi. Şirket, sonraki süreçte Árbenz’i devirmek için Washington’da lobi faaliyeti yürütmeye başladı.

Bu iş için Edward Bernays’i görevlendiren şirket, Guatemala’da hükümet karşıtı propaganda faaliyetlerinde onun geliştirdiği halkla ilişkiler endüstrisinin imkânlarından yararlandı.

Ağustos 1953’te başkan Dwight D. Eisenhower, CIA’e darbe çalışmalarına başlama yetkisi verdi. Bu talimat üzerine PBSUCCESS adı verilen operasyon başladı.

CIA, başında Carlos Castillo’nun bulunduğu 480 kişilik güce gerekli silâhı, eğitimi ve parayı temin etti. Yoğun psikolojik savaşla ve bombardımanlarla desteklenen güce denizden giriş çıkışları tutan bir savaş gemisi de yardımcı oldu.

CIA, darbeye toplamda 5 milyon dolar harcadı. Planlama sürecine yüz kadar ajan dâhil oldu. Hazırlanan planların birinde Árbenz hükümetinde yer alan ve suikastla öldürülmesi öngörülen isim listesine yer verilmişti.

İşgal gücü, aslında yola yetersiz bir askerî imkânla çıkmıştı. Fakat yürütülen psikolojik savaş ve ABD işgali korkusu, Guatemala ordusunun mücadeleyi reddetmesine neden oldu. Árbenz 27 Haziran günü istifa etmezden önce, sivilleri işgale karşı silâhlandırma girişiminde bulundu, ama bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı.

O günlerde 25 yaşında olan Ernesto Che Guevara, darbe esnasında Guatemala şehrindeydi. Yaşadığı bu deneyim, onu emperyalizme karşı silâhlı mücadelenin bir zorunluluk olduğuna ikna etti.

ABD destekli yeni diktatör Carlos Castillo, toprak reformu programını yürürlükten kaldırdı. Ülkedeki her on yetişkinden birinin isminin yer aldığı bir “komünist olma şüphesi bulunan kişiler” listesi hazırladı.

Carlos Castillo, sendikacılara karşı yoğun bir saldırı gerçekleştirdi. Onun döneminde tüm politik partiler, sendikalar ve köylü örgütleri yasa dışı ilân edildi. Ülke nüfusunun üçte ikisini oluşturan okuma-yazma bilmeyen insanların oy kullanmasına yasak getirildi.

ABD, Guatemala demokrasisini seçimle işbaşına gelmiş olan ve İran petrollerini millileştiren Muhammed Musaddık’ı devirip İran demokrasisini harap ettikten tam bir yıl sonra yok etti.

Demokrasinin yok edildiği koşullarda solcu isyanlara tanık olundu. Bu isyanlar, 1960’te iç savaşa evrildi. Yaşanan savaşta, seksenlerde 200.000 kişi öldürüldü. Bu insanların büyük kısmı Maya yerlisiydi. Savaş süresince gerçekleştirilen zulümlerin yüzde 93’ünden ABD destekli Guatemala hükümeti sorumluydu.

Jacobo Árbenz’i deviren darbe konusunda kapsamlı bir bilgiye vakıf olmak isteyenler, Stephen Schlesinger ve Stephen Kinzer’ın kaleme aldığı Bitter Fruit [“Acı Meyve”] kitabını okuyabilirler.

@SpiritofLenin
6 Aralık 2022
Kaynak

0 Yorum: