29 Nisan 2024

, ,

Tatil-Sen 34 No’lu Şube



1 Mayıs’a üç gün kaldı.

Kazancı Yokuşu’nda gerçekleştirilen anmada sunucu tarafından sendikaların ve meslek odalarının başkanları konuşma yapması için tanıtılırken sıra mimar ve mühendisler odasına geldiğinde “TMMOB’un lideri ve başkanı” diye takdim edildi. Hiç kimseden bir uyarı gelmedi. Demek ki mimar ve mühendislerin bir lideri varmış(!) Aynı şekilde, KESK eşbaşkanı da var, o da konuşmasını yaptı.

TTB adına konuşan Şebnem Korur Fincancı, 1 Mayıs 77 katliamının “neoliberal patriyarkal kapitalizmin yollarını döşemek için” yapılan katliamlardan olduğunu söyledi. Bu söyleme göre “patriyarkal kapitalizm” kavramının tarihselliği çöküyor. Yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe sahip oluyor. Söylemin savunucuları bile çelişki yüklü konuşuyor.

Kapitalizm, kapitalizmdir; neoliberalizm ise kapitalizmin kendini yeniden üretmek için pratiğe döktüğü yeni bir biçimdir, öz değişmez, emek sömürgenidir. Bir diğer husus da kitlenin ara ara alkış tutmasıdır.

Kazancı Yokuşu’nda ortaya çıkan tablo, emek mücadelesinin ne aşamaya getirildiğini daha net gösteriyor. Kapitalizm çözümlemesinden uzak, cinsiyetler üzerinden sivil toplumculuk mücadelesi veren, eşbaşkan-lider konumlarıyla sınıflara hedef tayin edemeyen yapısal bir kriz.

Mimar ve mühendislerin “liderlerini” İliç için adalet mücadelesinde göremezsiniz. Konuşmasında katliamların hesabını soracağını dile getiriyor. Çorlu’nun, Soma’nın, Ermenek’in, Hatay’da odanızın yönetiminde yer alan şahsın inşa ettiği çöken rezidansın, depremlerin hesabını sorabildiniz mi? Öyle bir mimarlık-mühendislik hattı ortaya koyabildiniz mi?

Patriyarkadan bahseden TTB ve KESK, Siyonizm tarafından katledilen kadınlar için bir miting ve yürüyüş dahi düzenleyemedi. Bugün halkın hekimliği anlayışına sahip bir TTB yok. Sokakta mesleği, emeği, halk sağlığı için afiş yapıştıran, mahallelerde gönüllü şekilde ilk yardım ve çeşitli konularda halka danışmanlık ve koruyuculuk yapan bir TTB de yok. Öyle olsa halk sizi daha çok benimser, size siper olur. Hekimin beyaz önlüğü bugün için otoritenin cübbesine dönüşmüş vaziyette.

Kazancı, 29 Nisan’da bir kez daha ziyaret edilecek fakat 77’de katledilen işçi-emekçi kadınları anmak için! Sendika ve meslek odalarının feminist oluşumları tarafından. 1 Mayıs’a böyle gidiyoruz. Sendika ve meslek odalarındaki durum bu.

Öte yandan, 1 Mayıs günü toplanma alanlarının da duyurusu sendikalar tarafından yapıldı. KESK Beşiktaş’ta toplanıyor; sendika önlüğü ve şapkasıyla. Olumsuz bir durum yaşanırsa kendi üyesini tanıyıp(!) olumsuz duruma maruz kalan başka işçi-emekçiyi “bizden değil” diyerek savunmamak için belki de!

1 Mayıs’a yaklaşırken 2024’ün ilk çeyreği de kapanmış durumda. Filistin’de mücadele halen sürüyor ve Colombia Üniversitesi ve İngiltere’de öğrenciler İsrail’le ticari ve askeri anlaşmaların iptal edilmesine yönelik protestolar gerçekleştiriyor.

Bu süreçte İliç’te işçiler toprak altında kalarak, Beşiktaş’ta yanarak can verdi. İşçi cinayetleri bu yıl da devam etti çünkü sömürü son bulmadı.

Adalet ve emek mücadelesi parçalı şekilde de olsa büyüyor. 27 Nisan'da TBB/avukatlar Ankara’da “savunma” ve adalet mitingi düzenledi. 20 Mart’ta Ankara’da bir araya gelen ataması yapılmayan öğretmenler mülakatın kaldırılması için miting düzenledi.

28 Nisan’da yine Ankara’da bir araya gelen öğretmenler, atanma taleplerini yağmur ve dolu yağışına rağmen dile getirdi. Aynı gün KESK ise İstanbul’da düzenleyeceği 1 Mayıs öncesi etkinliğini hava şartları nedeniyle iptal etti. Ataması yapılmayan öğretmenler ve emekliler için CHP miting düzenleyeceğini iddia ediyor. Yani ortada sendikalar yok çünkü partiler de sendikalar da meslek odaları da tarihsel görevlerini CHP’ye devrettiler.

1 Mayıs’a bu şekilde gidiyoruz: Sendikaların, sol çevrelerin ve yayınların, meslek odalarının ve partilerin 1 Mayıs özelinde emeği ve sınıf mücadelesini tasfiye edişiyle.

Yoksul mahallelerin ve iş yerlerinin durumuna gelince, bu alanlarda da 1 Mayıs’a yönelik güçlü bir çalışma yok. Kıyıya köşeye yapıştırılmış birkaç afişi saymazsak.

S. Adalı
28 Nisan 2024

0 Yorum: