22 Aralık 2023

,

Filistin Batı’nın Maskesini Düşürdü

Siyonist rejimi eleştirenlere yönelik “cadı avı”nın tüm hızıyla sürdüğü günlerde, Fransız yayınevi Fayard, tarihçi Ilan Pappé’nin kaleme aldığı, sömürgeci soykırımla ilgili en önemli araştırması Filistin’de Etnik Temizlik isimli kitabın Fransızca çevirisini tüm satış noktalarından çekti.

Fransız yayınevi, 2008’de Fransızca çevirip yayımladığı kitabı 7 Kasım günü raflardan kaldırdı. Artık müşteriler bu kitabı kitapçılarda bulamıyor. Kitabın satıldığı internet sitelerinde bile kitabın “pazarlama sürecinin kalıcı olarak sonlandırıldığı” söyleniyor.

Fayard yayınevinin iddiasına göre, kitap hukuki gerekçelerle çekilmiş. Yayınevinin hukuk sorumlusu medyaya, “kitabın sözleşmesinin 27 Şubat 2022 günü sona erdiğini, bu sebeple, 3 Kasım’da yayınevinin sözleşmeyi yenilemeyip feshetmeye karar verdiğini” söylüyor. Oysa bu, hiç de makul bir gereke değil, zira kitabın satışı, özellikle son haftalarda fazlasıyla arttı. Resmi istatistiklere göre kitap, en çok 9 Ekim-12 Kasım arası dönemde satıldı. Satıştaki artışa karşın yayınevi, kitabı raflardan indirmeye karar verdi ve tartışma konusu olan sözleşmenin 21 aylık olduğunu söyledi.

Aslında yayınevinin kararı, son dönemde iyice yoğunlaşan cadı avı ile alakalı. Bu süreçte Siyonist yapının yürüttüğü etnik temizlik ve sömürgecilik politikasını eleştiren sesler, sistematik bir çaba ile susturuluyor. Sadece Fransa’da eleştirilerin susturulmasına dönük birçok olaya şahit olundu. Filistin yanlısı gösteriler yasaklandı, Genel İşçi Konfederasyonu’nun (CGT) bir üyesi “terörizmi övme” suçu üzerinden gözaltına alındı, duvarlara Filistin yanlısı afişler astı diye Sürekli Devrim isimli solcu bir örgütün üyeleri mahkemeye verildi, bunun yanında, Siyonist anlatıdan yana saf tuttuğu için itirazlarını dillendiren gazeteciler işlerinden oldular veya istifa ettiler.

Dikkatle yürütülmüş araştırma sürecini ve somut belgeleri temel alan kitabında Ilan Pappé, 1948’de kurulan “İsrail devleti”nin etnik temizlik yoluyla Arap nüfusunun bölgeden kovulması sürecinin ürünü olduğunu” söylüyor. Arapların sistematik bir çaba sonucu kovulmasıyla ilgili politika, Pappé’nin “ilerici soykırım” adını verdiği pratiği teşkil eden ana unsur.

Pappé’nin kitabının piyasadan çekildiği günlerde yayınevinin bağlı olduğu Hachette şirketi, aşırı sağcı Fransız milyarder Vincent Bolloré tarafından satın alındı. Onunla bağlantılı kanallar ve gazeteler, 7 Ekim’den beri Filistin karşıtı konum aldılar. 1 Ekim 2023’te başlattığı İslam karşıtı kampanyasında Bolloré, süregiden soykırımı “medenileştirme misyonu” çerçevesinde ele alan açıklamalar yaptı.

Pappé’nin kitabının piyasadan çekilmesinin hiçbir hukuki zemini yok. Bu eylem, mahkûm edilmesi gereken bir sansür girişimi. Bu anlamda, gerici saldırının tüm içeriği ve kapsamı bu tür sansür girişimleriyle açıklığa kavuşuyor, teyit ediliyor. Filistin’de devam eden soykırım ve Fransa gibi emperyalist güçlerin suç ortaklığı ifşa edilmeyi bekliyor.

Bu noktada, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ve Siyonist devletin yok olmasını talep eden geniş bir kitle hareketinin inşa edilmesi gerekiyor. Böylesi bir hareket, bugün her zamankinden daha fazla önem arz ediyor. Zira, Pappé’nin kitabındaki o birilerini rahatsız eden tespitinde dile getirdiği biçimiyle, “etnik temizliğe son vermenin yegâne yolu, İsrail’deki ırk ayrımcısı rejime karşı mücadele etmek. Filistin Siyonizmden tümüyle arınmalı, nehirden denize özgür ve demokratik bir ülke kurulmalı.”

Diğer yandan, araştırmacı-gazeteci Maşa Gessen’e verilen Hannah Arendt Ödülü, Gazze ile ilgili makalesi yüzünden kendisinden geri alındı. Alman Yeşiller Partisi ile bağlantılı olan Heinrich Böll Vakfı, Bremen Bölge Senatosu ile aynı telden çalarak, aslen Rus olan Amerikalı gazeteci Maşa Gessen’in ödülünü geri alacağını duyurdu. Bu kararı almasının sebebinin ise New Yorker dergisinde yayımlanan son makalesi “In the Shadow of the Holocaust” [“Holokostun Gölgesinde”] olduğunu söyledi. 9 Aralık günü yayımlanan makalesinde Gessen, özelde Alman meclisinin aldığı, BDS hareketini “antisemitik” olduğu gerekçesiyle mahkûm eden kararı, genelde Almanya’nın yürüttüğü İsrail yanlısı politikayı, ayrıca Nazilerin Yahudi soykırımının anıldığı güne dair uygulamalarını eleştiriyor. Gessen yazısında, Gazze’de kuşatma altında yaşayan halkın bugün çektiği çileyi Doğu Avrupa’da Nazilerin işgali altındaki gettolarda yaşayan Yahudilerin çilesiyle kıyaslıyor. Makalesinde, “Son 17 yıldır Gazze nüfusu aşırı yoğun, aşırı yoksul, duvarla çevrili bir hapishaneden başka bir şey değil” diyor.

Yazarın dediği gibi, bu nüfusun belirli bir kısmı kısa süreliğine bile olsa şehri terk etme hakkına bile sahip değil. Başka bir ifadeyle, burası onlar için bir tür getto. Ama bu getto, Venedik’teki veya Amerika’nın iç kesimlerindeki gettolara değil, Nazi Almanyası’nın işgali altındaki Doğu Avrupa ülkelerinde bulunan gettolara benziyor.

“Hamas saldırısının üzerinden iki ay geçti. Gazze’deki tüm halk, İsrail güçlerinin gerçekleştirdiği acımasız saldırıların çilesini çekiyor. Binlerce insan öldürüldü. Şehirde her on dakikada bir bir çocuk katlediliyor. İsrail, hastaneleri, doğumevlerini ve ambulansları bombalıyor. Şehirdeki her on kişiden sekizi şu an itibarıyla evsiz, bir yerden bire sürekli hareket etmek zorunda. Güvenli bir yer bulma imkânından mahrum.”

Bu hafta başında Alman gazetesi Die Zeit’ta çıkan bir makaleye göre, Almanya-İsrail Derneği’nin Bremen’deki şubesi, Gessen’in Gazze’deki duruma dair açıklamalarını sert bir dille eleştirdi ve kendisi için düzenlenmesi planlanan ödül töreninin askıya alınmasını istedi. Derneğin yazdığı açık mektupta şu söyleniyordu:

“Büyükbabası Nazilerce katledilmiş bir Yahudi yazar olarak Gessen’e verilecek ödül, giderek güçlenen antisemitizme karşı atılması gereken o kararlı adımla çelişecektir.”

Böylelikle, “Holokostun Gölgesinde” isimli makalesi yüzünden Maşa Gessen’e verilen Hannah Arendt Ödülü geri alındı.

Görünen o ki işgal altındaki bir halka hâlihazırda soykırım uygulayan bir haydut devlete boyun eğmiş bir hükümetin gönlünü alacağım diye tarihteki en önemli otoriterlik karşıtı siyaset teorisyenlerinden birinin adını taşıyan ödülü geri alma çağrısı, demokrasi, hoşgörü ve özgürlük gibi değerleri yüceltip duran Almanların altına imza attıkları son skandal olmayacak.

Alman hükümeti, son iki aydır İsrail’in Gazze’ye karşı yürüttüğü savaşa sunduğu kayıtsız şartsız desteği yanında, Filistin yanlısı faaliyetlere saldırgan bir üslupla engel olması sebebiyle ağır bir biçimde eleştiriliyor. Almanya’da Filistinlilerin sesi, kültür sahasında da kesiliyor. Son haftalarda birçok müze gösterisi, kitap ödülü töreni ve resim sergisi bu engellemeler kapsamında iptal edildi.

Raşid Vahidi
16 Aralık 2023
Kaynak

0 Yorum: