Robert
F. Williams [26 Şubat 1925-15 Ekim 1996] siyah
hareketi içerisinde önemli roller oynamış bir isimdir. Özsavunma konusunda
çalışmalar yürütmüştür. Kendisine yönelik suçlamalar üzerine 1961-1969 arası
dönemi Küba ve Çin’de geçirmiştir. Aşağıda, 1963 Ağustos’unun ortalarında Küba’ya
giden siyahî öğrencilerin kendisiyle yaptıkları, Ocak 1964’te Marxist-Leninist
Quarterly dergisinde yayımlanmış
röportajın bir bölümüne yer verilmiştir.
● ● ●
Müslümanlar kibar insanlar. Asla kibirli değiller.
Kimseye küstahlık, zorbalık etmiyorlar. Dindaşlarını kardeş biliyorlar. Son
dönemde Müslümanlara destek arttı, Müslüman olmayan birçok kişi Müslümanlara
sempatiyle yaklaşıyor.
Bazıları onların yolunun yol olmadığını söylüyor. “Müslümanların
yürüdüğü yol devrimci değil” diyorlar. Bense bu hususun üzerinde durulması
gerektiği kanaatinde değilim. Müslümanlar siyahlara yönelik zulümden
rahatsızlar. Sistemdeki çürümeden asla memnun değiller. Bu bile tek başına
hayırlı bir durum.
Bir de bu insanlar neyden nefret ediyorlar, ona
bakalım. Müslümanlar zulümden ve zalimlerden nefret ediyorlar. Müslümanlar
olağan bir hayat yaşıyorlar. Bir gün gelecek farklı bir aşamaya geçecekler. Şuan
Müslümanlar siyaset sahasına girmeye, örgütlenmeye, adaylar çıkartmaya, eşitlik
ve adalet için mücadele eden adayları desteklemeye karar vermiş görünüyorlar. Bence
bu ileri bir adım. Müslümanlar, tıpkı bizim militan teşkilâtımız gibi değişmeye
başladılar. Onlar arasında siyahlar inisiyatifi ele geçirip hareketin belkemiği
hâline geldiler. Bu, eğitim açısından hayırlı bir gelişme. Böylelikle bizim
insanımız, yaklaşmakta olan cenge hazırlık yapma imkânı bulacak.
Sözde ilericilerin ve eski liberallerin asıl
hoşuna gitmeyen şey, Müslümanların ABD hükümetinin yıkılmaya mahkûm olduğunu
söylemeleri. Bu devrimci değilse, nedir devrimci olan, merak ediyorum doğrusu. Birçok
sözde ilerici, ABD’de bu cümleyi kaleme almaya bile cesaret edemiyor.
Müslümanlarsa 1970 yılına geldiğimizde ABD’de bir devletin olmayacağını,
sistemin çürüdüğünü, zalimlerin şeytanî olduklarını söyleyebiliyorlar.
Müslümanlar eski konumlarını terk ediyorlar, eski ilişkilerini kopartıyorlar. Bu
konumun halk karşıtı olduğunu kim söyleyebilir ki.
Siyahları redde tabi tutan Müslümanlar değil,
beyazlar. Beyaz üstünlükçülüğü konusunda Müslümanları günah keçisi yapmanın
anlamı yok. Bu liberaller ve düzen yanlısı, Tom Amcacı zenciler Müslümanlardan
ne tür bir beklenti içerisinde, bilmiyorum. Onların ille de zalimler de Tom
Amcacılar da dâhil herkesi sevdiklerini, satılık sanatçılara bayıldıklarını,
terbiyeli çocuklar olacaklarını, uslu Hristiyanlar gibi davranacaklarını,
dinlerine bağlı kalıp iyi beyazlara zarar vermeyeceklerini cümle âleme ilân
etmeleri mi gerekiyor?
Kapitalist basının ilerici hareketle ilgili sürekli
yanlış bilgi yaymasından yakınan ve kamuoyundan bu basının söylediği yalanlara
inanmamasını isteyen sözde ilericiler, bizden aynı basına inanmamızı bekliyorlar.
Bizden Müslümanlarla ilgili iftiralara, karalama kampanyalarına ve yalanlara
inanmamızı, sürekli yalan söylemekle ve yozlaşmakla suçladıkları aynı
kapitalist basının yaydığı yanlış bilgileri olduğu gibi sahiplenmemizi
istiyorlar.
Liberallere “Müslümanlarla ilgili bilgileri
nereden aldınız?” diye sorun, kesin Müslümanlardan değil dergilerden,
gazetelerden veya yapılan bazı röportajlardan aldıklarını söyleyeceklerdir. Liberallerin
ve sözde ilericilerin Müslümanların gerçekte neyi savunduklarıyla
ilgilenmediklerine adım gibi eminim. Müslümanlar beyaz üstünlükçülerden,
Afro-Amerikan mücadelesinin yönünü tayin etmeye bayılan ihtiyar şeflerden asla yana değiller.
Müslümanlara öfkelenmelerinin asıl sebebi bu. Müslümanlara öfkeliler çünkü
onlar, beyazların siyahları reddeden yaklaşımlarının intikamını alıyorlar.
Cami cemaatine mensup olmasa da birçok
Afro-Amerikan artık Müslüman. Bu, beyaz toplumun redde tabi tuttuğu Siyah
Amerikalıların değil, onlara gidecek yer bırakmayan beyazların bir suçu. Bugün bu
reddiyeye yönelik belirgin bir tepkiye tanıklık ediyoruz. Bu tepki de Müslüman
hareket ve Afrika milliyetçiliği hareketi gibi biçimler alıyor. Bence bu
sağlıklı bir gelişme.
İnsanlar, ret ve inkâr edilen, saldırılara
uğrayan, insan gibi yaşama hakkı elinden alınan bizden ne bekliyorlar,
bilmiyorum. Bir kişi köpeğine vurabilir, onu evden atabilir, köpeğini soğuk
zeminde yatmaya zorlayabilir, ama her seferinde köpek gelip sahibinin kucağına
oturur. Biz köpek değiliz. Bizde köpekteki sadakatten eser yok. Müslüman
harekete giderek daha fazla insanın sempati duymasının sebebi bu.
Ben Müslüman değilim ama onlara sempatiyle
yaklaşıyorum, çünkü onlardaki örgütlenme pratiğinin hayırlı olduğunu
düşünüyorum. Onların gelecekte verecekleri mücadele konusunda bizim insanımızı
hazırladıklarını görüyorum. Her şeyin ötesinde Müslümanlar zalim Amerikan
devletinin sonunu şimdiden görüyorlar.
Halk kitlelerine güvenim tam. Şimdilerde maruz
kaldığımız koşullar dâhilinde bizim insanımızın liderlerinin
muhafazakârlaşmasına izin vermesi asla mümkün değil. Liderlerimiz öne doğru
itiliyorlar ve daha da devrimci olmaya zorlanıyorlar.
Bu kişiler kendilerince
bazı işler kursa bile bu işlerin çapı halkımıza refah getirmeye yetecek düzeyde
değil. Bunun için yıllara ihtiyaç var. Şunu hatırdan çıkarmamak lazım:
Müslümanlar hükümetin 1970’te yıkılacağını söylüyorlar. Onların muhafazakâr
olmalarını mümkün kılacak yaşam standardına kavuşmaları mümkün değil. Böyle bir
şey olduğunda siyahların desteğini ve sempatisini yitirirler. Böyle bir şeyin
yaşanacağını sanmıyorum.
Robert F. Williams
0 Yorum:
Yorum Gönder