25 Aralık 2019

, ,

Radikal Akademisyenler

Radikal Akademisyenler Statükodan Yana

Para bir kuram ortaya koymaz, ama hiç şüphe yok ki onun söyleyecek çok şeyi vardır.
Bu hafta ünlü feminist teorisyen Judith Butler’ın Kamala Harris’in son başkanlık kampanyasına para yatırdığına ilişkin haberleri bazıları alaya aldı bazıları da bu haber karşısında öfkelendi. Belki de içimizden bazılarının sinsice bir zevk aldığı, aptalca bir dedikoduydu bu.
Sonuçta zenginlerin veya fosil yakıt endüstrisinin kampanyaya yaptıkları katkıların yanında Berkeley profesörlerinin katkısının lafı mı olur?
Ama bu politik katkıların düşünceler dünyası hakkında bir şeyler söylediği açık. Aydınlar radikal bir oyunu teorileştiriyorlar ama hayata ve ölüme dair maddi meseleler konusunda ekseriyeti gözlerini kaçırıyor.
Doksanlarda Butler öylesine önemli bir isimdi ki adına bir fanzin dergi bile çıkartılıyordu (Judy!). O dönemde Marksist aydınların çoğu, postmodern eleştirel teoriyi maddi alandan “kültür” alanına kaçış olarak görüp ona pek itimat etmezdi.
Öte yandan şunu belirtmem lazım: ben gibi birçok insan, Butler’ın toplumsal cinsiyeti bir tür performans olarak gören yaklaşımını değerli kabul ediyor ve onu Marksist ya da Gramsci’ci analizle örtüştüğünü söylüyor. Benim kanaatim hâlâ bu yönde: Butler, akademik özgürlüğü ve Filistinlilerin haklarını savunan, hayranlık duyulacak bir isim. Ama öte yandan onun Kamala Harris’in kampanyasına bağışta bulunmuş olması, o eski kafalı huysuz Marksistlerin şu tespitini haklı çıkartıyor: Butler’ın siyaseti materyalizmden yoksun. Gerçekten üzücü!
Doksanlarda tıpkı Butler gibi çok okunan diğer bir postmodern feminist teorisyen Donna Haraway de Harris’e bağışta bulunmuş.
Haraway, eskiden insansı robotların dünyayı sosyalist, cinsiyetsiz, barışçıl, ırksız bir dünyaya doğru taşıdığını yazıyordu. Ama bu robotlar henüz ortada olmadığından herkesin mahpus olduğu, ırkçı neoliberal feminist rejim bu işi halledecekti.
Sanki bu postmodern akademisyenler eski kafalı Marksistleri ve entelektüel karşıtlarını haklı çıkartmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Sadece postmodernistler, yazı masalarını terk edip sıradan birer liberale dönüşmediler. Doksanların en fazla nefret edilen feministlerinden, Weekly Standard’ın Amerika’nın en akıllı ve en korkusuz yazarı seçtiği Camille Paglia, 2008 güzünde Obama’ya, 2016’da da Amerika’yı Tekrar Büyük Yapalım kampanyasına binlerce dolar yatırdı. (Paglia 2016’da Bernie Sanders ve Jill Stein’e oy verdiğini söyledi, buradan onun Harris’in seçilmesini istediğini anlıyoruz. Hadi bakalım çıkın çıkabilirseniz bu işin içinden!)
Bazı aydınların politik katkıları daha da tuhaf. Martha Nussbaum, ana akım feministlerin küresel düşünmeleri ve daha çok yoksul ülkelerdeki kadınların yüzleştikleri sorunlara odaklanmaları gerektiğini söyleyen önemli bir isim. Nussbaum, Marksist geleneği eleştiren bir liberal. Liz Warren da öyle. Nussbaum, valilik seçiminde aday olan John Hickenlooper’a binlerce dolar para yatırmış. Bu noktada “kim bu Hickenlooper?” sorusu gelebilir akla. Eski Kolorado valisi olan bu zat, çevre düşmanı kaya gazı üretimi yöntemi “hidrolik kırılma”dan yana ve kendisini maliye politikası açısından bir muhafazakâr olarak tanımlıyor.
Asıl çarpıcı olan husus ise bazı aydınların politik katkılarının yazılarında dile getirdikleri fikirlerle uyuşuyor olması.
Noam Chomsky bir yığın adaya çek yazmış bir isim: Bernie Sanders ve Ralph Nader en fazla öne çıkan isimler:
Marksist feminist Nancy Fraser, Bernie’ye bağışta bulunmuş. Adolph Reed, Jr. bir tür haraç gibi düzenli olarak para yatırmış Bernie’nin kampanyasına. Reed, ayrıca Jesus “Chuy” Garcia türünden solcu adaylara, Paul Wellstone gibi ilericilere ve Jan Schakowsky ve Alan Grayson gibi liberal Demokratlara para göndermiş. Hepsi de solun sosyal demokrat yapıyı, gerektiğinde Demokrat Parti’yi desteklemesi gerektiğini düşündüklerinden bu yardımı yapmış.
Kaba bir tespit olacak ama: Demek ki akademik yazılardaki materyalist siyaseti onları okuyarak anlamak pek mümkün olmuyor. Bilindiği üzere bu yazıların bazıları muğlak ve üstü kapalı olabiliyorlar. Üstelik Butler, 1998’de Kötü Yazma yarışmasında birinci olmuş bir isim. Federal Seçim Komisyonu’nda gördüğümüz Butler’a ait girdi, bize onun siyaseti konusunda çok fazla şey söylüyor.
Liza Featherstone
24 Aralık 2019

0 Yorum: