“Yaşamak bir nehri denize kavuşturmaktır.”
[Salih Bolat]
Tarihte
insan türünün ilk evcilleştirdiği hayvan köpek olarak geçer, 14 bin yıllık
kadim bir tarihtir köpeğin evcilleştirilme süreci.
Pavlov,
davranışçılık deneyleri için yüzlerce köpeği besler. Bir gün köpeklerin
bulunduğu yeri sel basınca birçok köpek yaşamını yitirir. Tepki toplayan
Pavlov, insanın en sadık dostu diye belirttiği köpeklerin yine insan dostları
için bilimsel sürece destek verdiğini söyler.
Yüz
yıl önce Hayırsız Ada’ya sürülen sokak köpekleri açlıktan ve hastalıktan ölür,
birbirini yerler. Bugün sokaktan köpeklerin toplatılıp uyutulması için yapılan
hazırsızlık gündemde.
Köpeğin
doğal yaşam alanından koparılarak kentlere aç susuz bırakılma tarihi
kapitalizme yaşıttır. Suçlu, sömürü düzenidir.
Hiçbir
canlı, kendisine saldırılmadığı sürece şiddete yönelmez. Köpeklerin sokaklara
terk edilmesi sorununun kaynağı, burjuvazidir. Sadece köpekleri değil,
yoksulları da kentsel dönüşümle kent merkezinden kovuyor, uyutmaya çalışarak.
Bu sorun, tüm ayrıntılarıyla ayrı bir yazının konusudur.
Geçtiğimiz
hafta sonu KESK, bu sorun için miting düzenledi, düzenlemelidir, tuhaflık yok
ama bir şartla. Seçimler öncesi her yazıda ekonomik ve özlük haklarımız için
sendikanın birleşik mücadele hattı örerek miting, yürüyüş, demokratik eylemler
düzenlemesi gerektiğini dile getirdik. Kira zamlarına karşı geçici süreyle
sadece bu sorunla ilgilenen avukat istihdam etmesini dile getirdik. Yerel seçim
sonrası CHP, ataması yapılmayan öğretmenler, emekliler, köylüler için mitingler
düzenlemeye başlayıp emek sürecini pasifize etmeye girişti. Konu tam olarak bu
mu? Şimdilik bu da değil.
Asıl
konu, Filistin. Emperyalizmin Siyonizmi yenilmediği sürece dünya halkları
eşitliğe kavuşamayacak. 20 bine yakın çocuk katledildi. Ya okul öncesinde ya
okul çağındalar. Açlıktan ölen 14 günlük bebek var. Akademisyen-şair
katledildi. Okullara saldırı düzenlendi, hastaneler kullanılamaz hale getirildi.
Ne KESK ne TTB harekete geçti. “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganını her yerde
atanlar sessizliğe büründüler. Onlara göre Ortadoğu özelinde kurtuluşun öznesi
kadındı. Amasız fakatsız kadınlar savunulacaktı! Size harekete geçme “izni”ni
vermeyenler, Koç destekçisi CHP ile Batıcı HDP.
6-7
Ekim’de 2 günlük, 29 Aralık'ta 1 günlük, 29 Aralık öncesinde saatlik ders
bırakan Eğitim Sen sessizliği seçti. Bugün Filistin için iş bırakılsaydı, tüm
eğitim sendikaları ve sendikasız öğretmenler buna katılırdı. En meşru eylem
terk edildi. Meşaleli bir gece yürüyüşüyle tepkiler gösterilebilirdi. Okullarda
kokart takılabilirdi. Kanallara çıkıp çağrı yapılabilirdi. Boykot örülebilirdi.
Gazetelere açık mektup yazılabilirdi. Temsili kanlı önlüklerle yürüyüş
düzenlenebilirdi. Hiçbiri de yapılmadı. Ama Hamas var, değil mi?
Gerçek
şu: Ama İsrail var. Onun çıkarları zarar görmemeli. Naif İHD, açıktan söyledi: “İsrail
Konsolosluğu önündeki protestolara gitmedik çünkü Yahudi yurttaşlarımızı
ürkütmek istemedik.” “Ama milliyetçilik var”, “Şu an radikal demokrasi zamanı” değil
mi?
“Köpek
için özgürlük” diye bağıranlar, Filistin için de üye emekçisinin kiralık ev
tutamaması için de parmağını oynatmaz. Enternasyonalizmi savunmayabilirler ama
bir hekim de öğretmen de mesleğinin doğası gereği insan ayrımı yapmaz. Türcü,
insan merkezli mi konuştuk? Kapitalizmi kim yıkacak? Reformist liberaller değil
kediyi-köpeği, kendilerini bile kurtaramazlar, sürekli rızayı üretirler. Artık
bu gerçeği görmek zorundayız.
Mandacılık
siyaseti gündelik gerçeğe dönüştü. Halen “kırmayalım, dökmeyelim, dilimizi
toparlayalım, bu sendika ve hareketlerin bir tarihi var ama düzelirler”
deniyorsa en sağlıklı ifadeyle tarih biliminden ya bihaberler ya da ayakları
yere basmıyordur. Daha açık ne olabilir ki? Ama “gerici” gruplar? Doğru, onlara
alanı siz bıraktınız, şikâyet etme hakkınız kalmadı.
Tarih
sizi nasıl yazacak Eğitim Sen, KESK, Eğitim İş, TTB, DİSK, “sosyalistler”? Biz
işçi emekçiler olarak bu sorunun yanıtını biliyoruz ve her platformda bu
gerçeği sendika bürokratlarının yüzüne söyleyeceğiz.
Bu
çağrı tüm emekçileredir. Safımız, emperyalizmin çözülüşünü getirecek Filistin
Direnişi’yledir. Siyonizm de meskûn mahalde yenileceğini bildiğinden halkı
katlediyor.
Şimdi
biz size ne diyelim?
S. Adalı
4
Haziran 2024
0 Yorum:
Yorum Gönder