07 Şubat 2022

Great Barrington Bildirgesi


Bulaşıcı hastalıklar epidemiyolojisi ve halk sağlığı alanında faaliyet yürüten bilim insanları olarak, hâlihazırda yürürlükte olan Kovid-19 politikalarının sağlık üzerindeki fiziksel ve zihinsel açıdan zararlı etkileri konusunda ciddi endişelere sahip olduğumuzu belirtmek isteriz. Biz, bu konuda, hastalık karşısında daha riskli olanlara yoğunlaşan “Odaklanmış Koruma” dediğimiz yaklaşımı öneriyoruz.

Hem sağdan hem de soldan gelen insanlar olarak bizler, kariyerimizi insanları korumaya adadık. Mevcut kapanma politikaları, kısa ve uzun vadeli halk sağlığı üzerinde yıkıcı etkiler yaratacak. Sonuçlar (birkaçını saymak gerekirse) daha düşük çocukluk çağı aşılama oranlarını, kötüleşen kardiyovasküler hastalık sonuçlarını, daha az kanser taramasını ve bozulan ruh sağlığını içeriyor ki bu durum, işçi sınıfı ve toplumun genç üyelerinin en ağır yükü taşımasıyla birlikte, gelecek yıllarda daha fazla ölüm oranına yol açacaktır. Öğrencileri okuldan uzak tutmak, büyük bir haksızlıktır.

Bir aşı bulunana kadar bu önlemlerin yürürlükte tutulması, onarılması mümkün olmayan bir hasara yol açacak, imtiyazsız kesimler daha fazla zarar göreceklerdir.

Neyse ki, virüs ile ilgili bilgimiz artıyor, idrakimiz derinleşiyor. Artık Kovid-19’dan ölme ihtimalinin yaşlılarda ve yatağa bağlı olan hastalarda gençlere oranla bin kat daha fazla olduğunu biliyoruz. Haddizatında çocuklar açısından Kovid-19, grip de dâhil olmak üzere çocuklara zarar veren diğer birçok şeyden daha az tehlikelidir.

Bağışıklık, insanlar arasında artıyor, bunun sonucunda da virüse ve hastalığa karşı savunması düşük olan kesimler dâhil olmak üzere herkese virüsün bulaşma ihtimali azalıyor. Tüm insanların neticede sürü bağışıklığı üzerinden virüse karşı bağışıklık kazanacağını, yani yeni bulaşların sayısında bir durağanlığa tanık olunacağını, bu sürece bir aşıyla destek olunabileceğini (ama bulaş sayılarının azalmasının aşıya bağlı olmadığını) biliyoruz. Dolayısıyla bizim amacımız, sürü bağışıklığına ulaşana dek virüs kaynaklı ölüm oranlarını ve toplumsal zararı en aza indirmek olmalıdır.

Sürü bağışıklığına ulaşmanın risklerini ve faydalarını dengeleyen en şefkatli yaklaşım, ölüm riski en az olanların normal bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmelerine izin vermek, doğal bulaşlar yoluyla virüse karşı bağışıklık oluşturmak ve en yüksek risk altında olanları daha iyi korumaktır. Biz buna “Odaklanmış Koruma” diyoruz.

Halk sağlığı düzleminde Kovid-19’a karşı geliştirilecek cevapların merkezî amacı, virüse karşı savunmasız olan yaşlıları ve ağır hastaları korumak olmalıdır. Örneğin, bakımevleri kazanılmış bağışıklığa sahip personeli kullanmalı, diğer personelin ve tüm ziyaretçilerin sık sık testini yapmalıdır. Personel rotasyonu en aza indirilmelidir. Evde yaşayan emeklilerin market alışverişi ve diğer ihtiyaç malzemeleri evlerine teslim edilmelidir. Mümkün olduğu ölçüde bu insanlar, aile fertleriyle içeride değil dışarıda buluşmalıdırlar. Birkaç farklı kuşağın bir arada yaşadığı evlere yönelik yaklaşımlar da dâhil olmak üzere kapsamlı ve ayrıntılı bir tedbir listesi uygulamaya sokulabilir. Bu tedbirler, halk sağlığı uzmanlarının pekâlâ belirleyebileceği konulardır.

Yaşlılar ve ağır hastalar dışında kalan kesimlerin hayata normal şekilde devam etmelerine derhal izin verilmelidir. Sürü bağışıklığı eşiğini azaltmak için el yıkama ve hastayken evde kalma gibi basit hijyen önlemleri, herkes tarafından uygulanmalıdır. Okullar ve üniversiteler yüz yüze öğretime açık olmalıdır. Spor gibi ders dışı aktivitelere devam edilmelidir. Virüs sebebiyle hastalanma riski düşük genç yetişkinler evden çalışmaya zorlanmamalı, bu insanlar olağan çalışma pratiklerine devam etmelidirler. Restoranlar ve diğer işletmeler açılmalıdır. Sanat, müzik, spor ve diğer kültürel faaliyetlere devam edilmelidir. Daha fazla risk altında olan insanlar bu tür faaliyetlere dilerlerse katılabilirler, öte yandan toplum, bir bütün olarak sürü bağışıklığı oluşturanlar tarafından savunmasızlara sağlanan korumadan yararlanır.

Dr. Martin Kulldorff
Dr. Sunetra Gupta
Dr. Jay Bhattacharya

4 Ekim 2020
Kaynak

● Dr. Martin Kulldorff, Harvard Üniversitesi’nde tıp profesörü, biyoloji istatistikçisi ve bulaşıcı hastalık salgınlarının tespiti ve görüntülenmesi aynı zamanda aşı güvenliği ile ilgili değerlendirmeler konusunda uzmanlığa sahip bir epidemiyologdur.

● Dr. Sunetra Gupta, Oxford Üniversitesi profesörü, immünoloji, aşı geliştirme ve bulaşıcı hastalıkların matematiksel modellenesi konusunda uzmanlığı bulunan bir epidemiyologdur.

● Dr. Jay Bhattacharya, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde profesör, hekim, epidemiyolog, sağlık iktisatçısı ve bulaşıcı hastalıklar ile savunmasız halk kesimleri ile ilgili çalışma yürüten halk sağlığı politikası uzmanıdır.

0 Yorum: