13 Nisan 2025

,

Liberalizmle Mücadele Et


1. “Liberalizmle Mücadele” başlıklı yazı hangi bağlamda kaleme alındı? Mao’yu bu tür bir yazıyı yazmaya iten sebepler nelerdi?

Jose Maria Sison: Mao, “Liberalizmle Mücadele” yazısını 1937 yılında Yenan’da, teorik ve politik eğitim kampanyasının sürdüğü süreçte yazdı. Aralık 1936’da Japonya’ya Karşı İkinci Birleşik Cephe’nin anlaşma metninin imzalanması sonrası Çin Komünist Partisi ile milliyetçi parti (Kuomintang) arasında ateşkesin hüküm sürdüğü koşullardı. Bu kısa makale, 1942’de Yenan’daki Arınma Hareketi ile bağlantılı olarak, yeniden yayımlandı.

Yazı, kolektifle ve demokratik merkeziyetçilik ilkesiyle çatışan kimi parti üyelerinin bireyci tavırları ve bencil davranışlarına odaklanıyor. Komünist parti içerisinde açığa çıkmış olan bu sağlıksız olgunun toplumsal zeminini ise küçük burjuvazi teşkil ediyor. Partiye katılmış olan bazı üyeler partiye küçük burjuva kir-paslarını da taşıyorlar. Bunların proleter devrimciler kalıbına dökülmesi ihtiyacı açığa çıkıyor.

Bazı yorumcular, bu yazının başlığını görünce liberal felsefenin eleştirisini okuyacakları beklentisi içine giriyorlar. Oysa somutta Mao, isabetli bir müdahaleyle, muhtelif biçimler alan küçük burjuva ideolojisinin özünü teşkil eden bireyciliği eleştiriyor. Liberallerin, anarşistlerin, troçkistlerin, diğer bireyci ve öznelci eğilimlerin pek haz etmedikleri bu yazı ağır bir dille eleştiriliyor. Devrimci mücadele dâhilinde kolektiviteye, demokratik merkeziyetçiliğe ve kitle çizgisine karşı olan bu kesimler yazıyı yerden yere vuruyorlar.

2. Liberalizm, bazı insanlar için farklı anlamlara sahip. Bu broşürde Mao’nun üzerinde durduğu liberalizmi netleştirebilir misin? İdeolojik mücadeleye karşı çıkan liberalizm derken neyi kastediyor?

JMS: Mao, liberalizmin on bir tezahürünü ele alır. Bunlar şu hususları içerir:

1. Bir kimse açıkça hata işlediğinde huzur ve dostluk uğruna işi oluruna bırakmak; eski bir tanıdık, bir hemşeri, okul arkadaşı, yakın bir dost, sevilen biri, eski bir meslektaş ya da alt kademeden eski bir arkadaştır diye ilkelere bağlı tartışmadan kaçınmak.

2. Düşüncelerini örgüte aktif olarak iletmek yerine, özel çevrelerde sorumsuz eleştirilere girişmek. Kişilerin yüzlerine karşı hiçbir şey söylemeyip arkalarından çekiştirmek ya da toplantıda bir şey söylemeyip sonradan dedikodu yapmak.

3. Kendini şahsen ilgilendirmeyen işlere kayıtsız kalmak; yanlış olanı pek iyi bildiği hâlde, mümkün olduğu kadar az şey söylemek, açıkgöz davranıp, kaçak güreşmek; sadece, suçlanmamaya bakmak.

4. Emirlere uymayıp kendi görüşlerini her şeyin üstünde tutmak. Örgütten özel bir ilgi beklemek, buna karşılık örgüt disiplinini tanımamak.

5. Birlik, ilerleme ya da çalışmanın gerektiği gibi yapılması için hatalı görüşlere karşı tartışmak ve mücadeleye girişmek yerine, kişisel saldırılarda bulunmak, hır çıkarmak, kişisel kin gütmek ya da öç almaya bakmak.

6. Karşı çıkmaksızın yanlış görüşleri dinlemek ve hatta karşı-devrimci düşünceleri duyup da haber vermemek, bunları sanki hiçbir şey olmamış gibi kayıtsızlıkla karşılamak.

7. Kitleler arasında olup da propaganda ve ajitasyon yapmamak ya da kitle toplantılarında konuşmamak, […] bir komünist olduğunu unutarak, komünist olmayan sıradan biri gibi davranmak.

8. Birinin kitlelerin çıkarlarına zarar verdiğini görüp de tepki duymamak, onu vazgeçirmemek, engellememek, ya da ikna etmemek ve bunu sürdürmesine göz yummak.

9. Belli bir plan ya da yön olmadan, gönülsüz, baştan savma çalışmak, gün doldurmaya bakmak, “gözlerimi kaparım vazifemi yaparım” tavrı takınmak.

10. Kendisini devrime büyük hizmetlerde bulunmuş saymak, kıdemli olmakla böbürlenmek, büyük görevler için yetersiz olduğu hâlde küçük görevlere dudak bükmek. Çalışmada savruk, öğrenmede gevşek olmak.

11. Hatalarının farkında olmak, ama onları düzeltme yolunda hiçbir çaba göstermemek, kendine karşı liberal bir tavır takınmak.

Mao’nun yerinde tespitiyle, liberalizmin parti içerisindeki tüm eylemleri ideolojik mücadeleye yönelik reddiyenin somut tezahürü ve ifadesidir. Bunlara bir ekleme yapmak gerekirse, parti içerisinde liberalizmi icra edenlerin fiiliyatta kendi küçük burjuva ideolojilerini yaymaya, Marksist eğitime dönük ihtiyaçlarının üzerini örtmeye çalıştıklarından bahsedilebilir. Bu kişiler, Marksist eğitime olan ihtiyaçlarını kabul edecek tevazuya sahip değildirler. Parti üyeleri olarak kendilerini geliştirmeye yemin etmiş olanlar bu eğitime muhtaç olduklarını bilirler.

Makalenin bir yerinde Mao, bazı parti üyelerinin hem liberalizme hem de Marksizme aynı anda bağlı kalabileceklerini düşündüklerinden bahseder. Bu kişiler, birinden diğerine istedikleri zaman geçebileceklerini hatta ikisini harmanlayabileceklerini düşünürler. Hatta bu harmancılar, kendilerindeki eklektizm sebebiyle çok zeki olduklarını zannederler. Oysa liberalizmi çöpe atmadan, onunla mücadele etmeden tutarlı, sisteme bağlı, bilgili bir Marksist olunamaz.

3. Liberalizm, kendisini farklı yollardan ortaya koyuyor. İlk başlıkta Mao, bir kimse açıkça hata işlediğinde huzur ve dostluk uğruna işi oluruna bırakmaktan, kişisel ilişkiler üzerinden ilkelere bağlı bir tartışmadan kaçınmaktan bahsediyor. Ama burada söylenenin pratikte uygulanmasının güç olduğunu söylemek gerek. Bazen her yanlış hususu eleştiren ve tartışan yoldaşlara rastlıyoruz. Örgütleme safhasında kitlelerin her yanlış görüşünü ve fikrini hemen anında eleştirmenin sakıncaları ortada. Daha başta kitleleri kendimizden uzaklaştırmak istemeyiz. Burada gerekli dengeyi nasıl sağlarız, neyin liberalizm olduğunu neyin olmadığını nasıl anlarız?

JMS: Yoldaşların ve kitlelerin her bir yanlış fikri veya yanlış olguları temel alan her bir iddiası, saygılı, dostane ve ikna edici bir üslupla cevaplanabilir, açıklanabilir. Öncelikle devrimci hareket içerisinde birbirimizden öğrendiğimiz hattı propaganda ederiz. Sırf dile döken kişi gücenmesin diye yanlış fikrin dillendirilmesine izin veremeyiz.

Marksistler, tartışmada diğer tarafı ezmeden veya ona hakaret etmeden, yanlış bir fikri ya da iddiayı sorumlu ve ikna edici bir üslupla nasıl cevaplayacaklarını, nasıl açıklayacaklarını bilirler. Alabildiğine antikomünist olan fikirleri dile döken birçok öğrencim oldu. Ama bunlar, açıklamalarından bir şeyler öğrenecek zekâya sahiplerdi. En azılı antikomünist olanlar, zamanla bir eylemciye, hatta bir yoldaşa, Marksizmin sadakatli bir öğrencisine dönüştüler.

4. Mao, sorumsuz eleştiriden bahsediyor. Burada neyi kastediyor? Örgütlerimizde sorumlu eleştirilerin yapılabilmesi için hangi yöntemleri kullanmalıyız?

JMS: Parti yaşamı dâhilinde demokratik merkeziyetçiliğin ve kolektivitenin önemini ve gerekliliğini bildiğini iddia edenler bile çıkıp kolektif organların çalışma birimlerinin aldığı kararlar hilafına adımlar atabilirler veya yoldaşlarının olmadığı ortamlarda sorumsuz eleştirilere imza atabilirler, bu hâlleriyle liberal veya bireyci bir tavır sergilerler.

Bu tür sorumsuz yoldaşlara rastlanıldığında, onlar derhal gerekli organın veya kolektifin huzuruna çıkartılıp bu kişilerin eleştirileri dinlenmelidir. Bu kişiler, aynı zamanda uygun şekilde rapor edilmelidir. Böylelikle eleştiriler, ciddi bir mesele varsa onu gizleyecek her türden ayrışmaya mahal vermeden önce dinlenmiş olacaktır.

5. Emirlere uymamak ama kişinin kendi görüşlerini yüce tutması. Örgütten özel ilgi talep edilmesi ama örgütün disiplininin reddedilmesi. Bu da liberalizmin bir biçimi. Bize verilen emirleri kabul etmediğimiz durumlarda ne yapmalıyız? Örgütümüzde demokrasiyi nasıl güvence altına alabiliriz?

JMS: Bir alt organ veya kolektif, yukarıdan gelen bir emri kabul etmediğinde emrin neden yanlış olduğuna ve neden anında düzeltilmesi gerektiğine dair gerekçelerini ve konuyla ilgili gerçekleri hemen yukarıya iletmelidir. Partili herhangi bir birey, hatta partinin herhangi bir örgütü veya alt organı başıbozuk hareket edip disiplini bozamaz.

Üst ve alt organlar ve teşkilatlar arasında diyalektik ve interaktif bir ilişki söz konusudur. Üst organlar raporları, önerileri, eleştirileri ve yeni talepleri zamanında değerlendirir. Parti ve üst organları bürokratik merkeziyetçilikten ve komutacılıktan uzak durur. Komünist ilke ve tarz, kolektif üzerinden, demokratik merkeziyetçilik uyarınca çalışmayı temel alır.

6. Kitleler içinde olmak ama toplantılarda ajitasyon-propaganda faaliyeti yürütmemek, konuşmamak. Bu da liberalizmin bir biçimi. Bu başlığı birkaç örnekle açabilir misiniz?

JMS: Komünist, her zaman kitlelerin içinde olmalı, propaganda ve ajitasyon faaliyeti yürütme fırsatlarını hiçbir şekilde kaçırmamalıdır. Her zaman yakıcı sorunlarla karşılaşılır. Kitleler içerisinde devrimci bilinci artırmaya, militanlık düzeyini yukarı çekmeye her daim ihtiyaç vardır. Fırsatları heba edenler, görevini de yapamamış demektir. Bu da liberalizmin bir biçimidir, kolaya kaçmak, görevi ihmal etmektir.

7. “Gözlerimi yaparım vazifemi yaparım” ifadesi ne anlama geliyor, bu tavır örgütümüz için neden zararlı?

JMS: Bu tabir, devrimci çalışmanın düzeyini yukarıya, yeni bir düzeye çekmek için başka yoldaşlarla birlikte yeni inisiyatifler almamayı, kişinin her gün kendi rutinini yinelemesini ifade ediyor. Her gün aynı şeyi yapmaktan, statükodan memnun olanlar, devrimci hareketin güçlenmesi ve ilerlemesi için daha fazla insanın ayağa kaldırılması, örgütlenmesi ve harekete geçirilmesi gerektiği gerçeğiyle yüzleşmiyorlar.

8. Kendisini devrime büyük hizmetlerde bulunmuş saymak, kıdemli olmakla böbürlenmek, büyük görevler için yetersiz olduğu hâlde küçük görevlere dudak bükmek. Çalışmada savruk, öğrenmede gevşek olmak. Bu da liberalizmin bir türü. Yoldaşlarımızın bu liberalizm türüne meyletmemelerini sağlamak için ne yapmalıyız?

JMS: Daha fazla eğitime ihtiyaç duymasına rağmen kendisini kaf dağında görür, işlerini baştan savma yapar, kendi seviyesinin altında gördüğü işleri hor görür. Kendisine fazla değer veren ve işlerini eksik ve yanlış yapan yoldaşlarımız hem gerekli organlar ve kolektifler hem de kitleler aracılığıyla denetlenmeli ve yönlendirilmelidir.

9. Mao, broşüründe liberalizmin on birinci tezahüründen bahsettikten sonra daha fazla tezahürün bulunduğunu söylüyor. Biz okurlarımıza söz konusu metni bütünüyle okumalarını öneriyoruz. Yoldaş Joma, liberalizmin asıl kaynağını izah edebilir misin?

JMS: Mao, “Liberalizm, küçük-burjuva bencilliğinden kaynaklanır, kişisel çıkarları birinci plana alır, devrimci çıkarları ikinci plana iter ve bu da ideolojik, politik ve örgütsel liberalizme yol açar. […] Liberalizm, oportünizmin bir ifadesidir ve Marksizme tamamen aykırıdır. Olumsuzdur ve nesnel olarak düşmana hizmet eder; içimizde sürüp gitmesinden düşmanın hoşnut olması bundandır. Bu niteliğinden dolayı liberalizmin devrim saflarında yeri olmamalıdır” der.

10. Son olarak, liberalizmin devrimci kolektif için neden zararlı olduğunu, onunla nasıl mücadele edeceğimizi, bu gerçeği nasıl aşabileceğimizi izah edebilir misin?

JMS: Mao bize şunu öğretiyor:

Liberalizm, devrimci bir kolektife aşırı ölçüde zararlıdır. Birliği bozar, içteki bağları kopartır, kayıtsızlığa yol açar, nifak tohumları eker. Örgütün devrimci unsurlarını tasfiye eder, disiplini bozar, politikaların uygulanmasına mani olur, parti teşkilatlarını partinin öncülük ettiği kitlelerden kopartır. Liberalizm alabildiğine kötü bir eğilimdir.

Olumsuz bir özü olan liberalizmin üstesinden gelmek için olumlu bir özü olan Marksizmi kullanmalıyız. […] Bütün sadık, dürüst, faal ve açık sözlü komünistler, aramızdaki bazı kimselerin gösterdiği liberal eğilimlere karşı koymak için birleşmeli ve onları doğru yola getirmelidirler. Bu, ideolojik cephemizdeki görevlerden biridir.

Liberalizmi Mao’nun “Liberalizmle Mücadele” yazısını okuyup inceleyerek aşabilir, onunla bu metin üzerinden mücadele edebiliriz. Yazı, bizi liberalizm konusunda bilinçlendirecek, onu çıktığı her delikte ve her durumda dikkatle ve militan bir üslupla eleştirebilmemizi sağlayacak. Mao bize şunu tembih ediyor:

“Biz, aktif ideolojik mücadeleden yanayız, çünkü bu mücadele, parti ve devrimci örgütler içinde verdiğimiz kavganın lehine olan birliği güvence altına alan bir silâhtır. […] Buna karşılık liberalizm, ideolojik mücadeleyi reddeder ve ilkesiz barıştan yana saf tutar, böylelikle yozlaşmış ve bayağı bir tavra yol açar, parti ve devrimci örgütler içindeki bazı birimlerde ve bireylerde siyasî soysuzlaşmaya neden olur.”

20 Aralık 2020
Kaynak

0 Yorum: