06 Nisan 2024

,

Konu Tekrarı


Merdan Yanardağ 4 Nisan 2024 tarihinde, 18 Dakika programının 40. dakikasından sonra, sadece emeklilerin ve enflasyonun seçim sonuçlarını tek başına etkilemediğini, gelişen cumhuriyet-demokrasi-laiklik karşıtlığına ve kutuplaştırmaya/ayrıştırmaya halkın “Dur” dediğini, insanların baskıdan usandığını mealen dile getiriyor. “14-28 Mayıs seçimlerinde emekliler yine vardı” diyor. Hatta konuşmasının sonunda sohbetlerde gençlerin değişimi getireceği esprisi yapılmasına rağmen emeklilerin katkı sunduğunu belirtiyor.

Denklemi tersine çevirirsek, 14-28 Mayıs seçimlerinde halk neden bu hassasiyetleri gösterip üstyapıyla ilgili gelişen gidişata dur demedi? Değişim gençlerden beklenirken emeklilerden gelmesi neden kabul edilmiyor çünkü o kimlikçi, yurtsuz, değerlerden arındırılan, nihilist, yaşam biçimci Z kuşağı zeval görmemeli, nüfus içinde en “geri” kesim emekliler olmalı!

14-28 Mayıs seçimlerinden önce tarikat kuşatması, mafya-çete yapılanması, kutuplaştırma/ayrıştırma yok muydu? OHAL dönemi yaşanmadı mı? Tıp öğrencisi Enes, Mayıs seçimlerinden sonra mı tarikat yurdunda intihar etti. İliç ne zaman oldu? Akbelen’de halk ne zaman direndi? Mayıs seçimlerinden sonra sol Sendika.org’da özeleştiri adı altında hatadan ve yanlıştan kendini azade kılarken, Akbelen’de direnildi. Sol, birden Akbelen’i fark etti.

Mayıs seçiminden sonra Aksa Tufanı gerçekleştirildi ve muhafazakâr denilen insanlar aylarca boykot çalışması yaptı ama “Siz destek verdiğiniz siyasi çevrelere bakın, İsrail ile ticareti sürdürüyor” denildi. Evet, baktılar; yüzde 22 oranında sandığa gitmeyen insan var. İliç, Mayıs’tan sonra gerçekleşti, işçilerden Uğur Yıldız’ın bedenine daha bugün (5 Nisan'da) ulaşıldı.

Merdan Yanardağ’ın değerlendirmelerindeki argümanlar; radikal demokrasi hareketinde, liberal sol çevrelerde, reformistlerde, çevrecilerde, feministlerde de mevcut. Onlar da temele değil duvara odaklanıyor, kabuğunu boyayınca yumurtanın özünün değişeceğinin politikasını yürütüyor. Altyapı ilişkilerinden bağımsız bir yola rota belirliyor. Sınıf çelişkisinin yerine uygarlık çatışması tezini koyarak meseleye Huntington gibi bakıyor. Ülkede siyasi analistliğin yolu da buradan geçiyor. Böylece CHP de radikal demokrasi hareketi de üretim ilişkilerinin dışında bir düzlemde konumlandırılıp idealist bir bakışla kurtarıcı mitosuna büründürülüyor.

Halkı hiçbir şekilde tanımıyorlar, sınıf çelişkisi ve diyalektik yöntemle olayları ve durumları değerlendirmiyorlar. Bu durumda suni dengeyi CHP sağlayıp sınıfsal ilişkilerden bağımsız demokrasi hareketi geliştirirse sürgit devam eden sömürü meşru zemine kavuşacak. Bugün esas olarak seküler burjuvazinin yolu düzleniyor.

Ezilen ve sömürülen emekçi halk sınıfları için burjuvazinin rengi aynıdır. Burjuvazinin seküler ya da muhafazakâr olması ona onca sömürüye rağmen desteklenebilir bir vasıf kazandırmaz. Son 30 yılda geliştirilmeye çalışan sol hat bu yöndedir ve eğer seçim çareyse seçimlerin neden kaybedildiği de burada aranmalıdır. Bu hattın temsil ettiği değerlerin hiçbiri sömürünün makasından kaçamaz. Bozuk ya da yakıtı bitmiş bir uçakta pilota rol biçmek olsa olsa Ortaçağ idealizmidir.

Mesela bir belediye başkanının adaylık ve başkanlık döneminde bir gün Türkeş, bir gün Deniz anmasına gitmesi mi halkın gönlünden ve bilincinden geçen? Geçmişi işçi-emekçi katliamcılığıyla anılanların CHP’ye destek vermesi mi cumhuriyet-laiklik-demokrasi değerlerinden yana tercihte bulunduğunu gösteriyor? Evet, şu partinin geçmişi böyle olabilir ama “mesele ülke meselesi” denilerek sınıf uzlaşmacılığı sergileniyor. Her şey “aydınlık” uğruna feda ediliyor.

Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın, Gazi’nin, 1 Mayıs katliamının failleri, işçilerin hak eylemlerine saldıranlar CHP yanında hizalanırsa cumhuriyetçi mi oluyor?

Siyasi hayatına solla başlayıp Kürt siyasetinin yayınlarıyla devam edip sonra Aydınlıkçılığa, oradan da CHP’liliğe ya da radikal demokrasi hareketine uzanan yolda yürüyenler (hangi çevreden olursa olsun) aslında hiç değişmiyorlar çünkü sadece çevre değiştiriyorlar hat aynı hat, o hattı temsil eden çevrelerin de sadece adı farklı.

S. Adalı
6 Nisan 2024

0 Yorum: