09 Ocak 2024

Viro Major


O muazzam kıyımı ve savaşı gören insanlarıyla Paris,
Senin çarpıcı ifadenle,
Uzanıyor demirden yatağında.
Sense tüm çılgın ruhlar gibi
Savaşmaktan, düşlemekten ve sefaletten bıkarak
“Ben öldürdüm” diye haykırdın, ölümün kıyısında.

Yalan söyledin kendine, o korkunç ve üst insana,
Ağırbaşlı Yahudi Judith ve Romalı Aria
Sen konuşurken alkışlarını esirgemedi.
O azametli insanlara dönerek
“Sarayları ben yaktım” diye bağırdın.
Yücelttin mazlumları ve yoksulları.
Haykırdın: “Ben öldürdüm! Vurun beni!”
Kalabalık bu mağrur kadını dinledi.
Kendi kabrine bir öpücük yolladın;
Dik başlı duruşun hâkimlerin öfkesini yokladı.
Düş kurdun, vakur Eumenide gibi.

Ölümün soluk nefesi ensendeydi.
O geniş salon terörün elindeydi.
Kanayan insanlar iç savaştan usanmış,
Şehrin sesi yükseliyordu dışarıdan.
Bu kadın hayatın gürültülü sesini
Sert bir ret ile dinledi.
Teşhir direğinden başka kördü her şeye,
O güzel ve çileli mücadelenin ardından
Hakaretlere ve kötülüklere karşı
Tırmandı kabrin merdivenlerini.
Hâkimlerin “Haydi öldürelim onu!
En âdil olan bu” mırıltıları,
“Berbat bir kişilik,
En azından bir majeste değil” lafları...
Bilinçlerinin sesi buydu. Hâkimler dalgın,
Suçluyu izleyerek tereddüt ettiler
Evet-hayır arasında.

Senin kahramanlığını ve faziletini
Tanımayı kâfi görmeyen benim gibiler,
“Nerelisin?” diye sorduklarında,
“Sefaletle yüklü geceden gelen,
Uçurumun dibinde gördüğünüz işle yüklü
İnsanım ben” cevabını vereceğini biliyor.
O esrarlı ve hoş mısralarını tanıyanlar bilirler ki,
Yaşadığın her gün,
Her gece,
Her çaba,
Ve her gözyaşı tüm halka aittir.
Başkalarına yardım etmek için kendini unutmanı
Havarilerin gözlerindeki ateşe benzeyen sözlerini
Çok iyi bilir
Ocağı sönmüş, havasız ve ekmeksiz evler.
Ağaç yataklar tüm sefaletiyle yakından tanır
Kadınlığında taşıdığın fazileti, gururu ve
Öfkenin ardında uyuyan o keskin hissi.

İnsansız insanlara attığı o uzun bakış,
Ellerinde ısıttığı çocukların ayakları
Utangaç, ama görkemli bu kadında,
Ağzının kenarındaki sert kıvrımlara,
Köpek gibi iz sürüp küfredenlere,
Hukukun onursuz çığlıklarıyla tehdit savuranlara,
Kendini suçlayan o öldürücü ve yüksek sesine rağmen,
Medusa’nın ötesindeki heybetli meleği görüyorlar.

Yapılan münazaralarda
O uzun boyunla
Yabancıydın bir miktar:
Yere yakın olanların canını hiçbir şey sıkmadı
Çelişkili iki ruh,
O fırtınalı yüreklerin derinliklerinde görülen
Yıldızlı gerçeğin ilâhî karmaşası
Ve alevlerin yükselttiği ışık kadar.

Victor Hugo
18 Aralık 1871

[Kaynak: Louise Michel, Yayına Hz.: Nic Maclellan, Ocean Press, 2004, s. 24-25.]

0 Yorum: