Rozet “Moskova Metrosu'nun ilk etabı”
(Üzerindeki yazı: L. M. Kaganoviç adlı metro-1935)
Metro İçin Kaynak Arayışı
Dünyanın ilk metrosu Londra’da, ikincisi ise
İstanbul’da bugün de hizmet veren Tünel (Karaköy-Şişhane) olarak bilinen hatta
1876’da faaliyete geçirilmiştir. Yıllar içinde ulaşım sorununu aşmak için
birçok şehirde yeraltı raylı sistemleri faaliyete geçirilmeye başlandı.
İstanbul’da modern metronun faaliyete geçmesi ise 1989’da oldu. Daha sonra
nüfus artışıyla birlikte metro hattı da genişletildi. İnşaat sektörünün aşırı
büyümesi İstanbul nüfusunun da aşırı büyümesiyle sonuçlanınca metro ağı da
paralel bir şekilde genişledi. Son iki yıla kadar metro inşaatlarına kaynak
aktarımı devam ediyordu. Yine inşaat sektörüne paralel olarak metro hatlarının
inşaatı da durma noktasına geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bugünlerde
tekrar metro inşaatına devam etmek için kaynak arayışlarının sürmekte olduğu
haberlerini duymaktayız.
Başka Bir Metro
Bugün Türkiye’nin ekonomik sisteminde işler bu şekilde
yürümekte, fakat yaklaşık bir asır önce ve farklı bir ekonomik sistemde hayata
geçirilen bir metro hattına bir göz atmakta fayda var. Belki de başka bir
ekonomik sistemle hayata geçirilen ve bugün de dünyadaki sayılı metrolardan
olan bir metro hattı günümüze ışık tutmayı başarır. Moskova Metrosu’nun
günümüzde 206 istasyonu (+ 6 havarayı ve 31 Merkez Çemberi) bulunmakta ve günde
ortalama 6,5 milyon yolcu taşımaktadır (2015 verileri) buna karşılık İstanbul
metrosunun 86 istasyonu günde ortalama 1,93 milyon yolcuya hizmet vermektedir
(tramvay ve füniküler hatları dâhil). Bu verilere bir de Moskova nüfusunun 12,5
milyon ve İstanbul nüfusunun 15,5 milyon olduğunu eklersek karşılaştırma daha
sağlıklı olacaktır. Yani Moskova’da her gün 2 kişiden biri metro kullanırken bu
oran İstanbul’da 8 kişide 1 kişi şeklindedir.
Smolenskaya istasyonunun girişi -1935
(Resimleri asılı olan: Stalin ve Kaganoviç)
Moskova’da İlk Metro
Balinsky ve Knorre adlı mühendisler, 1902’de Moskova’nın
ilk modern yeraltı raylı sistemi projelerini şehir konseyine sunarlar. Fakat o
dönem şehirde toplu ulaşım faytonlarla ve yoğun olarak tramvaylarla
sağlanmaktaydı. Şehir Konseyi tramvay lobisinin de etkisiyle projeyi reddetti.
Aynı yıl A. Antonoviç, N. Golineviç ve N.Dmitriev de projelerini sundular.
Bugünkü radyal düzende bir metro ağı tasarlamışlardı. Fakat bir süre bekletilen
proje savaşlar ve ekonomik sorunlar yüzünden gerçekleştirilmedi.
Giderek daha kalabalık bir nüfusa sahip olan Moskova’da
Ekim Devrimi’nden sonra ulaşıma bir çözüm getirmek adına 1923’te Alman Siemens
Bauunion Gmbh şirketine bir metro projesi hazırlama işi verildi. 1925’te proje
hazırlanmasına rağmen yine kaynak sıkıntısı yüzünden rafa kaldırıldı. Fakat
kurulan bir komisyon, projeyi 7 yıl boyunca geliştirmeye devam etti. 1930’da
oluşturulan proje ilk istasyonların da yerini belirleyecek proje oldu.
1930 sonlarına gelindiğinde Moskova’nın nüfusu 4
milyonu bulmuştu ve trafik sorununun artık çözülmesi gerekiyordu. Haziran 1931’de
Komünist Parti Merkez Komitesi Moskova’da metro inşasına başlanmasına karar
verdi. Komünist Parti Moskova Sekreteri L. Kaganoviç (1935’te Demiryollarından
Sorumlu Halk Komiseri) ve Moskova Şehir Hükümeti, Eylül’de metro inşasından
sorumlu Metrostroy departmanını kurdu. Kasım ayında Metrostroy, projeyi Şehir
Hükümetine sundu ve ilk kazmayı vurdu. Metrostroy mühendislerinden sadece S.
Rosanov Paris metrosunda birkaç yıl metro inşası konusunda deneyimliydi. Diğer
2 mühendis Berlin metrosu inşasında kısa bir süre çalışmıştı.
Şubat 1932’de 27 yaşındaki mühendis V. Makovski sığ
derinlikte metro yerine derin (20-35 metre) derinlikte tüneller kazılması
gerektiğine karar verdi. Londra ve New York metroları hakkında bilgi toplayan
V.Makovski bu önerisini doğrudan L.Kaganoviç’e götürdü. Tüm diğer mühendisler
karşı çıkmasına rağmen Makovski’nin bu ileri görüşlü fikri Kaganoviç tarafından
beğenildi. Stalin’in de bu öneriyi onaylamasıyla projenin seyri değişmiş oldu.
Bu radikal değişiklik inşaatın yavaşlamasına neden oldu, neredeyse durma
noktasına geldi. Çünkü o günün teknolojisiyle yerin 15 metre altında ne
olduğuyla ilgili jeolojik verilere ulaşılamıyordu. Özellikle yumuşak kum olan
bölgenin kazılması göçüklere neden olabilirdi. 1933’ün başlarında toplam
kazının yalnızca %0,6’sını bitirebilmişlerdi.
Metro işçileri -1933
(Ostozhenka Sokağı, Alexander Ustinov tarafından fotoğraflandı)
Teknik Yetersizliğin Kabulü ve Aşılması
Parti liderleri yabancı uzman getirtmeye karar
verdiler. 1933’ün baharında 7 üst-düzey yabancı uzman Metrostroy’a alındı. Aynı
zamanda 10 Sovyet mühendisi de yurtdışında metro inşa teknolojileri üzerine
eğitim almaya yollandı. Derin kazıda deneyimlerinde yararlanmak üzere Donbass
kömür madenleri işçileri Moskova’ya aktarıldı. Ayrıca “Kulatsky Element”
işçileri de metro inşasına yönlendirildi. (Kulatsky Element: Devrim öncesi
“kulak”lar için çalışan köylüler daha sonra şehirlere yerleştirildiler.) Mart
1933’te komsomol üyeleri metro inşasında çalışmaya başladılar. 1935 başlarında
Moskova metrosunun inşasında 19 binden fazla işçi çalışıyordu.
Metro inşası bitmek üzere olmasına rağmen önemli bir
eksiği vardı. Derinlerdeki metro istasyonlarına erişim için kullanılacak
yürüyen merdivenler! İlk yürüyen merdivenler 1911’de Londra’da kullanılmaya
başlamıştı. Dünyada yalnızca 2 şirket yürüyen merdiven imalatı yapıyordu.
Metrostroy, 200.000 altın ruble karşılığında bir yürüyen merdiven aldı. Elbette
ki tamamen sökülerek kopyalamak için almışlardı. 1935’te ilk Sovyet yapımı
yürüyen merdivenler hizmet vermeye başladı.
Daha sonra Moskova Metrosu’nun sembolü olacak olan
kırmızı “M” harfi mimar Ivan Taranov tarafından tasarlandı ve yeni
istasyonların yüzeydeki girişlerine konuldu.
4 Şubat 1935’te tünelde ilk tren test edildi. 15 Mayıs
1935’te saat 5:48’de ilk tren depodan ayrıldı ve 6:45’te yüzey girişlerinin
kapıları açıldı. Moskova’nın ilk metro hattı 11,5 kilometre uzunluğunda 13
istasyonda 14 trenle hizmet vermekteydi.
Moskova Metrosu’nun ilk yolcuları aynı
zamanda inşasında çalışan işçiler (1935)
Dönemin Basınında Müjdeli Haber
“Çok
yakında Moskova’daki yolcular tramvaylardaki zorlu yolculuklarından
kurtulacaklar. […] Metronun ışıldayan koridorlarından geçip yeraltı
istasyonlarına gidecekler. Onlara ‘istasyon’ demek mütevazı olur. Onlar
demiryolu istasyonları. 13 demiryolu istasyonu mermer, granit, bakır ve
renkli sırlı çinilerle giydirildi.” [Pravda, 8 Şubat 1935]
Partinin Metroya Bakışı
“Parti
yönetiminde bazı yoldaşların metro ile ilgili ciddi kuşkuları bulunuyordu.
Kimilerine göre kapitalist ülkelerde kullanılan bir ulaşım şekliydi, çünkü
insanların uzak yerlerde çalışması ya da yaşadıkları yerlerden uzakta sosyal ve
maddi ihtiyaçlarını karşılaması sorunu komünizm ile çözülebilecekti. Ayrıca
metro yapımına çok fazla hammadde harcanacağı için de karşı çıkanlar vardı.”
[L. Kaganoviç: 1935-1937, 1938-1942, 1943-1944 arasında Demiryollarından
Sorumlu Halk Komiseri]
Ciddi kuşkulara rağmen Stalin gibi bazı parti
yöneticilerinin desteğiyle Moskova Metrosu tamamlandı. Üstelik
kullanılabilirlik açısından ve estetik olarak bugün dünyanın sayılı metro
ağlarındandır.
Metro yapımında işçiler
(Pankart: “Hadi 1 Mayıs’ta tüneli bitirelim!”)
Savaş Yıllarında Metro
Moskova Metrosu, Büyük Vatanseverlik Savaşı yıllarında
önemli bir rol oynadı. Nisan 1941’de Halk Komiserleri Konseyi metronun hava
saldırılarından korunmak için sığınak olarak kullanılmasına karar verdi. 22
Haziran 1941’de ilk hava saldırısında 500.000 üzerinde Moskovalı metroda
toplandı. Metronun tünelleri de galerileri de sığınak olarak kullanılıyordu.
İnsanlar üzerlerine yağan bombalardan korunmak için
metroya sığındıkları zamanlarda morallerini yükseltmek için şarkılar, marşlar
söylüyorlardı. Bu zorlu günlerde bazı mutlu anlar da yaşanıyordu. Özellikle
metroda doğan çocuklar her gün ölümlerin olduğu, savaş dolu bir dünyada halk
tarafından umutların yeşermesi anlamına geliyordu. Kayıtlara göre savaş
sırasında metroda 217 çocuk doğmuştu.
Düşman Eline Geçmemesi İçin…
Düşmanın Moskova kapılarına gelmesi durumunda metronun
tahrip edilmesine dair bir emir yayınlandı. 15 Ekim’de Kaganoviç, 3 saat içinde
metronun yok edilmesi talimatını verdi. Tüm vagonlar ve ekipmanlar boşaltıldı.
Atölyelere mayın döşendi, elektrik kabloları kesildi. Metro ağını su ile
doldurmak için hazırlıklar yapıldı. Dinamo istasyonunda işçiler yürüyen
merdiveni söktüler. Sokol Deposu’ndan tüm vagonlar çıkarıldı. 16 Ekim 1941’de
Moskova Metrosu ilk defa çalışmadı. O gün; metro açılışından beri çalışmadığı
tek gün olarak kayda geçti. Akşam metronun tahribatı emri iptal edildi.
Krassnye Vorota metro istasyonu girişi
(1935-1954)
Savaşa Rağmen
Metronun üçüncü etap inşaatı savaştan dolayı
durdurulmuştu. Mayıs 1942’de savaş devam ederken metro inşaatı tekrar başladı.
Ocak 1943’de iki yeni istasyon hizmete açıldı. Daha sonra Kasım 1943’te ve Ocak
1944’te eklenen istasyonlarla birlikte Büyük Vatanseverlik Savaşı boyunca
Moskova Metrosu’nda 7 istasyon açılmıştı.
Faşizme Karşı Savaş
Düşünülenin aksine Sovyetler Birliği’nin faşizme karşı
savaşı yalnızca silahla, tankla, uçakla yapılmadı. Ne olursa olsun bu,
düşüncelerin savaşıydı. Bu yüzden de Sovyet halkları emek gücüyle, sanatla,
kültürle, edebiyatla, sosyalist yaşamın ve üretimin tüm harikalarıyla faşizme
karşı durmayı bilmişlerdir. Sosyalist üretimin bir sonucu olan Moskova
Metrosu’nun barışta sınıf ayrımı olmaksızın halkın bir değeri olarak
kullanılması, savaşta yine sınıfsız olarak herkesin metroya sığınması sınıfsız
toplumun bir göstergesidir (Parti yöneticilerinin de bombardıman sırasında
Moskova Metrosu’nda olduklarını biliyoruz). Faşizmin kurmayları bombardımanlara
karşı Berlin dışında bataklığa sürükledikleri Alman halkından uzakta sadece
kendilerinin sığınacağı bir sığınakta günlerini geçirmekteydiler. Yani yıllarca
halkı kandırmak için söyledikleri gibi değildi gerçekler. Aynı gemide
değillerdi!
Aykut Ekşioğlu
4 Mart 2020
0 Yorum:
Yorum Gönder