08 Eylül 2022

,

Seçmen Değil İşçi


Kürt proleterlerin içinde çok güçlü bir düzen karşıtı damar var.

Sınıfsal bilinçle burjuva diktatörlüğüne karşı oldukça kadim bir proleter öfke barındırıyorlar. Bu dinamik, HDP’yi aşan bir ısrara ve potansiyele sahip. Öyle bol keseden sallayarak küçümsenecek bir olgu değil bu.

Meseleyi de “hangi partinin seçmeni daha bilinçli tercihler de bulunuyor”a indirgemek, gerçek çelişkileri gizlemenin aracı olarak kullanılıyor.

Seçim denilen şeyin kendisi bu kadar belirleyici olsaydı, Türk işçilerin büyük bölümünden umudu kesmemiz gerekirdi.

Şovenist reaksiyonlarla HDP seçmeninin aşağılanması ile köyünü savunan köylüye ya da direnişteki işçiye oy oranı hatırlatan zihniyet, aynı ideolojik formasyonun ürünü. Emekçileri küçümseyen küçük burjuva retorikleri bunlar.

Emekçi kitleleri seçmen olarak görmek yerine, başka türlü bir dünyanın potansiyel yaratıcısı olarak görmek durumundayız.

Tartışmayı seçim-parti bağlamında tutmak isteyen eğilim, gerçek sorunların yerine kapitalizmin iç çelişkilerini mutlaklaştırıyor.

Eğer HDP’ye oy veren insanların politik bilincini tartışacaksak, öncelikle Kürt oldukları için saldırıya uğrayan mevsimlik işçilerden başlayabiliriz mesela. Oy verdikleri parti, onların dertlerine yabancılaşmış bile olabilir, bu, ancak proletaryanın kendi çözebileceği bir sorun.

Bu konuda tutarlı bir eleştiriye sahip olmak için önce hem kapitalizmin hem de faşizmin hedef hâline getirdiği proleterlerin sorunlarına dönüp bakmak gerekiyor, tabii ama yakılan Suriyeli işçilere sorumluluk atfedenlerden bunu bekleyemeyiz.

@MarxouCreve_
8 Ağustos 2022
Kaynak

0 Yorum: