31 Mart 2020

,

Manolis Glezos

Samidoun Filistinli Tutsaklarla Dayanışma Ağı, kurtuluş mücadelesini ömrü boyunca desteklemiş, Nazi karşıtı direnişin efsanevi savaşçısı ve özgür Filistin davasına bağlı bir isim olan Manolis Glezos’un 97 yaşında aramızdan ayrılışının yasını tutmaktadır. Onu Avrupa Birliği’nin Yunan halkının kaynaklarını yağmalamasından işgal altındaki Filistin’de İsrail’in uyguladığı ırk ayrımcısı rejimine kadar sömürü ve zulmün tüm biçimlerine karşı sürdürülen direnişe gösterdiği bağlılıkla hatırlayacağız. Onun halkın kurtuluşuna yönelik devrimci bağlılığı hepimize örnek olmalı, devrimci değişim ve farklı iyi bir dünya için mücadele eden herkese ilham vermeyi, örnek teşkil etmeyi sürdürmelidir.
Glezos, yoldaşı Apostolis Santas ile birlikte Akropolis’e tırmanıp orada asılı Nazi bayrağını yırtmasıyla Yunanlıların Nazi işgaline ve istilasına karşı sürdürdükleri direnişin simgesi hâline geldi. Glezos, direnişe katıldığı için birkaç kez tutuklanıp işkence gördü, Naziler onun kimliğini bilmediği döneminde onu gıyabında ölüm cezasına çarptırdılar. Yunanistan Nazi işgalinden kurtulduktan sonra ülkesine geri döndü ve burada önce sağcı hükümete ardından diktatörlüğe karşı mücadelesini sürdürdü. Gazeteci ve eylemci olarak birçok kez tutuklandı ve hapse atıldı, üç kez idam cezası aldı, en nihayetinde 1971’deki genel afla tüm suçlamalardan aklandı. Politik faaliyetleri sebebiyle 28 kez yargılanan Glezos, 11 yıl hapis yattı. Ayrıca Yunanistan’daki askerî cunta esnasında dört buçuk yıl sürgünde kaldı.
Rizopastis gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yaptı, sonrasında Avgi gazetesini yönetti. 1974’te diktatörlüğün devrilmesi ardından Birleşik Demokratik Sol (ECHR) başkanı, Panelenci Sosyalist Hareket (PASOK) milletvekili, ardından da 2014-2015 arası dönemde SYRIZA’nın Avrupa Parlamentosu milletvekili olarak hizmet verdi. SYRIZA’nın Avrupa’nın başındaki sermaye yanlısı troykanın taleplerine boyun eğmesi ardından partiden ayrıldı ve Yunan halkının haklarını savunmak adına görevlerinden istifa etti.
Ömrü boyunca Filistin halkını kucaklayan kurtuluşçu bir vizyonu benimsedi. İsrail Gazze’ye saldırdığında, Filistin halkıyla dayanışmak için Avrupa Parlamentosu’nda yapılan protesto eylemlerine katıldı, Halide Cerrar’ın ve diğer Filistinli politik tutsakların serbest bırakılmasını talep etti. 2002’de İsrail işgal güçleri, onu ve arkadaşlarının kuşatma altındaki Ramallah’a yürümesine mani oldu.
20 Aralık 2017 günü, Filistin devrimci solunun ellinci yılı anısına Atina’da Samidoun tarafından organize edilen etkinlikte iki Filistinli genç kendisini kürsüye davet ettiğinde, omzuna attığı kefiyesi ve elindeki Filistin haritası ile çıktı insanların huzuruna, burada amacı, onca yıl kavganın bağrında olmuş bir insan olarak, ömrü boyunca kurtuluş mücadelesine bağlılığını ortaya koymaktı.
Orada Glezos bir konuşma yaptı. Konuşmasında Filistin’le dayanışma konusunda geçmişte kendi yapıp ettiklerinden ve mevcut durumdan söz etti, Trump’ın Kudüs’ü (Yeruşalim’i) İsrail’in başkenti kabul etmesi üzerinde durdu. Orada Glezos, Trump’ın ABD halkını değil kendisini ve yönetici sınıfı temsil ettiğini söyledi ve onun Kudüs’ün kime ait olduğuna karar verme hakkına sahip olmadığını, Kudüs’ün Filistin halkının gerçek başkenti olduğunu ısrarla vurguladı.
Glezos konuşması dâhilinde yaptığı analizde, Filistin liderliğinin yıllar içerisinde önemli kimi yanlışlar yaptığını, ilk önemli yanlışın Filistin’i tanımak ikinci yanlışın ise Filistin dışında silâhlı mücadeleyi sonlandırmak olduğunu söyledi. Konuşmasının sonunda Glezos, Filistin’in topyekûn kurtuluşuna dek Filistin halkıyla dayanışma içinde olmaya devam edilmesi, bu dayanışmanın kesintisiz sürmesi gerektiği üzerinde durdu.
Samidoun
30 Mart 2020

0 Yorum: