2024
yılında Columbia Üniversitesi’nde gerçekleştirilen öğrenci eylemlerinin
belgeseli çekildi.
Amerikan
“sol”u, ileride kendisini iyi hissettirmekten başka bir anlamı bulunmayan aktivizmdeki
yanlışı görmek zorunda kalacak. Bu aktivizm, somut sonuç üretmediği gibi,
anlamlı bir tesir yaratmadığı için, eylemlere katılan bireylerdeki radikalliği
söküp alıyor, ayrıca tek tek insanları devletin incelemelerine, soruşturmalarına maruz bırakıyor.
Katılımcıların
sivil haklar temelli eylemler üzerinden sosyal sermaye edindikleri, bir yandan
devletin baskılarından uzak durdukları, akademinin yön verdiği burjuva tarzı
protestoların çağı sona erdi.
Bir
dönem ihtiyaç duyulmuş olan kitlesel gösteriler ve protestolar türünden
taktikler, yerini gözaltılarla neticelenen, içi boş duruşlara, tavırlara
bıraktı. Gerçek bir değişime yol açmayan eylemler, anlamsız soruşturmalarla
neticelendi.
Bahsi
edilen belgesel, daha fazla insanın devletin saldırısına maruz bırakacak. Peki burada
amaç ne? Bu tür çalışmalarla Amerikan “sol”u, kendisini narsist bir tarzda onaylamaktan
gayrı ne yapmış oluyor, eline ne geçiyor? Bu, bencillerin kendi kendilerine
uyguladıkları bir terapiden başka bir şey değil.
Amerikan
“sol”u, ahlakçı pozlar kesip durmaktan, gerçek bir güç inşa edemiyor. Bu analizi
ABD’deki öğrenci intifadası hareketine tatbik edersek, bu ahlakçılık
performansının, gösterisinin Filistin ve Lübnan’daki insanlara hiçbir faydası
olmadığı görülecektir.
Bu
gösterilerin asıl hedefi, ezilenler değil, aktivistler ve ait oldukları
kurumlardır. Neden böyle? Çünkü halktan gücünü alan bir kitle hareketi inşa
etmek gibi gerçek işler karşısında bu türden gösteriler daha kolay geliyor.
Bu
tür eylemlere katılanlar, sembolik duruşların ve içi boş retoriklerin girdabına
kapılıyorlar, gerçek bir devrimci değişimin temelini atmak için gerekli olan,
meşakkatli ve gösterişsiz işlerden uzak duruyorlar.
Geriye
dönüp bakacak olursak, kampüslerde kurulan kampların asıl derdi,
Filistinlilerin davası için yeni mevziler elde etmek iken zamanla öğrenci
yoldaşların korunmasına ve kampların savunulmasına odaklanıldı. Enerji, somut
ve anlamlı eylemlerden uzak tutularak, Filistinlilerin mücadelelerine doğrudan
destek sunacak çabalar zeminsiz bırakıldı.
Eldeki
kaynaklar, halktan destek bulan dayanışma ilişkileri kurmak veya
Filistinlilerin ihtiyaçlarını bir nebze olsun gidermek için kullanılmak yerine
esas olarak fiziki alanın korunması meselesine odaklanıldı.
Bu
tür çabalar, zulmün geliştirdiği sistemlere meydan okuma veya kalıcı bir değişimi
gerçekleştirme konusunda önemli bir katkıda bulunmadı. Sadece, derin
meselelerle yüzleşemeyen, süreçten en çok etkilenenlerin güç kazanmasını sağlayamayan,
“sembolik aktivizm” denilen boş kayışın ilanihaye dönmesini sağladı.
Hareket,
kendi gerçek niteliğinin açığa çıktığını görmek zorunda. Davaya dair hakiki
niyetleri olanlar, o meşakkatli yola revan olup gerekli işleri üstlendikçe
oportünistler sahneden inecek, süreci baltalayanların gerçek yüzleri görülecek.
@fvckstration
28 Mart 2025
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder