02 Mart 2020

,

Müslümanlar ve Siyahlar

Robert F. Williams [26 Şubat 1925-15 Ekim 1996] siyah hareketi içerisinde önemli roller oynamış bir isimdir. Özsavunma konusunda çalışmalar yürütmüştür. Kendisine yönelik suçlamalar üzerine 1961-1969 arası dönemi Küba ve Çin’de geçirmiştir. Aşağıda, 1963 Ağustos’unun ortalarında Küba’ya giden siyahî öğrencilerin kendisiyle yaptıkları, Ocak 1964’te Marxist-Leninist Quarterly dergisinde yayımlanmış röportajın bir bölümüne yer verilmiştir.
● ● ●
Müslümanlar kibar insanlar. Asla kibirli değiller. Kimseye küstahlık, zorbalık etmiyorlar. Dindaşlarını kardeş biliyorlar. Son dönemde Müslümanlara destek arttı, Müslüman olmayan birçok kişi Müslümanlara sempatiyle yaklaşıyor.
Bazıları onların yolunun yol olmadığını söylüyor. “Müslümanların yürüdüğü yol devrimci değil” diyorlar. Bense bu hususun üzerinde durulması gerektiği kanaatinde değilim. Müslümanlar siyahlara yönelik zulümden rahatsızlar. Sistemdeki çürümeden asla memnun değiller. Bu bile tek başına hayırlı bir durum.
Bir de bu insanlar neyden nefret ediyorlar, ona bakalım. Müslümanlar zulümden ve zalimlerden nefret ediyorlar. Müslümanlar olağan bir hayat yaşıyorlar. Bir gün gelecek farklı bir aşamaya geçecekler. Şuan Müslümanlar siyaset sahasına girmeye, örgütlenmeye, adaylar çıkartmaya, eşitlik ve adalet için mücadele eden adayları desteklemeye karar vermiş görünüyorlar. Bence bu ileri bir adım. Müslümanlar, tıpkı bizim militan teşkilâtımız gibi değişmeye başladılar. Onlar arasında siyahlar inisiyatifi ele geçirip hareketin belkemiği hâline geldiler. Bu, eğitim açısından hayırlı bir gelişme. Böylelikle bizim insanımız, yaklaşmakta olan cenge hazırlık yapma imkânı bulacak.
Sözde ilericilerin ve eski liberallerin asıl hoşuna gitmeyen şey, Müslümanların ABD hükümetinin yıkılmaya mahkûm olduğunu söylemeleri. Bu devrimci değilse, nedir devrimci olan, merak ediyorum doğrusu. Birçok sözde ilerici, ABD’de bu cümleyi kaleme almaya bile cesaret edemiyor. Müslümanlarsa 1970 yılına geldiğimizde ABD’de bir devletin olmayacağını, sistemin çürüdüğünü, zalimlerin şeytanî olduklarını söyleyebiliyorlar. Müslümanlar eski konumlarını terk ediyorlar, eski ilişkilerini kopartıyorlar. Bu konumun halk karşıtı olduğunu kim söyleyebilir ki.
Siyahları redde tabi tutan Müslümanlar değil, beyazlar. Beyaz üstünlükçülüğü konusunda Müslümanları günah keçisi yapmanın anlamı yok. Bu liberaller ve düzen yanlısı, Tom Amcacı zenciler Müslümanlardan ne tür bir beklenti içerisinde, bilmiyorum. Onların ille de zalimler de Tom Amcacılar da dâhil herkesi sevdiklerini, satılık sanatçılara bayıldıklarını, terbiyeli çocuklar olacaklarını, uslu Hristiyanlar gibi davranacaklarını, dinlerine bağlı kalıp iyi beyazlara zarar vermeyeceklerini cümle âleme ilân etmeleri mi gerekiyor?
Kapitalist basının ilerici hareketle ilgili sürekli yanlış bilgi yaymasından yakınan ve kamuoyundan bu basının söylediği yalanlara inanmamasını isteyen sözde ilericiler, bizden aynı basına inanmamızı bekliyorlar. Bizden Müslümanlarla ilgili iftiralara, karalama kampanyalarına ve yalanlara inanmamızı, sürekli yalan söylemekle ve yozlaşmakla suçladıkları aynı kapitalist basının yaydığı yanlış bilgileri olduğu gibi sahiplenmemizi istiyorlar.
Liberallere “Müslümanlarla ilgili bilgileri nereden aldınız?” diye sorun, kesin Müslümanlardan değil dergilerden, gazetelerden veya yapılan bazı röportajlardan aldıklarını söyleyeceklerdir. Liberallerin ve sözde ilericilerin Müslümanların gerçekte neyi savunduklarıyla ilgilenmediklerine adım gibi eminim. Müslümanlar beyaz üstünlükçülerden, Afro-Amerikan mücadelesinin yönünü tayin etmeye bayılan ihtiyar şeflerden asla yana değiller. Müslümanlara öfkelenmelerinin asıl sebebi bu. Müslümanlara öfkeliler çünkü onlar, beyazların siyahları reddeden yaklaşımlarının intikamını alıyorlar.
Cami cemaatine mensup olmasa da birçok Afro-Amerikan artık Müslüman. Bu, beyaz toplumun redde tabi tuttuğu Siyah Amerikalıların değil, onlara gidecek yer bırakmayan beyazların bir suçu. Bugün bu reddiyeye yönelik belirgin bir tepkiye tanıklık ediyoruz. Bu tepki de Müslüman hareket ve Afrika milliyetçiliği hareketi gibi biçimler alıyor. Bence bu sağlıklı bir gelişme.
İnsanlar, ret ve inkâr edilen, saldırılara uğrayan, insan gibi yaşama hakkı elinden alınan bizden ne bekliyorlar, bilmiyorum. Bir kişi köpeğine vurabilir, onu evden atabilir, köpeğini soğuk zeminde yatmaya zorlayabilir, ama her seferinde köpek gelip sahibinin kucağına oturur. Biz köpek değiliz. Bizde köpekteki sadakatten eser yok. Müslüman harekete giderek daha fazla insanın sempati duymasının sebebi bu.
Ben Müslüman değilim ama onlara sempatiyle yaklaşıyorum, çünkü onlardaki örgütlenme pratiğinin hayırlı olduğunu düşünüyorum. Onların gelecekte verecekleri mücadele konusunda bizim insanımızı hazırladıklarını görüyorum. Her şeyin ötesinde Müslümanlar zalim Amerikan devletinin sonunu şimdiden görüyorlar.
Halk kitlelerine güvenim tam. Şimdilerde maruz kaldığımız koşullar dâhilinde bizim insanımızın liderlerinin muhafazakârlaşmasına izin vermesi asla mümkün değil. Liderlerimiz öne doğru itiliyorlar ve daha da devrimci olmaya zorlanıyorlar.
Bu kişiler kendilerince bazı işler kursa bile bu işlerin çapı halkımıza refah getirmeye yetecek düzeyde değil. Bunun için yıllara ihtiyaç var. Şunu hatırdan çıkarmamak lazım: Müslümanlar hükümetin 1970’te yıkılacağını söylüyorlar. Onların muhafazakâr olmalarını mümkün kılacak yaşam standardına kavuşmaları mümkün değil. Böyle bir şey olduğunda siyahların desteğini ve sempatisini yitirirler. Böyle bir şeyin yaşanacağını sanmıyorum.
Robert F. Williams

0 Yorum: