“Filistin’deki Savaşında İsrail’i Destekliyoruz”
Suudi prensi ve müteşebbis Velid bin Talal Kuveyt
gazetesi Kabas’a ürkütücü bir açıklama yaparak, “Suudi Arabistan’ın
bölgesel bağlılıklarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ve İran’ın Körfez
ülkelerindeki nüfuzu ile başa çıkabilmek için yeni bir strateji geliştirmeye
mecbur olduğunu, bunun için de Tel Aviv ile bir savunma anlaşması yapması
gerektiğini” söyledi. Prense göre, İran’ın Suriye’deki gelişmeler ve
Moskova’nın askerî müdahalesi ışığında yapabileceği her türden hamleye engel
olunmalı.
Yaptığı açıklamada prens açıktan şunları söyledi:
“Filistin intifadasının yaşanması durumunda Yahudi milletinin ve dile
getireceği demokratik isteklerin yanında olacağız, Arapların Tel Aviv’i
kınamaya dönük her türden kaygı verici girişime engel olmak için her türlü
imkâna başvuracağız, zira Arap-İsrail antantının ve ileride oluşacak dostluğun
İran’ın tehlike arz eden ihlallerine dur demek için gerekli olduğunu
düşünüyorum.”
Neoliberalizmin ve karmaşık bir hâl alan
karşılıklı bağımlılığın ortaya çıkması ile Suudi Arabistan ve İsrail geçmişte
gizli ittifaklar kurmuş, ama bunu hiç açıktan itiraf etmemişti. İran ile
Suudiler arasındaki jeopolitik strateji düzleminde yaşanan sertleşme ile
birlikte her şey değişti. Batı Asya’da yaşanan bölgesel soğuk savaşla birlikte
medya Filistin meselesine, “lidersiz ilerleyen intifada”ya yüzünü çevirdi. Bu
koşullarda Suudi Arabistan’ın, Vehhabi ideolojisinin o güçlü devinin Filistin
davası ile ilgili konumunu terk etmeyi düşünmesi şaşırtıcı.
Arap devletlerinin Filistin davasına verdikleri
desteği bir bir terk etmesi artık vaka-i adiyeden. Suudi prensinin hiçbir
gerekçeye dayandırılmadan dile getirdiği düşünceleri ülkedeki iktidarın genel
hatlarını da ortaya koyuyor.
Prens devamında şunu söylüyor: “İran Akdeniz’deki
varlığını Esad rejimine verdiği destekle pekiştirmek istiyor.” Riyad ve
Körfez’deki kardeş şeyhler bir hüsran yaşıyor. Rusya dört yıldır süren iç
savaşa katılıyor ve CIA’in eğittiği İslamcı isyancılara saldırıyor. Bu noktada
prens, “Rusya-İran-Hizbullah eksenini kırmak için Suudi-İsrail arasındaki bağın
önemi”ne vurgu yapıyor. Prens, tartışmalı olan ve komplo teorisi bağlamında
değerlendirilen, CIA eğitimli İslamcı isyancıların bombalandığı gerçeğini bir
biçimde teyit ediyor. Aynı zamanda Suudi Arabistan’ın Suriye bağlamında
Rusya-İran-Hizbullah ekseninin ortaya çıkışı ile birlikte güvensiz bir yer
hâline geldiği söylenmiş olunuyor.
Prens Velid bin Talal daha önce de Manama’daki
İnci Meydanı’nda yaşanan Arap ayaklanması esnasında Bahreyn’in imha edilme
sürecini desteklemişti. O dönemde medya abluka altına alınmış, ülkede kitlesel
katliam gerçekleştirilmişti. Demokrasi ayaklanması boyunca hüküm süren ana
fikir Suudilere dayanan kraliyet kurgusuna aykırı idi. Suudiler Batı Asya’da
mezhep savaşının alevlenmesinde öncü rol oynadılar.
Hindistan’daki Filistin
Büyükelçisi, “prens böyle şeyler söylemedi” dese de bu doğruyu yansıtmıyor.
Herhangi bir haber ajansının bu türden önemli görüşleri imal etmesi mümkün
değil. Prens ile ilgili haber büyük olasılıkla doğru.
Shubhda Chaudhary
4 Mart 2016
4 Mart 2016
0 Yorum:
Yorum Gönder