Tarih,
her fırsatı değerlendiren, savaşı kâr ve dolandırıcılık için kullanan isimlerle
dolu. Bu insanlar karşımıza, katliamı ve kargaşayı kâra tahvil eden istifçiler,
silâh üreticileri ve kurnaz iş adamları olarak çıkıyor. Bu pandemi denilen
muharebe sahası da krizden istifade edip kârına kâr eklemek isteyen yığınla
üçkâğıtçıya tanıklık etti.
SARS-CoV-2'nin
2020'de tüm dünyada salgına sebep olduğu koşullarda, birilerinin epey para
kazanacağına, bu türden bir ölümcül krizi kazanç kapısı olarak görenlerin
çıkacağına dair işaretleri hikâyenin ta başında görmüştük. Siz dilediğiniz
kadar Zoom zombileri olarak uzaktan çalışma pratiğine alışın. Varsa imkânınız, dilerseniz
uzak bir diyardaki ikinci veya üçüncü evinize çekilme kararı alın. Bir yerlerde
ter döken, gerekli hizmetleri temin eden, onca çileyi göğüsleyen emekçiler var
nasılsa.
Hastalık
ve umutsuzluk karşısında insanların derin toplumsal eşitsizliklerden muzdarip
olduğu başka tarihsel dönemler de yaşandı. İtalya’nın en önemli yazarlarından
Giovanni Boccaccio’nun kaleme aldığı, yüz ayrı masaldan oluşan Decameron
bize veba ve yoğun ızdırabın yaşandığı yıllara dair genel bir bakış açısı
sunuyor. Kara Ölüm olarak anılan veba salgını, 1347 ve 1351 yılları arasında
Avrupa halklarının %40 ilâ %50’sinin ölümüne sebep oldu.
Boccaccio
kitabında “ızdırap çekenlere acımak insan tabiatına uygun bir davranıştır”
sözünü alıntılasa da kitaptaki rengârenk karakterler okura farklı şeyler
düşündürtüyor. Zenginler, sahip oldukları servetin sunduğu imkân dâhilinde
inzivaya çekilecek güzel yerler bulabiliyorlar. Kendi döneminde asli ve gerekli
kabul edilen işlerde çalışan, o berbat işleri yapan insanlarsa vebaya yakalanıyor,
zaman içerisinde de ölüyorlar.
Vergi
Adaletinden Yana Amerikalılar ile Eşitsizlik Programı Politika Çalışmaları
Enstitüsü’nün (IPS) Ekim 2021'de hazırladığı raporda tespit ettikleri
biçimiyle, ABD’de milyarderlerin servetleri yüzde 70 oranında artarak 2,1
trilyon dolara çıkmış. Ayrıca ülkedeki milyarder sayısı da 614 iken 745 olmuş. Aynı
dönem içerisinde daha az şanslı olan 89 milyon insan işini kaybetmiş, bunun
44,9 milyonu Kovid’le bağlantılıymış. Ayrıca 724.000 kişi Kovid sebebiyle vefat
etmiş.
Bu
denli büyük bir servet artışına sebep olan suçluları artık hepimiz tanıyoruz. Kapanma
politikalarının uygulandığı, evde kal talimatının dayatıldığı dönemde internet
pazarında yaşanan büyüme, Silikon Vadisi’ndeki ve diğer sektörlerdeki megalomanları
epey zengin etti.
Aynı
gelir diliminde olan bazı kişiler, hesaplarında gözlerinin sulanmasına neden
olan artışlar karşısında parmağını kıpırdatma, ellerini ceplerine götürme
gereği bile duymadılar. Vergi mükelleflerinden gelen yığınla paranın yanında bu
kişilerin ellerindeki varlıkların değeri de hızla arttı. Avustralyalı milyarder
Kerry Stokes bir yandan şirketlere yapılan yardımları kasasına koyarken
işçilerin ücretlerine göz dikti ve onları dilediği gibi düşürdü. Pandeminin
başında “artık cömertlik zamanı” laflarını kimse anımsamadı.
Aralık
2021'de, bir dizi sosyal bilimci tarafından yazılan Dünya Eşitsizlik Raporu, milyarderlerin
dünyadaki toplam servet içerisindeki payının pandeminin başında yüzde 2 iken
bir yıl sonra yüzde 3,5’e çıktığını tespit etti. Rapora göre “günümüz
dünyasında eşitsizlikler, Batı emperyalizminin zirvede olduğu yirminci yüzyılın
başlarındaki seviyeye çok yakın.”
Rapor
ayrıca, bilhassa zengin ülkelerde hükümet desteğinin yoksullaşmanın acımasız kimi
etkilerini ortadan kaldırdığını söylüyor. Raporun başyazarı Lucas Chancel, şunu
söylüyor: “Zengin ülkelerde, hükümetin müdahalesi yoksullukta büyük bir artışı
önledi. Salgın, sosyal devletlerin yoksullukla mücadeledeki önemini ortaya koydu.”
Oxfam
[Oxford Açlık İçin Yardım Komitesi], Dünya Ekonomik Forumu olarak bilinen
zengin çenebazların bir araya gelmesiyle aynı zamana denk gelen bir raporla eşitsizliğin hâlini anlatan
çalışmaların yığıldığı raflara önemli bir katkıda bulundu. Oxfam bilmediğimiz
bir şey söylemiyor ama raporu incelenmeyi hak ediyor. Rapor, bu acımasız ve
katmanlı eşitsizlik dünyasının giderek büyüyeceğini ortaya koyuyor.
Rapor
daha başta oldukça çarpıcı şeyler söylüyor. “Dünyanın en zengin 10 adamının
serveti pandemi başladığından beri ikiye katlandı. Kovid-19 sebebiyle
insanlığın %99'unun gelirleri daha da kötüleşti.”
Bu
dönemde erkeklere sallayıp durmak kolay, ama bir yandan da zengin kadınları da
görmek gerek. Örneğin Avustralya’nın en zengin isimlerinden olan Gina Rinehart’ı
anmak gerekiyor. En anlayışsız isimlerden olan Rinehart’ın serveti 16 milyar
dolardan 36 milyar dolara çıktı. İşi gücü toprağı eşelemek olan ama
madencilikten gelen serveti genetik ustalığı ve çok çalışmasına borçlu olduğunu
söyleyen biri için hiç de fena değil bu artış.
Sonuç
olarak, 2755 milyarder, son iki yılda servetleri açısından önceki 14 en zenginin
toplamından daha fazla para kazandı. Oxfam raporunda, “Bu, kayıtların tutulduğu
günden beri milyarderlere ait toplam servette yaşanan en büyük yıllık artış” ifadesi
yer alıyor. Kafayı komplolarla kırmış teorisyenlerin, bugünlerde Davos gibi şampanyaların
su gibi aktığı yerlerde komploların tezgâhlandığı ve uygulamaya konulduğu
ihtimali karşısında ellerini ovuşturmalarına hiç şaşmamalı.
Oxfam
raporu, yapılacak tartışmaların niteliğini tayin edecek bir çalışma. Pandemi döneminde
artan servet eşitsizliği ile ilgili diğer raporlarda olduğu gibi bu rapor da milyarderlerin
gelirlerindeki artışı, borsa fiyatlarındaki baş döndürücü artışa, “düzenlenmemiş
varlıklardaki patlama”ya, tekel gücünün daha yaygın olmasına, devam eden
özelleştirme sürecine ve uygulanmakta olan düşük kurumlar vergisi oranlarına ve
kolaylaştırıcı düzenlemelere bağlıyor. Oxfam raporu bu dönemde yerlerde sürünen
işçi hakları ve ücretlerin yanı sıra “ırkçılığın silâh hâline getirilmesi”nden
ve bu pratiğin oynadığı rolden de bahsediyor.
Bugünkü
pandemi ile geçmişteki veba salgını arasında bir benzerlik daha var. Veba,
feodal düzende kimi değişikliklere yol açacak ölçüde yıkıcı sonuçlar doğurdu.
Zenginler o allı pullu, içi tıka basa yiyecek-içecek dolu inziva yerlerine
koşmuş olsa da onlar hayatta kalma konusunda herhangi bir güvenceye sahip
değillerdi. İçinde bulundukları koşullarda nüfus iyice azaldı ve bu gelişme
değişimin zeminini teşkil etti. Köylülük bu süreçte cesaretlendi, bunun sonucunda
da toplumsal ve ekonomik koşullara yönelik bir dizi itiraza ve isyana tanıklık
edildi.
Jeff
Bezos, Elon Musk ve Mark Zuckerberg gibiler, henüz bir köylü isyanının modern
versiyonuna tanıklık etmiş değiller. Belki de artık bu tanıklığın vakti
gelmiştir.
Binoy Kampmark
19 Ocak 2022
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder