18 Aralık 2022

,

Tüm İşçilere

Devrim bir gök gürültüsü gibi gürlüyor! Rusya’nın devrimci halkı ayağa kalktı, hükümetin kalelerini fethetmek için kuşattı! Kızıl bayraklar dalgalanıyor, barikatlar kuruluyor, halk silâhlanıyor, hükümet binalarına hücum ediyor. Cesurların o çağrısı bir kez daha işitiliyor. Hayatın dinmiş olan dalgaları yeniden kabarıyor. Devrim gemisi yelkenlerini açtı, hızla özgürlüğe doğru ilerliyor. O geminin dümeninde Rus proletaryası duruyor.

Rusya’nın proleterleri ne istiyorlar? Hangi yöne doğru ilerliyorlar?

“Çar’ın meclisini alaşağı edelim, halkın kurucu meclisini kuralım”, Rusya’nın proleterleri bugün bunu söylüyor. Proletarya, hükümetten küçük tavizler kopartmak istemiyor, bazı şehir ve köylerde uygulanan “sıkıyönetim”in ve “kamçı cezası”nın kaldırılmasını da talep etmiyor. Proletarya, bu türden ufak tefek şeylere tenezzül etmiyor. Hükümetten tavizler kopartılmasını kim talep ediyorsa, bilinsin ki o, hükümetin yok olacağına inanmıyordur. Oysa proletarya, hükümetin yok olacağından emindir, buna kesin olarak inanmaktadır. Hükümetin “iyilikler” yapmasını kim bekliyorsa, o devrimin gücüne güvenmiyor demektir, oysa proletaryayı tam da bu güven harekete geçirmektedir.

Hayır! Proletarya, enerjisini anlamsız taleplerde bulunarak heba etmeyecek. O, çar otokrasisinin suratına tek bir talep haykıracak: Kahrolsun otokrasi! Çar’a ölüm! Böylelikle işçilerin devrimci çığlığı Rusya’nın dört bir köşesinde daha güçlü bir şekilde çınlayacak. Onlar “Kahrolsun Devlet Duması! Yaşasın halkın Kurucu Meclis’i!” diye bağıracaklar. Bugün Rusya proletaryasının uğruna mücadele ettiği yegâne hedef budur.

O Kurucu Meclis’i bize çar bahşetmeyecek, çar, kendi otokratik rejimini ortadan kaldırmayacak, onu yok etmeyecek! Bugün halka “bahşettiği”, sağından solundan budanmış olan “anayasa”, geçici bir tavizdir, o, çarın riyakâr vaadinden başka bir şey değildir! Bu türden bir tavizden tabii ki istifade edeceğiz, karganın ağzındaki fındığı zorla çekip aldıktan sonra o karganın başını o fındıkla ezme fırsatını tepecek değiliz. Ama gerçekler bize halkın çarın vaatlerine inanmaması, sadece kendisine inanması gerektiğini söylüyor. Halk kendi gücüne güvenmeli: halkın kurtuluşu, bizatihi halkın çabalarının sonucu olmalı. Halkın özgürlüğü, sadece zalimlerin kemikleri üzerinde yükselebilir, o zalimlerin kanı dökülmedikçe, toprak halkın egemenliğini doğuramaz! Silâhlı halka proletarya öncülük ettiği, genel ayaklanma bayrağını yükselttiği takdirde, ancak o vakit süngülere bel bağlayan çarlık hükümeti yıkılır. Bugün tüm Rusya proleterleri, boş lafların, “herkes kendi silâhını temin etsin” türünden anlamsız lakırdıların değil, gerçek silâhlanma, silâhlı ayaklanma çağrısının peşinden gidiyor.

Hükümet, zafere ulaşacak bir ayaklanmayla devrilecektir. Fakat bozguna uğramış hükümetler çoğunlukla yeniden doğrulmayı bilmişlerdir. Bizim ülkemizde de yeniden ayağa kalkabilirler. Ayaklanma esnasında kendilerini inlerinde saklamayı bilmiş olan karanlık güçler, ayaklanmanın sabahında hükümeti yeniden ayağa kaldırmaya çalışacaklardır. Bozguna uğramış hükümetler, öldükten sonra işte hep bu şekilde dirilmişlerdir. Halk, bu karanlık güçleri hiç fırsat vermeden kontrol altına almalı, yerin dibine gömmeyi bilmelidir. Fakat bunun için muzaffer halk, önce tam da ayaklanmanın sabahında genç yaşlı demeden herkesi silâhlandırıp devrimci bir ordu kurmalı, güçbelâ kazandıkları hakları silâhın zoruyla korumaya hep hazır olmalıdır.

Muzaffer bir halk, ancak devrimci bir ordu kurduğunda, karanlık güçleri saklandıkları yerden çıkartıp nihai olarak ezebilecektir. Ancak bir devrimci ordu, geçici hükümetin atacağı adımlar için güç kullanabilir, demokratik bir cumhuriyeti kurmak zorunda olan, halktan gücünü alan bir kurucu meclisi ancak bir geçici hükümet toplayabilir. Bugün Rus proleterlerin hedefi, devrimci ordu ve devrimci geçici hükümettir.

Rus devrimi bu yola girmiştir. Söz konusu yol, halk egemenliğine çıkar. Proletarya, halkın tüm dostlarını bu yolda yürümeye davet etmektedir.

Çarlık otokrasisi, halkın devrimine uzanan yolun önündeki engeldir. O, bu büyük hareketi dün yayınladığı bildiriyle kontrol altına almak istemektedir. Devrimin dalgaları çarlık otokrasisini yutacak, onu yok edecektir.

Proletaryanın yolunu yürüyemeyenler, nefretimizi ve hakaretlerle anılmayı hak etmektedirler. Onlar, tüm alçaklıklarıyla devrime ihanet etmektedirler! Gerçekte bu yolu yürüyormuş gibi gözüken, ama ağzından başka sözler dökülen, hakikat karşısında tir tir titreyip korkanlara yazıklar olsun!

Biz hakikatten korkmuyoruz, biz devrimden korkmuyoruz! Varsın gök daha da büyük bir gümbürtüyle gürlesin, varsın fırtınanın şiddeti daha büyük olsun! Zaferin vakti yakındır!

Rusya proletaryasının sloganlarını büyük bir coşkuyla haykıralım:

Kahrolsun Devlet Duması!

Yaşasın silâhlı ayaklanma!

Yaşasın devrimci ordu!

Yaşasın geçici devrim hükümeti!

Yaşasın halkın kurucu meclisi!

Yaşasın demokratik cumhuriyet!

Yaşasın proletarya!

J. V. Stalin
19 Ekim 1905
Kaynak

0 Yorum: