01 Nisan 2025

Ümitsizlikten Devrime

Bronx Savaş Karşıtı Koalisyon, gerilla sineması dizimiz dâhilinde hazırladığı Uyuşturucu Ölümdür isimli belgeselini 11 Ekim günü seyircilerle buluşturdu.

Filmin ardından gerçekleştirilen soru-cevap oturumuna eski Genç Lordlar Örgütü üyesi, akupunkturcu Walter Bosque de katıldı. Katılanlar, devrimci hareketin toplumu iyileştiren faaliyetlerinin kapsamının genişletilmesi ve sürdürülmesiyle ilgili tartışmalara katkıda bulundular.

İşçilerin, Siyahilerin ve Latinlerin yaşadığı Bronx, oksikodon gibi morfin türleri, sokakta üretilen fentanil ve eroin gibi uyuşturucuların kullanımında hızlı bir yükselişe tanıklık etti.

Biz, sentetik olanlar da dâhil tüm uyuşturucuların kullanımını, kişisel ve özel bir mesele değil, kapitalizmden ve hükümetin ihmallerinden kaynaklanan sistemsel meselelere ait bir semptom olarak görüyoruz. Mevcut kriz, toplumumuza ciddi zararlar veriyor. Yoksulluğun, yabancılaşmanın ve sömürünün etkisi altında olanlar, baskıcı gündelik koşullar karşısında geçici bir rahatlama sağlamak adına yüzlerini uyuşturuculara dönüyorlar. Bağımlılık, devletin dayattığı şiddetin ve kapitalist sömürünün çilesini çekenlerin boynunda ağır bir yük.

İşçi sınıfını desteklemek ve kalkındırmak şöyle dursun, kapitalist toplum, fentanil, eroin ve kokain gibi uyuşturucuların toplumsal bağları kopartmasına, sağlığı harap etmesine ve devrimci potansiyeli boğmasına izin veriyor. Bu noktada uyuşturucu bağımlılığı, kitlelerin enerjisinin örgütlenme ve direniş pratiklerinden uzaklaşmasına ve toplumların zayıf düşürülmesine katkıda bulunan bir tür zulüm aracı olarak iş görüyor.

Ama öte yandan, bugün tarih başka bir hikâye anlatıyor. Devrimci hareketlerin yazdıkları bu hikâye, dirençle ve iyileşme pratikleriyle ilgili. Bronx’taki devrimciler, bugün toplumların bağımlılık belasından kurtulmanın, eski güçlerine yeniden kavuşmanın mümkün olduğunu ortaya koyuyorlar.

Uyuşturucu Ölümdür isimli belgesel, aramızdan ayrılmış olan Dr. Mutulu Şakur’un uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelede akupunktur tedavisine başvuran Genç Lordlar ve Kara Panter Partisi ile yürüttüğü, toplumu dönüştürücü çalışmalar üzerinde duruyor. Bu örgütler, ortaya koydukları çalışmalarla bireyleri bağımlılıktan kurtarmakla kalmıyorlar, aynı zamanda topluma devrimci mücadeleyi yeniden inşa etmek ve devrimci değişim için gerekli saha çalışmasının ihtiyaç duyduğu gücü temin ediyorlar.

Bu tarih, bize bağımlılıktan kurtulmaya dönük çalışmaların kişinin kendisini toparlamasını sağlayacak adımlardan daha fazlasına ihtiyaç duyduğu gerçeğini anımsatıyor. Uyuşturucuyla mücadele, kolektif iyileşme sürecine, toplumsal dayanışmanın yeniden tesis edilmesine ve eşitsizlikle ümitsizliği besleyen sistemsel gerçeklere karşı koymak için gerekli olan devrimci ruhun canlandırılmasına ihtiyaç duyuyor.

Çin’in Oynadığı Devrimci Rol

Bu çabada Çin’in oynadığı öncü rolü kabul etmek zorundayız. Afyon Savaşları (1839–1860) İngiliz emperyalizmine hizmet eden güçlerin ABD desteğiyle Çin’i nasıl sömürdüklerini ortaya koyuyor. İlgili süreçte emperyalist güçler, ticaretle alakalı koşulları kendi lehlerine çevirmek için Çin’in üzerine afyon boca ediyorlar. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Çin halkının yaklaşık yüzde onu afyon bağımlısı hâline geliyor, bu da ulusal bir krize yol açıyor.

1949 devrimi sonrası Çin Halk Cumhuriyeti, süreç içerisinde afyon üretimini ve tüketimini devrimci toplumsal reformlarla sıfırladı. 10 milyon bağımlıyı tedavi etti, uyuşturucu tacirlerini kurşuna dizdi, afyon yetiştirilen bölgelere yeni ürünlerin ekilmesini sağladı. Yüz yıldır ülkenin çilesini çektiği bela dört yılda savuşturuldu.

Mao Zedong’un 1965’te yaptığı, sağlık hizmetleriyle ilgili önemli konuşma ve imzaladığı 26 Haziran tarihli yönerge, köylerde herkesin sağlık hizmetinden istifade etmesi meselesine vurgu yapıyordu. Bu adım üzerinden “yalın ayaklı doktorlar” programı yürürlüğe kondu. Söz konusu girişim kapsamında köylerde temel tıbbi hizmetleri sunabilecek sağlık emekçileri eğitildi, yeterli hizmet alamayan kesimlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına dönük çalışmalarda modern ve geleneksel tıptan birlikte istifade edildi. 1968’de bu program, ulusal sağlık politikasının ana bileşeni hâline geldi.

Çin, bağımlılık belasından kurtulma, yoksulluğu ortadan kaldırma, halk sağlığı hizmetlerini iyileştirme konusunda önemli başarılar elde etti. Bu başarılar, devrimci hareketlerin dönüştürücü potansiyellerinin delilidir.

Nihayetinde Çin küresel güç hâline geliyorsa küresel güney de önemli bir güce dönüşüyor demektir. Zira bugün Çin, ABD imparatorluğunun ve dayattığı yaptırımların tarihsel düzlemde ezdiği milletlere yardım eli uzatmaktadır.

Bronx ve Çin’deki direniş tarihi ve toplumsal iyileştirme pratikleri, günümüzde Gazze’de karşılık buluyor. Seksenlerde İsrail işgali altında iken Gazze, bağımlılık, alkolizm ve suç gibi önemli toplumsal meselelerle yüzleşti. Bu meseleler, İsrail’in Filistin halkını moralsiz kılmak ve direnişi zayıflatmak için uyguladığı politikalarla birlikte daha da derinleşti.

Hamas Gazze’de Uyuşturucu Bağımlılığıyla Mücadele Ediyor

Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin ve yoldaşları, bu toplumsal meselelerin tahrip edici etkisini gördü ve önemli adımlar attı. Hep birlikte Müslüman gençlik dernekleri, kulüpler ve İslami toplum kurumları inşa edip uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele ettiler. İnsanların bağımlılık belasından kurtulmalarına katkıda bulundular, toplumsal bağları güçlendirecek çalışmalar yürüttüler. Hamas’ın toplumu temel alan yaklaşımı insanların sağlığını iyileştirdi, toplumsal dokuyu güçlendirdi, Filistinliler arasında saygıya ve güvene dayalı ilişkilerin kurulmasını sağladı.

Askeri kanadı olan politik bir partiye dönüşmeden önce Hamas, esas olarak Gazze halkının kalkındırılmasına ve şifa bulmasına odaklandı. 1987’de Birinci İntifada’nın başladığı dönemde örgüt, toplumsal ihtiyaçları karşılamaya yönelik çabaları sayesinde birçok Filistinlinin güvenini ve desteğini kazandı.

Bu atılan ilk adımlar, Hamas’ın sonrasında Siyonist işgale karşı yürütülen direnişte öncü bir güç hâline gelmesini sağlayacak sürecin zemini teşkil etti. Hamas’ın uzlaşmaz tavrı ve her türden araçla direnme arzusu, işgalci gücü tehdit ediyordu. Bunun neticesinde İsrail, ABD’nin Hamas’ı terörist örgüt listesine almasını sağladı.

2006’da Hamas’ın seçimlerden zaferle çıkması üzerine ABD ve İsrail, Filistin’in kendi kaderini tayin hakkını ortadan kaldıracak tedbirlerle karşılık verdi. Bu tedbirler dâhilinde ABD ve İsrail, seçim sonuçlarını tanımadığını duyurdu, Filistin hükümetini ikiye böldü. Batı Şeria Filistin Yönetimi’ne, Gazze’nin idaresi ise Hamas’a teslim edildi. Ardından da Gazze’ye yönelik, on sekiz yıl sürecek abluka süreci başladı.

Bugün Filistin kurtuluş mücadelesinin öncü kolu olan Hamas, Filistin devrimi adı altında, diğer tüm direniş örgütlerini bölgesel düzeyde koordine eden güç.

Bronx, Çin Halk Cumhuriyeti ve Gazze genelinde yazılan toplumsal direncin ve örgütlü direnişin tarihi, sistemsel zulüm karşısında toplumun öncülük ettiği iyileştirici çalışmaların ne kadar güçlü sonuçlara yol açabileceğini ortaya koyuyor.

Bronx Savaş Karşıtı Koalisyon
13 Ekim 2024
Kaynak

0 Yorum: