04 Eylül 2021

,

İran Komünist Partisi


İran, doğudaki en zengin ülkelerden biridir, gelgelelim, İngiltere ve Çarlık Rusyası arasındaki rekabet, ülkeyi alabildiğine zor bir ekonomik duruma sürüklemiştir. Bu iki gücün yürüttüğü sömürgeci siyaset, ülkenin milli endüstrisinin gelişimine ket vurmakla kalmamış, aynı zamanda bu ülkelerden ucuza imal edilmiş malların ithal ediliyor oluşu da ülkede bir zamanlar önemli bir yer tutan küçük işletmelerin mahvolmasını beraberinde getirmiştir.

Elle üretim ile sınai üretim arasındaki bu eşitsiz rekabetin sonucunda yüzlerce binlerce zanaatkâr ve küçük üretici, dilenecek duruma gelmiş, sokaklara düşmüş, açlığa mahkûm edilmiştir. Dillerindeki o ağır küfürlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan bu insanlar, Türkistan, Kafkasya, Bakû ve Amerika gibi yerlerde yaşama zorunluluğu ile yüzleşmişlerdir.

Bu süreçte on binlerce köylü, toprak ağalarının ve şaha bağlı valilerin keyfi tutumlarına ve sömürüsüne bağlı olarak, yabancı ülkelerin kasalarını doldurmuş, kanlarını ve terlerini o ülkeler için dökmüştür. Tüm sömürge ve yarı sömürge ülkelerin kaderi budur.

Savaş ve Rus devrimi, bu kaderi belli ölçüde değiştirmiştir. Temel ürünlerde kıtlık meydana gelmiş, bu da ülkedeki küçük işkollarının dirilmesini beraberinde getirmiştir. Kuzey İran’ın birçok yerinde insanlar farklı ürünler üretmeye başlamışlardır. Hatta İngilizlerin hâlen daha kendi sanayisinin ürettiği ürünleri ithal etmeyi sürdürdüğü güneyde bile işletmeler başarılı bir biçimde gelişme kaydetmiştir.

Küçük üretici ve küçük mülk sahibi, aynı hizaya gelmiştir. Her ikisi de yabancıların boyunlarına taktığı ekonomik boyunduruktan nefret etmektedir. Büyük milli sanayi belli ölçüde gelişmediği sürece yerel üretim ve bireysel üretim, Avrupa kapitalizmine karşı kararlı bir duruş sergileyecek, ona karşı koyacaktır.

İran’da İngiliz emperyalistleri, burjuvaziye veya küçük üreticilere bel bağlamamaktadırlar. Onlar, ellerindeki gücü doğudaki en kaypak sınıf olan toprak ağalarından oluşan zengin aristokrasiye borçludurlar. Üç bin kadar feodal toprak ağası, ülkedeki ekilebilir arazinin dörtte üçüne sahiptir. On milyondan fazla köylü ise İngiliz burjuvazisinin bu lanet ajanlarının boyunduruğu altında inim inim inlemektedir. İngiliz burjuvazisi, İran şahının desteğini arkasına alan asalaklarla birlikte, ezilenlerin nefretinden payına düşeni almaktadır.

Ekonomik geriliğin sonucu olarak İran, proleter güçler açısından zayıf durumdadır. Bu, bilhassa 15 ilâ 50 işçinin çalıştığı fabrikaların veya atölyelerin bulunduğu kuzey vilayetlerinde geçerli bir durumdur. Güneyde ise durum biraz daha iyidir. İngiltere-İran tröstünün ve diğer İngiliz firmalarının elinde bulunan petrol şirketlerinde 250.000 kadar işçi çalışmaktadır. Bu işçiler, Süleymaniye, Şuster, Munammera gibi sahalara dağılmış durumdadır.

Elbette bu koşullarda İran Komünist Partisi’nin bir kitle partisi hâline gelmesi, bu yönde bir çaba içerisinde olması mümkün değildir. Parti, bugün işçi-köylü kitlesinin en bilinçli unsurlarını bir araya getirmek için uğraşmakta, bu insanları Üçüncü Enternasyonal bayrağı altında, onun ilkeleri uyarınca örgütleyip eğitmektedir. Parti, aynı zamanda şehirlerde sendikalar, köylerde ise kır emekçileri için birlikler kurmuştur.

23 Haziran 1920 günü Enzeli’de yapılan kongre sonrası merkezî komitemiz, onca güçlüğe rağmen önemli bir örgütsel çalışma yürütmeyi bilmiştir. Şu an dört bölge komitesine ve toplamda 4.500 üyeye sahip birçok şehir komitesine sahibiz. Geçen yıl üye sayımız biraz daha fazla idi fakat maceracı kesimlerin belirli bölgelerde gerçekleştirdikleri provokasyonlar sonucu sayımız azaldı. Merkezî komite, aynı zamanda Komünist adında bir yayın da çıkartmaya başladı.

Yukarıda bahsini ettiğimiz olgular, bizi daha da ihtiyatlı hareket etmeye ve gizlilik yöntemlerini eskisine nazaran daha fazla benimsemeye itti. Her şeye rağmen işçileri ve emekçileri şu an toplam üyesi sayısı 415.000’i bulan sendikalarda bir araya getirmeyi başardık.

İran Komünist Partisi, yarı feodal koşullar içerisinde yaşadığının bilincindedir. İngiliz emperyalistlerinin toprak ağalarıyla birlikte boyunduruk altında tuttuğu, sömürdüğü güçlerin ve halk kesimlerinin farkında olan parti, asgari programının ilk maddesine şahın ve toprak ağalarının iktidarının yıkılmasını ve İran’ın İngiliz haydutların ekonomik ve politik boyunduruğundan kurtarılmasını yazmıştır.

Biz, komünist propagandanın en geniş ölçekte geliştirilmesine imkân verecek bir rejimin tesis edilmesini istiyoruz. Şurası kesin ki İran gibi geri kalmış bir ülkede kapitalizmin sömürüsünden ezilen halkları kesin olarak kurtaracak yegâne yol olan dünya devriminin gelişimine ancak böylesi bir rejim katkı sunabilir.

Avetis Sultanzade
21 Temmuz 1921
Kaynak

 

0 Yorum: