04 Haziran 2024

,

Tüy, Pati, Kelebek

 

Yaşamak bir nehri denize kavuşturmaktır.
[Salih Bolat]

 

Tarihte insan türünün ilk evcilleştirdiği hayvan köpek olarak geçer, 14 bin yıllık kadim bir tarihtir köpeğin evcilleştirilme süreci.

Pavlov, davranışçılık deneyleri için yüzlerce köpeği besler. Bir gün köpeklerin bulunduğu yeri sel basınca birçok köpek yaşamını yitirir. Tepki toplayan Pavlov, insanın en sadık dostu diye belirttiği köpeklerin yine insan dostları için bilimsel sürece destek verdiğini söyler.

Yüz yıl önce Hayırsız Ada’ya sürülen sokak köpekleri açlıktan ve hastalıktan ölür, birbirini yerler. Bugün sokaktan köpeklerin toplatılıp uyutulması için yapılan hazırsızlık gündemde.

Köpeğin doğal yaşam alanından koparılarak kentlere aç susuz bırakılma tarihi kapitalizme yaşıttır. Suçlu, sömürü düzenidir.

Hiçbir canlı, kendisine saldırılmadığı sürece şiddete yönelmez. Köpeklerin sokaklara terk edilmesi sorununun kaynağı, burjuvazidir. Sadece köpekleri değil, yoksulları da kentsel dönüşümle kent merkezinden kovuyor, uyutmaya çalışarak. Bu sorun, tüm ayrıntılarıyla ayrı bir yazının konusudur.

Geçtiğimiz hafta sonu KESK, bu sorun için miting düzenledi, düzenlemelidir, tuhaflık yok ama bir şartla. Seçimler öncesi her yazıda ekonomik ve özlük haklarımız için sendikanın birleşik mücadele hattı örerek miting, yürüyüş, demokratik eylemler düzenlemesi gerektiğini dile getirdik. Kira zamlarına karşı geçici süreyle sadece bu sorunla ilgilenen avukat istihdam etmesini dile getirdik. Yerel seçim sonrası CHP, ataması yapılmayan öğretmenler, emekliler, köylüler için mitingler düzenlemeye başlayıp emek sürecini pasifize etmeye girişti. Konu tam olarak bu mu? Şimdilik bu da değil.

Asıl konu, Filistin. Emperyalizmin Siyonizmi yenilmediği sürece dünya halkları eşitliğe kavuşamayacak. 20 bine yakın çocuk katledildi. Ya okul öncesinde ya okul çağındalar. Açlıktan ölen 14 günlük bebek var. Akademisyen-şair katledildi. Okullara saldırı düzenlendi, hastaneler kullanılamaz hale getirildi. Ne KESK ne TTB harekete geçti. “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganını her yerde atanlar sessizliğe büründüler. Onlara göre Ortadoğu özelinde kurtuluşun öznesi kadındı. Amasız fakatsız kadınlar savunulacaktı! Size harekete geçme “izni”ni vermeyenler, Koç destekçisi CHP ile Batıcı HDP.

6-7 Ekim’de 2 günlük, 29 Aralık'ta 1 günlük, 29 Aralık öncesinde saatlik ders bırakan Eğitim Sen sessizliği seçti. Bugün Filistin için iş bırakılsaydı, tüm eğitim sendikaları ve sendikasız öğretmenler buna katılırdı. En meşru eylem terk edildi. Meşaleli bir gece yürüyüşüyle tepkiler gösterilebilirdi. Okullarda kokart takılabilirdi. Kanallara çıkıp çağrı yapılabilirdi. Boykot örülebilirdi. Gazetelere açık mektup yazılabilirdi. Temsili kanlı önlüklerle yürüyüş düzenlenebilirdi. Hiçbiri de yapılmadı. Ama Hamas var, değil mi?

Gerçek şu: Ama İsrail var. Onun çıkarları zarar görmemeli. Naif İHD, açıktan söyledi: “İsrail Konsolosluğu önündeki protestolara gitmedik çünkü Yahudi yurttaşlarımızı ürkütmek istemedik.” “Ama milliyetçilik var”, “Şu an radikal demokrasi zamanı” değil mi?

“Köpek için özgürlük” diye bağıranlar, Filistin için de üye emekçisinin kiralık ev tutamaması için de parmağını oynatmaz. Enternasyonalizmi savunmayabilirler ama bir hekim de öğretmen de mesleğinin doğası gereği insan ayrımı yapmaz. Türcü, insan merkezli mi konuştuk? Kapitalizmi kim yıkacak? Reformist liberaller değil kediyi-köpeği, kendilerini bile kurtaramazlar, sürekli rızayı üretirler. Artık bu gerçeği görmek zorundayız.

Mandacılık siyaseti gündelik gerçeğe dönüştü. Halen “kırmayalım, dökmeyelim, dilimizi toparlayalım, bu sendika ve hareketlerin bir tarihi var ama düzelirler” deniyorsa en sağlıklı ifadeyle tarih biliminden ya bihaberler ya da ayakları yere basmıyordur. Daha açık ne olabilir ki? Ama “gerici” gruplar? Doğru, onlara alanı siz bıraktınız, şikâyet etme hakkınız kalmadı.

Tarih sizi nasıl yazacak Eğitim Sen, KESK, Eğitim İş, TTB, DİSK, “sosyalistler”? Biz işçi emekçiler olarak bu sorunun yanıtını biliyoruz ve her platformda bu gerçeği sendika bürokratlarının yüzüne söyleyeceğiz.

Bu çağrı tüm emekçileredir. Safımız, emperyalizmin çözülüşünü getirecek Filistin Direnişi’yledir. Siyonizm de meskûn mahalde yenileceğini bildiğinden halkı katlediyor.

Şimdi biz size ne diyelim?

S. Adalı
4 Haziran 2024

0 Yorum: