24 Ekim 2025

,

Hegemonya

 

Akıllı bir hükümdar ve becerikli bir komutan
casuslukta görevlendirmek için en zeki adamları seçmelidir.

[Sun Tzu -Savaş Sanatı]

 

Mücadele etmeyenler, mücadele edenlerin emeğiyle açtığı alanda kendini var etmeye çalışırlar. Günümüz dünyasında ideolojik zafer kazanılmadan politik zafer kazanmanın imkânı yoktur.

Daha önce de belirttiğimiz gibi ideoloji, mücadelenin beynidir. İdeolojik mücadelede önce zihinlerde hegemonya inşa edilmezse beyinden darbe alan canlıda görüldüğü gibi vücudun dengesi bozulur. Bu yönüyle ideolojik mücadele, sosyalizm mücadelesinin olmazsa olmazıdır.

İdeolojik mücadele, iç ve dış olmak üzere iki boyutta yürütülür. Dış boyutta düzenin ideolojisi, iç boyutta ideolojik sapma yer alır. Bugün sol, dış boyutla ideolojik mücadeleyi yürütemeyecek durumdadır çünkü çürüme içeride başlamıştır.

Politik kaygı, ideolojik iflası beraberinde getirmiştir. Kimlik politikalarından milliyetçi savruluşa kadar kendini kaptıran sol, cinsiyetçi, muhazakâr, ulusalcı algılanmama kaygısıyla emperyalizmin ideolojik-politik aparatına dönüştü.

Çokluk teorisinin mucidi Negri de Kızıl Tugaylar'ın şeflerindendi ve beş yıla yakın cezaevinde kaldı. Geldiği yer ise küreselci ideolojiydi. Bugün sol, Negri’nin yolunda revan, emperyalizmin ayağı altında turab olmuştur.

İştiraki’ye bu solun bakışı ideolojik iflasın dışavurumudur. Belgesiz hiçbir yazıya ve eleştiriye yer verilmediği hâlde her eleştiride görmemeyi/inkârı seçen sol bastırmayı, bastıramıyorsa mülküne almayı ideolojik mücadele diye kitlelere empoze ediyor. Bizim eleştirilerimize verecekleri yanıtları yok! Bu iddialı bir söylem olmayıp yaşanan sürecin somut özetidir.

İdeolojik mücadeleyi ve düşünceyi "Siz kaç kişisiniz, neredesiniz!" tepkisiyle karşılayıp ideolojik alanla politik alan arasındaki çizgiyi düzlüyor, Hanzala’dan bekledikleri gibi “yüzünüzü dönün” diyorlar. Yüz, görünme, ifşa-teşhir politika yapma ve ideolojik mücadele diye sahneye çıkarılıyor. Tarihin değil, gösterinin sahnesine çıkan, imaj peşindedir. İdeolojik mücadele surete değil, düşünceye ve cesarete bağlıdır. “Eleştirdiğiniz konuda argümanlarınızı kanıtlayan belgeniz var mı?” diye sormak yerine görüntü ve gösteri talep etmek, düzenin ideolojisiyle değerleri tahribata uğratmaktır.

Lenin, ideolojik mücadeleyi sözde solu ve sapma akımları eleştirme üzerine kurmuştu çünkü güçlenmeyen iç kalenin ve zihni bulanmış askerlerin savaşma kararlığı yoktur, sonuç, kaçınılmaz bir yenilgidir. Bugün neden sağ ideolojileri eleştirmediğimizin yanıtı, dost-düşman ayrımını netleştirmekten geçer. Dost eleştirilir, düşmanla savaşılır. Bugün sol, bu ilkeyi tersine çevirmiş durumda: Düşman eleştirilir, dostla savaşılır.

İştiraki’ye yönelik sol operasyonunun yanıtı sadece İştiraki’yi değil, ideolojik mücadelenin ilke ve kapsam alanını bağlar. Bu yönüyle soruna öznel yaklaşım sergilemek, benmerkezciliktir.

19 Mart protestolarında CHP’ye gece bekçiliği ve milisliği Saraçhane’de yapılırken yüzüne Ekrem maskesi takan kişiye flama verdiği için eleştirdiğimiz çevrenin taraftarları tarafından pespaye bir dille saldırıya uğradık. CHP’nin çizdiği alanda Ekrem’in gösterdiği hedefte yürümenin sapma olduğunu, Gürcistan’da halk hareketi aramanın anti-emperyalist odağın yönünü şaşırtmak olduğunu, feodalizmle mücadele yürüttüğünü iddia edenlerin hakaretle karşılık vermesinin sosyalist değerlere aykırı olduğunu dile getirdiğimizde faşistlere uzanmayan dil bize uzandı.

Emperyalizmin halkı sıkıştırdığı makasın iki kolundan biri DY, diğeri TKP’dir. Geriye kalanlar, bu makasın kollarında hizaya dizilenlerdir. Bu gerçekle ideolojik hesaplaşma yaşanmadıkça sömürüyü yıkmanın hiçbir yolu yoktur. İçte güçlü olmayan, dıştakine yenilmeye mahkûmdur.

İçte olduğunu iddia eden EMEP’in önceli HK, 70’li yılların ortasında Denizler asıldıktan sonra 74 Affı’yla salıverilince ideolojik hesaplaşmayı Hüseyin İnan’ın broşürü üzerinden yaptı: İnan’ın tezleri “Troçkist ve maceracı” kabul edildi. Affı çıkaranlara diyet ödeniyordu çünkü döneklerin ortak özelliği, sırtını döndüğü/içinden çıktığı yere vurmaktır, ilk hamle burayadır. Böyle kalmadı, ardından kitaplar ve dergi dosyaları yayınlandı: “Mahir ve küçük burjuva devrimciliği”; “İbrahim ve küçük burjuva devrimciliği.”

TKP revizyonizmi HK’da canlanıyordu, ruhların göçü gerçekleşiyordu. Asıl Troçkist aranıyorsa bugün TKP ve EMEP’tir, her ikisi de salt işçiciliği sosyalizm diye ajite ediyor. Gorbaçov glosnast ve perestroyka açılımlarını yaptığında Sovyetlerin çözülüşüne destek TKP’den geldi, bu sapmayı destekleyen dergi çıkardılar.

Benzer şekilde, partileşmeyi önüne koymayan DY sivil toplumculuğun, toplumsal muhalefetçiliğin ve kendiliğindenciliğin ülkedeki mimarıdır. Bu nedenle makasın iki kolu ideolojik açıdan teşhir edilip tasfiye edilmediği sürece Saraçhane’de CHP milisliği yapanlar, Şişli’de stratejik ittifak forumu gerçekleştirenler eksik olmayacaktır. Onlar eksik olmadıkça da kitlelerin dinamizmi törpülenmekten kurtulmayacaktır.

HK’nin bir kopyası da Çağrı dergisi çevredir, o da İbrahimci olduğunu savunur ama İbrahimlerin mücadelesine “Narodnik” der.

Yazımızdaki iki görselin ortak özelliği var: Mücadele edemediğin bastırılamıyorsa onu mülküne geçirmelisin! Hegemonya mücadelesi ESP ve TKP nezdinde nihayete ermiştir. Bedrettin’in kurduğu Anadolu ortaklığından bihaber, adında “şeyh” geçtiği için onu kendi tabanına tanıtmak istemeyen TKP, özellikle Ekim ayına denk getirip Ortaklaşa diye dergi çıkardı. Aynı tarihte Şişli’de başka reformizmin ortaklık arayışı icra edildi. Sembol ve icra reformizmin ideolojik manipülasyonudur.

İştiraki’yi mülk edinmek Ortaklaşa isminde dergi çıkarmakla mümkün değildir. Eleştiri ve ideolojik mücadele, bu kadar ucuz ve aldatmaya dayalı hamlelerle geçiştirilemez.

Derginin kapağı bile TKP’nin programının anahtar kavramlarıyla kolajlanmış. O partiyi ve başkanını duruşundan dolayı tebrik eden Merdan Yanardağ, Madımak Katliamı’ndan faili meçhullere kadar faili “siyasal İslam” ve “karanlık el” diye tanıtarak hizmet ettiği yeri açıkça göstermektedir, gerçek katili gizlemenin yolu hedef şaşırtmaktır.

TKP, Medusa'nın Salı belgeselini çektirdiği gazeteciye TELE 1’de program yaptırır, ÖDP-Sol Parti, bu kanalda kendini gösterip şeflerini konuşturmak için Merdan Yanardağ’a BirGün’de köşe verir. Aynılar aynı yerde hizalanır, doğanın diyalektiği gereği süreç böyle işler.

Hegemonya mücadelesinin başka bir örneği Okmeydanı’nda yaşandı. İdil’den arındırılmaya çalışılan mahalleye Gençlik Merkezi kurulup gitar atölyeleri verileceği duyuruldu. Kültür bakanlığına bağlı bu merkez, hegemonya mücadelesinin en sembolik örneğidir.

Bugün solun, bastıramadığının/susturamadığının karşısına kopyasını çıkarması, ideolojik dibe vuruşun ve ahlaki yoksunluğun en açık göstergesidir. Ortaklaşılmayacak olanlar, ideolojik alandan tasfiye edilecektir. Tarihin deneyimlerinin bize öğrettiği gibi aynılar aynı yere, ayrılar ayrı yere gidecektir.

Postmodern ve liberal ideolojiyle hesaplaşmayan, emperyalizme açık tavır ve politika geliştirmeyen, emperyalizmin ideolojik aygıtına dönen gökkuşağı bayrağını orak çekicin yanına eklemekten utanç duymayan, Bir oy Natocu Kemal’e bir oy kendi partisine isteyen, “Ya Xızır” diyerek Kılıçdaroğlu’nu, halkın tepesine kılıç olması için Özdağ’ı çare diye sunan sözde sola iştirak etmeyeceğiz. Emperyalizme kalkmayan eli dost diye sıkmak halka ihanettir. İdeolojisinden şüphe edenler, mücadele edenlerin emeğini çalmaya çalışarak var olmaya muhtaçtır.

Sinan Akdeniz
24 Ekim 2025

0 Yorum: