22 Nisan 2024

,

Lenin Hizipçi miydi Yoksa Birlikçi mi?


Yaygın olarak işittiğimiz yorumlarda dile getirildiği biçimiyle Lenin, kendisiyle aynı fikirde olmayan herkesi yok etmeye çalışan bir mezhepçi miydi? Yoksa hizipçi eğilim yanında veya onunla gerilim içerisinde bir de birlikçi eğilime sahip bir kişi miydi? Onun asarında karşımıza çıkan hizipçiliğin birlikçilikle derin bir ilişki içerisinde olduğunu söyleyebilir miyiz?

O döneme, özellikle de Ekim Devrimi öncesine ait külliyat, Lenin’in hizipçiliğine dair mebzul miktarda kanıt içeriyor, üstelik, yıllar boyunca karşı çıktığı çeşitli grup ve bireylerin listesi, gerçekten de çok uzun: Narodnikler, Menşevikler, Tanrı inşacıları, Bundistler, Tasfiyeciler, Otzovistler, Sosyalist-Devrimciler vs. Lenin, bu gruplara karşı, “devrimci sosyal demokrasinin saflığının parti birliğinden daha değerli olduğunu” ileri sürdü.[1] Bu nedenle Lenin, sınırlı sayıyla temsil olunan meclislerde (1905-1917) diğer sol veya liberal partilerle blok oluşturulmasına karşı çıktı. Lenin, sosyal demokratlar içerisinde birbiriyle kavga eden hizipleri bir araya getirmeye çalışan Trotskiy’nin önderlik ettiği “uzlaştırıcılara” da karşıydı. Hatta bu uzlaştırıcıların, her türden muhalifle işbirliği içinde, aslında bölünmeleri ağırlaştırdığını bile söyleyebiliyordu.[2] Peki ama neden?

Lenin, her uzlaşmanın sosyalizm misyonunun sulandırılmasıyla neticeleneceğini düşünüyordu. Tüm bunların ışığında, rakipleri, onun kesinlikle hizipçi, doktriner ve affetmek nedir bilmeyen bir siyasetçi olduğunu düşünüyorlardı. Dolayısıyla, o hasımlar, farklılıkların, bölünmelerin ve sert polemiklerin tüm suçunu onun sırtına yüklemek için ellerinden geleni yaptılar; öyle ki, bırakın sonrasında dönemi inceleyen akademisyenleri, Karl Kautsky ve Rosa Luxemburg gibi uluslararası sosyalist hareket içerisindeki kişileri bile ikna etmeyi bildiler.[3] Aslında Ekim Devrimi’nden sonra yoldaşlarınca uydurulmuş bir terim olarak göremeyeceğimiz “Leninist” terimi, ilk başta, onun bölücülük suçlaması yönelten hasımlarının saldırı için kullandıkları bir ifadeydi.[4]

Ama eldeki teorik birikime daha yakından bakıldığında, sürecin belirli bir kalıba uygun olarak ilerlediği görülüyor. Bu kalıba göre Lenin, bir yandan hasımlarıyla sert polemikler içerisine giriyor, bir yandan da birlik yönünde yoğun bir çaba yürütüyor.

Bunun en çarpıcı örneği, İkinci Kongre’den sonra Sosyal-Demokrat Parti içindeki pek çok kişiyi dehşete düşüren Bolşevik-Menşevik ayrışması. Ancak 1905’te başlayan meclis pratiği döneminde bu iki kanat, birlikte konferans düzenlemeyi kabul ediyorlar. Bu konferans, 1906’daki o önemli birlik kongresiyle taçlanıyor.[5]

Kongre belgeleri, “RSDİP Birlik Kongresi düzenlendi. Artık ayrışma diye bir şey yok” gibi ifadelerle dolu olduğu görülüyor.[6] Dahası, anlaşma Bund’un yanı sıra Polonyalı ve Letonyalı Sosyal-Demokratları da kapsıyor. Ancak birlik dürtüsü güçlendiğinde, hizipçi eğilim kendisini tekrar ortaya koyuyor. Dolayısıyla, hem kongre sırasında hem de sonrasında oylamaya hile karıştırma ve sinsi entrikalara ilişkin suçlamalarla karşılaşıyoruz.[7] Hizipler, bir kez daha ayrışıyorlar. Ancak birkaç yıl sonra yeniden birlik projesi için kollar sıvanıyor.[8] Öyle görünüyor ki mücadele, sürekli hareketi merkeze toplama ve merkezden uzaklaştırma yönünde gerilimli bir seyir içerisinde, bu anlamda, ilgili seyir, bir araya gelme eylemi dâhilinde belirli kesimleri birbirinden uzaklaştırıyor.

Benzer bir gerilim, sosyal demokratların sıklıkla Sosyalist-Devrimciler gibi diğer sosyalist partilerle ve Trudovikler ve Kadetler gibi daha liberal partilerle ittifak yapmayı düşündüğü meclis sürecinde de açığa çıkıyor. Lenin’in “Sosyal Demokratlar ve Seçimler Konusunda Yapılacak Anlaşmalar”[9] başlıklı metni, bu gerilimin en yalın ve en açık ifadesi. Bir yandan davaya sadık kalma, hiçbir siyasi partiyle anlaşma yaparak tavizde bulunmama, blok, ittifak, ortak liste oluşturmama, kesinlikle hayati önem taşıyan olgular olarak görülüyor.[10] Ancak çok acil bir durumda, liberal partilerle bile, geçici olmak kaydıyla, ittifak kurmanın gerekli olabileceği üzerinde duruluyor.

Lenin’in Ekim Devrimi’nden sonra muhaliflerle birlikte çalışmanın gerekliliğine ilişkin daha sonraki tespitlerinde de görüldüğü üzere, mücadelenin gerekliliklerinin ittifaklara olan ihtiyacı dayattığı görülüyor, ama bir yandan da “bu ittifaklar kurulacak diye ideolojik bağımsızlıktan hiçbir vakit zerre ödün verilmemeli” diye düşünülüyor. Ortak bir amaç uğruna birlikte çalışmanın mümkün olduğundan, ancak daha sonra bu durumu diğer partilerin sonuçta ne kadar hatalı olduğunu göstermek için kullanılabileceğinden de bahsediliyor.

Bolşevikler, çarlığa karşı mücadelede zaman zaman liberallerle, Menşevikler ve Sosyalist-Devrimcilerle, 1917’nin kritik aylarında ve hatta aynı yılın Kornilov darbesini engellemek için Kerensky’nin Geçici Meclis güçleriyle birliktelik kurarken, tam da bu anlayış uyarınca hareket ediyorlar.[11]

Kanaatimce, Lenin’in siyasi pratiğinde ve düşüncesinde varlığını muhafaza eden bu gerilimin en az üç nedeni var.

İlk neden, tümüyle pratik. Belirli bir siyasi durumda, “mücadele dâhilinde anlaşma”ya varılabilir: Sosyalist-Devrimciler, köylü partileri ve hatta diğer yarı-politik örgütler, toprak ağalarına, Çar’a, meclise, geçici hükümete veya kapitalist sömürüye karşı muhalefet ediyorsa ve eğer bunlar, köylülerin hatta küçük burjuvazinin amaçlarını temsil eden güçlerse, o vakit sosyal demokratlar birleşik bir cephe içerisinde yer alırlar. Mücadele dâhilinde gerçekleştirilen bu türden bir anlaşmanın neticede sosyalizmin çıkarına olduğu, hatta diğer partilerin yarı-sosyalist konumlarının ortaya çıkarılmasına fırsat sunacağı düşünülüyor.[12]

İkinci neden, kişisel. Lenin’in, özellikle yazılı basında veya parti toplantılarında saldırdığı kişilerle günlük pratikte yakın işbirliği içinde çalıştığı biliniyor. Hatta en yakınındaki yoldaşın yanlış yola saptığını düşünüyorsa Lenin, ona saldırmaktan hiç çekinmiyor, ama ertesi gün çark edip, ortak zeminde buluşmak adına, aynı yoldaşını kucaklayabiliyor.[13] Birkaç örnek, bunu açıkça ortaya koyuyor: Trotskiy’ye yönelik saldırılarına rağmen, Lenin ve Trotskiy, Ekim Devrimi’nin ve Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nin (sonraki SSCB’nin) ilk Bolşevik hükümetinin iki temel direği. Yirminci yüzyılın ilk on yıllık diliminde acımasızca saldırdığı, Tanrı-İnşacı Anatoli Lunaçarski, Ekim Devrimi’nden sonra Aydınlanma Komiseri (bakanı) olarak atanıyor, üstelik, Lenin’in en yakınındaki isimlerden biri hâline geliyor.[14]

Pratik düzeyle ve kişisel boyutla alakası bulunmayan teori düzleminde ise Lenin, birliğe uzlaşma yolu üzerinden ulaşılamayacağını düşünüyor. Bunun yerine, sadece açık ve sert tartışmaların, diyalektik bir yolun derin kökleri olan birliği doğuracağına inanıyor.

Ne Yapmalı’nın başında Lassalle’dan aktardığı ve birçok yerde yinelediği ifadede dile getirdiği biçimiyle, Lenin, “parti mücadelelerinin partiye güç ve canlılık kattığını” düşünüyor.[15] Her daim bu tür parti mücadelelerinin açıktan yapılmasını isteyen Lenin, bu mücadelelere büyük bir coşkuyla dâhil oluyor. O güçlü argümanlar, ancak o vakit dile dökülebiliyor.

Lars Lih’in İkinci Kongre sırasında yaşanan o meşhur bölünmenin sonrasıyla ilgili yaptığı çarpıcı analizinde dile getirdiği biçimiyle, kilit nokta, partinin ve teşkilâtlarının sahip olduğu egemenlik.

Bolşeviklerin başlıca özelliği, her daim işittiğimiz o yavan yorumlarda ifade edildiği biçimiyle, sırf muhalefet etmek için muhalefet ediyor olmaları değildi.[16] Bilâkis, Bolşevikler, partinin egemenliğine de, cümlesi açıktan yürütülmüş, kimi zaman hararetli geçen tartışmaların ürünü olan tüzüğüne, kararlarına ve kanunlarına da hep bağlı kaldılar. Dolayısıyla, delegeleri seçimle belirlenmiş parti kongresinden asıl yana olan, açık ve sert tartışmaların yaşanması gereken kongrenin belirlediği tüzüğe bağlı kalan, Menşevikler değil, Bolşeviklerdi.

Sonuç olarak şu söylenebilir: Lenin’deki hizipçilik ve birlikçilik, aynı madalyonun iki yüzüdür. Daha doğru ifadeyle, bu iki yüz arasında diyalektik bir bağ söz konusudur. O, ne tek başına birlikçilikten ne de tek başına hizipçilikten yanadır. Aralarındaki gerilimli ilişkiyi dikkate alan Lenin, iki eğilimi de sahiplenir.

Lenin, güçlü anlaşma zeminleri oluşsun, teşkilât davaya daha güçlü bağlansın diye açık tartışmadan yana durur.[17] Tam da bu sebeple pasif çekimserliğe, “bırakın geçsinler, bırakın yapsınlar”cı anlayışa, farklılıkların örtbas edilmesine, farklı grupların uzlaştırılması fikrine, hatta kapalı kapılar ardında yapılan ağız kavgalarına tümüyle karşıdır. Onun için önemli olan, halkın gözü önünde gerçekleşen eylem birliği, tartışma hürriyeti ve eleştiri pratiğidir. Sınıfı zemine, partiyi birliğe ancak bunlar kavuşturabilir. O derin hakikatin görülmesini, ancak bunlar sağlayabilir.[18]

Roland Boer
14 Haziran 2012
Kaynak

[1] V. I. Lenin, “What the Splitters Have to Say About the Coming Split” (1907). MIA

[2] Lenin “boş ifadeler ve her şeyi kucaklayan yavan sözlerle aradaki uçurumu kapatmaya çalışanlar”ı “yalpalayan kişiler”, başka bir ifadeyle, “uzlaştırıcılar” olarak nitelendiriyor. Somutta Lenin, Trotskiy’nin “proletaryanın olgunlaşmasıyla birlikte aydınlar arasında tartışıp duran muhtelif hiziplerin silinip gideceği”ne dair argümanına karşı çıkıyor. Lenin, ortaya uzlaşmadan başka bir şey çıkmayacağını düşünüyor.

V. I. Lenin, “A Conversation Between a Legalist and an Opponent of Liquidationism” (1911). MIA

—, “The New Faction of Conciliators, or the Virtuous” (1911). MIA

—, “Uniters” (1912). MIA

—, “The Liquidators and ‘Unity’” (1912). MIA

—, “On the Attitude to Liquidationism and on Unity” (1912). MIA

—, “Four Thousand Rubles a Year and a Six-Hour Day” (1914). MIA

—, “Disruption of Unity Under Cover of Outcries for Unity” (1914). MIA

[3] Nikolai Valentinov, The Early Years of Lenin (1969) [1954], Ann Arbor: University of Michigan Press. Çeviri: R. H. W. Theen. Worldcat

—, Nikolai Valentinov, Encounters with Lenin (1968) [1953], London: Oxford University Press. Çeviri: P. Rosta ve B. Pearce. Worldcat

—, W. Bruce Lincoln. Passage Through Armageddon: The Russians in War and Revolution 1914-1918 (1986), New York: Simon and Schuster, s. 235-6. Alibris

—, Christopher Read, Lenin: A Revolutionary Life (2005), Oxford: Routledge. Google

[4] V. I. Lenin, “The ‘Vexed Questions’ of Our Party: The ‘Liquidationist’ and ‘National’ Questions” (1912). MIA

[5] V. I. Lenin, “Announcement of the Formation of an Organising Committee” (1903). MIA

—, “A Tactical Platform for the Unity Congress of the R.S.D.L.P.” (1906). MIA

—, “Should We Boycott the State Duma? The Platform of the Majority” (1906). MIA

[6] V. I. Lenin, “An Appeal to the Party by Delegates to the Unity Congress Who Belonged to the Former ‘Bolshevik’ Group” (1906). MIA

—, “Report on the Unity Congress of the R.S.D.L.P.: A Letter to the St. Petersburg Workers” (1906). MIA

[7] V. I. Lenin, “The Unity Congress of the R.S.D.L.P.” (1906). MIA

—, “Report on the Unity Congress of the R.S.D.L.P.: A Letter to the St. Petersburg Workers” (1906). MIA

—, “The Protest of the Thirty-One Mensheviks” (1907). MIA

—, “The St. Petersburg Elections and the Hypocrisy of the Thirty-One Mensheviks” (1907). MIA

[8] V. I. Lenin, “Towards Unity” (1910). MIA

—, “Party Unity Abroad” (1910). MIA

—, “One of the Obstacles to Party Unity” (1910). MIA

[9] V. I. Lenin, “The Social-Democrats and Electoral Agreements” (1906). MIA

[10] V. I. Lenin, “The Unity Congress of the R.S.D.L.P.” (1906). MIA

—, “The Third Congress of the R.S.D.L.P.” (1905). MIA

—, “On the Provisional Revolutionary Government” (1905). MIA

—, “Neither Land Nor Freedom” (1906). MIA

—, “Tactics of the R.S.D.L.P. in the Election Campaign: Interview with L’Humanite” (1907). MIA

—, “The Third Duma” (1907). MIA

—, “The Social-Democrats and Electoral Agreements” (1906). MIA

—, “Blocs With the Cadets” (1906). MIA

—, “Party Discipline and the Fight Against the Pro-Cadet Social-Democrats” (1906). MIA

—, “The Attitude of the Bourgeois Parties and of the Workers’ Party to the Duma Election” (1906). MIA

—, “Plekhanov and Vasilyev” (1907). MIA

—, “The Social-Democrats and the Duma Elections” (1907). MIA

—, “‘When You Hear the Judgement of a Fool…’: From the Notes of a Social-Democratic Publicist” (1907). MIA

—, “Report of the C.C. of the R.S.D.L.P. to the Brussels Conference and Instructions to the C.C. Delegation” (1914). MIA

[11] V. I. Lenin, “The Social-Democrats and Electoral Agreements” (1906). MIA

—, “A Dissenting Opinion Recorded at the All-Russian Conference of the Russian Social-Democratic Labour Party by the Social-Democratic Delegates from Poland, The Lettish Territory, St. Petersburg, Moscow, The Central Industrial Region and The Volga Area” (1906). MIA

—, “The Sixth (Prague) All Russia Conference of the R.S.D.L.P.” (1912). MIA

—, “‘When You Hear the Judgement of a Fool…’: From the Notes of a Social-Democratic Publicist” (1907). MIA

—, “The St. Petersburg Elections and the Hypocrisy of the Thirty-One Mensheviks” (1907). MIA

—, “Left-Wing” Communism — An Infantile Disorder (1920). MIA

[12] V. I. Lenin, “The Dying Autocracy and New Organs of Popular Rule” (1905). MIA

—, “Socialism and Anarchism” (1905). MIA

—, “A Tactical Platform for the Unity Congress of the R.S.D.L.P.” (1906). MIA

[13] Krupskaya şunları söylüyor: “Bu konuda onlarca örnek verilebilir. İlyiç saldırıya uğradığında sert cevap verirdi, bakış açısını güçlü bir biçimde savunurdu, ama yeni sorunlarla uğraşılması gerektiğinde muhalifleriyle işbirliği kurar, dün hasım olduğu kişiye yoldaşmışçasına yaklaşırdı. Bu konuda özel bir çaba da göstermezdi.” — Nadezhda Krupskaya, “The Years of New Revolutionary Upsurge 1911-1914,” Reminiscences of Lenin (1960). MIA

[14] Lars Lih, 1908’de Brüksel’de iken Georgy Solomon’la gerçekleştirdiği hararetli bir tartışmadan söz ediyor. Sosyal demokratların meclisteki rolüyle ilgili kelâm eden Lenin öfkeleniyor ve sert, polemiğe yönelik bir dili benimsiyor. Söyledikleri karşısında kırılan Solomon o günle ilgili şunu aktarıyor: “Tartışma sonrası Lenin döndü ve bana sarılıp ‘tartışma sırasında dilimden dökülenleri sakın kişisel alma’ dedi. […]. (Benzer türde özür cümlelerine Lenin’in mektuplarında da rastlıyoruz.) Lenin o saldırı birey olarak Solomon’a değil, tüm şüphecilere, pesimistlere ve yenilgiyi kabul etmişlere yönelik olarak gerçekleştirmemişti.” — Lars T. Lih, Lenin (2011), Londra: Reaktion Books, s. 110. Reaktion

[15] V. I. Lenin, What Is To Be Done? Burning Questions of Our Movement (1902). MIA

[16] Lars T. Lih, Lenin Rediscovered: What Is to Be Done? in Context (2008) [2005], Şikago: Haymarket, s. 489-553.

[17] Krupskaya şunları aktarıyor: Lenin ölene dek parti kongrelerini hep çok önemli gördü. En yüce otorite olarak gördüğü parti kongresinde kişisel olan her şeyin bir tarafa bırakılması, hiçbir şeyin gizli kalmaması, her şeyin açık ve dürüstçe ortaya konulması gerektiğini düşünüyordu.” — Nadezhda Krupskaya, “The Second Congress (July-August 1903),” Reminiscences of Lenin (1960). MIA

[18] V. I. Lenin, “To The Editorial Board of the Central Organ of the R.S.D.L.P.” (1903). MIA

—, “What We Are Working For (To the Party)” (1904). MIA

—, “Party Discipline and the Fight Against the Pro-Cadet Social-Democrats” (1906). MIA

—, “Report of the C.C. of the R.S.D.L.P. to the Brussels Conference and Instructions to the C.C. Delegation” (1914). MIA

—, “What Next? On the Tasks Confronting the Workers’ Parties with Regard to Opportunism and Social-Chauvinism” (1915). MIA

0 Yorum: