YEŞİLORDU BEYANNÂMESİ
Eski
dünyâ, birkaç zenginin, milyonlarca insanları esir gibi çalıştırarak, bu
milyonlarca insanın açlık ve sefaletine karşı kendi rahatlıklarını te’min
etmesinden başka bir şey değildir.
Köylüler,
çiftçiler, bağcılar, bahçeciler, kunduracılar, yemeniciler, duvarcılar,
marangozlar, arabacılar velhâsıl ayağı ile ve kolu ile çalışan bütün işçiler,
geceyi gündüze katarak çalışır çabalarlar, pek zorlukla karınlarını ancak kuru
ekmekle doyurabilirler. Hasta olurlar, aç ve ilâçsız kalırlar, onlara ne ekmek
veren olur, ne de ilâç veren ne de hekim getiren bulunur.
Dünyâda
yenen, giyilen her şeyi fukara meydana getirir. Evleri, konakları, sarayları
amele çalışarak yapar. Fakat kendi aç, çıplak, sefil, evsiz, yurdsuzdur. Aşar
diye alırlar, vergi diye alırlar, iade diye alırlar. Zavallı köylü her türlü
vergilere katlanır, ne yolu yapılır, ne mektebi yapılır, ne çocuğu okutulur…
Fukaranın
hayrına hiçbir iş görülmez. Ne dâvasına bakan olur, ne de kimse ona, insan diye
bakar. Sanki Allah köylüyü, ameleyi fukarayı, zenginlere kul köle olmak için
yaratmıştır.
Ey
köylüler, fukaralar, ey çalışkan çiftçiler, namuslu ırgatlar ve ameleler
gözlerinizi açınız, etrafınıza dikkatle bakınız!.. Etrafınızda bulunan beyler,
ağalar kimlerdir bilir misiniz? Onlar da sizin gibi insandır. Allah’ın indinde
aranızda hiçbir fark yokdur. Allah insanları hep eşit yaratmışdır. Sizi fukara
yapan, câhil yapan bu zâlim adamların şerrinden kurtulmak için, başınızı biraz
kaldırınız, sesinizi yükseltiniz, onlardan korkmayınız! Onlar kendi kendilerine
size bir şey yapamazlar. Rusya’dan gelen haberlerden, Rusya’da çiftçi ve
askerin yaptıkları işleri herkes yavaş yavaş öğreniyor. Onlar yeni bir dünya
yapıyorlar. Eski idareleri, eski hükümetleri tamamen değiştirmişler, yeni
idare, yeni hükümetler yapıyorlar.
Yeni
dünyâ bambaşka oluyor. Yeni dünyâda hükümet hep fukaranın eline geçti. Hükümet
adamlarını fukara seçiyor. Valiler, mutasarrıflar, kaymakamlar hep ortadan
kalktı. Zengin, fakir, büyük, küçük bey, ağa hep eşit oldu. Rütbeler hep
lağvoldu.
Bütün
insanlar kardeş ve arkadaş gibi çalışıyor, geçiniyor. Döğmek, söğmek gibi
şeyler ortadan kalktı. Hep kardeş ve arkadaş oldu. Nefer, neferliğini ve
vazifesini biliyor. Zabitinden ne emir alırsa derhâl ifa ediyor. Çünkü o emri
neferin ifâ etmesi, vazifedir. Zabitin vazifesi söylemek, neferin de yapmaktır.
İşte
o kadar… Vazifesini yapmayan her kim olursa olsun, mutlaka şiddetle
cezalandırılıyor. Mal, mülk sahibi olmak da yasak olduğu için rüşvet, anafor,
hırsızlık, yalancılık, dolandırıcılık, kâmilen ortadan kalkmıştır. Herkes
insanlığı anlamış, herkes birbirine eşit olmuş… Biz de böyle olacağız, biz de
bu yola gidiyoruz.
* * *
YEŞİLORDU TALİMATNAMESİ
1-
Asya’nın saf ve nezih ahlâk ve maişetini, emperyalist, kapitalist namları
altında Avrupa sefahetle ihlâl etmek için her vakitten ziyâde Şark’a taarruz
ederek zavallı Asya halkını ezip yutmaya çalışan bugünkü asker, tüccar ve
politikacı Avrupa’nın bu yoldaki çalışmalarına karşı durarak Asya ‘da ahlâki ve
insanî bir yaşama ve Şark’da da Şark’ın kendisine mahsus olan temiz ve saf
ahlâkını tesbit edip koruyacak bir İttihad vücuda getirmek gayesiyle çalışan
fikir sahiplerinin vücuda getirecekleri mesai silsilesine ve içtihad saflarına
Yeşilordu nâmı verilmiştir.
2-
Yeşilordu ihtikâr, hırsızlık demek olan sermayeyi, Allah’ın kulları arasında
ağır, elîm fakr-ü servet ihdas eden temellükleri mazlum insanları birbirine
kırdıran ve tüccar Avrupa’nın muhtekir ve sarraf diplomatları elinde cihanın
bir oyuncak ve insanların birer esir olmasını istilzamdan başka neticeler
vermeyen her muharebeyi ve her askerliği nefretle karşılar ve bunlarla mücadele
eder. Yeşilordu’nun bütün safları ve bütün çalışmaları bir noktaya
müteveccihdir: Beşerin saadeti ve buna varmak için samimi bir Asya halk
ittihadı… Yeşilordu’nun yeşil cihat bayrağında şu cümleyi aynen nakşedilmiş
bilmelidir: Asya, Asyalılarındır. Asya artık kapılarını muharebe, sermaye,
ihtikâr, sınıflar, ihtiraslar facialarına ebediyen kapamıştır.
3-
Yeşilordu, bir Umûmi Merkez ile Vilâyetler, Liva merkezleri olan şehirlerde,
kaza merkezi olan kasabalarda, nahiye ve köylerde kurulmuş Merkez Hey’etleriyle
idare olunur. Umûmi Merkezler, halkın saadeti, beşeriyetin kemâl, refah
müsavatını kendisi için umde edinmiş insanlardan teşekkül eder. Bunların
arasına sermâye sahihlerinden, faizcilerden, büyük emlâk sahihlerinden,
bilhassa şehirlerde, kasabalarda oturup, köylerde köylüleri çalıştırarak arazi
ve değirmen işletenler ve bu suretle köylüyü ortakçılık ve murabahacılık adları
altında ezmeye alışmış olan kimseler bulunamaz. Büyük tüccardan, komisyonculuk,
dellâllık, sarraflık gibi müstahsillerle müstehlikler arasında ihtikâra
alışmış, gayri insanî kazançlar peşinde koşmuş adamların merkezlerde yeri yoktur.
Merkezlerde
çalışacak arkadaşlar, beşer arasında sınıf, fakirlik, zenginlik farklarını
gözeten kanunlarla meşbu olmasın, hakikî insanlık saadetini görecek derecelerde
ruhen yükselmiş memurlar, doktorlar, muallimler, sanatkârlar, rençperler,
yarıcılar, hizmetçiler velhasıl aylık ve gündelik ücretlerle çalışan ve yaşayan
fikir ve beden kuvvetleriyle meşgul insanlardan seçilirler ve bunlar
merkezlerde inkılâp nüvesini teşkil ederler.
Merkezler
teşekkül eder etmez, bütün arkadaşlar gayelerine sâdık kalacaklarına ve
inkılâbın fiilen tahakkukuna kadar bütün teşkilat ve icraatta son derece
gizliliğe ve son derece samimiyete bağlı ve riayatkâr olacaklarına yemin
edeceklerdir.
4-
Yeşilordu, âlemde başlayan sosyalist ve bilhassa bolşevik harekâtının yanlış
olarak bir şekavet ve yağmacılık suretinde telâkki olunmasından çıkacak
karışıklığın önüne geçecek ve bu babdaki efkâr ve temayülleri kendi gayesine
doğru çekecek ve kendi maksadı dairesinde temerküz ettirecektir. Bilhassa
Rusya’dan bizim tarafa geçecek her hangi bir adam, ehemmiyetle tetkit nazarı
altına alınacak ve bu hâle göre el altında bulundurulacaktır.
5-
Merkez dışında arkadaş bulup fikir ve teşebbüs ordusunu çoğaltmak en mühim bir
işdir. Namusuna, fikrine emniyet olunacak her kimse diğer maddede tasrih olunan
(tüccar, komisyoncu, sarraf ve ihtikâra alışmış kimse) içinde bulunsalar da
gayelerimize sâdık kalacağına Merkez Hey’etlerince tam kanaat bulunmak şartıyle
efrad meyanına alınırlar.
Alınacak
her kimsenin, efraddan bir rehberi ve iki şahidi bulunur ve bunlardan başkasını
tanımaz. Efrad, merkezlerden verilecek emirlere âid düşüncelerini rehberlere
bildirmek hakkı da efrad için kabul edilmişdir.
7-
Yeminini tutmayıp gayelerimize varmamıza âid teşebbüslerimizi baltalamak
suretiyle ihanetleri, merkezlerin şâhidlere ve delillere dayanan tahkikatı ile
sabit olanlar idam olunurlar. İdam kararını her hey’et kendi mes’uliyeti
altında icra eder. Her merkezin ehemmiyetine göre, ikiden ona kadar fedaisi ve
icra adamları vardır. Yeşilordu’nun pîş-i azmine dikilecek engelleri cebren
kırarak, istihsali zaruri görülen maksatlar hakkında, merkezlerden verilen
kararı, gizlice ve geciktirmeden icra ederler. Fedailer, merkezlerinin
verecekleri kararlar ile gerektiğinde birleşirler. Meselâ köylerin ikişerden
ibaret olan fedaileri, köyün tâbi olduğu nahiyenin fedaileri ile ve sırasiyle
kasaba fedâileriyle birleşerek, takım, bölük, tabur hâlinde toplanırlar. Takım,
bölük, tabur sancakları yeşildir. Fedailer, umumiyetle askerlik etmiş pişkin
babayiğitlerden seçilir. Fedai, yazıldığı günden itibaren yanında bir mavzerle
üç yüz fişek bulundurur.
8-
Yeşilordu bir “Beşer Saadeti” teşkilatıdır. Onun nazarında kan dökmek,
kadınları, dul ve sefil, evlâdları kimsesiz ve yetim bırakmak dünyanın en büyük
fenalığıdır. Ancak halkı muharebe gibi siyasi musibetlerden, fakirlik ve
sermayedarlık gibi sosyal sefahat ve sefaletlerden kurtarmak, büyük te’sisleri
yıkmak ile kabil olacağından, gayemizin husulüne kadar maattesüf bu yolda bâzı
icraatta bulunmaya muztar kalacağız.
9-
Gayelerimize fikren karşı olanlar, kendilerinden fiilî zararlar gelmedikçe,
ıslah ve idaresi kabil unsurlar sayılır ve bunların fikrî muhalefetlerine,
fikrî müdafaa ve teşebbüslerle mukabele edilir. Fiilen muhalefette bulunanlar
faaliyetlerini, o yerin merkez hey’etini maksat uğrunda, zorluğa düşürecek
dereceye vardırdıkları takdirde, ilk defa uyuşturucu usullerle ıslâha
çalışılır, ıslâhdan ümid kesildiği zaman, nâçar imha olunurlar.
10-
Servet ve sermaye sahiplerinden ve büyük emlak ve akar erbabından olup da
fikrindeki yükseklik, ruhundaki necabet saikası ile gayelerimizi kendisi için
de bir ideal edinenlerin, Yeşilordu’ya girmek teşebbüsündeki ciddiyeti, servet
ve sermayesinden Ordu’ya edeceği fedâkârlıkla ölçülür ve ilk tecrübe bu
fedakârlıkla başlar.
11-
İnkılâba başlamak zamanı gelinceye kadar, hükümetlerin bugünkü teşkilâtlarını
muhafaza lâzım geleceğinden ve âdi şekavetten ibaret olan her nevi hırsızlık,
yağmacılık kat’iyyen memnu’ ve menfur olduğundan merkezler, hükümetlerin her
türlü meşru ve kanunî çalışmalarına müzahir olacak, şekavetin önüne geçebilmek
için elden gelen çabayı yapmakda kusur etmeyecektir. Her merkez, bulunduğu
yerin en nüfuzlu ve en aydın hükümet memurlarını elde ederek, gayemize yararlı
kılmağa çalışacaktır. Şu kadar var ki: Bunun için biraz fazla dikkat ve fazla
ihtiyat lâzımdır.
12-
Umûmi Merkez, nezaret ve murakabesini, murahhasları vasıtasıyla yapar.
Yeşilordu’nun fikirlerini yaymağa mahsus bir gazetesi olacakdır.
NETİCE
Âlem,
bir büyük inkılâp karşısındadır. Avrupa’da bir kısım ilim adamları, “Sosyalizm”
mesleği dâiresinde, Batı’nın medeniyet perdesi altındaki redâet ve
cinayetlerini yıkmak, ortadan kaldırmak için “Burjuvazi” denilen muhtekir ve
muhterislerle mücâdele ediyor. Bunların en büyük gayesi, çok zenginlerin taşkın
sefâhatleriyle, fukara takımını yoksulluktan doğan sefaletine bir had tâyin
etmekdir. “İslâmiyet ve Şer-i Muhammedi” bu esasları bin üç yüz yıl önce,
Zekât, Fitre ve Kurban gibi vecibelerle koymuş ve terviç etmiş olduğundan,
Müslümanlar bu âlemin terviç etmiş olduğu bu sosyal inkılâptan zarar görmek
değil, aksine faydalanacaklardır. Bunun içindir ki, teşkilâtımızın bir umdesi
de sosyalizm harekâtından istifade etmek ve onlara yardım etmekdir. Her merkez
hey’eti, bu umdeyi göz önünde ehemmiyetle tutacak ve inkılâbın tamamiyle
husulüne kadar Zekât, Fitre ve Kurban gibi şeriatın fukara hakkı olmak üzere
zenginlere yüklediği vecibelerle münasib surette toplatarak, çalışma gücünü
kaybetmiş olanlara dağıtacakdır.
* * *
YEŞİLORDU NİZÂMNÂMESİ
1-
Türkiye Yeşilordu Teşkilatı, Avrupa emperyalizminin hülûl ve istilâ siyâsetini
Asya’dan tard etmek üzere teşekkül etmiş bir mücâdele kuruluşudur.
2-
Yeşilordu, umum Türkiye’de dahi her nevi emperyalizm cereyanlarını ve
sermayelerin haksız tegallüp ve tahakkümlerini ref ve izâle etmekte tereddüt
etmez.
3-
Yeşilordu, arazi ve umumî servetten bütün efrâd-ı ahâlinin, ancak zati saîleri
ve maddi ve mânevi kabiliyetleri nisbetinde faydalanmasını te’mine çalışır.
4-
Su, hava, ışık ve hararet gibi hayati menfaatlerden sayılan ve umumî olan
toprağın hükümetçe idaresini ve halkın meccanen müşterek mesaisine tahsisini
esaslı ıslâhat cümlesinden sayar.
5-
Menkul ve servet sağlayan sermayelerden hâsıl olacak faydanın şahıslara ve
ailelere değil, bütün efrâd-ı ahâliye te’mini için iktisadî idarede hükümetin
şiddetli müdahalesine taraftardır.
6-
Yeşilordu, servet tevlid etmeyen süs ve kullanma eşyasının bugüne kadar devam
edip gelen tasarruf haklarına riayet etmekle beraber bundan sonra birikmesine
mani olacak tedbirleri vazifelerinin en ehemmiyetlisi olarak telâkki eder.
7-
Yeşilordu, cemiyet hayatında Halk Hükümeti’ni ve tam bir “iştirâk-i mesaî”
usulünü kabul eder.
8-
Yeşilordu, harb ve askerlikden, kuvvetin kaynak olduğu temellük hakkı
dâvalarından nefret eder. Muharebe ve mücâdeleyi, ancak bu dâvalara mâni olmak
için emperyalizmi imha edinceye kadar meşru’ görebilir.
9-
Yeşilordu, yığılmış veya miras kalmış altunların gölgesinde dâima âmir ve
mütehakkim yaşayan azınlıklara mukabil, zarurî ihtiyaçlarını bile te’min
edemeyerek mütemadiyen azınlıklar hesabına çalışan eşit insanların teşkil
edeceği çoğunluk ordusudur ve hedef bu çoğunluğun refah ve saadeti, hürriyet ve
selâmetidir.
10-
Yeşilordu, yalnız adali ve fikri emeğinin karşılığı olarak yaşayan rençber,
amele, hademe, memur gibi beşeriyetin hakiki hadimlerini teşkilatının en sağlam
unsurları olarak bilir.
11-
Yeşilordu, zatî sa’y ile cemiyet hayâtında yer bulamıyacak acezeyi ve ihtiyar,
malûl ve mariz olanları, umumu hayâtın ortaklaşa ve eşit menfaatlerinden
ayıramaz.
12-
Yeşilordu, aile hayatına saygılıdır.
13-
Yeşilordu, İslâmiyetin bütün içtimaî esaslarına dayanarak asr-ı saadetin
müşterek samimiyetini iadeye ve Batıdan gelen kendini beğenmiş ihtirasları
Asya’dan atmağa çalışmakla yolunu Hak yolu, Allah yolu bilir.
14-
Yeşilordu, terbiyede, geleceği hazırlama işlerinde, kardeşliği her şeye hâkim
kılmak umdesini kabul eder.
15-
Okul eğitimini cemiyetin müşterek hayatındaki esaslara göre, parasız mecburî ve
yatılı olarak sağlamaya taraftardır.
16-
Yeşilordu, adalet esaslarında, neticeler ve hâdiseler ile değil, sebebler ve
te’sirlerle mücâdelenin verimli ve tesirli olduğuna inanır. Bu sebeble, her
nevi ihtiraslarla rüçhan ve tefevvuk iddialarını, ruhî marazları, irsî
illetleri ıslâh edecek müesseselere mahkemelerden, hapishanelerden ve bunlara
müntehi olan bütün cürüm ve ceza hakkındaki nazariyelerden ziyâde ehemmiyet
verir.
17-
Yeşilordu, en ağır cürmü emperyalizm olarak telâkki, idam cezasını yalnız bunun
taraftarları hakkında meşru mukabele olarak kabul eder.
18-
Yeşilordu, ahlâk işlerinde içtimaî fayda esasını takip eder. Hayır ve şer ancak
cemiyetin ve beşeriyetin müşterek saadeti itiyadiyle kabil-i tefrikdir.
19-
Yeşilordu, kızıl inkılâp ordularının samimi bir kardeşlik ile ebediyen bağlısı
ve müttefikidir.
20-
Yeşilordu’nun fârik alâmeti, yeşil bayraktır. İslâm kardeşliği bu bayrak
altında teessüs ve insanlar arasında kızıl ve yeşil bayrakların ittihadı,
mes’ud inkılâba ve gerçek saadete yönelen çalışmaları tamamlayacaktır.
21-
Yeşilordu, Türkiye’de gizli bir Umumi Merkez ile idare olunur. Umumî Merkez,
bütün Yeşilordu teşkilâtına mâlik memleketlerle bağlı olduğu gibi, Moskova ve
Kızılordu’ları merkezi ile de münasebettedir.
22-
Köylere kadar her memlekette, Yeşilordu’nun Umumi Merkez’ine bağlı gizli merkez
Hey’etleri vardır.
23-
Teşkilâtın şimdilik vazifesi, işbu programdaki esasların halka neşir ve tamimi
ile gelecekteki faaliyet zemininin hızla hazırlanmasıdır.
24-
Umumî Merkez, fiilen harekete geçmek zamanını, dış merkezlerle haberleşme ile
tesbit ederek büyük faaliyet merkezlerini ta’yin ve murahhaslarını izam
eyleyecektir.
25-
Yeşilordu’nun inkılâp hareketi, tahmin olunduğundan daha yakındır ve beşerin
saadet ve kurtuluşu bu harekettedir. Yeşilordu’nun teşkilâtına mensub olup da
emperyalizm lehinde gayemize hıyanet eden derhâl idam olunur.
27-
İdam hükmü, Umum Merkez’ce verilir ve şimdilik gizli ve hususî vâsıtalarla icra
edilir.
28-
Yeşilordu’nun umumî masrafları, gizli surette toplanacak ianelerle,
mensuplarının vereceği aidattan tedârik olunur.
29-
İane toplamakda şikayetlere ve Yeşilordu’nun teşkilâtının genişletilmesine mâni
‘olacak baskılar ile, aleyhtarı cereyanları arttırmağa sebeb olacak zor ve
tehditler kat’iyyen yasakdır.
30-
Umumî Merkez ve gelirleri, Merkez Hey’eti’nden gönderilecek yüzde yirmi hisse
ile, kendi hususi teşebbüslerinin sağlayacağı menfaatlerden terekküp eder.
31-
Yeşilordu umdelerinin neşr ve tamimi için makale, risale ve kitaplar yazan
fikir ve kalem erbabı, Umumî Merkez’ce taltif edilir.
32-
Yeşilordu, umdelerinin aleyhinde neşriyat ve teşvikatta bulunanlara, şimdilik
beşerin saadetine râci olan büyük inkılâbın mâhiyeti ihtiyatlı bir lisanla
anlatılarak fikirlerini düzeltmeye gayret edilir.