Vatanseverlik ve
enternasyonalizm, Portekiz Komünist Partisi’nin politikasının ve
faaliyetlerinin temel bileşenlerindendir.
Portekiz işçi sınıfının ve
Portekiz halkının evladı olan PKP, Portekiz toplumunun ve Portekiz milletinin
ayrılmaz bir parçasıdır. Parti’nin sınıfsal kökleri ekonomik ve toplumsal
gerçeklikte, problemlerde, kültürde ve millî geleneklerde yatmaktadır.
Doğası gereği, politikasıyla
ve eylemiyle PKP, kelimenin en geniş ve en derin anlamıyla millî bir partidir.
PKP, halkın ve vatanın hizmetinde olan bir partidir.
Kapitalist gelişimin emperyalist
aşaması, yabancı emperyalizmin çıkarlarıyla gitgide daha yakından bağlantılı ve
çoğu zaman tamamen onlara bağımlı olan burjuvazinin millî çıkarlardan giderek daha
fazla vazgeçmesini şart koşuyor.
Faşizm çağında,
emperyalizmle bağlantılı tekelci gruplar ve onun temsilcisi olan faşist
hükümet, millî çıkarları açıkça yabancı emperyalizmin çıkarlarına teslim
etmiştir.
25 Nisan'dan[1] sonraki
karşı-devrimci politika, esasen merkezine tekellerin restorasyonunu alarak ve
bu hedef uğruna emperyalizme karşı boyun eğerek, ekonomik, finansal, politik,
diplomatik ve askerî sahalarda emperyalizme karşı verdiği tavizlere karşılık
millî çıkarları feda etmiştir.
Portekiz'de büyük yabancı
bankaların yetkilendirilmesi, Portekiz ekonomisinin anahtar sektörlerinin
çokuluslu şirketlere teslim edilmesi, Avrupa Ekonomik Topluluğu'na katılım ve
onunla imzalanan kapitülasyon anlaşmaları, IMF'nin yıkıcı dayatmalarının
kabulü, Portekiz topraklarında ABD'ye ve diğer NATO ülkelerine verilen yeni
askerî tavizler, tüm bunlar Portekiz'in tekelci restorasyon politikası
aracılığıyla adım adım yabancı ülkelere karşı teslimiyetinin göstergesidir.
Büyük kapitalistlerin,
toprak ağalarının ve onlara hizmet eden partilerin politikası, esas olarak
gayrımillî bir politikadır, vatanımızın dış güçlere olan bağımlılığını
perçinleyen, millî egemenliğimize ve bağımsızlığımıza zarar veren, bunları
zedeleyen bir politikadır.
Öte yandan kapitalizmin
evrimi, işçi sınıfının ve emekçi kitlelerin çıkarlarının giderek millî çıkarlarla
bütünleşmesine yol açıyor. İşçilerin, tekellerin ve toprak ağalarının ekonomik
ve politik iktidarlarına karşı faşizm çağında vermiş oldukları mücadele, 25 Nisan
Devrimi'nin yerine faşizmin ikame ettirilmesine karşı verdikleri mücadele,
egemenliğimizin ve millî bağımsızlığımızın korunması adına verilen bir
mücadeleye dönüştü.
Asalak sınıfların, büyük
kapitalistlerin ve toprak ağalarının çıkarlarını savunan ve karşı-devrimci
süreci serbest bırakan PS, PSD ve CDS[2], kendilerini millî çıkarların
karşısına koydular. İşçilerin ve geniş emekçi kitlelerin yaşamsal haklarını
savunan, Nisan Devrimi'nin kazanımları temelinde ekonomik, toplumsal ve politik
gelişmeyi savunan PKP ise, Portekiz'in çıkarlarının en büyük savunucusu
olduğunu doğrulamış oldu.
Karşı-devrimin partileri,
tarih boyunca Portekiz'i sömürücü sınıfların çıkarlarına feda edenlerin
mirasçılarıdır. PKP ise, tarih boyunca –işte, siyasette, toplumsal hayatta,
bilimde, sanatta, silahta- Portekiz halkının ve Portekiz vatanının millî
bağımsızlığını inşa edenlerin, şekillendirenlerin ve pekiştirenlerin meşru
mirasçısı olarak kendini doğrulamıştır.
Vatansever bir parti olan
PKP aynı zamanda enternasyonalist bir partidir. Böyle olmasının da nesnel
koşulları vardır.
Portekiz'de, herhangi bir
kapitalist ülkede olduğu gibi, işçi sınıfı ile burjuvazi arasında uzlaşmaz
çıkarlar vardır. Diğer ülkelerin işçi sınıflarının arasında ise uzlaşmazlık
değil, çıkarların özdeşliği vardır.
Bu kimlik, en yüksek
ifadesini beynelmilel komünist harekette bulan tüm ülkelerin işçilerinin
işbirliği, birliği ve karşılıklı dayanışmasından oluşan proleter
enternasyonalizminin sağlam ve yıkılmaz temelidir.
Muzaffer sosyalist
devrimler yoluyla işçi sınıfının iktidara yükselişi ve millî kurtuluş
hareketinin emperyalizme karşı mücadelede birleşmesi, proleter
enternasyonalizminin temelini ve somut ifade biçimlerini genişletti ve
çeşitlendirdi. Fakat yalnızca onun sınıf doğasını sürdürmekle de kalmadı, onu
aynı zamanda zenginleştirdi de.
Portekiz işçi sınıfının
partisi olan PKP, sınıf sömürüsüne, millî baskıya ve sömürge hâkimiyetine,
baskıcı rejimlere karşı, emperyalizmin evrensel olarak tasfiyesinde ve
insanlığın evrensel olarak kurtuluşunda yaşanan kurtuluşçu devrimlerin yanında,
diğer kapitalist ülkelerin işçileriyle ve onların öncüleriyle, sermayeye karşı
verdikleri mücadelede dayanışma içindedir.
Bu dayanışma tutumu,
izlenen yöntemle, onu yönlendiren siyasi güçle veya benimsenen tüm çözümlerle
özdeşleşmek anlamına gelmez. Sadece aynı evrensel sürece katılımın siyasi
varsayımın ve çıkarların ayrıca temel hedeflerin belirlenmesi anlamına gelir.
Millî görev ve
sorumluluklar, beynelmilel görev ve sorumluluklarla tamamen uyumlu olmakla
kalmayıp, birbirini tamamlayıcı ve ayrılamaz niteliktedir. Vatanseverlik ve
enternasyonalizm, işçi sınıfının devrimci partisinin aynı politikasının iki
yüzüdür.
Bununla birlikte, kendi
güçlerinin dağılımında öncelikler veya hiyerarşi olmaksızın paralel hedefler ve
görevler söz konusu değildir. Her ülkede, işçi partisinin millî görevinin
yerine getirilmesi yalnızca kendi varoluş nedeni değil, aynı zamanda işçilerin
ve tüm dünya halklarının kurtuluş mücadelesine yapabileceği en önemli katkıdır.
İşçi sınıfının, Portekiz
halkının ve milletinin, insanın evrensel kurtuluş davasının partisinin,
vatansever ve enternasyonalist PKP'nin anlayışı budur.
Dipnotlar
[1] 25 Nisan Devrimi: Portekiz’de
milliyetçi ve sol görüşlü askerlerin, faşist, otokratik rejime karşı
gerçekleştirdikleri kansız darbeyle gerçekleşen devrim. Karanfil Devrimi olarak
da bilinir.
[2]: Sırasıyla; Sosyalist Parti, Sosyal-Demokrat Parti, Halkın Partisi.
0 Yorum:
Yorum Gönder