26 Şubat 2022

,

Donbas

Rusya Donbas Cumhuriyetlerini Neden Tanıdı?

Bugün savaş ve emperyalizm karşıtı net bir tutuma sahip olabilmeleri için sınıf bilinçli işçilerin Rus Federasyonu’nun 21 Şubat tarihli, Donbas cumhuriyetlerini tanıma kararının önemini kavramaları gerekmektedir. Rusya, Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerini, Ukrayna’dan bağımsızlıklarını ilân etmelerinin üzerinden yaklaşık sekiz yıl geçtikten sonra, bağımsız ve egemen ülkeler olarak tanımıştır.

Rus Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısının TV’den canlı yayınlanması sonrası Putin, “Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve egemenliğini acilen tanıma kararını, o aslında uzun zaman alınması gereken kararın alınmasını gerekli görüyorum” dedi.

Putin, cumhuriyetleri tanıyan cumhurbaşkanlığı kararnamelerini imzaladı, bu cumhuriyetlerle imza edilecek dostluk ve karşılıklı işbirliği anlaşmasının zeminini hazırladı, ayrıca Rus arabuluculara istendiğinde Donbas’a gitme yetkisi verdi. Donetsk lideri Denis Puşilin ve Lugansk lideri Leonid Paseçnik de kendi ülkeleri adına kararnamelere imza attı.

Bu gelişme karşısında ABD ve onun müttefikleri kararı kınadı.

Rusya’nın kararı, Ukrayna ordusunun bu iki küçük cumhuriyete yönelik saldırılarının tırmandığı birkaç günlük sürecin ardından alındı. Ukrayna’nın NATO tarafından silâhlandırılıp eğitilmiş olan ordusunun üçte ikisi, Rusya yakınındaki Donetsk ve Lugansk’a yaklaşık 300 kilometre uzaktaki bir hatta konuşlandırıldı. Diğer yandan, 175.000 NATO askeri de Rusya’nın batı sınırına gönderildi.

Ukrayna, 17 Şubat’tan veri Donbas bölgesine topçu saldırısı düzenliyor. Bu bölgedeki insanlara ateş açılıyor, burada terörist eylemlere imza atıyor. Bu süreçte Donbas Halk Milisleri üyesi birçok insan ve sivil öldürüldü ya da yaralandı, evler yıkıldı, su arıtma tesisleri, doğal gaz boru hattı ve okullar gibi önemli yerlere saldırılar gerçekleştirildi.

Donetsk ve Lugansk’ta halkın tahliye süreci 18 Şubat’ta başladı. Herkes, Ukrayna’nın kısa süre sonra bölgeyi işgal edeceğini görürken, gerçeğe gözlerini kapatmış olan Biden yönetimi, bıkıp usanmadan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeyi planladığını söyledi.

Donetsk’e düşen bombalar bir ara susmuşken, Rusya’nın açıklamasından kısa bir süre sonra tekrar atılmaya başlandı. 22 Şubat günü bu bombalardan biri Donetsk televizyon binasına düştü, ayrıca Ukrayna’ya ait bir tanksavar füzesi iki Lugansklı sivili öldürdü.

Washington Ne İstiyor?

Kasım 2021’den beri Washington, Ukrayna’ya Donbas’a büyük bir saldırı gerçekleştirmesi yönünde hiç durmadan baskı uyguladı. Burada amaç, NATO’nun genişlemesi için gerekli bahaneyi elde etmesini sağlamak adına, Rusya’yı savaş alanına çekmek ve onun Batı Avrupa’ya yaptığı petrol ve doğal gaz ihracatını kesmekti.

21 Şubat günü yaptığı konuşmada Putin’in de dile getirdiği gibi, ABD kapitalizmi otuz yıldır, baştaki o iki büyük partisiyle Rusya’yı bölüp parçalamak ve Washington’ın kontrolü altına almak istiyor.

22 Şubat günü Biden ve Savunma Bakanı Lloyd Austin, binlerce Amerikan askerinin, saldırı helikopterlerinin ve savaş uçaklarının Doğu Avrupa’ya konuşlandırılmasını emretti.

Biden ise Donbas cumhuriyetlerinin tanınması kararına destek veren parlamenterlere yaptırım uygulanması dâhil kapsamlı ve yeni bir dizi yaptırıma onay verdi. Diğer emperyalist ülkeler ve ABD’ye bağlı kukla rejimler, hızla bu karara uyum gösterdiler.

Belki de bu bağlamda yaşanan en önemli gelişme de 22 Şubat günü Almanya’nın yeni tamamlanan ve Rusya’dan Avrupa Birliği’ne doğal gaz akışını artıracak olan II. Kuzey Akım doğal gaz boru hattına yetki vermeyeceğini açıklamasıydı.

Washington’ın Rusya karşıtı harekâtının asıl amacı, Avrupa ile Rusya arasındaki bağları kopartıp, Avrupa’yı ABD’nin elindeki ve kontrolündeki kaynaklardan petrol ve doğal gaz almaya zorlamak, böylece kâr akışının yönünü ABD bankalarına doğru çevirmekti. Sanki bu tezi doğrulamak istercesine, 23 Şubat günü petrol ve doğal gaz fiyatları rekor seviyelere yükseldi, petrolün varil başına fiyatı 100 dolara çıktı.

NATO üyesi tüm emperyalist ülkeler içerisinde Almanya, ABD’nin savaş çıkartma arzusuna en fazla ayak direyen ülke oldu. Ama bunun bir önemi yok, çünkü AB içerisindeki en büyük ekonomik güç olsa da Almanya, Pentagon’un işgali altında, ayrıca 120 ABD üssüne sahip emperyalist dostu Japonya’dan sonra 119 üslü ikinci sırada.

Tanıma Kararının Önemi

Rusya’nın Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerini tanıma kararı, Ukrayna’nın sekiz yıldır yürüttüğü savaşla ve uyguladığı yaptırımlarla uğraşmak zorunda kalmış, bu süreçte 14.000’ten fazla insanını kaybetmiş Donbaslılar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Önemli olan şu ki geç de olsa bu iki cumhuriyette yaşayan insanların 11 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen referandumda aldıkları demokratik karar kabul görmüş, NATO ve Neonazi güçlerinin saldırılarını savuşturmak için yaptıkları fedakârlıklar, ciddiye alınmış oldu.

Donbas bölgesini “temizlemek” isteyen Ukraynalı faşistler gibi bu insanlar da Kiev’in ileride yapacağı bir saldırının artık Rusya’yla askerî çatışma ihtimalini gündeme getireceğini biliyorlar. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski de bundan korkuyor, Washington’a gönüllü kuklalık yapan bir isim olarak ülkesinin direnecek gücü olmadığını da görüyor.

Öte yandan Rusya’nın da bu adımı atmaktan başka çaresinin olmadığını görmek gerekiyor. Sekiz yıldır, 2014’teki ABD destekli darbeden beri Moskova, Rus güçlerini Ukrayna’yla savaşa sokma amacını güden Batı kaynaklı bir dizi girişimi savuşturmasını bildi. Ama o da kendisine başka bir seçenek bırakılmadığını, hareket alanının kalmadığını gördü.

Rus halkının büyük kısmı Donbas halkının arkasında. Dolayısıyla bu iki cumhuriyeti yüz üstü bıraktığı takdirde Putin hükümetinin geleceği kuşkulu hâle geleceği açık.

Putin’in TV’den yayınlanan konuşması sonrası Rusya’nın çatışma içine çekilmesiyle birlikte yüzleştiği risklere dair analizlere, bir de Sovyet karşıtlığı ile Rus milliyetçiliğinin tahrif ettiği Ukrayna tarihine dair analizler eşlik etti. Dürüstçe kabul etmeliyiz ki bu durum, Rus ve Ukraynalı işçiler arasında dayanışma zemininin yeniden oluşturulması önünde bir engel teşkil ediyor.

Gene de Rusya’nın Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerini tanıma kararının önemini başka bir açıdan ele almak gerekiyor. Bu tanıma kararı ile birlikte Sovyetler Birliği’nin dağılmasının üzerinden otuz yıl geçmiş olmasına rağmen, bugün hâlâ o çokuluslu Sovyet işçi sınıfı içerisinde antifaşizmin ve enternasyonalizmin köklü bir geleneğe sahip olduğunu görüyoruz.

Bugün ABD’nin ve dünyanın tüm işçileri ve ezilenleri, Washington’ın, Wall Street’in ve şirket medyasının yalanlarına karşı çıkmalı ve şu talepleri dillendirmelidir: “Rusya’yla savaşa hayır! Biden, Donetsk ve Lugansk’ı tanı! ABD Ukrayna’dan defol!”

Greg Butterfield
24 Şubat 2022
Kaynak

0 Yorum: