15 Ağustos 2022

, ,

Luxemburg’un Burjuva Feminizmi Eleştirisi

Luxemburg’un Burjuva Feminizmi Eleştirisi

ve İlk Dönem Toplumsal Yeniden Üretim Teorisi


Sermaye Birikimi

Luxemburg, “kadın sorunu” konusunda çok fazla metin kaleme almadı.[1] Ama bu onun çalışmalarının feminist devrimci tarihin dışında tutulması gerektiği anlamına gelmiyor. Bilâkis, Luxemburg’un çalışmaları, bilhassa onun politik ekonomi eleştirisi, ilerici feminist politikanın ve kadınların özgürleşmesi mücadelesinin tarih boyunca yaşadığı gelişme ve bugünkü hâli için önemli bir dizi referans noktası sunuyor. Luxemburg’un “kadın sorunu” konusunda yazdığı makaleler ve Sermaye Birikimi’nde yer alan bir dizi tez üzerinden Luxemburg’un teorisini bir adım öteye taşıyalım ve “Luxemburgcu feminizm mümkün müdür?” sorusunu soralım. Ayrıca Luxemburg’un burjuva feminizmini nasıl eleştirdiği üzerinde duralım.

Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde, on beş yıllık hazırlık sürecinin ardından, Rosa Luxemburg, Sermaye Birikimi isimli çalışmasını kaleme aldı (Berlin 1913). En kapsamlı teorik eseri ve Marksist ekonominin en özgün, en yararlı örneği olarak Sermaye Birikimi: Emperyalizmin Ekonomik İzahına Katkı, Luxemburg’un 1906-1916 arası dönemde Alman Sosyal Demokrat Parti’ye bağlı okulda verdiği politik ekonomi derslerine hazırlanırken kaleme aldığı Politik Ekonomiye Giriş isimli çalışmanın devamı idi.[3] Özetle, Sermaye Birikimi, kapitalist tekelleşme sürecinin, kapsamı genişlemiş olan yeniden üretimin ve emperyalizmin mevcut koşullarını bilimsel açıdan inceleyip açıklamanın bir yolunu ortaya koyuyor, bu açıklama dâhilinde, kapitalist uzam ile kapitalizm dışı uzam arasındaki dinamik ilişkiyi dikkate alıyordu. Luxemburg’un tespitine göre, Marx sermayeyi uzamsal açıdan belirleyen unsuru ihmal etmiş, ondaki sermaye eleştirisi sadece “zaman”a odaklanmış, yani, kapitalist yeniden üretimin iç dinamiklerinin zamansal boyutunu ele almıştı. Buna karşılık Luxemburg ise sermayenin kendisine dışsal olan, kapitalizm dışı katmanları tüketme güdüsünden müteşekkil olan özünü ortaya koymaya çalışıyordu.[4] Luxemburg’un amacı, kapsamı genişlemiş yeniden üretim teorisini ve analizin sadece zamansal değil, uzamsal boyutunu da içeren klasik ekonomi eleştirisini dillendirmekti. Kapitalist birikimin uzamsal sınırlarını tayin eden unsuru Peter Hudis “uzamsallığın diyalektiği” olarak adlandırdı.[5]

Marx’taki tutarsızlıkları dillendirdiği, Kapital’in ikinci cildinde kapsamı genişlemiş yeniden üretim süreci ve birikim meselesine yönelik yaklaşımındaki “kusurlar”ı ortaya koyduğu için hem dostları hem de düşmanlarınca sert bir biçimde eleştirilen Luxemburg[6], Sermaye Birikimi ile ilgili eleştiriler konusunda Franz Mehring’e yazdığı mektupta şunları söylüyordu:

“En genel manada ben, kitabın kısa vadede dirençle karşılanacağının pekâlâ farkındaydım. Maalesef bugün bizdeki teoriye galebe çalan ‘Marksizm’, keçi güden ihtiyar amcalar misali, kırıntı da olsa her türden yeni fikirden korkuyor. Ben de çalışmayı kaleme alırken öncelikle mücadele konusunda daha yapılacak çok şey olduğu gerçeğini dikkate aldım.”[7]

Lenin, Luxemburg’un “Marx’ı tahrif ettiğini” söyledi[8]. Luxemburg’un kitabı, o Alman Sosyal Demokrat Partisi içerisindeki revizyonist eğilimlerle kıyasıya mücadele etmiş olmasına karşın, “Marx’ı revize eden bir çalışma” olarak yorumlandı. Marx’ı “düzeltip” sosyalist ilkeleri, devrimci eylemi ve enternasyonalizmi çöpe atan oportünist akıma ve “taklitçi” unsurlara örgütlenmiş sosyal demokratlara karşı duran Luxemburg, ekonomik hayatın içerisinde yeni ortaya çıkan olguları ve derinleşen ekonomik krizi açıklamak ve bunlara doğru cevaplar sunmak amacıyla, canlı bir Marksist fikriyatı ısrarla savundu. Politik örgütlenme, devrimci felsefe, milliyetçilik veya militarizmle ilgili çalışmaları sıklıkla analize tabi tutulurken, nedense politik analizi, ekonomi teorisi ve geride bıraktığı miras pek fazla ele alınmadı.[9] Ingo Schmidt’in ifadesiyle: “Solcular, Luxemburg’un politikaya odaklanmış çalışmalarıyla ilgilenirken, ekonomiyle ilgili çalışmalarına pek fazla zaman ayırmadılar.”[10]

Her ne kadar Sermaye Birikimi, yayınlanması sonrası Sosyal Demokrat Parti içerisindeki oportünist reformist ve revizyonist unsurların, ayrıca Kautsky türünden ortodoks Marksistlerin ağır eleştirilerine maruz kalsa da Luxemburg’un görünüşe göre Marksizmi şüpheli bulunduğu için eleştirilen tek çalışması bu değildi. Bu eleştiriler, çoğunlukla onun eserlerinin itibarını ortadan kaldıracak ucuz psikolojik ve muhafazakârlığı doğallaştıran laflar ile dile döküldü, ayrıca Luxemburg’un çalışmalarının Marksist metinlere aşina olmadıkları, içerik olarak acemice oldukları iddia edildi. Bu tür bir eleştirinin en güzel örneğini Der proletarische Sozialismus [“Proleter Sosyalizm”] isimli çalışmasında Werner Sombart veriyor:

“En öfkeli sosyalistler, en güçlü hınçla yüklü olanlardır. Bu, olağan bir durumdur. Ruhu zehirli, gözlerini kan bürümüş bir kişi olarak Rosa Luxemburg’daki hınç dört kat daha fazladır: Çünkü o hem kadın, hem yabancı hem Yahudi hem de topaldır.”[11]

Alman Komünist Partisi içerisinde bile Luxemburg, “Komintern’in frengisi” olarak anılıyordu. Hatta Weber, bir keresinde onu “hayvanat bahçesine ait bir kişi” olarak nitelemişti.[12] Dunayevskaya’nın bu değerlendirmelerin yapıldığı döneme ilişkin tespiti şu şekilde:

“Artık zehirli bir hâl almış olan erkek şovenizmi, tüm partiye sızmıştı. Gerçek feminist olduğuna dair mitin gölgesinde yaşayan, Kadın ve Sosyalizm kitabının yazarı August Bebel ve tüm Enternasyonal’in asıl teorisyeni olan Karl Kautsky’de bile bu şovenizmin izleri mevcuttu.”[13]

Dunayevskaya’nın cinsiyet temelli toplum analizinde aynı zamanda Victor Adler’in August Bebel’e yazdığı mektubun Luxemburg ile ilgili kısmına da yer verilmiş:

“Dili zehirli olan bu kaltak, henüz o kadar da zarar verebilmiş değil, çünkü bir maymun [blitzgescheit] kadar zeki olsa da onda sorumluluk duygusundan eser yok ve aynı zamanda yegâne dürtüsü, neredeyse tüm varlığını ele geçirmiş olan, kendisini haklı çıkartma arzusu.”[14]

Burada görüldüğü kadarıyla, önde gelen kadınlara saldırırken muhafazakârların başvurduğu politik taktiklerden yararlanılıyor, bu anlamda, Luxemburg’un çalışmaları, biyolojisi, kadın oluşu üzerinden çöpe atılıyor. Sermaye Birikimi kitabının teorik ve yarı teorik eleştirilerinde Luxemburg’un kadın teorisyen, öğretmen ve devrimci olarak edindiği tecrübe dikkate alınıyor.

Luxemburg’un asarı, feminist açıdan nadiren analize tabi tutuldu. Feministler, Sermaye Birikimi ile pek fazla ilişki kurmadılar.[15] Onun çalışmalarını yorumlayan feministler ise genelde onun kişisel hayatını ele aldılar, teorisine nispeten az temas ettiler.

Luxemburg’un “kadın sorunu” konusunda pek kalem oynatmamış olması, ondaki feminizmin sadece kişisel hayatı ve kişisel ilişkileri düzeyinde yorumlanmasına katkıda bulundu. Kişisel hayat ve kişisel ilişkiler önemli konular olsa da tarih çalışanların kadını ve tecrübelerini görmezden gelmesine neden olabiliyorlar. Bu noktada şu soruyu sorup, cevabını vermeye çalışalım: Luxemburg’un “kadın sorunu”nu ele alan az sayıdaki metni ve konuşması, ondaki feminizm konusunda bize neler söylüyor?

Luxemburg’un Burjuva Feminizmi Eleştirisi

Luxemburg, kendisini sadece kadın işçi gruplarını örgütlemeye adamış biri değildi. Bu alandaki çalışması, genellikle perde arkasında faaliyet yürüttüğü için gölgede kaldı. Çalışma hayatının kadın kurtuluşu için önemini ve zorluklarını anlayarak, sosyalist kadın hareketinin örgütsel çalışmalarını hararetle destekledi. Desteğini genellikle yakın arkadaşı Clara Zetkin ile işbirliği yaparak gösterdi. Zetkin’e yazdığı mektuplardan birinde, kadın hareketine ne kadar ilgi duyduğunu, bu hareketin çalışmalarından heyecan duyduğunu görebiliyoruz: “Kadın hareketiyle ilgili o uzun mektubu bana ne zaman yazacaksın? Hatta kısacık bir mektup bile olur, rica ediyorum senden!”[16]

Kadın hareketine olan ilgisiyle ilgili olarak, bir konuşmasında şunları söylüyordu: “Yoldaş Zetkin'in bu iş yükünü hâlâ omuzlayabildiğine hayret ediyorum.” [17] Son olarak, kendisini nadiren feminist olarak kabul etmesine rağmen, Luise Kautsky'ye yazdığı bir mektupta şöyle yazmıştı: “Kadın konferansı için mi geliyorsunuz? Bir düşünsenize, bir bakmışsınız feminist olmuşum!”[18]

“Perde gerisinde” kadın çalışması yürüten, “kadın sorunu”na özel olarak ilgi gösteren Luxemburg, kadın hareketinin yüzleştiği sınıf sorunuyla ilgili açık bir tartışmaya girişti. 1912’de “Kadınların Oy Hakkı ve Sınıf Mücadelesi” başlıklı konuşmasında Luxemburg, burjuva feminizmini eleştirdi ve iddialı bir şekilde şu cümleleri sarf etti:

“Monarşinin kendisi ve kadınların haklarından yoksun olması durumu, egemen kapitalist sınıfın en önemli araçları hâline geldi. […] Konu, burjuva hanımların oy vermesi olsaydı, bekleneceği üzere kapitalist devlet, gericiliğe etkin bir biçimde destek sunardı. ‘Erkeklerin ayrıcalıklarına’ karşı mücadelede dişi aslan kesilen bu burjuva kadınların çoğu, oy hakkına kavuşsalar, muhafazakârların ve din adamlarının teşkil ettikleri gerici kampa uysal kuzular gibi koşarlardı.”[19]

Feodalizmden kapitalizme geçişte, bireysel haklara dayalı modern hukuk kavramının felsefesiyle birlikte kadınların oy hakkı sorunu önemli bir rol oynadı. Rosa Luxemburg için, kadınların oy hakkı sorunu, proleter kadınların zaten mevcut olan “politik olgunluğunu” resmileştirdiği için taktiksel bir sorundu. Bunun, anlamlı ve zaten elde edilmiş olan münferit bir oy hakkını desteklemek değil, kadın sosyalist hareketinin kadınların kurtuluşu ve en genel manada emekçilerin kurtuluşu mücadelesi için bir strateji geliştirebileceği herkese oy hakkını destekleme meselesi olduğunu vurgulamaya devam etti. Bununla birlikte, oy hakkını elde etmeye yönelik liberal legal strateji, sınıfı kapsamıyor, kapitalist sistemi devirmeyi zinhar amaçlamıyordu. Luxemburg’a göre, liberal bir siyasi proje çerçevesinde metafizik bir olgu olarak ele alınan “bireysel haklar”, öncelikle özel mülkiyeti ve sermaye birikimini korumaya hizmet ediyordu. Liberal haklar, fiili maddi toplumsal koşulların bir yansıması olarak ortaya çıkmıyor, sadece soyut ve yüzeysel olgular olarak ele alınıyor, bu da fiilen uygulanmasını veya devreye sokulmasını imkânsız hâle getiriyordu. Küçümseyici bir şekilde iddia ettiği gibi: “bunlar, artık herhangi bir pratik anlamı koruyamayacak kadar sık ele alınan ve papağan gibi tekrarlanan sadece biçimsel saçmalıklardır.”[20]

Luxemburg, kadınların oy hakkı mücadelesi de dâhil olmak üzere her anlamda geleneksel sivil haklar tanımını reddetti ve oy hakkı mücadelesinin ulusların kendi kaderini tayin hakkı mücadelesi ile benzerliğine dikkat çekti:

“Çünkü tarihsel diyalektik, ‘ebedi’ hakikatlerin ve ‘haklar’ın olmadığını ortaya koymuştur. […] Engels’in sözleriyle, ‘Şimdi burada iyi olan, başka bir yerde kötüdür’ veya bazı koşullar altında doğru ve makul olan, diğerlerine göre saçmalık ve zırvalık hâline gelir. Tarihsel materyalizm, bize bu ‘ebedi’ gerçeklerin, hakların ve formüllerin gerçek içeriğinin yalnızca belirli bir tarihsel çağda çevrenin maddi toplumsal koşulları tarafından belirlendiğini öğretmiştir.”[21]

Rosa Luxemburg'un “Kadınların Oy Hakkı ve Sınıf Mücadelesi” makalesinden yapılan alıntıda öne sürdüğü şey, başlangıçta on sekizinci yüzyılın sonları ve on dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren sosyalist feminizm çerçevesinde ortaya atılan ve tartışılan klasik sorunlara dairdir: kapitalist yeniden üretimde burjuva feminizminin rolü ve kâr elde etmenin bir aracı olarak feminist hedeflerin kullanılması. Kapitalizm krizde olduğunda, restorasyonu söz konusu olduğunda veya daha fazla sermaye birikimi için “müttefiklere” ihtiyaç duyduğunda, ister kadın, ister çocuklar, ister beyaz olmayan ırklar isterse LGBTIQ kişileri olsun, kullanıp atabileceğini düşündüğü veya ilerleyen süreçte metalaştırma işleminde faydalı olabileceğine kanaat getirdiği tüm marjinalleştirilmiş “ötekileri” yasal liberal politik çerçevesine entegre eder:

“Dolayısıyla birikimin temel koşullarından biri, gereksinimlerine uyan ve sermayeyi harekete geçiren canlı emek arzıdır. […] Bu nedenle, birikime eşlik eden değişen sermayedeki aşamalı artış, kendisini büyüyen bir işgücünün istihdamında ifade etmelidir. Peki bu ek iş gücü nereden gelir?”[22]

Luxemburg’un ekonomik teorisine göre, kapitalist üretim tarzı kendisini, artık yaratan kapitalist üretimdeki eşzamanlı bir genişleme ile temellük edilen artı değerin yaratılması suretiyle yeniden üretir. Bu nedenle, üretimin eskisinden daha büyük bir hacimde yeniden üretilmesini sağlamak gereklidir, yani sermayenin genişlemesi, herhangi bir bireysel kapitalistin hayatta kalmasını yöneten mutlak yasadır.

Rosa Luxemburg, Sermaye Birikimi’nde, kapitalizmi sürekli krizler üreten ve zorunlu olarak talep ve kendini genişletmenin nesnel sınırlarıyla karşı karşıya kalan bir toplumsal ilişki olarak anlamak için gerekli önermeleri belirler. Bu anlamda, çeşitli “kapitalist olmayan formasyonlar” aracılığıyla gerçekleşen toplumsal üretim ve sermaye birikimi sürecinin analizine dayanan bir emperyalizm teorisi geliştirir:

“Emperyalizmin ekonomik kökeninin açıklamasının özellikle sermaye birikimi yasalarından [doğru bir anlayışla] türetilmesi ve onunla uyumlu hâle getirilmesi gerektiğine hiç şüphe yoktur, çünkü bir bütün olarak emperyalizm, genel empirik gözleme göre, özel bir birikim yönteminden başka bir şey değildir. […] Emperyalizmin özü, tam olarak sermayenin eski kapitalist ülkelerden yeni bölgelere yayılmasından ve bu ülkeler arasında cereyan eden yeni alanları ele geçirmek için verilen rekabetçi ekonomik ve politik mücadeleden ibarettir.”[23]

Belirli kapitalist ülkeler tarafından gerçek birikimi ve dış ticaret yoluyla ilişkilerini soyutlayan Marx’ın aksine, Luxemburg, genişletilmiş yeniden üretimin ideal tip bir kapitalist toplum bağlamında tartışılmaması gerektiğini iddia eder.[24] Genişletilmiş yeniden üretim meselesinin anlaşılmasını kolay kılmak adına, Marx, dış ticareti soyutlar ve münferit bir ulusu inceler, dünya piyasasının yasası olan değer yasasının egemen olduğu ideal bir kapitalist toplumda artı-değerin nasıl gerçekleştiğini ortaya koyar.[25] Bu noktada Luxemburg, Marx’la aynı fikirde değildir. Luxemburg, sosyal sermayenin dolaşımındaki ve yeniden üretimdeki değer ilişkilerini metaları yaratan üretim sürecinin kendine özgü özelliklerini göz ardı ederek analiz eder. Bu yaklaşımı dâhilinde Luxemburg, bir bütün olarak işleyen piyasaya bakar, yani satışların “tüccarın müdahalesi olmaksızın” doğrudan gerçekleştiğini varsaydığı kapitalist dolaşım sürecini analize tabi tutar.

Marx, artığın önemli bir bölümünün somut bireyler yerine sermaye tarafından emildiğini göstermek ister. Soru, “kim” değil, “neyin” artık metaları tükettiğidir. Luxemburg ise sermaye birikimini kapitalist ve kapitalist olmayan sistemler arasındaki uluslararası meta mübadelesi düzeyinden başlayarak analiz eder. Luxemburg’un onca itirazına rağmen, gene de Marx’ın değişen sermaye sorununa ilişkin analizinin, kendisinin sosyal-ekonomik teorisinin anahtarı olan sermaye birikimi yasası sorununu ortaya koymanın temeli olarak hizmet ettiğinin farkındadır. Aynı şekilde, bu argüman dizisi, üretken ve üretken olmayan emek arasındaki son derece önemli ayrımın anlaşılmasına imkân tanımaktadır.[26] Bu ayrım olmadan, neoklasik ekonomiye ve onun liberal feminizmle ortaklığına özgü bir tepki olarak toplumsal yeniden üretim teorisini anlamak, neredeyse imkânsız olurdu. Luxemburg, Sermaye Birikimi’nde tam da bu nedenle Marx’tan alıntı yapar:

“Daha önce üretken olmayan işçiler üretken olanlara dönüştürüldüğünde veya nüfusun daha önce çalışmayan kadın ve çocuklar ya da yoksullar gibi kesimleri üretim sürecine çekildiğinde, emekçi nüfus artar.”[27]

Bu tür bir ekonomi ve “emek nüfusunun” liberal bir yaklaşım dâhilinde üretime dâhil edilmesinin demokratikleştirme potansiyelinin düşük olduğunu, ezilen sınıfı özgürleştirmek gibi bir niyetinin olmadığını görmek gerekir. Haklar, kimlik düzeyinde (maddi toplumsal düzeyin aksine) çok dikkatli bir şekilde ve yalnızca öncelikle kapitalist üretim tarzının yeniden üretimini korumak için tasarlanmış formüle göre bahşedilir. On dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren burjuva kadınlar, sınıf sisteminin ortadan kaldırılmasını düşünmediler; aksine onu desteklediler. Dahası, burjuva feminizmi, kapitalizmi ve kişinin kendi sınıfsal konumuna onay verdi, işçi kadınların haklarını hiçe saydı. Sermaye birikim süreçleri, modern devlet, liberalizmin özlemleri ve ardından burjuva feminizmi hep aynı yolda ilerledi:

“Biçimsel düzeyde, kadınların siyasi hakları, burjuva devletle oldukça uyumlu bir şekilde örtüşür. Finlandiya, Amerikan eyaletleri, birkaç belediye, kadınlara eşit haklar politikasının henüz devleti devirmediğini, sermayenin egemenliğine halel getirmediğini ortaya koyuyor.”[28]

Luxemburg, kadınların oy hakkı hareketinin rolünün, yalnızca burjuva kadınların işçi hakları ve proleter kadınların toplumsal hak mücadelesini desteklemekteki basit başarısızlığı nedeniyle değil, aynı zamanda kadınların hane içindeki yeniden üretim işine dayalı toplumsal ilişkilerden doğan ezilme durumunu olumlama sürecine aktif katılımları nedeniyle de gerici olduğunu söylüyor.

Luxemburg’un iktisat teorisinin merkezinde duran yöntemsel unsur, klasik politik iktisatla çatışmadır. Bu nedenle, eleştirisinin konularının aynı zamanda tam olarak kapitalizmi mümkün kılan, liberalizm, feodal monarşiden kapitalizme geçişte burjuvazinin oynadığı rol gibi toplumsal olgu ve süreçleri de içermesi gayet doğal bir durumdur.

Haklar, yasalar ve günümüzün toplumsal sözleşmeleri, kapitalizmin olumlanmasında biçimsel düzeyde önemli bir tarihsel rol oynayan kurumlardır.[29] Ama aynı zamanda burjuva feminizmi, kapitalist sınıf yapılarının baki kılınmasında önemli bir rol oynar. Bir yandan, burjuvaziye mensup kadınlar, yalnızca egemen sınıf içindeki kadınlara oy hakkı verilmesini isterler, bir yandan da bireyci bir bakış açısı üzerinden, en genel anlamda kadınların konumu ile ilgili meselelerle ve kadına yönelik zulmün sınıfla bağlantılı sebepleriyle hiç ilgilenmezler. Luxemburg’a göre, burjuva kadının rolü çok önemlidir, çünkü o, varlığıyla, yerleşik toplumsal ilişkilerin sürdürülmesine, daimî kılınmasına aktif olarak destek sunar:

“İş veya meslek sahibi birkaç kişi dışında, burjuvazinin kadınları toplumsal üretimde yer almazlar. Onlar, adamlarının proletaryadan zorla aldıkları artı değerin ortak tüketicilerinden başka bir şey değiller.”[30]

Luxemburg, burjuva kadınların hedeflerini proleter kadınların desteklediği hedeflerin karşısına koyarak, buradaki sorunun yalnızca toplumsal cinsiyetle ilgili değil, aynı zamanda sınıfla ilgili bir sorun olduğunu söyler. Evrensellikten dem vurup genel olarak kadınlar hakkında konuşmak hiçbir derde deva olmaz, çünkü sınıf analizi olmadan toplumsal cinsiyet analizi, indirgemecidir.

Üst sınıflara mensup kadınlar, çoğunlukla piyasa süreçleri çerçevesinde üretime katılmamakta ve böylece işçi sınıfının sömürülmesiyle elde edilen artı-değeri tüketmektedirler, dolayısıyla bunlar, toplumsal ilişkilerin yeniden üretiminde birer “asalak” işlevi görürler:

“Onlar, toplumsal bedenin asalaklarının sırtından geçinen asalaklardır. Başkalarının artıklarından beslenerek geçinen bu asalaklar, bir asalağın yaşama ‘hakkı’nı savunmada, sınıf egemenliğinin ve sömürünün doğrudan temsilcilerinden genellikle daha azgın ve daha zalim olurlar.”[31]

Böylece Luxemburg, burjuva kadının tek toplumsal rolünün mevcut düzeni sürdürmek ve yeniden üretmek olduğunu belirtir ve onları kurtuluş mücadelesinde müttefik olarak görmez:

“Mülk sahibi sınıfların kadınları, toplumsal olarak hiçbir işe yaramayan varlıklarının geçimini sağlamak için gerekli araçları temin ettikleri emekçilerin sömürülmesini ve köleleştirilmesini her zaman fanatik bir şekilde savunacaklardır.”[32]

Luxemburg, burjuva feminizmine yönelik sert eleştirisinde yalnız değildir. Diğerlerinin yanı sıra Clara Zetkin ve Alexandra Kollontai, özellikle liberal kadınların, kadınların kurtuluşu konusundaki gerici tutumlarına bakış açılarını göz önünde bulundurursak, çok fazla katkıda bulunmuş isimlerdir. Sosyalist kadınların evrensel talepleri, toplumsal maddi gerekçelerin ve güdülen davaların neticesi olarak gündeme geldiler ve en nihayetinde sosyalist kadınlar, aynı sınıfa mensup erkeklerle üst sınıftaki kadınlardan daha fazla ortak noktaya sahiplerdi. Üstelik bu ortaklık, tarihsel planda kadınların işgücü piyasasına girerek erkek işgücünün değerini düşürdüğünün düşünüldüğü, emeğin fiyatının azaldığına inanıldığı bir dönemde inşa edildi. Sosyalist kadınlar, kadın işgücü sorununa ilişkin olarak, kadınların iş yükünün, hane içinde yeniden üretim emeğiyle daha da ağırlaştığına dikkat çekiyorlardı.

“Kadınlar, kapitalizm ve aile yaşamındaki bağımlılıkları nedeniyle iki kat baskı altındalar”[33] diyen Clara Zetkin’i, toplumsal yeniden üretim teorisinin “birinci dalgası” içerisinde yer alan bir isim olarak görmek mümkün. Bu konuda önemli bir başka örneği ise Luxemburg sunuyor. Ailenin toplumsal rolü konusunda 1912’de yaptığı bir konuşmada Engels’e atıfta bulunarak, piyasadaki emek ile evdeki emek arasında ayrım yapıyor, böylece toplumsal yeniden üretim teorisinin ilk temellerini atıyor:

“Bu tür bir iş [çocukları yetiştirmek veya ev işleri], harcanan binlerce küçük çabanın eşlik ettiği fedakârlığın nasıl yapıldığına, onca enerjinin nasıl harcandığına bakılmaksızın, bir çırpıda kenara itilen, mevcut kapitalist ekonomi bağlamında üretken görülmeyen bir iştir. Bu tür işler, işçinin özel meselesidir, mutluluğu ve bereketi ile alakalı bir meseledir, dolayısıyla, mevcut toplumumuz için yok hükmündedir. Kapitalizm ve ücret sistemi hüküm sürdüğü sürece, yalnızca artı değer üreten, kapitalist kâr yaratan bu tür işler üretken olarak kabul edilirler. Bu açıdan bakıldığında, bacaklarıyla patronunun cebini para dolduran müzikhol dansçısı üretken bir işçi iken, proleter kadınların ve annelerin evlerinin dört duvarındaki tüm emekleri verimsiz kabul edilir. Bu, kulağa acımasız ve çılgınca geliyor, oysa şu anki kapitalist ekonomimizin vahşiliği ve çılgınlığı ile örtüşen bir durum bu. Bu acımasız gerçeği açık ve duru bir biçimde görmek, proleter kadının birinci görevidir.”[34]

Luxemburg, esasında kadınların dezavantajlı konumda oluşlarının sebebini kapitalist üretim tarzı yerine basitçe kadın ve erkek arasındaki “çelişki” olarak gören ideolojinin analiz noktasında yüzleşeceği önemli sorunun altını çiziyor. Luxemburg’a göre söz konusu uyarı, kadınlara yönelik baskıyı sermaye ve emek arasındaki çelişkinin bir ürünü olarak yorumlamak yerine, tarih ötesi ve liberal feminizm doğrultusunda yorumlamanın ne kadar yanlış ve indirgemeci olduğunu ortaya koyuyor:

“Burjuva kadınların dilinde iyiden iyiye karşılık bulan kadınların eşitliği çağrısı, esasen maddi hiçbir zemini bulunmayan, köksüz birkaç cılız grubun kadın-erkek karşıtlığından dem vuran, bir anlamda kapristen başka bir şey olmayan saf ideolojisinden başka bir şey değildir. Kadınlara oy hakkı talep eden süfrajet hareketinin gülünç niteliğini bu ideoloji gayet iyi ortaya koymaktadır.”[35]

Neoliberalizm, toplumsal cinsiyeti sermayenin sınıf çıkarları doğrultusunda başarılı bir şekilde istismar eder. Bu nedenle bugün piyasaya ve onun yeniden üretilmesine karşı direnişi esas alan antikapitalist stratejiler oluşturmak, ayrıca bir yandan da kapitalist üretim tarzının genel çerçevesi dâhilinde işleyen yeniden üretim süreçlerine ve hane denilen alana odaklanmak gibi önemli bir görevi üstlenmek zorundayız.

İster ulusal isterse uluslararası düzeyde ele alınsın, piyasa ve devlet arasındaki ilişkiye dair, sistem temelli analizlerin kapitalist üretim tarzının karşısına çıkartılacak kısa veya uzun vadeli seçeneklerle ilgili tartışma için gerekli çıkış noktaları olarak gereklilik arz ettiği bir dönemde, Luxemburg’un yaptığı burjuva feminizmi eleştirisi ve onun toplumsal yeniden üretim teorisiyle kurduğu bağ, sadece alana giriş konusunda önemli bir referans noktası sunmakla kalmıyor, aynı zamanda paralel yapılar arasında onların yan yana gelen ilerici hedefleri temelinde ittifaklar inşa etmek için en uygun politik modeli inşa ediyor.

Ankica Čakardić
25 Şubat 2018
Kaynak

Kaynakça:
Yayına Hazırlayanlar: Adler, Georg, Peter Hudis ve Annelies Laschitza, 2011, The Letters of Rosa Luxemburg, Çeviri: George Shriver, Londra: Verso.

Arrighi, Giovanni 2004, “Spatial and Other “Fixes” of Historical Capitalism”, Journal of World-Systems Research, 10, 2: s. 527–39.

Bellofiore, Riccardo 2010, “Finance and the Realization Problem in Rosa Luxemburg: A Circuitist Reappraisal”, Libcom.

Yayına Hazırlayanlar: Bellofiore, Riccardo, Ewa Karwowski ve Jan Toporowski, 2014, The Legacy of Rosa Luxemburg, Oskar Lange and Michał Kalecki: Volume 1 of Essays in Honour of Tadeusz Kowalik, Basingstoke: Palgrave Macmillan.

Bulajić, Žarko 1954, “Predgovor našem izdanju [Yugoslavya baskısına önsöz]”, Roza Luksemburg içinde, yayına hazırlayan: Paul Frelih [Paul Frölich], Belgrad: Izdavačko preduzeće ‘Rad’.

Cámara Izquierdo, Sergio 2006, “A Value-oriented Distinction between Productive and Unproductive Labour”, Capital & Class, 30, 3: s. 37–63.

Cox, Robert 1983, “Gramsci, Hegemony, and International Relations: An Essay in Method”, Millennium: Journal of International Studies, 12: s. 49–56.

Yayına Hazırlayanlar: Day, Richard B. ve Daniel Gaido, 2012, Discovering Imperialism: Social Democracy to World War I, Historical Materialism Book Series, Leiden: Brill.

Dunayevskaya, Raya 1981, Rosa Luxemburg, Women’s Liberation, and Marx’s Philosophy of Revolution, Atlantic Highlands, NJ.: Humanities Press.

Federici, Silvia 2004, Caliban and the Witch: Women, the Body and Primitive Accumulation, New York: Autonomedia.

Gavrić, Milan 1955, “Predgovor [Giriş]”, Akumulacija kapitala: Prilog ekonomskom objašnjenju imperijalizma [Sermaye Birikimi: Emperyalizmin Ekonomik İzahına Katkı] içinde, Rosa Luxemburg, Belgrad: Kultura.

Harvey, David 2001, “The Geography of Capitalist Accumulation: A Reconstruction of Marx’s Theory”, Spaces of Capital: Towards a Critical Geography içinde, Edinburgh: Edinburgh University Press.

Harvey, David 2003, The New Imperialism, Oxford: Oxford University Press.

Harvey, David 2005, A Brief History of Neoliberalism, Oxford: Oxford University Press.

Harvey, David 2006, The Limits to Capital, New Edition, Londra: Verso.

Harvey, David 2014, Seventeen Contradictions and the End of Capitalism, Londra: Profile Books.

Haug, Frigga 2007, Rosa Luxemburg und die Kunst der Politik, Hamburg: Argument-Verlag.

Hudis, Peter 2014, “The Dialectic of the Spatial Determination of Capital: Rosa Luxemburg’s Accumulation of Capital Reconsidered”, Logos;.

Yayına Hazırlayan: Hudis, Peter, 2013, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume I: Economic Writings 1, Çeviri: David Fernbach, Joseph Fracchia ve George Shriver, Londra: Verso.

Yayına Hazırlayanlar: Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader, New York: Monthly Review Press.

Yayına Hazırlayanlar: Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2, Çeviri: Nicholas Gray ve George Shriver, Londra: Verso.

Kowalik, Tadeusz 2014 [1971/2012], Rosa Luxemburg: Theory of Accumulation and Imperialism, çeviren yayına hazırlayanlar: Jan Toporowski ve Hanna Szymborska, Basingstoke: Palgrave Macmillan.

Krätke, Michael R. 2006, “The Luxemburg Debate: The Beginnings of Marxian Macro-Economics”, Kapacc.

Luxemburg, Rosa 1975 [1925], Uvod u nacionalnu ekonomiju [Ulusal Ekonomiye Giriş], Zagrep: Centar za kulturnu djelatnost omladine.

Luxemburg, Rosa 1976 [1909], “The National Question”, The National Question: Selected Writings içinde, yayına hazırlayan: Horace B. Davis, New York: Monthly Review Press.

Luxemburg, Rosa 2003 [1913/51], The Accumulation of Capital, çeviri: Agnes Schwarzschild, Londra: Routledge.

Luxemburg, Rosa 2004a [1902], “A Tactical Question”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press.

Luxemburg, Rosa 2004b [1904], “The Proletarian Woman”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press.

Luxemburg, Rosa 2004c [1907], “Address to the International Socialist Women’s Conference”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press.

Luxemburg, Rosa 2004d [1912], “Women’s Suffrage and Class Struggle”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press.

Luxemburg, Rosa 2015a [1913], “The Accumulation of Capital: A Contribution to the Economic Theory of Imperialism”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2 içinde, Çeviri: Nicholas Gray ve George Shriver, Londra: Verso.

Luxemburg, Rosa 2015b [1921], “The Accumulation of Capital, Or, What the Epigones Have Made Out of Marx’s Theory – An Anti-Critique”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2 içinde, Çeviri: Nicholas Gray ve George Shriver, Londra: Verso.

Marx, Karl 1982 [1867], Capital: A Critique of Political Economy. Volume One, Çeviri: Ben Fowkes, Harmondsworth: Penguin.

Marx, Karl 1991 [1893], Capital: A Critique of Political Economy. Volume Three, Çeviri: David Fernbach, Harmondsworth: Penguin.

Marx, Karl 1992 [1885], Capital: A Critique of Political Economy. Volume Two, Çeviri: David Fernbach, Harmondsworth: Penguin.

Panitch, Leo ve Sam Gindin 2003, “Global Capitalism and American Empire”, Socialist Register 2004: The New Imperial Challenge, yayına hazırlayanlar: Leo Panitch ve Colin Leys, Londra: Merlin Press.

Ping, He 2014, “Rosa Luxemburg’s Theories on Capitalism’s Crises: A Review of The Accumulation of Capital”, Kapacc.

Quiroga, Manuel ve Daniel Gaido 2013, “The Early Reception of Rosa Luxemburg’s Theory of Imperialism”, Capital & Class, 37, 3: s. 437–55.

Riddell, John 2014, “Clara Zetkin in the Lion’s Den”, John Riddell: Marxist Essays and Commentaries, 12 Ocak Riddell.

Sassen, Saskia 2010, “A Savage Sorting of Winners and Losers: Contemporary Versions of Primitive Accumulation”, Globalizations, 7, 1–2: s. 23–50.

Savran, Sungur ve Ahmet E. Tonak 1999, “Productive and Unproductive Labour: An Attempt at Clarification and Classification”, Capital & Class, 23, 2: s. 113–52.

Schmidt, Ingo 2014, “Rosa Luxemburg: Economics for a New Socialist Project”, New Politics, Yaz, Newpol.

Thomas, Peter D. 2006, “Being Max Weber”, New Left Review, II, 41: s. 147–58.

Tomidajewicz, Janusz J. 2014, “‘The Accumulation of Capital” of Rosa Luxemburg, and Systemic and Structural Reasons for the Present Crisis”, Economic Crisis and Political Economy. Volume 2 of Essays in Honour of Tadeusz Kowalik içinde, yayına hazırlayanlar: Riccardo Bellofiore, Ewa Karwowski ve Jan Toporowski, Basingstoke: Palgrave Macmillan.

Wood, Ellen Meiksins 2012, Liberty and Property: A Social History of Western Political Thought from Renaissance to Enlightenment, Londra: Verso.

Dipnotlar:
[1] Burada sadece elimizdeki İngilizce çevirilerle yetindik. 1902-1914 arası dönemde “kadın sorunu” ile ilişkili çalışmalarını ve konuşmalarını şu şekilde sıralamak mümkün: “Taktiksel Bir Sorun” (1902), “Enternasyonal Sosyalist Kadın Konferansı’na Hitap” 1907), “Kadınların Oy Hakkı Mücadelesi ve Sınıf Mücadelesi” (1912) ve “Proleter Kadın” (1914). Tüm bu metinler, Hudis ve Anderson’ın yayına hazırladığı 2004 tarihli The Rosa Luxemburg Reader isimli çalışmada mevcut.

[2] Rosa Luxemburg, [1913], “The Accumulation of Capital: A Contribution to the Economic Theory of Imperialism”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2 içinde, Çeviri: Nicholas Gray ve George Shriver, 2015, Londra: Verso.

[3] Yayına Hazırlayan: Peter Hudis, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume I: Economic Writings 1, Çeviri: David Fernbach, Joseph Fracchia ve George Shriver, 2013, Londra: Verso.

[4] Peter Hudis, “The Dialectic of the Spatial Determination of Capital: Rosa Luxemburg’s Accumulation of Capital Reconsidered”, 2014, Logos.

[5] A.g.e.

[6] Anton Pannekoek, Gustav Eckstein, Otto Bauer ve Karl Kautsky’in eleştirileri için şu çalışmaya bakınız: Yayına Hazırlayanlar: Richard B. Day ve Daniel Gaido, Discovering Imperialism: Social Democracy to World War I, Historical Materialism Book Series, 2012, Leiden: Brill. Öte yandan Luxemburg’un kitabına olumlu yaklaşanlardan da söz etmek gerek. Bu noktada Franz Mehring’in şu eleştirisine bakılabilir: “Bazıları kitabı tümüyle yanlış diye redde tabi tutuyor, hatta beş para etmez bir derleme çalışması olarak görüp eleştiriyor, bazıları da kitabın Marx ve Engels’in ellerine kalem aldığı günden beri sosyalist literatürde karşılaşılmış en önemli olgu olduğunu söylüyor. Bu satırların yazarı olan eleştirmense tümüyle ikinci grupta yer alıyor.” [Day ve Gaido, a.g.e., 2012, s. 746.]

[7] Yayına Hazırlayanlar: Georg Adler, Peter Hudis ve Annelies Laschitza, The Letters of Rosa Luxemburg, Çeviri: George Shriver, 2011 Londra: Verso, s. 324.

[8] Aktaran: Day ve Gaido, a.g.e., 2012, s. 677.

[9] Bu konuda birkaç istisnai çalışmadan söz edilebilir: Tadeusz Kowalik, [1971/2012], Rosa Luxemburg: Theory of Accumulation and Imperialism, çeviren yayına hazırlayanlar: Jan Toporowski ve Hanna Szymborska, 2014, Basingstoke: Palgrave Macmillan; Peter Hudis, “The Dialectic of the Spatial Determination of Capital: Rosa Luxemburg’s Accumulation of Capital Reconsidered”, 2014 Logos; Yayına Hazırlayanlar: Riccardo Bellofiore, , Ewa Karwowski ve Jan Toporowski, The Legacy of Rosa Luxemburg, Oskar Lange and Michał Kalecki: Volume 1 of Essays in Honour of Tadeusz Kowalik, 2014, Basingstoke: Palgrave Macmillan; He Ping, “Rosa Luxemburg’s Theories on Capitalism’s Crises: A Review of The Accumulation of Capital”, 2014, Kapacc; ve Riccardo Bellofiore, “Finance and the Realization Problem in Rosa Luxemburg: A Circuitist Reappraisal”, 2010, Libcom. Ayrıca bu noktada Luxemburg’un uzamsallık diyalektiğini onun emperyalizm teorisini sistematik analize tabi tutmayan (her birinin sahip olduğu değeri ve niteliği burada tartışmaktan imtina edeceğimiz) farklı “yeni emperyalizm” teorilerine muhtelif şekillerde tatbik eden çalışmalardan da söz edilebilir: David Harvey, “The Geography of Capitalist Accumulation: A Reconstruction of Marx’s Theory”, Spaces of Capital: Towards a Critical Geography içinde, 2001, Edinburgh: Edinburgh University Press; David Harvey, The New Imperialism, 2003, Oxford: Oxford University Press; David Harvey, A Brief History of Neoliberalism, 2005, Oxford: Oxford University Press; David Harvey, The Limits to Capital, 2006, New Edition, Londra: Verso; David Harvey, Seventeen Contradictions and the End of Capitalism, 2014, Londra: Profile Books; Silvia Federici, Caliban and the Witch: Women, the Body and Primitive Accumulation, 2004, New York: Autonomedia; Saskia Sassen, “A Savage Sorting of Winners and Losers: Contemporary Versions of Primitive Accumulation”, Globalizations, 2010, 7, 1–2: s. 23–50; Giovanni Arrighi, “Spatial and Other “Fixes” of Historical Capitalism”, Journal of World-Systems Research, 2004, 10, 2: s. 527–39; Leo Panitch ve Sam Gindin, “Global Capitalism and American Empire”, Socialist Register 2004: The New Imperial Challenge, yayına hazırlayanlar: Leo Panitch ve Colin Leys, Londra: Merlin Press; Robert Cox, “Gramsci, Hegemony, and International Relations: An Essay in Method”, Millennium: Journal of International Studies, 1983, 12: s. 49–56. Emperyalizm meselesi, yeni eleştiri teorilerinin ayrılmaz parçasıdır ve Hobson’dan Lenin’e ordan Luxemburg, Buharin ve Guevara’dan Fanon’a uzanan uzun bir geçmişe sahiptir.

[10] Ingo Schmidt, “Rosa Luxemburg: Economics for a New Socialist Project”, New Politics, 2014 Yaz, Newpol.

[11] Akt.: Bulajić, Žarko 1954, “Predgovor našem izdanju [Yugoslavya baskısına önsöz]”, Roza Luksemburg içinde, yayına hazırlayan: Paul Frelih [Paul Frölich], Belgrad: Izdavačko preduzeće ‘Rad’, s. VIII.

[12] Akt.: Peter D. Thomas, “Being Max Weber”, New Left Review, II, 2006, 41: s. 154.

[13] Raya Dunayevskaya, Rosa Luxemburg, Women’s Liberation, and Marx’s Philosophy of Revolution, Atlantic Highlands, 1981, NJ.: Humanities Press, s. 27.

[14] A.g.e.

[15] Bu noktada şu iki çalışmanın yaptığı katkılar üzerinde durulmalıdır: Frigga Haug, Rosa Luxemburg und die Kunst der Politik, Hamburg: Argument-Verlag ve Raya Dunayevskaya, Rosa Luxemburg, Women’s Liberation, and Marx’s Philosophy of Revolution, Atlantic Highlands, 1981, NJ.: Humanities Press.

[16] Adler, Hudis ve Laschitza, a.g.e., s. 153.

[17] Rosa Luxemburg [1907], “Address to the International Socialist Women’s Conference”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press, s. 237.

[18] Aktaran: Dunayevskaya, a.g.e., s. 95.

[19] Rosa Luxemburg, [1912], “Women’s Suffrage and Class Struggle”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press, s. 240.

[20] Rosa Luxemburg, [1902], “A Tactical Question”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press, s. 235.

[21] Rosa Luxemburg, [1909], “The National Question”, The National Question: Selected Writings içinde, yayına hazırlayan: Horace B. Davis, 1976, New York: Monthly Review Press, s. 111.

[22] Rosa Luxemburg, [1913], “The Accumulation of Capital: A Contribution to the Economic Theory of Imperialism”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2 içinde, Çeviri: Nicholas Gray ve George Shriver, Londra: Verso, s. 330.

[23] Rosa Luxemburg, [1921], “The Accumulation of Capital, Or, What the Epigones Have Made Out of Marx’s Theory – An Anti-Critique”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2 içinde, Çeviri: Nicholas Gray ve George Shriver, Londra: Verso, s. 449–50.

[24] Luxemburg, Marx’ı doğrudan eleştirir ve Kapital’in ikinci cildindeki iki bölüm arasında kurduğu ilişkiye dair şemanın (c+v+s) “cansız” olduğunu söyler: “O hâlde tüm alanı, o alan içindeki çelişkileri ve ilişkileri yok sayan bu cansız teorik kurguyu kullanan kişi, ilgili süreç ve iç hareket yasalarını nasıl doğru bir şekilde kavrayabilir?” [Rosa Luxemburg, “The Accumulation of Capital, Or, What the Epigones Have Made Out of Marx’s Theory – An Anti-Critique”, a.g.e., s. 450.] Michael R. Krätke’nin 2006 tatihli “Luxemburg Tartışması: Marksçı Makro Ekonominin Başlangıç Unsurları” (s. 22) isimli makalesinde dile getirdiği biçimiyle “Marx’taki şemaları iyileştirmeye veya genişletmeye dönük her türden çaba boş bir çabadır Luxemburg’un gözünde Marx’ın yeniden üretim şemaları temelde kusurludur ve yeniden formüllendirildiği takdirde kurtarılacak cinsten değildirler.”

[25] Luxemburg haklı olarak Marx’ın dış ticaret meselesini detaylı bir biçimde ele almadığını söyler, ama kendisi de Marx’ın toplumu küresel ekonomi bağlamında araştırıp analiz ettiği gerçeğini pek dikkate almaz: “Kapitalist üretim dış ticaret olmadan varolamaz. Eğer belirli bir ölçekte her yıl olağan düzeyde yeniden üretim gerçekleşiyorsa, o vakit dış ticaretin içte üretilen kalemlerin yerini ancak diğer doğal biçimlerin kullanılması yoluyla aldığını ve değer oranlarını etkilemediğini söyleyebiliriz. […] Dış ticareti yıllık üretimin değeriyle ilgili analize dâhil ettiğimizde meseleler karışır ve bu işlem, ne soruna ne de çözümüne yeni bir faktör temin eder.” [Karl Marx [1885], Capital: A Critique of Political Economy. Volume Two, Çeviri: David Fernbach, 1992, Harmondsworth: Penguin, s. 546.]

[26] Üretken emek-üretken olmayan emek arasındaki farklılık hem Marx’ın anlayışı hem de şu iki çalışmada geliştirilen anlayış üzerinden yorumlanmaktadır: Sungur Savran ve Ahmet E. Tonak, “Productive and Unproductive Labour: An Attempt at Clarification and Classification”, Capital & Class, 1999, 23, 2: s. 113–52 ve Sergio Cámara Izquierdo, “A Value-oriented Distinction between Productive and Unproductive Labour”, Capital & Class, 2006, 30, 3: s. 37–63. Yazarların tespitine göre bahsi edilen farklılık, bir bütün olarak kapitalizmin anlaşılması, özelde yirminci yüzyıl kapitalizmine has özelliklerin analizi için gerekli temeli teşkil etmektedir. Burada üzerinde durulan husus, sorunun ikili niteliğine yöneliktir: bu bağlamda ya “genel manada üretici emeğe” ya da “sermaye için üretken emeğe” atıfta bulunulmaktadır. Söz konusu ayrım, yeniden üretim (ev içi) emeği ile üretken olmayan emek sorunu arasındaki ilişkiyi anlamak için çok önemli bir ayrım olarak görülmektedir.

[27] Rosa Luxemburg, “The Accumulation of Capital, Or, What the Epigones Have Made Out of Marx’s Theory – An Anti-Critique”, a.g.e., s. 587.

[28] Rosa Luxemburg, [1904], “The Proletarian Woman”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, 2004, New York: Monthly Review Press, s. 244.

[29] Batılı liberal teoriye ve modern politik düşünceye toplumsal-tarihsel açıdan yaklaşan ve “geçiş süreci” meselesine vurgu yapan detaylı bir değerlendirme için bkz.: Ellen Meiksins Wood, Liberty and Property: A Social History of Western Political Thought from Renaissance to Enlightenment, 2012, Londra: Verso.

[30] Rosa Luxemburg, [1912], “Women’s Suffrage and Class Struggle”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, 2004, New York: Monthly Review Press, s. 240.

[31] A.g.e.

[32] A.g.e.

[33] Aktaran: John Riddell, a.g.e.

[34] Rosa Luxemburg, “Women’s Suffrage and Class Struggle, s. 241.

[35] Rosa Luxemburg, “The Proletarian Woman, s. 243.

0 Yorum: