21 Haziran 2022

, ,

İşçi Demokrasisi

Bugün işçi sınıfının misyonunun eleştirel ve faal bilincini temsil eden parti ve işçi sınıfı karşısında tarihsel sorumluluk taşıyan her sosyalist, kimi rahatsız edici soruların altında eziliyor: Savaşın açığa çıkarttığı devasa toplumsal güçlere nasıl hükmedeceğiz? Bu toplumsal güçleri nasıl disipline edeceğiz? Proletarya diktatörlüğünün tecessüm edeceği sosyalist devletin ana iskeletini meydana getirene dek olağan gelişme süreci içerisine girip, sürekli olarak bütünleşeceği belirli bir politik biçimi o güçlere nasıl vereceğiz? Bugünü yarına nasıl bağlayacağız? Hem bugünün acil ihtiyaçlarını karşılayıp, hem de yarını nasıl yaratacağız, bunu yaparken, geleceği nasıl “öngörme” imkânı bulacağız?

Bu makalenin niyeti, düşünme ve faaliyet yürütme konusunda gerekli itkiyi sağlamaktır. Makale, bu anlamda en iyi ve en bilinçli işçileri düşünmeye, sorunun çözümü konusunda kendi becerisi ve faaliyeti düzleminde işbirliği yapmaya davet etmekte, yoldaşlarımızın ve birliklerimizin dikkatlerini bu yöne çevirmelerini sağlamaya çalışmaktadır. Somutta yürütülecek bir inşa faaliyeti, ancak bilinçlendirme, ikna etme ve karşılıklı eğitim çalışmaları üzerine kurulu müşterek ve birleşik bir çalışma sayesinde yürütülebilir.

Sosyalist devlet, sömürülen işçi sınıfının tecrübe ettiği toplumsal hayata ait kurumlarda zaten rüşeym hâlinde mevcuttur. Bu kurumlar birbirine bağlanmalı, onlar, ehliyetler ve yetkiler hiyerarşisi dâhilinde koordine edilip birbirine tabi kılınmalı, tüm bu kurumlar, güçlü bir merkezî yapıya kavuşturulmalı, bir yandan da gerekli özerk alanlara ve ifade kanallarına saygı duyulmalı, gerçek işçi demokrasisi, bu sayede oluşturulmalı, o, burjuva devletinin karşısına tüm verimli ve faal niteliği ile dikilmeli, bugünden o işçi demokrasisini ulusun mirasına hâkim olan ve onu yöneten tüm temel işlevleri dâhilinde burjuva devletiyle ikame etme konusunda gerekli hazırlıklar yürütülmelidir.

Bugün işçi hareketi, Sosyalist Parti ve İşçi Konfederasyonu’nun idaresi altındadır. Buna karşılık, partinin ve konfederasyonun toplum nezdinde sahip olduğu güç, o büyük işçi kitlesi adına, dolaylı olarak, otoriter bir basınçla, itibar ve coşkunun, hatta eylemsizliğin güdümündedir.

Partinin itibarı günbegün artıyor, parti, bugüne dek keşfedilmemiş halk katmanlarını kendisine çekiyor, o, bugüne dek politik mücadele içerisinde hiç yer almamış grupların ve bireylerin dünyasında komünizm bayrağını yükseltmek için genel bir uzlaşma zemini ve arzu meydana getiriyor. Bu bağlamda, onları özümsemek, birleştirmek ve güçlendirmek için bu düzensiz ve kaotik enerjilere belirli bir politik biçim ve kalıcı bir disiplin kazandırılması gerekiyor. Bu kitleler, kendi kendisini eğiten örgütlü bir topluluk olarak proleter ve yarı-proleter sınıf hâline getirilmeliler. Bu anlamda, devlet iktidarını alacak olan sınıfların görevleri konusunda bu dağınık kitle, belirli bir bilince sahip olmalı.

Sosyalist Parti ve profesyonel sendikalar, tüm sınıfı içeremezler. Bunun için onlarca yıllık bir sürece ihtiyaç vardır. Sendikalar, kendilerini birden ortaya çıkıp, kendilerini proleter devlet olarak tanımlayamazlar, kendilerini onunla bir tutamazlar. Komünist cumhuriyette sendikalar, devletten bağımsız hareket etmeyi sürdürürler. İtici güç olarak partiye bağlı kurumlar olarak var olurlar, kontrol mekanizması ve kısmi gerçekleşme dâhilinde iş görürler.

Parti, komünist eğitim organı, iman yüklü kalp, öğretinin saklandığı kasa, işçi ve köylü sınıfı içindeki örgütlü ve disiplinli güçleri uyumlu kılıp hedefe yöneltecek yüce güç olmaya devam etmelidir. Bu görevi yerine getirebilmek istiyorsa, partinin yeni üyelerin işgaline maruz kalmaması, onun sorumluluk ve disiplin gibi konularda gerekli alışkanlıkları olmayanların istilasından uzak tutulması gerekir.

İşçi sınıfının toplumsal hayatı kurumlar bünyesinde zengindir ve farklı faaliyetlerde kendisine dil ve yol bulur. Bu kurumlar ve faaliyetler geliştirilmeli, bir bütün olarak örgütlenmeli, tüm işçi sınıfını içine alıp disipline edecek bütünlüklü bir sistem içerisinde birbirlerine bağlanmalıdır. Komisyonları ile birlikte işleyecek atölyeler, sosyalist çevreler, köylü cemaatleri, doğrudan içerisinde çalışma yürütülmesi gereken, proleter hayata ait merkezlerdir. Patronların dayattıkları sınırlardan arınmış olması gereken işçi demokrasisine ait organlar, komisyonlar şahsında vücut bulurlar. Yeni hayat ve enerji, buralarda soluk alır.

Bugün komisyonlar, fabrikalarda kapitalistlerin gücünü kısıtlamakta, hakemlik ve disiplin gibi alanlarda belirli işlevler görmektedirler. Gelişip zenginleştikçe bu komisyonlar, yönetim ve idareye dair tüm faydalı işlevleri dâhilinde, kapitalistlerin iktidarına ait organları proleter iktidarın organları ile ikame edeceklerdir. Bugün işçiler, çok sayıda delegeden oluşan meclislerin seçimi aşamasına geçmeli, bu delegeler, en iyi ve en bilinçli yoldaşlar arasından seçilmeli, ağızlarda hep şu slogan olmalıdır: “Tüm iktidar fabrika komitelerine.” Bu slogana şu slogan da eşlik etmelidir: “Tüm devlet iktidarı işçi-köylü şuralarına.” Parti içerisinde ve yerelliklerde örgütlü olan komünistler, somut devrimci propaganda yürütme konusunda önlerinde geniş, uçsuz bucaksız bir alan bulacaklardır.

Şehir seksiyonları ile uyum içerisine çalışan çevreler, bölgedeki işçilerin gücünü belirlemeli, fabrika delegelerinden oluşan bölge şurasında kendilerine yer bulabilmeli, bölgedeki tüm proleter enerji birbirine bağlanıp tek bir noktada toplanmalıdır. Atölye ve fabrikaların büyüklüğüne göre seçim sistemleri de farklılaşabilir. Ama biz, gene de her hâlükârda İngiltere’deki fabrikalarda görüldüğü üzere, kategorilerine göre ayrılmış her 15 işçi için bir delege seçmeli, bu delege, işçileri, emekçileri, teknisyenleri temsil eden kişilerden oluşan fabrika delegeleri komitesine gönderilmelidir.

Bölge komitesi, bölgede yaşayan, garson, faytoncu, vatman, demiryolu işçisi, çöpçü, tezgâhtar gibi diğer işçi kategorilerine mensup delegeleri içermeyi hedeflemelidir. Bölge komitesi, bölgede yaşayan tüm işçi sınıfının ürettiği, meşru ve otorite sahibi bir ürün olabilmeli, komite disiplin sağlayabilmeli, yetkilere, aynı zamanda tüm bölgede yürütülen bütün işleri tek seferde bütün olarak durdurma gücüne sahip olabilmelidir. Bölge komiteleri, şehir komisyonları hâline gelecek şekilde genişletilmeli, bu komisyonlar, Sosyalist Parti ve sendika federasyonlarınca kontrol edilip disiplin altına alınmalıdır.

Kendisine denk düşen köylü örgütleriyle bütünleştirilmiş bu türden bir işçi demokrasisi sistemi, kitlelere disiplin kazandıracak, politika ve yönetim konusunda gerekli tecrübeyi sağlayacak muhteşem bir okul hâline gelecek, kitleleri bütünüyle kucaklayacak, onların azimli ve sebatkâr olmasını sağlayacak, yok edilmemek ve köleleştirilmemek için, içeride sağlam bağlara ihtiyaç duyan savaş sahasında kitlelerin bir orduya dönüşmesini mümkün kılacaktır.

Her fabrika, bu ordunun bir ya da birkaç alayını meydana getirecek, irtibat subaylarından onbaşılarına kadar tüm resmi kadroları tepeden değil seçimle belirlenecek. En bilinçli işçilerin yürüttüğü propaganda ve ikna faaliyetleri ile birlikte fabrika içinde yürüyüşler gerçekleştirilecek. İşçilerin ruh hâli devrimci manada dönüştürülecek. Kitleler, iktidar için hazır hâle getirilecek. İşçiler ve yoldaşlar, görevleri ve hakları konusunda bilinçlenecek. Onlar, canlı hayatın ve tarihin sunduğu tecrübelerin ürünü olan işçi demokrasisi sayesinde somut ve verimli adımlar atacaklar.

Daha önce de dediğimiz gibi: Bu alelacele alınmış olan notların yegâne amacı, düşünce ve eylem konusunda gerekli itkiyi sağlamaktır. Sorunun her bir veçhesi, kapsamlı ve tüm boyutlarıyla ele alınmayı, izahatı, tamamlayıcı ve koordinasyonu sağlayacak bütünleyici çalışmaları hak etmektedir.

Sosyalist hayata dair sorunlara somut ve bütünlüklü çözümü ancak komünist pratik sunabilir. Birlikte tartışmak bilinci dönüştürür, bütünler, o müşterek bilinci gayretkeş ve tutkulu bir ruh hâliyle donatır. Komünist ve devrimci eylem içerisinde olmak, hakikati söylemek, ona birlikte vakıf olmak demektir.

“Proletarya diktatörlüğü” denilen formül, formül olmaktan, devrimci dilin ifade kanalı bulduğu bir fırsat olmaktan çıkartılmalıdır. Proletarya diktatörlüğü, ezilen sınıfın kurumsal tecrübelerinin kaynaştığı, işçi sınıfının ve köylülüğün toplumsal hayatının kapsamlı, güçlü ve örgütlü bir sistem hâline geldiği yeni bir devletin kuruluşunu ifade eder.

Bu devlet, belirli bir anda irticalen uydurulmuş bir yapı değildir: Rusya’da Bolşevik komünistler, sekiz ay boyunca “Tüm iktidar sovyetlere” şiarını her yana duyurup, somuta taşımak için çabalamışlardır. “Sovyet” denilen olgu, 1905’ten beri Rus işçilerinin bildiği bir şeydir. Komünistler, Rusya’daki tecrübenin değerini bilmeli, zamanı ve emeğini idareli kullanabilmelidirler: yeniden inşa denilen iş, çok fazla zaman ve iş talep etmektedir, dolayısıyla, her gün ve her eylem bu işe adanmalıdır.

Antonio Gramsci
21 Haziran 1919
Kaynak

0 Yorum: