Çin
devriminin büyük lideri, Marx’ta, Engels’te, Lenin’de ve Stalin’de görülen
liderlik özelliklerinin büyük bir kısmına sahip bir isimdir. Kararlı, irade
sahibi ve asla bitmek bilmeyen enerjisiyle Mao, zeki bir teorisyen, eşi zor
bulunan bir örgütçü, mücadelede kitlelere önderlik eden güçlü bir liderdir. Bu
yaratıcı Marksist deha, tam da bu özellikleri sayesinde yarım milyar Çinliyi
onca güçlüğe rağmen nihai zafere ulaştırmayı bilmiştir.
Mao’nun
teorik asarı, geniş bir kapsama sahiptir. Çalışmalarında Mao, Marksizm-Leninizm’in
temel ilkelerini Çin’de hâkim olan özel koşullara uyarlamış, bu ağır görevi
sahip olduğu yetenekler ve bütünsellikle yerine getirmiştir. Teorik faaliyeti
dâhilinde Mao, eski tip burjuva demokratik devrimle yenisi arasında ayrıma
gitmiş, Çin devriminin yıllar içerisinde yaşadığı gelişim dâhilinde edindiği
özelliği değerlendirmeye tabi tutmuş, yeni tip burjuva demokratik devrimin
sosyalist devrimle ilişkisini kurmuş, Marksist teorik birikime önemli
katkılarda bulunmuştur.
Ayrıca
Mao, Çin’deki sınıfsal güçleri Marksizm açısından analiz etmiş, birleşik cephe
hareketleri içerisindeki demokratik güçlerle ilişkileri ele almıştır. Bu anlamda
ortaya koyduğu çalışmalar, komünist politik yazın içerisinde klasik olarak kabul
edilirler.
Öte
yandan Mao’nun gerilla ordusunun zamanla kitle desteğine sahip büyük bir askerî
güce evrildiği, nispeten güçlü bir ordu karşısında mücadele yürüttüğü süreçte kaleme
aldığı askerî strateji ve taktikle ilgili yazıları da klasikleşmiştir.
Diğer
bir önemli katkısı ise köylülüğün hâkim olduğu koşullarda nispeten küçük bir
yere sahip olan Çin proletaryasının öncü rolü ile ilgili teoriyi geliştirmiş
olması ile ilgilidir.
Mao’nun
önemli teorik katkılarından biri de kitleler arasında hayli popüler olan, Sun
Yat Sen’in üç ilkesinden komünist partinin asgari programı dâhilinde istifade
etmesi, böylelikle ünlü Çinli burjuva revizyoniste bağlı demokrasi geleneğini
sahiplenmesidir.
Bunun
dışında Mao’nun yoldan sapanlarla ve düşmanla yürüttüğü sayısız polemik de
parlak bir zekânın ürünüdür. Mao’nun teorik çalışması, sadece ekonomi, politika
ve askerî strateji alanlarından ibaret değildir, o aynı zamanda edebiyatı ve
felsefeyi de içerir. Çelişki Üzerine isimli
çalışması kapsamlı, derinlikli ama bir yandan da Marksist-Leninist bilgi
teorisini halkın diliyle aktaran önemli bir eserdir.
Mao,
bir yandan da olağanüstü bir kitle örgütçüsü ve yöneticidir. O, genel sloganlar
atmakla yetinmez, bir yandan da kitlelere nasıl gidileceğini, onları bu
sloganların somutta gerçekleştirilmesi için örgütlemeyi de bilir. Kitapları ve
yazıları, komünist partisinin, halk ordusunun, sendikaların ve diğer halk
örgütlerinin inşası noktasında örgütlenme çalışmalarının en karmaşık
sorunlarına dair düşüncelerle yüklüdür.
Üstelik
Mao, tüm bu düşünceleri alabildiğine sade bir dille kaleme alır. Bu konuda
verilebilecek en güzel örneklerden biri de “Partideki
Yanlış Fikirlerin Düzeltilmesi Üzerine” isimli çalışmasıdır.[1] Bu
çalışmada Mao, “saf askerî bakış açısı, aşırı demokratikleşme, örgüte ait
olmayan bakış açısı, mutlak eşitlikçilik, öznelcilik ve maceracılık” gibi
yanlışları ele alır.
Mao
1893’te Hunan köyünde yaşayan yoksul bir aileye doğmuştur. Zor bir hayat
yaşamış, işçilik yapmış, asker, öğrenci sonra da politik lider olmuştur. O,
kendi hayatını yaşayan, kendi düşüncelerini ve ihtiyaçlarını bilen, kendi
politik dilini konuşan Çin halkının gerçek evladıdır.
Hem birer
savaşçı hem de büyük düşünür ve örgütçü olan Marx, Engels, Lenin ve Stalin’in
ait olduğu geleneğin parçası olarak Mao da hem ekonomik ve politik mücadele hem
de askerî savaş sahasında mükemmel bir generaldir.
Mao,
Uzun Yürüyüş’ü Chu The ve diğer liderlerle birlikte gerçekleştirmiştir. Hem gerilla
olarak savaşmış hem de mücadeleye taktikleriyle katkıda bulunmuş bir isimdir. O,
birçok askerî harekâta bizzat katılmıştır.
Mao,
en büyük politik başarılarını her türden zalime karşı farklı mücadeleler
yürüten geniş halk kitlelerine doğrudan liderlik ederken elde etmiştir.
Çin
halkı ülkenin lideri hâline geldiğinde kapitalist dünyada birçok isim çıkıp belirli
bir güvenle, “bu gelişme belki de o kadar kötü değildir, Çin sonuçta büyük bir
ülke ve orada kargaşanın sona ermesi mümkün değil. Bu sebeple komünistler, bu
ülkeyi örgütleyip ve söz konusu kargaşayı yönetmeye çalıştıklarında boyunlarını
kıracaklardır” demişlerdir.
Oysa
bu hüsnükuruntudan başka bir şey değildir. Her zaman olduğu gibi kapitalistler,
Çinli komünistlerin, bilhassa büyük liderleri Mao Zedung’un devrimci melekelerini
ve becerilerini küçümsemişlerdir. Bugün aynı kapitalistler hiç böyle şeyler
söylemiyorlar. Mao’nun önderliğinde Çinli komünistler, bu kadar büyük bir halkı
örgütleyip ona önderlik edebileceğini açık biçimde göstermişlerdir. Çinli
komünistler, o destansı özgürlük mücadeleleri dâhilinde aştıkları “imkânsızlıklar”dan
birini daha aşmışlardır.
William Z. Foster
1955
Kaynak
Dipnot
[1] Mao Zedung, “Partide Yanlış Fikirlerin Düzeltilmesi Üzerine, PDF.
0 Yorum:
Yorum Gönder