21 Mart 2020

, ,

Salgın Esnasında İran ve Venezuela’ya Yönelik Yaptırımlar Zulümdür


Koronavirüs hastalığı hızla hareket ediyor, kıtaları dolaşıyor, okyanusları aşıyor, her ülkede halkları korkutuyor. Virüsün bulaştığı kişilerin ve ölenlerin sayısı giderek artıyor. Eller yıkanıyor, testler yapılıyor, “sosyal mesafe” diye bir ifade dilimize giriyor. Bu küresel salgının ne kadar yıkıcı olacağını kimse bilmiyor.

Küresel salgın esnasında herkes, tüm ülkelerin virüsün yayılmasını her tür yöntemle durdurma çalışmalarına katılmasını, insanlar üzerindeki etkisini hafifletmenin yollarını aramasını bekliyor. Bu büyüklükteki bir insanî krizin belirli ülkelere uygulanan insanlık dışı ekonomik tedbirleri ve politik ablukaları askıya almak veya sonlandırmak için bir fırsat olarak görülmesi umuluyor.

Bugünün asıl meselesi şudur: emperyalist blok ve ona öncülük eden ABD’nin Küba, İran ve Venezuela gibi ülkelere uygulanan yaptırımları kaldırmasının vakti gelmedi mi?

Tıbbi Araçlarda ve İlâçlarda Kıtlık

Venezuela’nın dışişleri bakanı Jorge Arreaza, kısa süre önce şunu söyledi: “ABD’nin Venezuela’ya dayattığı tedbirler, esasen bir tür kolektif cezalandırma yöntemi.” Bizce bu “kolektif cezalandırma” ifadesi önemli. 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi uyarınca bir ülkenin tüm halkına zarar verecek her türden politika, savaş suçudur. Arreaza’nın dile getirdiği biçimiyle ABD’nin yürüttüğü politika, “ilâçların vaktinde temin edilmesi noktasında ciddi güçlüklere yol açmaktadır.”

Kâğıt üstünde ABD yaptırımlarının tıbbi araç gereçler ve ilâçları kapsamadığından söz edilir ama bu, yalandan ibarettir. Venezuela ve İran, tıbbi araç gereçleri kolaylıkla satın alamamakta, bunları ülkelerine rahatlıkla sokamamakta, onları kamu sağlığı sistemlerinde kullanma imkânı bulamamaktadır.

Bu ülkelere yönelik ambargo, mevcut salgın koşullarında, Cenevre Sözleşmesi uyarınca bir savaş suçu olduğu gibi aynı zamanda Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun (1947) tanımladığı biçimiyle de insanlığa karşı suçtur.

2017’de Trump, finans piyasalarına kısıtlama getirmek amacıyla Venezuela’ya yönelik kimi kararlar aldı. İki yıl sonra ABD hükümeti, bu ülkenin merkez bankasını kara listeye aldı ve Venezuela’daki devlet kurumlarına ambargo uygulamaya başladı. Eğer bir firma, bu ülkenin kamu sektörüyle iş yaptığında ikincil yaptırımlara maruz kalabiliyor. Öte yandan ABD Kongresi, 2017’de Amerika’nın Düşmanlarıyla Yaptırımla Mücadele Kanunu’nu çıkarttı ve bu kanun, İran, Rusya ve Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımları sıkılaştırdı. Ertesi yıl Trump, İran ekonomisini boğmak için yeni yaptırımları devreye soktu. Bir kez daha, dünya bankacılık sistemi ve İran’la iş yapan şirketlere yönelik tehditler, İran’ın dünya ile ilişkilerini imkânsız hâle getirdi.

ABD hükümetine göre İran ve Venezuela’daki kamu sektörüyle iş yapılması yasaklanmalı. İki ülkede devletin idaresi altında bulunan ve halka hizmet sunan sağlık altyapısı, test kitleri ve ilâçlar yanında teçhizat konusunda da ciddi güçlüklerle karşı karşıya.

Ambargoyu Kırma Girişimleri

Venezuela dışişleri bakanı Arreaza’nın bize aktardığı biçimiyle hükümet, COVID-19’un yol açtığı tehlikelere yaptırımların ağır bir biçimde etkilediği sağlık altyapısı ile karşı koymaya çalışıyor. Başkan yardımcısı Delcy Rodríguez’in başında bulunduğu bir komisyon, eldeki kaynakları yönetmeye çalışıyor.

Öte yandan Arreaza, Dünya Sağlık Teşkilâtı’ndan ilâç ve hastalığı tespit etmeye yönelik testleri temin etmek suretiyle ablukayı kırdıklarını söylüyor. Kendisi de fon konusunda ciddi bir kriz içerisinde olan teşkilât, hem Venezuela’da hem de İran’da önemli bir rol oynuyor.

Dünya Sağlık Teşkilâtı, bilhassa ulaşım noktasında, yaptırımlardan kaynaklanan ciddi güçlüklerle karşılaşıyor. Bu ağır yaptırımlar yüzünden nakliye şirketleri, İran ve Venezuela’ya hizmet sunma meselesini yeniden ele almak zorunda kaldılar. Bazı havayolları bu ülkelere uçuşlarını durdurdu. Birçok gemicilik şirketi, Washington’ı öfkelendirmeme yönünde karar aldı.

Dünya Sağlık Teşkilâtı, COVID-19 için gerekli test kitlerini İran’a Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden sokmaya çalışınca, teşkilâtta çalışan Christoph Hamelmann’ın ifadesiyle, “uçuş kısıtlamaları sebebiyle” güçlüklerle yüzleşti. Bunun üzerine BAE, ekipmanı askerî nakliye uçağı ile göndermek zorunda kaldı.


Arreaza’nın aktardığı kadarıyla Venezuela, Çin ve Küba gibi ülkelerin dayanışmacı tavrından istifade ediyor. Bu, önemli bir konu. Virüs konusunda kendisi de ciddi güçlüklerle uğraşmasına karşın Çin, İran ve Venezuela’ya test kitleri ve tıbbi ekipman gönderdi. Çin’in yoğun ve titiz çalışmaları sonucu virüsün bu ülkedeki yayılımı yavaşladı. Şubat sonlarında Çin Kızıl Haç Derneği, İran Kızıl Haçı ve Dünya Sağlık Teşkilâtı yetkilileriyle bilgi alışverişinde bulunmak için Tahran’a gitti. Ayrıca Çin, bu ülkeye test kitleri ve araç gereç bağışladı. Çinli yetkililerin dile getirdiği biçimiyle yaptırımlar, böylesine büyük bir insanî kriz koşullarında gündemde olmamalı. Sonuçta yaptırımları uyguluyorlar diye kimseye madalya takmayacaklar.

Öte yandan İranlılar, kendi insanına salgın esnasında yardım etmek için bir aplikasyon geliştirdi. Bunun üzerine Google, bu aplikasyonu ABD yaptırımları sebebiyle aplikasyon dükkânından kaldırdı.

Yaptırımları Sonlandırın

Yolimar Mejías Escorcha isimli bir endüstri mühendisinin bize aktardığı biçimiyle yaptırımlar Venezuela’daki gündelik hayatın üzerinde muazzam bir baskıya yol açıyor. Hükümet, halkın sağlık, eğitim ve gıda gibi önemli ihtiyaçlarını karşılamasını güvence altına almak için çaba sarf ediyor.

Muhalefet ise krizin emperyalist ablukanın değil, hükümetin verimsiz oluşunun bir sonucu olduğunu söylüyor. Escorcha’nın anlattığı kadarıyla 6 Mart’ta ülkede “Yaptırımlar Suçtur” adını taşıyan yeni bir kampanya başlatıldı. Escorcha, bu kampanyanın halka kıtlığın ana sebebinin yaptırımlar olduğunu göstereceğini umuyor.

2019’da bazı ülkeler, New York’taki BM binasında bir araya gelip BM Sözleşmesi’ni ihlal eden ABD kaynaklı yaptırımları tartıştı. Bu ülkelerin niyeti, bağlantısızlar hareketi gibi çalışıp bu yaptırımlara karşı koyacak resmi bir grup meydana getirmekti. Arreaza’nın aktardığı biçimiyle ülkesi bu girişimin yanı sıra İran’ın tek taraflı alınan yaptırımlara karşı hazırladığı umde bildirisine ve Rusya’nın yetkililerin New York’taki BM binasına gelmesine mani olan vize iptaline dair şikâyetine de destek veriyor. Arreaza, “biz virüsün yol açtığı güçlükler aşılır aşılmaz bu yıl toplantılara kaldığı yerden devam etmeyi ve ortaklaşa somut adımlar atmayı umuyoruz” diyor.

Arreaza, esasen devletlerin aldığı inisiyatiflerden bahsediyor. Aynı zamanda halk hareketleri ve politik örgütler de kimi adımlar atıyor. Kasım 2019’da Havana’da anti-emperyalist dayanışma toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya 86 ülkenin temsilcileri katıldı. Burada gücün insanlık dışı kullanımına odaklanılması gerektiğinden bahsedildi. Ayrıca 25-31 Mayıs arası dönemde anti-emperyalist mücadele haftası tertiplenmesi için çağrıda bulunuldu. Haftanın amacı, dünya kamuoyunu emperyalizm ve virüs salgınının yaşandığı koşullarda daha da öldürücü bir hâl alan ABD kaynaklı yaptırımlar konusunda uyarmak.

Bu meselelerle ilgili çalışmaların yürütüleceği hafta boyunca esasen basit bir soru sorulacak: bir avuç ülkenin insanlığın en yüce arzuları hilafına hareket ettiği bir uluslararası sistemi ne tür bir ahlakî bağ bir arada tutmaktadır? ABD, bu küresel salgın koşullarında, Küba, İran ve Venezuela gibi elliden fazla ülkeye ambargo uygulamayı sürdürüyor, peki bu, günümüz dünyasında iktidarın ve otoritenin niteliği konusunda bize ne söylüyor?

Emperyalistlerin bu türden davranışları hassas insanları kızdırmalı, onların yol açtıkları doğal olmayan ölümlerde karşımıza çıkan kötü niyetlilik herkesi rahatsız etmelidir.

ABD dışişleri bakanı Madeleine Albright’a ABD yaptırımları yüzünden yaklaşık beş yüz bin Iraklı çocuğun öldüğü söylendiğinde bakan, bu ölümlerin ödenmeye değer bir bedel olduğunu söylemişti. Oysa bu bedeli Iraklılar ödemek istememişlerdi, bugün de İranlılar, Venezuelalılar ve insanlığın ekseriyeti ödemek istemiyor. Mayıs’taki mücadele haftasına bu halis dünya görüşü ile ilerliyoruz. Sonuçta hepimiz insanlık için yürüyoruz.

Vijay Prashad
Paola Estrada
16 Mart 2020
Kaynak

0 Yorum: